Bilinç Akışı Tekniği
Kahramanların kafalarından geçenlerin düzensiz bir şekilde, çağrışımlarla aktarıldığı anlatım tekniğidir. Kahramanın iç hesaplaşması, gerçek ile hayal arasındaki gelgitleri bu teknikle hikâyelerde verilir. Bu teknikte geçmiş ile gelecek iç içe olup düşünceler karmaşıktır. Bu teknik iç konuşma tekniği ile benzerlikler gösterir ancak duygu ve düşüncelerin dağınık bir şekilde aktarılması yönünden iç konuşmadan ayrılır
Örnek:
Kar gene yağıyor, bembeyaz bir aydınlık doldurdu sokağı. Beynimin saçaklarına asılı beyaz bulutlar, ağır ağır çözülmeye başlayan katı, kaskatıdır beyin. Yüzyılların biriktiği katılık ağır ağır ve gittikçe ısınan yatağını aşındırarak çözülüyor geceye. Sobanın gazı bitmek üzere, gece bitti bitiyor, ben tam ayrılırken annem, “Buldun o koca komünisti, sırtlanlar yuvası orası okul değil.” derdi Elçi nasıl kurtulmuştur Nermin’in elinden, ne ödünler vererek kim bilir. Prenses bir burjuva mıdır, radyolar neden hep insanlara ağlamaklı ezgiler okur, çok mu düşünüyor radyolar insanları! “Al kiliseni de İsa’nı da k… sok,” neden elbirliğiyle annemi haklı çıkarıyorlar, kırmızı kemanıyla bir kambur çocukluğumun içinden, “Yüksek minareden attım kendimi kendimi…” Giden sarışının burnu güzeldi çok, Zeynel içinden geçirdi mi onu kim bilir, Abdullah Hoca gözümün içine bakardı fakültede, neden? Göstereceğim ben Namık’a, onun en sevmediği adamdır hoca, onunla, onunla…
Leyla Erbil