AYT Edebiyat Denemesi – 26

AYT EDEBİYAT DENEMESİ – 26

1. Deneme, karakter itibarıyla bir fikir yazısıdır ama ne makale ne fıkra ne de bütünüyle sohbet niteliği gösterir. Başlı başına bir yazı çeşidi olarak karşımıza çıkar. Belli bir kaideye dayanmaz, kesin kurallara sahip değildir. İddiacı ve ispatlayıcı bir havası yoktur. Bir bakıma, yazar; konu seçmekte, anlatmada, üslupta ve planda serbesttir, denilebilir. Yazar istediği konuyu istediği şekilde geliştirebilir. Okuyucunun karşısına bir öğretici veya eğitimci sıfatıyla çıkmaz, yalnız bazen fikir ve görüşlerini öyle samimi, yerinde ve kıvrak bir üslupta anlatır, yanlışla doğruyu öylesine bir isabetle işaretler ki ister istemez bir öğretici kimliğine bürünür. Gerçek deneme bazen bir sohbet niteliği gösterdiği anda birden olayları açıklayış, yeni çözümlemelere giriş ve genişlemesiyle sohbetten ayrılır.

Bu parçadan deneme ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Diğer yazınsal türlerle arasını ayıran keskin çizgiler yoktur.

B) Yer yer didaktik bir söyleme başvurulabilir.

C) Dilin anlamsal ve anlatımsal olanaklarından geniş bir biçimde yararlanılır.

D) Eleştirel bir bakış açısıyla kaleme alınır.

E) İçten bir anlatımı vardır.

2. I. Korkulukları olmadığı için bir araba köprüden uçmuş.

II. Yaranın üzerine dökülen oksijenli su hemen uçmuştu.

III. Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu böcek.

IV. Saçları rüzgârda savrulurcasına geriye uçardı.

V. Sakalı yeni çıkmış, yüzünde çocukça ifadeler uçuyordu.

“Uçmak” sözcüğünün aşağıdaki anlamlarından hangisi yukarıda numaralanmış cümlelerden biriyle ilişkilendirilemez?

A) Havada düşmeden durmak, havada yol almak

B) Belirmek

C) Yüksek bir yerden düşmek veya yuvarlanmak

D) Sıvı; gaz veya buhar durumuna geçmek

E) Rengi solmak

3. (I) Oyuna çocuğa tanınması gereken en önemli haklardan biri olarak da bakabiliriz. (II) Bazı ana-babalar kaygılı insanlar oldukları ve dış dünyayı tehlikeli bir yer olarak algıladıkları için çocuğun kendilerinden koparak ayrı bir dünya oluşturmasına dayanamaz ve çocuğu oyundan engeller. (III) Bazen de çocuk, daha çok kırsal kesimde gözlemlendiği gibi, ekonomik nedenlerle çok erken yaşta işe koşulur. (IV) Nedeni ne olursa olsun -dünyanın bütün ülkelerinde de geçerlidir bu- çocuğun oyundan engellenmesi, onun yaşama katılmasını ve grup içinde ilişki kurmayı öğrenebilmesini engeller. (V) Oyun, çocuğu yetişkin yaşamın etkinliklerine hazırlar, toplumsallaşma süreci için gerekli ortamı sağlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, bir tanım yapılıyor.

B) II. cümlede, bir yargı, gerekçesiyle ortaya konuyor.

C) III. cümlede, bir karşılaştırma yapılıyor.

D) IV. cümlede, bir genelleme yapılıyor.

E) V. cümlede, “oyun”un işlevlerinden söz ediliyor.

4. Tanzimat Dönemi’nde Batılı edebî türler arasında yazarlarımız en çok romanı benimsemişlerdir. Batılı örneklerinin dilimize çevrilmesiyle başlayan süreç, bir süre sonra yerini benzerlerinin yazılmasına bırakır. Dönemin en önemli aktörlerinden olan bu sanatçı, romanı tanımayan, halk hikâyeleriyle büyümüş toplumdan roman okuru çıkarmanın gayreti içerisindedir. Felatun Bey ile Rakım Efendi, yazarın okuyucusunu eğlendirirken eğittiği, dönemin sosyal sorunlarından biri olan alafranga ve mirasyedi tipleri eleştirdiği bir romanıdır.Bütün yapıtları göz önüne alındığında onun bir halk romancısı, bir halk eğitimcisi, bir “Hâce-i Evvel” olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir.

Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şemsettin Sami

B) Nabizade Nazım

C) Ahmet Mithat Efendi

D) Namık Kemal

E) Recaizade Mahmut Ekrem

5. Ali:

— Yaşar Kemal’in roman dışındaki yapıtlarının romanlarının gerisinde kaldığı söyleniyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Metin:

— Biliyorsunuz, Yaşar Kemal, yazmaya romanla başlamadı. Hatta öykülerini topladığı kitabı bile çoğu romanından başarılı sayıldı, dolayısıyla bu görüşe katılmıyorum.

Ali:

— Yaşar Kemal’in konusunu Çukurova yöresinden aldığı, ağa-köylü çatışmasını işlediği romanından başka yapıtını okumadım. Okuduğum bu romanını ise Abdi Ağa karakterini gerçek dışı bir şekilde nefret objesi gibi göstermesinden dolayı etkileyici bulmadım. Siz ne düşünüyorsunuz?

Metin:

— Ben hem sözünü ettiğiniz romanı okudum hem de konusu Çukurova dışında geçen romanlarını okudum. Anlatımı şiirsel ve başarılı. Bu konuda size katılmam mümkün değil.

Bu diyalogdan yola çıkıldığında aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Metin, Yaşar Kemal’in Sarı Sıcak adlı kitabını çoğu romanından daha başarılı bulmaktadır.

B) Metin, Yaşar Kemal’in farklı türlerdeki yapıtlarını okumuştur.

C) Ali, Yaşar Kemal’in Bir Ada Hikâyesi adlı yapıtını okumamıştır.

D) Ali’nin okuduğundan söz ettiği yapıt, İnce Memed’dir.

E) Metin, Yaşar Kemal’in hem İnce Memed hem de Bir Ada Hikâyesi adlı yapıtını okumuş olabilir.

6. Bağımsız bir sanat anlayışına sahip olan yazar; hikâye, roman ve tiyatro türlerinde eserler vermiştir. Eserlerinde tarihî, siyasi olayları; toplumsal çatışmaları ele almıştır. Kahramanlarını

günlük yaşamdan seçmiş, edebî bir eserin “kültür Türkçesi” olarak isimlendirdiği yüksek bir dille yazılması gerektiğini savunmuştur. Bireyin iç dünyasını esas alan yazarlardan biri olan sanatçı, olaydan çok yaşamdaki belli durumları ele almıştır.

Bu parçada sözü edilen yazar, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sabahattin Ali

B) Samim Kocagöz

C) Tarık Buğra

D) Refik Halit Karay

E) Orhan Kemal

7. 1950’li yıllardan itibaren edebiyatımızda modernizmi esas alan yapıtlar verilmeye başlanmıştır. Bu eğilimin ilk örneklerinden birini Oğuz Atay vermiş, psikolojik yabancılaşmayı, intihar eden aydın bir birey üzerinden çarpıcı bir dille anlatmıştır. Yusuf Atılgan ise Anayurt Oteli adlı yapıtında insanın bilinç altındaki isteklerini bastırmanın yol açtığı saldırganlığı bir otel kâtibinden hareketle dile getirmiştir. Yapıtta kişilerin zihninden geçen dağınık düşünceleri hiçbir plana bağlı kalmadan olduğu gibi vermesi, okuru kişilerin iç dünyasıyla baş başa bırakmıştır. Modernist eğilimler, 1970’li yıllardan itibaren farklı eğilim ve yönelişlerle iç içe geçmiş, kimi yazarlar Marquezvari bir anlatımla fantastik gerçekçi yapıtlar vermiştir.

Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) 1950’li yıllardan itibaren modernizmi esas alan yazarlar arasında Vüs’at O. Bener ve Adalet Ağaoğlu sayılabilir.

B) Oğuz Atay’ın sözü edilen yapıtı, Tutunamayanlar’dır.

C) Anayurt Oteli’ndeki otel kâtibi, Zebercet’tir.

