İNTAK (KONUŞTURMA)
- “İntak“, insan dışındaki varlıkların konuşturulması sanatıdır. Bir bakıma teşhisin bir derece ilerisidir.
- Teşhis ve intak çoğu kez birlikte kullanılır. Hayvan masalları, fabllar, teşhis ve intakla oluşturulur.
Bazen ellerinde gümüş bir tasla
Ümitler yaklaşır bize, bin nazla,
“Kapa gözlerini, der, uyu hazla!…
Sızarken camlardan ince bir yağmur.
(Bu dörtlükte “ümitler” önce kişileştirilmiş, sonra da üçüncü dizede konuşturulmuştur.)
İntak sanatının oluşması için insan dışındaki varlığın söylediği sözün bilinmesi gerekir. Bu nedenle aşağıdaki dizelerde intak yoktur, sadece teşhis vardır:
İnanma ceketim inanma
Kuşların söylediğine
Ezelden beridir o ücra yere
Ninniler söyler bir sakin dere
İntak örnekleri:
– Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al,
Diye hıçkırır bir kaval
Çalar saat, üç bin altı yüz kere saatte
Fısıldıyor: “Hatırla, hatırla!…
Ben, gamlı, donuk kış güneşi
Çıplak dallarda, sessiz dinleniyordum
Köyleri, yolları, dağı taşı
Isıtıyor, avunuyordum
Gök mavi mavi gülümsüyordu
Yeşil yeşil dallar arasından
Altın sesi birdenbire sordu:
“Ne haber eski aşk yarasından!”
“Bahar gelip her yan güldü
Çiçekleri biraz kucaklayım
Deyip kuşçuk her yana baktı
Sakin gökte kanat çırptı”
“Kulağının dibinde haykırdı fırtına:
Isınmak istiyorsan toprağı çek sırtına”
“Arı sordu: Şen kelebek
Neden böyle süslenerek
Çiçeklere seslenerek
Uçuyorsun benek benek?”
“Küçük bir çeşmeyim yurdumun
Unutulmuş, bir dağında
Hiç kesilmeyecek suyum
Yıldızların aydınlığında”
Boyuna akar dururum”
“Ben bir ayrıkotuyum
Ne buğday amcam,ne pirinç dayım
Mısırla akraba bile değilim.
Bir yeşermeye göreyim:
Kızmasınlar halim duman
Canıma kastederler yapabilseler
Ama nafile kurumam.”
“Sordum sarı çiçeğe
Annen, baban var mıdır?
Çiçek eydür derviş baba
Annem, babam topraktır.”
Kişileştirme ve intak sanatının en yoğun olarak fabllarda bulunur.
“Bir dala konmuştu karga cenapları
Ağzında bir parça peynir vardı
Sayın tilki kokuyu almış olmalı
Ona nağme yapmaya başladı
Ooo Karga Cenapları, merhaba
Ne kadar güzelsiniz, ne kadar şirinsiniz
Gözüm kör olsun yalanım varsa
Tüyleriniz gibiyse sesiniz
Sultanı sayılırsınız bu ormanın”
Keyfinden aklı başından gitti Bay Karganın
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını düşürdü nevalesini”