LYS Türk Edebiyatı Deneme Sınavı – 18

LYS EDEBİYAT DENEMESİ – 18

1. Bir sözcüğün benzerlik ilgisi olmaksızın kendi anlamının dışında, benzetme amacı güdülme­den başka bir sözcük yerine kullanılmasına “ad aktarması” denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıkla­mayı örnekleyen bir kullanım vardır?

A)Orhan Pamuk’un kitaplarını okumaya doya­mıyorum.

B)Türkiye 2004’te bacasız endüstride dünya çapında ilk sıralarda yer aldı.

C) Tarihi Kemeraltı Çarşısı, esnafın desteğiyle ayakta durmaya çalışıyor.

D) Son zamanlarda artan kapkaç olaylarından İzmir de çok şikayetçiydi.

E) Rüzgârın etkisiyle koruluktaki ağaçlar arala­rında fısıldaşıyorlardı.

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim yanlış anlamda kullanılmıştır?

A)   Öyle utandım ki adeta yerin dibine geçtim.

B)   O, öyle beceriklidir ki elinden hiçbir şey kurtul­maz.

C)  Ahmet çok uğurlu, şanslı bir insandır; onun bastığı yerde ot bitmez.

D) Benim bu konularla başım hoş değil, bu konu­lardan hiç hoşlanmam.

E)   Bir konuşmaya başladı mı mangalda kül bı­rakmaz.

 

3.             I.    Kesinlikle bu söylediklerimde  haklı  çıkaca­ğım.

II.   Umarım seni bugün arar.

III.  Şüphesiz o da böyle olacağını biliyordu.

IV.  Bilhassa senin yaptıklarını unutmayacağım.

V.   Muhakkak önce sizin eve uğramış, sonra oraya.

Bu cümlelerdeki altı çizili sözcüklerden hangi­leri cümleye diğerlerinden farklı anlamlar kat­mıştır?

A) I. ve II.                               B) II. ve III.             C) II. ve IV.

D) III. ve IV.                            E) IV ve V.

 

4. İnsanın ait olduğu topluluğun parçası olmaktan öte, birey olma zorunluluğuyla karşı karşıya oldu­ğu bir çağ bizimki. İnsan, ruhunu kendi elleriyle örmek zorunda buluyor kendini.

Bu parçada geçen “ruhunu kendi elleriyle ör­mek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)    Sadece kendini düşünmek

B)    Başka insanlara göre kendini üstün hissetmek

C)   Toplumun dayatmalarına alışamamak

D)    Kişisel gelişimini kendi çabasıyla gerçekleş­tirmek

E)    Yaşanılan dünyaya ayak uyduramamak

 

5.   Aşağıdaki cümlelerin hangisinde koşul-sonuç ilişkisi vardır?

A)   insan için geçimini sağladığı yer önem taşır.

B)   Derslerime çalışırım; ama film bittikten sonra.

C)   Kuşları yakalamak için bahçeye kapan kurdu.

D)   Mahkemede şahitlik yapabilmem için yemin ettirdiler.

E)   Borç para alabilirim diye tefecilere yalvardı.

 

6. Günümüzde şiiri zihne hapseden bir şiir üretiliyor diyebilirim; neyse ki geçmiş şiire tepkiyle yaklaşmayan, kendi yatağını aça aça ilerleyen ve tek tek yıldızlar gibi parlayan şiirler de yazılıyor

Bu cümlede vurgulanmak isteneni bütünüyle içeren yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Eski şiirin izinde giden şiirler başarılıdır ve bü­yük kitlelerce sevilir.

B) Şiiri şiir yapan, insan zihninde çakılıp kalma­ması ve yayılımcı olmasıdır.

C)  Günümüz şiiri geçmişten uzaklaştığı için eski güzelliği ve zevki yakalayamamıştır.

D)  Şiir, geçmişle olan bağını koparmadan kendi yolunda ilerlemeli ve kendini fark ettirmelidir.

E)  Yazılan şiirler, yıldızlar gibi birbirinden uzak ve çok başarılı olmalıdır.

 

 

7.    “Cebimdeki Kelimeler’de Yılmaz Erdoğan, kim ol­duğunu, nereden geldiğini anlatıyordu.

Bu cümlede bulunmayan öğe aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yüklem                                              B) Dolaylı Tümleç

C) Özne                                                  D) Zarf Tümleci

E) Belirtili Nesne

 

8. (I) Bu defa küçük şeyleri anlatmanın derdinde Şeb­nem İşigüzel. (II) Küçük olsa da hepimizin boyunu aşan, burnumuzdan getiren şeyleri… (III) Bize ka­derimizin efendisi olmadığımızı; ama kölesi oldu­ğumuzu anlatan küçük şeyleri… (IV) Acı zariflikler de bu küçük şeyler arasında değil midir? (V) Ka­pıları kapatmalar, kendine gömülmeler, kaderine boyun eğmeler, başkaları tarafından tuzla buz edi­lip küçük parçalara ayrılmalar…

Bu  parçadaki  cümlelerin   hangilerinde  aynı varlığın karşıt durumlarına değinilmiştir?