D) 1970’li yıllardan sonra fantastik gerçekçi yapıtlar veren yazarlardan biri, Nazlı Eray’dır.

E) Yusuf Atılgan’ın kişilerin zihninden geçenleri olduğu gibi verdiği teknik, üstkurmacadır.

8. İstanbul’da tefrika edildikten sonra kitap olarak yayımlanan eserin önemli özelliklerinden biri Doğu-Batı sentezinin bir ütopya olarak işlenmesidir. Simeranya, romanın kahramanı olan ve Peyami Safa’nın sözcülüğünü üstlenen Samim’in zaman zaman sığındığı bir hayal ülkesidir ve bütün zıtlıkların birbiriyle barıştırıldığı bir mutluluk adası olarak tasarlanmıştır.

Bu parçada sözü edilen yapıt, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir Tereddüdün Romanı

B) Yalnızız

C) Bir Akşamdı

D) Matmazel Noraliya’nın Koltuğu

E) Biz İnsanlar

9. I. Şiir ve düzyazı karışımı bir yapısı vardır, şiir kısımları mesnevi tipi uyakla kafiyelenmiş beyitlerden oluşmaktadır.

II. Hikâyelerde adları geçen Çeştani Bey ve Dantipali Bey savaşçı Türk beyleridir.

III. Dede Korkut, hikâyelerin daha çok anlatıcısı konumunda olan bilge bir halk ozanıdır.

IV. Destandan halk hikâyesine geçiş aşamasının bir ürünüdür.

V. Olağanüstü olaylarla gerçek olaylar iç içe verilmiştir.

Yukarıda verilenlerden hangileri Dede Korkut’la ilgili olarak söylenemez?

A) I ve II

B) II ve III

C) II ve IV

D) III ve IV

E) IV ve V

10. Sami Paşazade Sezai Bey, yazdığı —- adlı romanında genel olarak şahısları basitleştirmiş ve genellikle tek taraflı tipler meydana getirmiştir. Mustafa Bey’in eşi ve Arap kalfa, Asaf Paşa, esirciler, Dilber’in en son Mısırlı efendisi romanın kötü karakterlerini oluşturur. Dilber, Celal Bey, Mısır’da Dilber’e âşık olan harem ağası mazlumları ve iyi insanları temsil eder. Yazar, romanda o dönemde çok yaygın olmasa da hâlâ görülmekte olan esir ticaretinin sosyal açıdan toplumda açtığı yaralara parmak basar.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) İntibah

B) Zehra

C) Araba Sevdası

D) Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat

E) Sergüzeşt

11.

Çağır Karac’oğlan çağır

Taş düştüğü yerde ağır

Gönül sevdiğinden soğur

Görülmeyi görülmeyi

Bu dizelerde

I. Tecahülüarif

II. Hüsnütalil

III. Tekrir

IV. Mecazımürsel

V. İrsalimesel

söz sanatlarından hangileri yoktur?

A) I ve II

B) I ve III

C) II ve IV

D) III ve V

E) IV ve V

12. “Benim işim gerçeği olduğu gibi yansıtmaktır. Dış dünyayı duygu ve hayal gücüyle zenginleştirerek vermek, tabiatın güzelliklerini dile getirmek sanatın görevi olmamalıdır.”

Aşağıdaki sanatçılardan hangisi bu cümlede temel ilkeleri dile getirilen edebiyat akımını benimsememiştir?

A) G. Flaubert

B) Dostoyevski

C) Balzac

D) Schiller

E) Tolstoy

13. Mehmet Rauf, Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Servetifünun Edebiyatı Dönemi’nde eser vermeye başlayan sanatçı; özellikle Eylül romanı ile büyük başarı kazanmıştır. Çünkü bu yapıt, edebiyatımızda ruhsal tahlillerin ve iç konuşma gibi modern anlatım tekniklerinin ustalıkla kullanıldığı ilk psikolojik romandır. Bu romanda başkarakterler birbirlerini çok sevseler de asla bir araya gelemeyen Ahmet Cemil ve Lamia’dır.

Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I      B) II      C) III     D) IV    E) V

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Halk hikâyelerinde şiir ve düzyazı iç içedir.

