Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
denemenin özellikleri – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Thu, 08 Apr 2021 19:35:12 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png denemenin özellikleri – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Deneme,Deneme Türü,Denemenin Özellikleri,Denemenin Tarihsel Değişimi,Deneme Türünde Yazılmış Eserler https://dersimizedebiyat.org/denemedeneme-turudenemenin-ozellikleridenemenin-tarihsel-degisimideneme-turunde-yazilmis-eserler.html Tue, 10 Oct 2017 16:59:57 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=117865  DENEME

Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezen­miş bir anlatım içinde sunulan düşünce merkezli düz yazı türüne deneme denir.

Denemede yazar, duygu ve düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmeden senli benli bir dille ifade eder. Dene­me, içten bir üslupla yazılır. Yazar kendisiyle konuşu­yormuş gibi bir anlatım kullanır. Bu yüzden yazar, de­nemede “ben” sözcüğünü sıkça kullanır. Nurullah Ataç Deneme, ‘ben’in ülkesidir.” der.

Denemede daha çok, evrensel düşünceler ele alınmak­la birlikte konu sınırlaması yoktur. Hemen her konu de­nemede işlenir. Denemelerde konu derinlemesine işlenmez.Denemede yazarın duyguları, düşünceleri, dünya görüşü ön plandadır, konuya yaklaşımı özneldir. Bunun sonucu olarak deneme yazarı ele aldığı konuyu, kendi­ne özgü bir yaklaşımla işler. Kendi görüş ve düşüncele­rini başka yazarların sözleriyle destekleyebilir.

Deneme Türünün Tarihsel Gelişimi

Deneme Batı edebiyatında ortaya çıkmış bir türdür. Montaigne deneme türünün ilk temsilcisi ve bu türün isim babasıdır. İngiliz yazar Bacon da önemli bir dene­me yazarıdır.

Yazınsal anlamdaki deneme, 18. yüzyılda önemli bir gelişme göstermiştir. Daha sonra özellikle romantizm akımından (19. yüzyıl) bu yana yaygınlaşarak, çağdaş edebiyatın en önemli türlerinden biri hâline gelmiştir.

Türk edebiyatında modern anlamda deneme, Tanzi­mat döneminde ortaya çıkmıştır. Tanzimat edebiyatın­da ve daha sonraki dönemlerde gazete ve dergilerde deneme benzeri yazılar kaleme alınmıştır.

Türk edebiyatında deneme türünde verilmiş pek çok eser vardır. Özellikle Cumhuriyet döneminde yazarlar denemeye özel bir önem vermişlerdir. Nurullah Ataç denemeyi bağımsız bir tür olarak ele almış ve bu türde kitaplar yayımlamıştır.

 

Edebiyatımızda bu türde eser vermiş yazarlar ve eserleri:

Nurullah Ataç, Günlerin Getirdiği;

Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşadığım Gibi;

Sabahattin Eyuboğlu, Sanat Üze­rine Denemeler;

Suut Kemal Yetkin, Düşün Payı;

Melih Cevdet Anday, Konuşarak;

Mehmet Kaplan, Nesillerin Ruhu,

Nermi Uygur, Güneşle;

Salah Birsel, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi

]]>
Deneme Türü ve Özellikleri https://dersimizedebiyat.org/deneme-turu-ve-ozellikleri-2.html Sun, 05 Jan 2014 17:15:17 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=8454 DÜZYAZI TÜRLERİ

Deneme

Bir insanın herhangi bir konuda içini dökmek, paylaşmak amaçlı kesin hükümlere varmadan samimi bir üslupla yazdığı yazılara deneme denir.

Deneme tür ve üslup olarak pek çok türe yaklaşır. Bu yüzden de yazılması en zor olan türlerdendir. Belki de adı bu yüzden denemedir. Deneme yazarken paylaşımcı ve samimi bir üslup kullanırken sohbete, düşünmemizi ortaya koyarken fıkraya, duygularımızı ortaya koyarken eleştiriye yaklaşma riski her zaman vardır.