A) I. ve II.                               B) I. ve III.               C) II. ve III.

D) III. ve V.                                            E) IV. ve V.

 

9.             I.  Sanatçı yazarken her defasında maskesini yeniden düşüren kişidir.

II.   Yazar maske taksa da maskesini çıkarsa da göz değişmez; aynı gözle bakar.

III.  Bir sanatçı, ister anlaşılsın ister anlaşılmasın, maskesini yapıtları aracılığıyla indirir.

IV.  Sanatçı yazarken kendini ele vermekten ka­çınmaz.

V.   Sanatçı, kalabalıklar içinde taktığı maskesini çalışırken bir yana bırakır.

Numaralanmış cümlelerin hangisi anlamca di­ğerleriyle aynı doğrultuda değildir?

A) I.         B) II.         C) III.         D) IV.         E) V.

 

10. Aşağıdaki  cümlelerin   hangisinde  özne-yüklem uyumu sağlanmamıştır?

A)   Yıldızlar tüm güzellikleriyle bize gülümsüyorlardı.

B)   Çamaşırlar yıkandı, ütülendi, yerleştirildi.

C)  Çocuklar çok çalıştılar ve başarılı oldular.

D)   Üç arkadaş evde film izliyordu.

E)   Kitaplar yağmurdan ıslanmışlardı.

 

11. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi hem yumuşamaya hem de benzeşmeye örnek ola­bilir?

A)  Bu  güçlü  duyarlılığıyla gençleri  doğrulara doğru yönlendirmişti.

B)  Ölüm meraklılarına inat, mizahçı hınzırlığıyla“Gülmeye, gülmeye, gülmeye geldik!” diyor.

C)  Şiirlerine yalnızlık ve aşkla kuşatılmış bir şö­valyenin ruhu eşlik ediyor.

D)  Sanatçı kurallar hapishanesine hapsedilirseondan ne beklenir?

E)  İkinci Dünya Savaşı’nda esir düşmüş ve esir kampında katledilmiştir.

 

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A)   Kokular dans etmesin içimde çiçek giysileriyle

B)   Karşılığını bulmuyor hiçbir sevda

C)   Herşey seninle umutlu ve huzurlu

D)  Ah! Öyle uzaksın ki bana

E)   Sen de biliyorsun terk edemiyorum zamanımı

 

 

 

 

 

 

13. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A)   Arkasından “hoşçakal” diye seslendi.

B)   Dedemin uyurgezer olduğunu hepimiz biliyo­ruz.

C)  Yıllarca demiryollarında çalıştığı için vücudu çok yıpranmıştı.

D)  Sokakta boş boş gezen birtakım insanlar gö­rüyorum.

E)   İzmir bu yıl kapkaççılardan oldukça çekti.

 

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç yoktur?

A)   Seninle denize karşı oturup çay içelim.

B)   isyan ettim; fakat hiçbir şeyin fayda etmeye­ceğini anladım.

C)   Nihal de hayalleri kırılmış olarak evine döndü.

D)   Bir baktım ki bütün işler olduğu gibi duruyor.

E)   Seni unutamadım; çünkü sen benim baharımsın.

 

15. Aşağıdaki dizelerin hangisinde diğerlerinden farklı bir ad tamlaması vardır?

A)   Bir dilim güneş gibi Bursa bıçakları

B)   Ya büyük şehirlerin birinde

C)  Güz sancısı sardı her yanı

D)  Şehitler tepesi boş değil

E)   Güz ordusu zehir dolu okları

 

16. Aşağıdaki cümle çiftlerinin hangisinde, birin­ci cümlede adı niteleyen sözcük, ikinci cüm­lede  eylemi belirtme işlevini üstlenmiştir?

A)            Güzele bakmak sevaptır.

Güzel çiçeklerle kaplı bir bahçemiz vardı.

B)            İyi insanlarla arkadaşlık etmeyi severim.

İyiden, güzelden yana olan her şeyi severim.

C)            Sıkıcı bir gündü ve mutsuzdum.

Sıkıcı insanlarla sohbet etmeyi sevmem.

D)            Kardeşim rahat bir insandır.

Lütfen heyecanlanmayın, rahat oturun.

E)            Orhan Pamuk’un yeni çıkan kitabı çok güzel.

Senden aldığım elbise yeni değildi.

