Birbirleriyle Karıştırılan Sözcükler:
Anlamları farklı ya da yakın olan iki sözcük kimi zaman birbirlerinin yerine kullanılmakta, bu da anlatım bozukluğuna yol açmaktadır. Bu sözcükler ya aynı kökten türedikleri için ya da yapılışça birbirlerine benzedikleri için karıştırılmaktadır. Anlatım bozukluğuna yol açmamak için anlatılmak istenene en uygun olan sözcük kullanılmalıdır.
- Bu kanun, ekonomik hareket serbestisinin kaybolmasını sağladı.
(“Sağladı” yerine “neden oldu” kullanılmalıydı.)
Sağlamak: (Olumlu kavramlar için) Bir şeyin olmasına zemin hazırlamak.
Neden olmak: (Olumsuz kavramlar için) Bir şeyin olmasına yol açmak.
- Çalışma arkadaşlarının sürekli okuyan, yazan kişilikte olması koşuldur.
(“Koşul” yerine” zorunludur” kullanılmalıdır.)
Koşul sözcüğü her yerde “şart” yerine kullanılamaz.
- Genel uygulamada tekil inatların yararı yoktur.
Tekil” dil bilgisi terimidir. “Çoğul”un karşıtıdır. Buradaki tekil yerine ya ” “kişisel”, “bireysel”, “öznel” ya da “genelin karşıtı olan “özel” kullanılmalıydı.
- Belediyemiz hava kirliliğini çözümsüz olmadığını savunuyor.
“Savunuyor” yerine “iddia ediyor” kullanılmalıydı.)
- Vitrindeki kazağın ücreti çok pahalıydı.
(“Ücret” yerine “fiyat” kullanılmalıydı.)
Ücret: Emek karşılığı alınan para.
Fiyat: Bir malın ederidir.
- Türkiye kupası maçları da yapıldı.
(“Yapıldı” yerine “oynandı” kullanılmalıydı.)
- Rönesans’ın penceresinde hümanizmanın ışıkları yankılandı.
“Yankılanma” sesin bir yere çarpıp geri dönmesidir. Işık, yankılanmaz, “yansır”.
Birbirleriyle Karıştırılan Sözcükler (Anlamı Karıştırılan Sözcükler)
ÇIKMIŞ SORU ÖRNEKLERİ
Örnek
“Etkin ve etken” sözcüklerinin aşağıdaki kullanımlarından hangisi yanlıştır?
A) Yoksulluğun etken olduğu toplumlarda suç oranı yüksektir.
B) Türkiye’de etkin bir yanardağ yoktur.
C) Orman, yağmur için önemli bir etken
D) Şişmanlığın etkenlerinden biri de yanlış beslenmedir.
E) Bu öğretim yılında en etkin eğitim ilkokullarımızda yapılmıştır.
(1978-ÜSS)
(Çözüm)
“Etkin” sözcüğü, “hareketli ve etkili olan, aktif, faal” anlamındadır. “Etken” sözcüğü ise, “etki” yapan her şey, faktör, amil” anlamındadır. Buna göre, A’da “etken” değil “etkin” sözcüğü kullanılmalıydı. Anlatım bozukluğu böylece giderilebilirdi.
Yanıt : A
Örnek
Bu sorunun çözümünde yapabileceğim rol çok önemli.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Yüklemin geniş zamanlı olmasından
B) Gereksiz yere işaret sıfatı kullanılmasından
C) İsim cümlesi olmasından
D) Yanlış sözcük kullanılmasından
E) Gereksiz yere belirteç kullanılmasından
(1998-ÖYS)
Çözüm
Kökteki cümlede “yapabileceğim” sözcüğünün “oynayacağım” şeklinde olması gerekiyordu. Dolayısıyla bozukluk yanlış sözcük kullanmaktan kaynaklanıyor.
Yanıt: D
Örnek
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu çarşının en eski, en tanınmış esnafı benim.
B) Bu kitabında yazar, başkalarından duyduklarını değil, yalnızca gördüklerini anlatıyor.
C) Yetersiz kalan ilgi yoksunluğundan bu sanat unutulmuş.
D) Bu aileden birçok çalışkan ve başarılı insan çıkmış.
E) Bu kitabı okursan, bilmediklerini öğrenir, unuttuklarını anımsarsın.
(2004-ÖYS)
Çözüm
“İlgi yoksunluğu” dediğimizde zaten ilginin yetersizliğinden bahsetmiş oluruz. Dolayısıyla “yetersiz kalan ilgi yoksunluğundan” sözü anlatım bozukluğu içerir.
Yanıt : C
Örnek
Bu konuda gençleri azımsamak doğru değildir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gereksiz sözcük kullanılması
B) Bir sözcüğün anlam bakımından yanlış kullanılması
C) Tamlamanın yanlış yapılması
D) Ekeylemin yanlış kullanılması
E) Yüklemine göre olumsuz cümle olması
(1996-ÖSS)
Çözüm
“Azımsamak” ve “küçümsemek” anlamca karıştırılan sözcüklerdir. “Azımsamak” nicelik, sayılabilirlik, ölçülebilirlik ifade eden kavramlarla birlikte kullanılır. Oysa “Bu konuda gençleri azımsamak doğru değildir.” tümcesinde nicelik değil, nitelik söz konusudur. Dolayısıyla bu tümcede “azımsamak yerine “küçümsemek” gelmelidir.
Yanıt : B