Anlatım Biçimleri (Çıkmış Sorular)

ANLATIM BİÇİMLERİ – 7

1. “Ankara, tarihin şaşırtıcı terkipleriyle doludur. Bu­rada kerpiç bir duvardan İyonya tarzında bir sütun başlığı fırlar; bir türbe merdiveninin basamağında bir Roma konsülünün şehre gelişini kutlayan bir taş görünür. Ahi Şerafettin’in türbesini, asırlardır Greko Romen aslanları bekler. Bu yüzden Aslan-hane adını alan caminin mihrabında Etilerin toprak ve bereket ilahesinden başka bir şey ol­mayan bir yılan, meyveler arasında dolanır.”

Yazar, parçanın ilk cümlesindeki savını inan­dırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine özellikle başvurmuştur?

A) Konuyu tartışma içinde sunma

B) Öyküleyici anlatım yolunu seçme

C) Örneklemelere ağırlık verme

D) Okurun hayal gücüne dayanma

E) Kanılanı öne çıkarma

(ÖYS 1982)

 

2. Doğuda dağlar kar altında yatarken bahar geldi dağlarına Ege’nin. Yeşille kucaklaştı toprak; dağ taş yemyeşil. Sanki papatya denizi Datça, göz al­abildiğine uzanan. Bahar kokuyor her yer. Kırlar rengârenk çiçek…

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda­kilerden hangisi söylenemez?

A) Doğanın kişileştirildiği

B) Karşıt anlamlı sözcüklerin bir arada kullanıldığı

C) Karşılaştırmaya başvurulduğu

D) Bahara özgü görüntülerin betimlendiği

E) Devrik cümlelerle anlatımın doğallaştırıldığı

(ÖSS 2005)

 

3. Küf yeşili yaprağın üzerinde koyu benekler vardı. Yapraktan acı, kekiğimsi bir koku geliyordu. Adam, yaprağa bakıyor, beneklerini sayıyordu. Birden yaprağın üstündeki beneklerden biri kımıl­dadı, irkildi adam. Önce gözlerine inanamadı. Koyu kestane sırlıyla minicik bir böcek! Sonra böceğin sırtındaki koyu kestane kabuk çıtırdayarak yarıldı, altından tül gibi yarı saydam kanat­lar çıktı. Uçuverdi böcek. Nemli, ılık bir esintinin içinde yitip gitti.

Bu parçada, ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?

A) Görme               B) Tatma                C) Dokunma

D)  İşitme               E) Koklama

(ÖYS 1993)

 

4. Ankara’nın, mimarisiyle ünlü ilçesi Ayaş’ta bir sokak… Sokaktaki tarihi evlerden biri… Badanası solmuş, sıvalan yer yer dökülmüş. Pencere per­vazları da doğaya direniyor; bir bakıma evin sahibi yaşlı kadını andırıyor. Ev de yorgun, sahibi de. Ne var ki yaşam sürüyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangi­sine başvurulmamıştır?

A) İzlenimleri belirtmeye

B) Benzetme yapmaya

C) Eksiltili cümleler kullanmaya

D) Kişileştirmeden yararlanmaya

E) Örnekler vermeye

(ÖSS 1998)

 

5. Gün erken doğar baharat kokulu ülkede, İyi ki doğar, Yoksa milyonlarca esmer, kara gözlü in­sanın yaşadığı ülke nasıl aydınlanır? Kara gözlü insanların, baharat kokulu kentlerindeki çelişkilerse yürek burkucu. Okyanustan gelen esinti bile sokaklara taşan yoksulluğun, derme çatma evlerdeki yaşamın sıkıntısını hafifletmiyor. Muson yağmurları ansızın sizi ter ve sivrisinek sarmalı içinde bırakıyor. Muson yağmurlarıyla yıkanan şehir mi yoksa insanlar mı ayırt edemiyorum, in­sana değer verilmeyen ve emeğin ucuz olduğu bu ülkede.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Yinelemelere başvurulmuştur.

B) Anlatımda tekdüzeliği kırmak için devrik cüm­leler kullanılmıştır.

C) Sözde soru cümlesine yer verilmiştir.

D) Karşılaştırmalarla anlatım somutlaştırılmıştır.

E) Anlatıcı, duygularını yansıtmıştır.