Deneme yazarı, olay, olgu, durum ve eşyalarda sıradan insanların -eskilerin ifadesiyle- ülfet ve ünsiyet perdesiyle göremediği, farkına varamadığı ayrıntıları, dikkat etmediği hususları, incelikleri, güzellikleri, harikaları, olağanın altında yatan olağanüstülükleri görebilen, hissedebilen, düşüncesiyle ve deneyimleriyle onları okuyucular için ilginç görülebilecek şekilde yazıya dökebilen insandır. Sıradan insanın “baktığı” şeyi deneme yazarı “görür”.

Deneme dilinde çeşitli bilim, felsefe ve sanat dallarına ait terimlere yer vermekten ziyade, halk çoğunluğunun ortak günlük konuşma dilinin düşünce diline dönüştürülmesi çabası hâkimdir. Denemede bilimsel yazılardaki kuruluk ve şematiklik bulunmaz. Düşünce şiirsel, akıcı, samimî bir üslûpla sunulur. Bu bakımdan deneme yazılarının geniş halk yığınlarınca kolayca ve rahatlıkla okunabilme özelliği vardır.

Deneme yazarı yazısını yazarken, bir anlamda kendi kendisiyle diyalog içindedir. Kendi zihinsel âleminde düşünce temrinleri yapar. Felsefî metinlerde filozof, yazısında kendince sistemini kurduğu felsefî bir anlayışa, sistematik felsefî bir dünya görüşüne bağlı olarak düşüncelerini ortaya koyar. Ortaya koyduğu her metin, kendi felsefî bakış açısının birer açılımı, ayrıntısı mahiyetindedir. Ancak denemede böyle sistematik bir düşünceye bağımlılık zorunluluğu yoktur.

Denemecinin yazısında ileri sürdüğü düşünce, herhangi bir felsefe ekolüyle ilintili olmayabilir. Ancak filozof yazısında kurduğu ekole bağlı düşünce üretme çabası içindedir.

Bu türün en büyük ustası Montaigne kitabının önsözünde özetle şöyle demektedir: “Eğer mümkün olsaydı karşınıza anadan doğma çıkardım. Bu kitapta size asla bir şey kanıtlama iddiam yoktur. Elimden geldiğince size beni anlattım. Bana hak vermenizi ya da yargılamanızı istemiyorum” buradan da anlaşıldığına göre denemeler iddialı olmayan, ispat kaygısı taşımayan; temel anlamda insan doğallığına dayanan eserlerdir.

MontaigneDeneme, Avrupa edebiyatında Fransız Montaigne ile başladı. Türk edebiyatında ise Tanzimat sonrasında özellikle de Servet-i Fünûn döneminde karşımıza çıkar. Ancak asıl gelişmesini Cumhuriyet döneminde gerçekleştirir. Günümüzde deneme en sevilen türlerden biridir.

Eskiden denemeye verilen “muhasebe” ismi, onun konusu hakkında bir ipucu vermektedir. Çünkü denemeler toplumsal konulardan daha çok kişisel: konulara, soyut dünyalara ve iç hesaplaşmalara daha yakındır. Bu yönüyle fıkra türünden ayrılır. Fıkralar toplumsal konulara kişisel yaklaşımlar getirirken deneme iç dünyanın samimi itirafı gibidir.

Denemeye özgü bir konu türü yoktur. Özgürce seçilen bir konuda, yazarın kendi kendiyle konuşma havası içinde yazdığı yazı türüdür. Yazının konusu yazarın o anda aklına geliveren bir konu görünümündedir. Öğretici ve düşünsel yanı da vardır.

Denemenin belirleyici özellikleri:

 • Makale gibi düşünsel plânla yazılır. Fakat makaleden kısa yazılardır.

 • Yazar anlattıklarını kanıtlamak zorunda değildir. Bilimselden çok kişisel görüşünü açıklar, okuyucusunu kendisi gibi düşündürme kaygısı yoktur.

 • Günübirlik yazılardır, en beğenileni bile birkaç gün sonra unutulur.