 

17. Daha yirmi dört saat olmadı mavi yolculuktan dö­neli. Bakır tepsinin üstünde serili duruyor getirdik­lerim. Odada bir deniz, bir yosun kokusu. Gökova’nın yerlerine karışınca açıklık, sağlık soluyan bu koku apartman odasının dört duvarı arasında can çekişiyor, ağlardan güverteye sıçrayan balık­lar gibi keskin fırlayışlarla çevresini arıyor sanki.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A)   Niteleme ve belirtme sıfatı

B)   Sıfat-fiil

C)   Edat

D)   Belirtisiz ad tamlaması

E)   Ek-fiil

 

18.           Baktım ki gökyüzü baştanbaşa bulut

Unut diyor o güzel günleri unut

Baktım ki deniz her dalgasıyla düşman

Kuşlar av peşinde balıklar pusuda

Çok gerilerde kalmış çıktığım liman

Yok görünürde sığınacak bir ada

Bu şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)   Bağlaç kullanılmıştır

B)   Niteleme sıfatı vardır.

C)  Sıfat-fiil kullanılmıştır.

D)   Edat vardır.

E)   iyelik eki kullanılmıştır.

 

19.  Babamın bu günlerde eve geleceğini biliyordum. Çünkü ne zaman gelecek olsa birkaç gün önce­sinden telefon eder, bir ihtiyacımızın olup olmadı­ğını sorardı. Yine öyle yaptı. Dün aradı ve bir ihti­yacımızın olup olmadığını sordu. Ben de tatile gir­diğimiz için bir bisiklet istedim. Ertesi gün bütün gün evin arkasındaki tepenin üzerinde gezindim durdum. Çünkü bu tepeden köyün tamamını gör­mek mümkündü. Babamı da geldiğinde buradan göreceğime emindim. Akşam olduğunda tüm ha­yallerim suya düşmüştü. Yanılmıştım. Babam gel­memişti. Ama yarın yine bekleyecektim.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki bakış açı­larından hangisi kullanılmıştır?

A)   Üçüncü tekil kişili bakış açısı

B)  Tanrısal bakış açısı

C)   Müşahit anlatıcı bakış açısı

D)   Birinci tekil kişili bakış açısı

E)   Çoğul bakış açısı

 

20. Aşağıdaki altı çizili bileşik sözcüklerden han­gisi, belirtisiz ad tamlaması biçiminde kurul­muştur?

A)   Sarı yapraklar bize sonbaharı müjdeliyordu.

B)   Bilgisayara çok yüklenildiği için yavaş ilerli­yordu.

C)   Elindeki börekleri bir hamlede yiyiverdi.

D)  Gecekondu sahipleri, evlerini vermemek için direndiler.

E)   Ustabaşı, duvarı yanlış ören işçileri azarladı.

 

21. Romancı her kalıba girebilen adamdır. Roman yazarı bir tek duygunun, bir tek tutkunun adamı olmamalı. Hilmi Yavuz: “Romancının gerçek gö­revi ‘insan’ tipi yaratmak olmalıdır.” derken ro­man yazarının da ne olduğunu belirlemiştir.

Bu  parçanın  anlatımında  aşağıdakilerden hangisi kullanılmıştır?

A) Örnekleme                                        B) Tanık gösterme

C) Karşılaştırma                                    D) Kişileştirme

E) Benzetme

 

22. Kimi zaman kendisiyle olan sorunlarını çözeme­miş ya da kimliğini bulamamış kişilerin sanat olayları ya da siyaset bahaneleri altında, haksız saldırılarına, çirkin iftiralarına uğradığınızda söz alamazsınız. Başkalarının küçüklük gösterilerinin oyuncusu olmak istemez, her çeşit yarışmanın dı­şına sürersiniz kendinizi. Her sükûtun ikrar olma­dığını bilenlere söylersiniz suskunluğunuzu. Yazı herkese yazılmaz. Kimi yazılar istense de okuna­maz. Bu yazıların söyledikleri değil harfleridir ta­nıdık. Çünkü başka bir kalp bilgisine, başka bir al­gı derinliğine gerek vardır. Bu yüzden…….

Düşüncenin akışına göre bu parçanın son cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamla­nabilir?

A)   çok şey söylediğimizi sandığımız kimi zaman­larda bazılarına hiçbir şey söylemiyoruzdur.

B)   çoğu zaman, yazmak yerine konuşmayı ter­cih ediyoruz.

C)   kitap okuma oranı yıldan yıla düşüş gösteriyor.

D)  günümüzde herkes yazar olma çabasına giriyor.

E)   anlayamadığımız bir yazıyı farklı zamanlarda tekrar okumalıyız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

23. Ben bütün hayatım boyunca yazmışımdır. Hayat­ta çok sıkıldığım şeyler, bayram yemekleri, tanı­madığım insan kalabalıkları, bürolar, yazıhaneler ciddi adamlar ve ciddiyetsiz adamlar, aslında nor­mal bir hayat yaşayan insanların yaptığı pek çok şey karşısında hayal kurmaya, yani yazmaya başlarım.

Bu parçadan çıkarılabilecek asıl sonuç aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Yazmak, sadece sıradan şeyler konu alındı­ğında gerçek anlamını bulur.

B)   Her yazar aslında sıkıcı şeyler anlatır.

