ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM
- Olay, kişi, mekân ve zaman ortak öğelerdir.
- Olaylar birinci şahsın ağzından anlatılabilir. (Bu durumda, anlatıcı olay kahramanlarından biridir.)
- Olaylar üçüncü şahsın ağzından anlatılabilir. (Anlatıcı, sadece olayın gözlemlenen yönlerini kamera sessizliğiyie aktarır.)
- Olaylar “tanrısal (hâkim) bakış açısıyla anlatılabilir. (Anlatıcı; olayları -kişilerin iç dünyaları dâhil- her şeyi bilen, hâkim bir bakış açısıyla anlatır.)
- Daha çok; öykü, roman, tiyatro, anı, günlük gibi türlerde kullanılır.
- Sanatsal ve öğretici metinlerde kullanılır.
- Yaşanmış olaylar anlatılabileceği gibi, kurgulanmış olaylar da anlatılabilir.
- Sanat metinlerinde anlatıcı, kurmaca kişi iken öğretici metinlerde gerçek kişidir.
- Dil, “şiirsel (sanatsal) işlev”de kullanılır.
Kahraman Anlatıcının Bakış Açısıyla Anlatım
Yatağın altında yeşil, tahtadan bir sandık duruyordu. Onu açtım. Az daha sevincimden haykıracaktım. Annemin bir hafta önce İstanbul’dan gönderdiği hediyeler içinde çıkan kaşağı pırıl pırıl parlıyordu. Hemen kaptım. Tosun’un yanma koştum.
Gözlemci Figürün (Müşahit) Bakış Açısıyla Anlatım
Ayakkabıcı, iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti Şaşarak eğlenerek seyrediyordu. Tamirci, kartona benzeyen kalın deriyi iki tarafı keskin incecik, sapsız bıçağıyla kesti. Ağzına bir avuç çivi doldurdu. Sonra bunları ağzından çıkarıp ayakkabıların altına çabuk çabuk mıhladı.
Tanrısal (Hakim, ilahı) Bakış Açısıyla Anlatım
Orhan, bu hâlde Necati’nin evine kadar gitmeye muktedir olup olmayacağını düşündü. Onu mektebe gitmeden evvel bulmak istediği için geç kalmaktan korkuyordu. Fakat buradan nasıl çıkacaktı? Felaketin tekerrür etmesi ihtimali onu dehşete düşürüyordu. Hem yürüyebilecek miydi? Tramvay bekleme yerine kadar gidebilecek miydi? İçeriye müşteriler girmeye başladığı için bu dükkânda, bu vaziyette daha fazla kalamazdı. Doğruldu ve üstünden yorganı da kaputu da attı. Dükkân iyice ısınmıştı.