B) Ninniler, 7’li hece vezniyle yazılan, ilk iki dizesi doldurma olan şiirlerdir.

C) “Kayabaşı, hoyrat, Türkmani, bozlak” türkülerin yöreden yöreye aldığı adlardan bazılarıdır.

D) Karagöz’deki Çelebi, İstanbul ağzı ile konuşan, mirasyedi, zevk düşkünü bir tiptir.

E) Kayıkçı Kul Mustafa, 17. yüzyılın ilk yarısında Genç Osman Destanı adlı şiiriyle büyük bir üne kavuşmuştur.

15.                              I.

Ve ruh atılan oklarla delik deşik

İşte doğduğun eski evdesin birden

Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven

Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik

II.

Derinden derine ırmaklar ağlar

Uzaktan uzağa çoban çeşmesi

Ey suyun sesinden anlayan bağlar

Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi

Yukarıdaki şiirlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi ortaktır?

A) Tunç uyağa yer verme

B) Rediften yararlanma

C) Ulamaya yer verme

D) 11’li hece ölçüsüyle oluşturulma

E) Aynı uyak şemasına sahip olma

16. Aşağıdaki sanatçı-yapıt eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?

A) Reşat Nuri Güntekin – Çalıkuşu

B) Refik Halit Karay – İstanbul’un İç Yüzü

C) Halide Edip Adıvar – Ateşten Gömlek

D) Ömer Seyfettin – Mürebbiye

E) Yakup Kadri Karaosmanoğlu – Sodom ve Gomore

17. 1911 yılında (I)  Selanik’te yayın hayatına atılan Genç Kalemler(II)  dergisinde bir dizi hâlinde yayımlanan “Yeni Lisan” makaleleri, (III) Türkçenin sadeleştirilmesi konusunda yol açıcı metinler olarak bilinmektedir. Öte yandan bu makaleler, Millî Edebiyat akımının ilkelerini ortaya koyması (IV)  bakımından da dikkate alınmalıdır. Makalelerin yazarı olarak topluluk içinde ismi öne çıkan Mehmet Fuat Köprülü (V) daha çok düzyazı alanında eser vermiştir.

Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) II     B) III    C) IV    D) V     E) I

18. Cüzdanı görseler itin boynunda

“Buyur baş sedire it ağa.” derler

Eğer paran yoksa senin koynunda

“Defol git şuradan kurbağa!” derler

Bu dörtlük, içerik açısından aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek verilebilir?

A) Epik

B) Lirik

C) Satirik

D) Pastoral

E) Didaktik

19. I. Divan şiirinde, konu bütünlüğünden çok, parça bütünlüğüne (beyit güzelliğine) önem verilmiştir.

II. XVII. yüzyılda divan şiiri, Naili’nin öncülüğünü yaptığı “sebkihindî” akımıyla yeni bir incelik ve üslup kazanmıştır.

III. Dize ortaları uyaklı olan ve dizeleri ortadan ikiye bölünebilen gazellere “musammat gazel” adı verilir.

IV. Kasidenin fahriye bölümü, şairin övgüye başlayacağını haber verdiği bir ya da iki beyitlik kısımdır.

V. Gazavatnameler, dini yaymak için yapılan savaşları anlatan eserlerdir.

Yukarıdaki numaralanmış açıklamaların hangilerinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I ve III

B) Yalnız II

C) Yalnız IV

D) II ve V

E) IV ve V

20. Aşağıdakilerden hangisi fıkra türünün özelliklerinden biri değildir?

A) Güncel gelişmelere yer verme

B) Nesnel bir tutum sergileme

C) Günlük konuşma diline başvurma

D) Dilin göndergesel işlevinden yararlanma

E) Düşünceleri kanıtlama amacı gütmeme

21. Aşağıdaki parçaların hangisinde “iç çözümleme” tekniğinden yararlanılmıştır?

A) Arabi ve Farisi’den başka İngilizce ve Fransızcayı da bilirdi. Gençliğinde edebiyatla uğraşmış, mecmualarda takma isimle oldukça düzgün gazeller neşretmişti. Sonra felsefe ve tarihi de merak etmişti. Sade boş zamanlarını değil, biraz da iş zamanlarını kitap okumakla geçirirdi.