(ÖSS 2008)

 

6. Nurullah Ataç hep eleştirmen olarak düşünülmüştür. Oysa Ataç’ın asıl önemi eleştir­menliğinden değil, Türkçenin düzyazı dili olarak kurulması yolunda harcadığı çabadan gelir. O da farkındadır bunun : “Eleştirmen bir öldü mü bir daha kimse anmaz onu.” der. Ama öte yandan: “Bir şey kalmayacak mı benden?” sorusuna şu alçakgönüllü cevabı verirken gerçek öneminin nereden geldiğini de belirtir : “Bugün bu ülkede bir dil kuruluyor; o yapıda benim de bir taşım vardır. Ancak, görünmeyen, kimsenin gözüne çarpmayan, ta gerilerde bir taş.”

Bu parçada yazar söylediklerini inandırıcı kıl­mak için aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurmuştur?

A) Alıntı yapma                B) Örnek verme

C)  Tanımlama                  D) Karşılaştırma

E) Betimleme

(ÖYS 1992)

 

7. Yüzümü usulca göğe yasladım. Gözlerimde kanat çırpıyor martılar. Bulut bulut parçalanmış gökyüzünü seyrediyorum. Bulutlar mı üstümüze koşuyor, yoksa ben mi bulutların altındayım, bir türlü kestiremiyorum. Saklambaç oynarcasına bir görünüp bir kaybolan güneş de alıp götürüyor beni düş dünyamın derinliklerine.

Bu   parçanın   anlatımında   aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Sözcükleri gerçek anlamlarının dışında kul­lanma

B) Karşılaştırmalar yapma

C) Benzetmeye başvurma

D) Betimleyici öğelerden yararlanma

E) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtma

(ÖSS 2004)

 

8. Çevrede binlerce ağacın milyarlarca dalı ve yap­rağı arasında kaybolmuş kuşların cıvıltısı… Gün ışığının rengârenk tonları… Şırıl şırıl akan küçük dereler… Ayaklarınızın altında çıtırdayan yeşil, kı­zıl, kahverengi yapraklardan oluşan bir halı.., Kı­sacası         burası         doğanın güzelliğine doyamadığımız, hayran kaldığımız, kalabalıktan uzak bir dinlenme yeri.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yolların hangisine başvurulmamıştır?

A) Sıfatlardan yararlanma

B) Kişisel duyguları belirtme

C) Bitirilmemiş cümleler kullanma

D) Gözlemlere yer verme

E) Kişileştirme sanatına yer verme

(ÖYS 1992)

9. İki tür şiir vardır: Sesleriyle, sese dayalı üsluplarıyla öne çıkanlar, sesi belirgin olmakla birlikte imge dünyaları ve çizdikleri dünyalarla belirgin­leşenler. Birinci tür şiir, kişiyi sesiyle sarar ve onu kendine tutsak eder. İkinci tür İse insanı kendi özgür sesiyle baş başa bırakarak ona yeni şiirler yazdırır. Birinci tür, kolay taklit edilir, ikinci türü tak­lit etmek zordur.

Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdaki­lerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Öyküleme                    B) Karşılaştırma

C) Tanımlama                  D) Örnekleme

E) Betimleme

(ÖYS 1996) 

 

10. “Turna katarları geçiyordu gölün üstünden, göl­geleri maviye dönüşerek. Van Gölü, günün her anında bir renk cümbüşünde yunup arınıyordu. Bir bakmışsın, göl bir anda som turuncuya kesmiş. Bir bakmışsın, gölün ucundan bir mor şimşeği girmiş, bütün gölü som mora boyayarak öteki ucundan çıkmış, ak köpüklü dalgalarla bütün gölü süsleyerek.”

Bu betimlemede (tasvirde) bulunmayan özel­lik aşağıdakilerden hangisidir?

A) İşitsel öğelere yer verme

B) Ayrıntılar üzerinde yoğunlaşma

C) Görsel öğelere ağırlık verme

D) Doğayı devinim içinde yansıtma

E) Doğa olaylarını kişileştirme

(ÖSS 1982)

 

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde görme ve dokunma duyularına seslenen ayrıntılar bir arada verilmiştir?

A) Sararmış kâğıt parpasındaki şiiri okudukça anıların, eski günlerin içine dalıyordu.

B) Adamın gürültülü, peltek konuşmasını dinle­dikçe sıkıntıdan terliyordu.

C) Bursa  ipeklisi gibi  yumuşak,  sarı,   dalgalı saplarını okşadıkça bir mutluluk duyuyordu,

D) Uzayıp giden bu çorak, bomboz topraklara baktıkça içine bir sıkıntı çöküyordu.

E) Erzurum taşından yapılmış yüzükler, işlenmiş renk renk kolyelere hayranlıkla bakıyordu.

(ÖYS 1983)

CEVAPLAR

1.C4.E7.B10.A
2.B5.D8.E11.C
3.B6.A9.B