C)  Hayatın sıradan olayları, düş ile yoğrulduğun­da yazıya malzeme olur.

D)  Sıradan olaylar da sıradan olmayan olaylar kadar ilgi çeker.

E)   Normal bir hayat yaşayan insanlar, yazmanın önemini kavrayamaz.

 

24. (I) Günümüzde iyi bir biyografiden okurun bekledi­ği nesnel anlatımdır. (II) Aşırı övgü ya da yergi, bi­yografinin dışında tutularak, tek bakış açısına ba­ğımlı kalmadan kişinin farklı özelliklerini göz önüne getiren eserler tercih edilir. (III) XVI. yüzyıla değin yazılan biyografilerin çoğunda krallar, imparatorlar peygamberler, tarihi metin niteliğinde araştırma ya­zıları olarak ele alınmıştır. (IV) Aynı şey otobiyog­rafiler için de geçerlidir; yazarın kendini savunma­sı aşırıya kaçtığında yadırganır. (V) Yazarın kendi olumsuz yönlerinden de bahsetmesi ise okur tara­fından içtenlik olarak algılanır.

Numaralanmış cümlelerden hangisi düşünce­nin akışını bozmaktadır?

A) I.          B) II.         C) III.          D) IV.          E) V.

 

25. (I) Edebi eser, okuyanın dikkat ve alakası ile can­lanır. (II) Siz okumaya başlamadan önce, edebi eser, kâğıt üzerindeki kara harflerden ibarettir. (III) Onları notalara benzetebiliriz. (IV) Okuyan, onları adeta kendisine göre icra eder, kendi duy­gu ve düşüncesiyle doldurur. (V) Bir bakıma eser, okuyucusunu bekleyen bir üründür.

Numaralanmış cümlelerden hangisi bu parça­nın ana düşüncesidir?

A) I.          B) II.         C) III.         D) IV.         E) V.

 

26. (I) Folklor, şiir için de diğer sanatlar için de bir kül­tür kalıtıdır. (II) O öğelerle aynılaştığı zaman şiire düşmandır. (III) Şiirimizde bunun çok başarılı ör­nekleri de vardır: (IV) Ahmed Arif, Cahit Külebi, Melih Cevdet Anday…(V) Hepsinden önce de Na­zım Hikmet, folklorik öğelerden başarılı bir biçim­de yararlanmış şairlerdendir.

Numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra:

“Ama o öğelerden yararlandığı zaman da yeni renkler ve yeni sesler yakalama açısından önem­li bir kaynaktır.” cümlesi getirilirse parça anlam­lı bir bütün olur?

A) I.         B) II.         C) III.         D) IV.         E) V.

 

27. Dostluklar azalıyor çağımızda. Bir an dinleyin kendinizi, çevrenizdekilere bir bakın. Bir deneyin dost bildiklerinizi. Göreceksiniz, dost az, yok hat­ta. Ne yazık ki dostluk dostluk diye kendinizi yıl­lardır boş yere aldatmışsınız, aldatmaya da de­vam edeceksiniz.

Bu sözleri söyleyen kişi hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Karamsar                           B) Acımasız                            C) Umutlu

D) Mutsuz                              E) Açıksözlü

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

28. Taş devrinde yerleşik hayata geçen kavimler ce­nazelerini eskisi gibi atmıyor, onları taştan yapıl­mış odalara koyuyorlardı. Kayalar arasında yatan bu ata cesetleri, onları ölüm perdesini kaldırma­ya, mezarın ötesine bakmaya sevk etti. Ölümün öte tarafında ne olduğunu kendi kendilerine sor­maya başladılar. Bu soru, ruhlarında yeni bir inancın başlangıcı oldu. Her şeye birer ruh verdi­ler; madene, bitkiye, hayvana taptılar. Kayalara, dallara, tabiatın her küçük kuvvetine, her küçük güzelliğine “Tanrı” dediler. Cenazeleri bile Tanrı­laştırmaya kadar vardırdılar

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

A)   Yerleşik hayata geçiş, insanoğlunun ölüme bakışını değiştirmiştir.

B)   Cesetlerdeki değişimin gözlenmesi insanoğ­lunun kafasında birçok sorunun doğmasına neden olmuştur.

C)  Yerleşik hayata geçişle her şeyin bir ruhu ol­duğuna inanılmıştır.

D)  Tek Tanrı inancı yerleşik hayata geçişin so­nunda ortaya çıkmıştır.

E)  İnsanoğlu, geçirdiği belli bir süreçte gücü ol­duğuna inandığı her şeye tapmıştır.