B) Baba-kız, bir zaman düşünceler içinde karşı karşıya oturdular.Sonra Ali Rıza Bey, sualler sormaya başladı:

— Evleneceğin adam bari iyi bir adam mı Fikret?

— Tahsin Bey isminde ellilik bir adam…

— Senin için fazla yaşlı değil mi?

— Benim gibi bir insana çok bile…

C) Erkekler düğün evindeki bir odaya tıkılmışlardı. Kapıdan başka hiçbir yerden ışık almayan, toprak tabanlı odanın kenarında alçak bir sekinin üstünde şehirden getirdiği iki misafiriyle hancı Yakup Ağa oturmuştu. Düğün sahibi güveyinin büyük kardeşi dört yana koşup misafirlere

ikram ediyor, kapıya yakın bir yerde panikleyip duran ihtiyar bir âşığa “Ne duruyorsun, çalsana!” diye sesleniyordu.

D) Odasına girince kapıyı kapadı. Boğazı düğümleniyordu. Kendini tuttu ve ağlamadı. Belki son defa gördüğü odasının her tarafına baktı. Yutkundu. Ağzında yine bir kuruluk vardı. Evet, bir isyan var içinde. Babasına karşı değil. Kime karşı olduğunu anlamıyor. Evden hemen çıkıp gitmeyi düşündü.

E) Karanlık kış akşamları, delik tabanımdan giren çamurun soğuğu ciğerime işlemiş, alacaklı dükkânların önünden geçmeyeyim diye sokakları dolana dolana evime giderken omuz başımdan lüks otomobiller geçer. Bunların içindekilerin bir kısmını tanıyorum. Eğlenmeye, avuç dolusu para yemeye gidiyorlar. İçim şöyle bir burkulur, kendi kendime sorarım: “Bunların hepsi benden değerli insanlar mı?”

22. Asker olan bölük bölük bölünür

Sandınız mı Kars Kalesi alınır

Boz atlar üstünde kılıç çalınır

Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

Bu dizeler aşağıdakilerin hangisini örneklendirmektedir?

A) Koçaklama

B) Ağıt

C) Şathiye

D) Taşlama

E) Güzelleme

23. Terkibibentlerde genellikle talihten ve hayattan şikâyet, dinî, tasavvufi ve felsefi düşünceler anlatılmış; toplumsal yergi niteliğinde eleştirilere yer verilmiştir. Klasik Türk edebiyatında bu nazım şeklinin en önemli temsilcisi olan —-, 16. Yüzyılın en çok gazel yazan şairlerinden biridir. Bundan dolayı önemli bir gazel şairi olarak da anılır. Fakat asıl şöhretini sekizer beyitten oluşan on yedi bentlik terkibibendiyle yakalamıştır. Hiciv türünde yazılan bu şiirde şair, devrin aksayan yönlerini, sosyal adaletsizlikleri ve bunların toplumsal yapı üzerinde

oluşturduğu olumsuzlukları dile getirmiştir. Kendisinden yüzyıllar sonra gelecek olan terkibibentçi şairlerimizden Ziya Paşa tarafından örnek alınan sanatçı, şiirlerinin çoğunda yaşadığı dönemin sosyal hayatındaki birtakım olumsuzluklara değinmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Şeyhî

B) Nabî

C) Fuzulî

D) Bakî

E) Bağdatlı Ruhî

24.

I. Grup II. Grup
I. Hamse Muhammes
II. Taç beyit Mazmun
III. Bent Mesnevi
IV. Bilmece Lügaz
V. Kalıplaşmış sözler  

Yukarıda I. grupta verilenlerden hangisi, II. grupta verilen terimlerden biriyle ilişkilendirilemez?

A) I      B) II     C) III    D) IV    E) V

CEVAP ANAHTARI

1  – D 11  A 21  – D
2 – E 12 D 22 – A
3 – A 13 E 23 – E
4 – C 14 B 24 – B
5 – B 15 C    
6 – C 16 D    
7 – E 17 D    
8 – B 18 C    
9 – A 19 C    
10 – E 20 – B