 

29. Değerlendirmeler genelde söz konusu sanatçıların ölüm yıldönümlerinde yazılmıştı. Onları yayımlanış tarihlerine göre değil de tarihsel dönemleri göz önünde tutarak sıraladım. Sonuçta edebiyatımızın özellikle de çağdaş edebiyatımızın bir panoraması çıktı ortaya. Bu panoramanın edebiyattaki bazı problemleri netleştirmesi için söyleşilerle bütünleşmesi gerekiyordu. Bu yüzden söyleşilere de yer verildi. Böylece edebiyatımızın aktığı damarlar, ya­şadığı sorunlar, sanatçılarımızın yönsemeleri de belirginlik kazanacaktı.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?

A) Değerlendirmelerinizde  tarihsel  dönemleri göz önünde bulundurdunuz mu?

B)   Neden iki kitapta değil de tek bir kitapta topladınız bu yazıları?

C)   Bu yapıt için çağdaş edebiyatımızın bir pano­raması diyebilir miyiz?

D) Bu  yapıtın  edebiyatımızın  bazı  sorunlarını netleştirdiğini söyleyebilir miyiz?

E) Yapıtınızı söyleşilerle zenginleşirdiniz mi?

 

30. (I) XV. yüzyılda yazılı hale getirilen Dede Korkut Hikâyeleri Türklüğün milli hayatını yansıtır. (II) Türk folklorunun sayısız değerlerini, Türk mil­letinin insani özelliklerini, Türk kültürünün çeşitli zenginliklerini ortaya koyar. (III) Dede Korkut Kita­bındaki on iki parçanın her biri günümüz hikâye tekniğine uygundur. (IV) Hikâyelerin çoğunda Müslüman Oğuzlar’ın komşu beyliklerle yaptıkla­rı savaşlar anlatılmıştır. (V) Bazılarında kendi iç mücadeleleri, bazılarında da tabiatüstü varlıklara karşı giriştikleri mücadeleler anlatılmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han­gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I.         B) II.       C) III.            D) IV.         E) V.

 

31. Abidin Dino diğer sanatçılardan, çok başka bir sanatçıydı. Ressamlığın ötesine geçen bir kişili­ği vardı. Resim meselesini gerçekten ciddiye al­mıştır. Uluslararası alanda adımızı duyuran ilk ve en önemli sanatçımızdı. Onu çok geç tanı­dım. Sonbaharda yapılan bir sanat fuarında… Onu tanımaktan ne kadar mutlu olduğumu söy­lemiştim, o da: “Bunun ne önemi var; ben o ka­dar önemli biri değilim.” demişti. Türk resmi için büyük bir kayıp oldu ölümü.

Bu parçada A. Dino’yla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine yer verilmemiştir?

A)   Kişiliğinin ressamlığıyla sınırlı olmadığına

B)   Alçakgönüllü bir insan olduğuna

C)   Dünyaca tanınan bir Türk ressamı olduğuna

D)   Resim alanında çok sayıda eser verdiğine

E)   Diğer sanatçılardan farklı olduğuna

 

 

 

32. Şimdi sessizce, kümelenen bulutların peşine takı­lıp denizlere, düşlere ve Anadolu toprağının bere­ketine açılmanın tam zamanı… Evet, evet her şey kendi içinde değişerek akıp giderken, kimseye yaslanmadan duran güneşe sarılıp Anadolu topra­ğında çılgın bir gezintiye çıkmanın, uygarlıklarda kaybolmanın, belki de Troya’dan, ya da savaş alanlarının tozlarını geride bırakarak, kaçmanın en güzel zamanı… Elime, “Her yorgun bulutun altında bir serin rüzgâr vardır.” imzalı kitap ulaştığında, pencereyi açıp bulutlara çoktan binmiştim bile.

Düşüncelerini böyle dile getiren bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Bulunduğu zamandan sıyrılıp düşlerinin peşi­ne takılmak istemektedir.

B)   Anadolu’yu geçmişiyle tanımak ve o geçmişin içinde yok olmak istemektedir.

C) Elindeki kitabın sayesinde bambaşka bir düş dünyası içine girebilmeyi düşünmektedir.

D)  Savaş   meydanlarından   kaçmak  Anadolu topraklarını tanımak arzusundadır.

E)   Geçmişe dönmek, o zamanları bugüne taşı­mak, sadece geçmişi yaşamak istemektedir.

 

33. Mükemmel bir edebi eser, insanı bütünüyle ve­ren eserdir. Yazar ne kadar kültürlü ise, hayatı ve insanı o kadar derinden kavrar. Fakat geniş kül­türe sahip olmak yeterli değildir. Hikâyeci, bir ba­kıma hayatın güzellik ve özelliğini yaratırken bu­lur. Daha iyi anlatma endişesi, onun tasvir ve üs­lubuna derinlik, incelik ve keskinlik verir. Hikâye­ci için yazmak, incelemek ve araştırmak demek­tir. Hikâye tahlilcisi, onun bulduklarını gözden ge­çirir, bu suretle o da hayata ve insana hikâyeci­nin gözüyle bakar.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)   insanı bütün olarak yansıtan eserlerin kusur­suz olduğuna

B)   Kültürlü olmanın hayatı ve insanı tanımada tek ölçüt olmadığına

C)   Hikâyecinin hikâyesini yaratırken hayatın gü­zelliklerini bulduğuna

D)   Hikâye incelemeyle insanı incelemenin birçok yönden örtüştüğüne

E)   Anlatımda daha iyiye gitme çabasının hikâye­ciyi birçok yönden etkilediğine

 

34. Günlük bir meseleyle ilgili olarak yazarın kişisel düşüncelerini anlattığı kısa yazılara………; yaza­rın kendi seçtiği bir konuda kendi kendisiyle tar­tışır gibi yazdığı yazılara ise………adı verilir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki ya­zı türlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) fıkra – deneme                  B) deneme – sohbet

C) günlük – makale                 D) makale – deneme

E) fıkra – sohbet

 

35.  “Mani” ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)  Genellikle doğa, güzellik, sevgi, ayrılık tema­ları işlenir.

B)  ilk söyleyenleri unutulmuş; halkın ortak malı olmuştur.

C) 4 + 3 ya da 3 + 4 duraklı, 7’li hece ölçüsü ile söylenir.

D)  Manide anlam ilk iki dizede belirir.

E)  Anonim  Halk edebiyatı ürünüdür.

 

36.           I.    Tanzimat Edebiyatı

II.    Fecri Âti Edebiyatı

III.  Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı

IV.  Servet-i Fünun Edebiyatı

V.   Milli Edebiyat

Numaralanmış dönemlerin kronolojik sırala­nışı aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) I., II., III., IV., V.                                                 B) II., III., I., V, IV

C) IV, III., II.,V, I.                                     D) V, IV, II., III., I.

E) I., IV, II., V, III.

 

37. Yazarın, bu romanı ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemele­riyle de Türk romanında başlangıç sayılır. Roma­nın kahramanı Ali Bey, yirmi yaşlarında zengin bir ailenin çocuğudur. Çamlıca’da Mahpeyker adında kötü ahlaklı bir kadınla tanışır. Ali Bey’in annesi oğlunun Mahpeyker’le olan arkadaşlığını önlemek için evine Dilaşup adlı cariyeyi alır. Son­rasında romanda, Ali Bey’in annesinin, oğlunu bu durumdan kurtarmak için giriştiği çabalar ve Mahpeyker’in buna karşılık vermesi anlatılır. Ro­man Ali Bey’in ölümüyle son bulur.

Bu parçada sözü edilen yazar ve eseri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şemsettin Sami – Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat

B)  Namık Kemal – intibah

C) Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası

D) Ahmet Mithat Efendi – Dünyaya ikinci Geliş

E)  Sami Paşazade Sezai – Sergüzeşt

 

38. Aşağıdakilerden hangisi Tasavvuf edebiyatı­nın özelliklerinden biri değildir?

A)   Sadece hece ölçüsü kullanılmıştır.

B)   Nazım birimi olarak genelde dörtlük kullanıl­mıştır.

C) İlahi, nutuk, şathiye, devriye, nefes nazım tür­lerinde şiirler yazılmıştır.

D)  Tasavvufi terimler kullanılmıştır.

E)  Şiirler ağırlıklı olarak müzik eşliğinde söylen­miştir.

 

39.   15. yy. de yaşayan şair “inşa” adı verilen süslü nesrin geliştiricisi olarak bilinir.

Bu cümlede sözü edilen şair ve süslü nesir örneği olan eseri aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Sinan Paşa – Tazarrunâme

B)   Ali Şir Nevâi – Mantık’ut Tayr

C)   Mercimek Ahmet – Kâbusnâme

D)  Şeyhi – Harnâme

E)   Fuzûli – Sâkinâme

 

40. Aşağıdakilerden hangisinde I. Dönem Tanzi­mat edebiyatı özellikleriyle ilgili bir bilgi yan­lışı vardır?

A)   Bu dönemde yetişen yazarların ve ozanların amacı halkı eğitmek ve bilinçlendirmektir.

B) Bu dönemin sanatçıları arasında Şinasi, N. Kemal, Ziya Paşa, A. Mithat Efendi … vb. yer almıştır.

C) Bu dönem yazarlarının hemen hepsi gazete­cilik yapmış önemli devlet görevlerinde bulun­muşlardır.

D)  Klasisizm ve natüralizm akımlarının etkisi al­tında kalınmıştır.

E)  Bu döneme, etkilerinden dolayı “Şinasi, Na­mık Kemal, Ziya Paşa okulu”da denmiştir.

 

41. Dilin sadeleşmesine karşı olan sanatçı yaşamı­nın sonuna kadar Servet-i Fünun anlayışına bağlı kalmıştır. Şiirlerinde ağır bir dille, kendine özgü semboller kullanmıştır. “Haç Yolunda, Avru­pa Mektupları” gibi düzyazılarını ise sade bir dil­le yazmıştır.

Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Cenap Şahabettin

B)  Tevfik Fikret

C)  Ahmet Haşim

D)  Yahya Kemal Beyatlı

E)   Ahmet Rasim

 

 

 

 

 

 

42. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun dö­neminde sanat yaşamına girdikleri halde, bu akıma katılmayan sanatçılardandır?

A)  H. Rahmi Gürpınar, A. Mithat Efendi

B) Tevfik Fikret, Ahmet Rasim

C)  H. Cahit Yalçın, H. Rahmi Gürpınar

D) A. Mithat Efendi, H. Ziya Uşaklıgil

E)  H. Rahmi Gürpınar, Ahmet Rasim

 

43.  “Mahallileşme” akımı ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerin hangisinde bir bilgi yanlışlığı vardır?

A)  Edebiyatımızdaki   en  güzel  örneklerini   18. yüzyılda Şeyh Galip vermiştir.

B)  İstanbul Türkçesine özgü söyleyiş özellikleri şiire girmiştir.

C) Soyuttan çok somut güzeller ve güzellikler işlenmiştir.

D) Bu akımla birlikte günlük konuşma diliyle halk zevkine yaklaşılmıştır.

E)  Deyimler ve halk söyleyiş şiire girmiştir.

 

44.           –  Edebiyatımızda ilk yerli roman olan “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’ın” yazarıdır.

– Edebiyatla ilgili yapıtlarının yanında bilim ve dil çalışmalarında da bulunmuştur.

–    “Kamus-i  Türki”   adlı   ilk  Türkçe   sözlüğü yazmıştır.

–    “Orhun Yazıtları’nı Türkiye Türkçesine çevir­miştir.

Bu cümlelerde özellikleri verilen sanatçımız aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ahmet Mithat Efendi

B) Şemsettin Sami

C) Ahmet Vefik Paşa

D) Namık Kemal

E) Ziya Paşa

 

45.. ………….. , Milli edebiyat hareketinin öncülerinden olup, daha çok hikâyeleriyle tanınmıştır. …………adlı makalesinde ortaya koyduğu görüşlerini, hikâyele­rinde uygulamaya çalışmış ve başarılı olmuştur. Dilimizin sadeleşmesinde önemli yeri olan yazar anılarından, tarihteki kahramanlıklardan ve günlük yaşayışlardan yararlanarak, gücünü çekici anla­tımdan, olaylardan alan, çoğunlukla beklenmedik sonuçlarla biten hikâyeleriyle edebiyatımızda önemli bir yer tutar. “İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler Bomba, Gizli Mabet” hikâyelerinden bazılarıdır.

Bu metinde boş bırakılan yerlere sırasıyla aşa­ğıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A)  Ömer Seyfettin – Yeni Lisan

B)  Ali Canip Yöntem – Milli Edebiyat Meseleleri

C) Ziya Gökalp – Türk Medeniyeti Tarihi

D)Yakup   Kadri   Karaosmanoğlu   –   İzmir’den Bursa’ya

E) Yahya Kemal Beyatlı – Edebiyata Dair

 

46. Milli Edebiyat döneminde Türk dili, tarihi ve edebi­yatı alanlarındaki bilimsel çalışmalarıyla tanınmış; edebiyat tarihinin kurucusu olmuş; 1500’ü aşkın ki­tap ve makale bırakmıştır. Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatında ilk Mutasavvıflar, Türk Saz Şa­irleri Antolojisi… başlıca eserlerindendir.

Bu parçada bahsedilen sanatçımız aşağıdaki­lerden hangisidir?

A)  Fuat Köprülü

B)  Hamdullah Suphi Tanrıöver

C) Ziya Gökalp

D)  Mehmet Emin Yurdakul

E)  Ali Canip Yöntem

 

 

 

 

 

 

47. Aşağıdaki dizelerin  hangisinde yarım uyak kullanılmamıştır?

A)            Zile’nin yolları dardır geçilmez

Soğuktur suları bir tas içilmez

B)            Her vech ile başa çıkılmaz iken

Cendereye vurup sıkılmaz iken

C)            Kapının önünden gelir geçersin

Karanfil kokulu tütün içersin

D)            Gel seninle bir ahdaman kuralım

Bağlanalım bir kara varalım

E)            Gülşen bağlarına baykuşlar konmuş

Köşk ü sarayların haraba dönmüş

 

48.           Uçun kuşlar uçun doğduğum yere

Şimdi dağlarında mor sümbül vardır

Ormanlar koynunda bir serin dere

Dikenler içinde sarı gül vardır

Bu dizelerle ilgili aşağıda verilenlerden han­gisi yanlıştır?

A)   6 + 5 duraklıdır

B)   Çapraz uyak şeklinde uyaklanmıştır.

C)  2. ve 4. dizelerde tam uyak ve redif vardır.

D)  1. ve 3. dizelerde  redif kullanılmıştır.

E)   Pastoral şiir türündedir.

 

49.           Önünde dün beyazlar giyinirken kara kış

Bugün sensiz kalan yaz, karalar bağlar ardından

Bu dizelerde görülen söz sanatı aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Tevriye             B) Tariz                   C) Hüsn-i Talil

D) Telmih              E) Teşbih

 

50. Aşağıdakilerden hangisi makale, fıkra ve rö­portaj türlerinin ortak özelliklerinden biridir?

A)   Nesnel ölçütlere dayanmaları

B)   Konuyu ele alışlarının aynı olması

C)   Kesin sonuçlara dayalı olmaları

D)   Uzun süre okunan türler olmaları

E)   Gazete ve dergilerde yayınlanmaları

 

51. Önceleri aruzla, duyguya ve aşka dayalı konular­da şiirler yazan beş arkadaş, Ziya Gökalp’in çağ­rısıyla ve Milli edebiyatın etkisiyle hece ölçüsüy­le yazmaya başlamıştır. Bunlar daha sonraları “Beş Hececiler” olarak anılmışlardır.

Aşağıdakilerden   hangisi   bu  parçada sözü edilen edebiyatçılardan biri değildir?

A)   Halit Fahri Ozansoy

B)   Yusuf Ziya Ortaç

C)  Oktay Rifat Horozcu

D)   Enis Behiç Koryürek

E)   Faruk Nafiz Çamlıbel

 

52.  Dede Korkut Hikâyeleri’yle ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)  İslami kültürün etkilerini de taşımıştır.

B)  XVI. yüzyılda, Müslüman Oğuzlar tarafından oluşturulmuştur.

C)  Bir önsöz ve 12 ayrı hikâyenin bir araya gel­mesiyle oluşmuştur.

D) Olaylar “düzyazı”,    karşılıklı konuşmalar ise “nazım” şeklinde verilmiştir.

E)  Hem secilere, hem de aliterasyonlara yer ve­rilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

53. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ile ilgili aşa­ğıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)  Dilde yabancı sözcükler yok denecek kadar azdır.

B)  Konu hayatın her alanından alınabilir.

C) Orhun Yazıtları, bilinen ilk nesir örneğidir.

D) Sav, sagu, koşuk örnekleri daha çok “Divan ü Lûgat’it Türk”te bulunmaktadır.

E)  Konular yerli olmakla birlikte nazım biçimle­rinde yabancı etkilere rastlanır.

 

54. Aşağıdakilerden hangisi Şinasi’nin edebiyatı­mıza getirdiği yeniliklerden biri değildir?

A)  Batılı anlamdaki ilk tiyatro eseri olan “Şair Evlenmesini yazmıştır.

B)  ilk kez noktalama işaretlerini kullanmıştır.

C)  ilk tarihi roman olan “Cezmi”yi yazmıştır.

D)  1860’ta Agâh Efendi’yle birlikte ilk özel gazete “Tercüman-ı Ahvali çıkarmıştır.

E) Atasözlerini topladığı “Durub-ı Emsal’i Osma­niye” adlı eseri yazmıştır.

 

55. 1911 yılında Selanik’te çıkarılan, “halkın anlaya­cağı dili kullanma” ilkesini benimseyen derginin adı ve yazarları aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Hürriyet – Namık Kemal, Ali Canip Yöntem

B)  Genç Kalemler – Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp

C)  ibret – Recaizade Mahmut Ekrem, Şemsettin Sami, Tevfik Fikret

D) Varlık – Ceyhun Atuf  Kansu,   Faruk  Nafiz Çamlıbel

E)  Yenigün – Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem

 

56. Türk Halk edebiyatı ve Klasik Türk edebiyatı nesri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisin­de bir bilgi yanlışı vardır?

A)   Nesir de İslamiyet’in kabulünden sonra şiirde olduğu gibi iki koldan gelişmiştir.

B)   Klasik Türk edebiyatında mensur eserlerin özünde İslamiyet görüşü egemendir.

C) Divan nesrinde Halk nesrine göre daha fazla söz sanatları ve secilere yer verilmiştir.

D) Halk nesrinde dil, Divan nesrine göre daha sadedir.

E)Klasik edebiyatta tarih, Saltuknâme, Halk nes­rinde “Âşık Garip Hikâyesi ve Kâbusname” önemli eserlerdendir.

 

CEVAPLAR

1

D

17

E

33

D

49

C

2

C

18

E

34

A

50

E

3

C

19

D

35

D

51

C

4

D

20

E

36

E

52

B

5

B

21

B

37

B

53

E

6

D

22

A

38

A

54

C

7

D

23

C

39

A

55

B

8

C

24

C

40

D

56

E

9

B

25

A

41

A

 

 

10

E

26

B

42

E

 

 

11

E

27

C

43

A

 

 

12

C

28

D

44

B

 

 

13

A

29

B

45

A

 

 

14

A

30

C

46

A

 

 

15

B

31

D

47

B

 

 

16

D

32

E

48

D