Serbest düşüncenin ifade alanı ve nesrin bir türü olarak deneme, yazarın gözlemlediği ya da yaşadığı olay, olgu, durum ve izlediği objelerle ya da herhangi bir kavramla ilgili izlenimlerinin herhangi bir plâna bağlı kalmayarak, deliller getirip kanıtlama yoluna gerek duymadan ve kesin hükümler vermeden, tamamen kişisel görüşüyle serbestçe yazıya döktüğü birkaç sayfayı geçmeyen kısa metinlere denir.

Deneme, derin düşünceden çok, kişinin kendi dışındaki nesnelerle herhangi bir konuda gerçek ya da hayalî olarak girdiği diyalogun ürünüdür.

Deneme yazarı, olay, olgu, durum ve eşyalarda sıradan insanların eskilerin ifadesiyle ülfet ve ünsiyet perdesiyle göremediği, farkına varamadığı ayrıntıları, dikkat etmediği hususları, incelikleri, güzellikleri, harikaları, olağanın altında yatan olağanüstülükleri görebilen, hissedebilen, düşüncesiyle ve deneyimleriyle onları okuyucular için ilginç görülebilecek şekilde yazıya dökebilen insandır. Sıradan insanın “baktığı” şeyi deneme yazarı “görür”.

Deneme dilinde çeşitli bilim, felsefe ve sanat dallarına ait terimlere yer vermekten ziyade, halk çoğunluğunun ortak günlük konuşma dilinin düşünce diline dönüştürülmesi çabası hâkimdir. Denemede bilimsel yazılardaki kuruluk ve şematiklik bulunmaz. Düşünce şiirsel, akıcı, samimî bir üslûpla sunulur. Bu bakımdan deneme yazılarının geniş halk yığınlarınca kolayca ve rahatlıkla okunabilme özelliği vardır. Deneme yazarı yazısını yazarken, bir anlamda kendi kendisiyle diyalog içindedir. Kendi zihinsel âleminde düşünce temrinleri yapar.

Felsefî metinlerde filozof, yazısında kendince sistemini kurduğu felsefî bir anlayışa, sistematik felsefî bir dünya görüşüne bağlı olarak düşüncelerini ortaya koyar. Ortaya koyduğu her metin, kendi felsefî bakış açısının birer açılımı, ayrıntısı mahiyetindedir. Ancak denemede böyle sistematik bir düşünceye bağımlılık zorunluluğu yoktur. Denemecinin yazısında ileri sürdüğü düşünce, herhangi bir felsefe ekolüyle ilintili olmayabilir. Ancak filozof yazısında kurduğu ekole bağlı düşünce üretme çabası içindedir.

Klâsik Türk edebiyatındaki münşeât mecmualarındaki yazılar ve Kâtip Çelebi (16091657) gibi yazarlar bir tarafa bırakılırsa, modern anlamda deneme türü, Türk edebiyatında asıl olarak gazete ile birlikte ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk özel gazete Tercümanı Ahval (1860)’in yayın hayatına başlamasından itibaren gazetelerde çıkan değişik yazılar, zamanla ayrı bir tür olan deneme için dil, anlatım ve yaklaşım bakımından zemin oluşturmuşlardır. Tanzimat’tan itibaren bir süre gazete ve dergilerde “musâhabe” üst başlığı altında deneme benzeri yazılar kaleme alınmıştır.

Türk edebiyatında deneme türünde pek çok ürün verilmiştir. Bu tür içine koyabileceğimiz ürünler, genellikle değişik zamanlarda çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazıların bir araya getirilip kitaplaşmış şekilleridir. Bu eserlerde yer alan yazıların bir kısmı, inceleme, eleştiri yazısı olarak da görülebilir. Bunun yanında bir kitapta yer alan yazıların bir kısmı edebiyat, bir kısmı tarih, bir kısmı felsefe, bir kısmı başka konularda olabilmektedir. O bakımdan deneme türü için çok kesin sınıflandırma ve sınırlandırmalar yapılamamaktadır.

Türk edebiyatında ilk deneme kitapları arasında Ahmet Haşim’in Bize Göre , Gurebahanei Laklakan; Ahmet Rasim’in pek çok yazısı; Mahmut Sadık’ın Takvimden Yapraklar ; Refik Halit Karay’ın Bir Avuç Saçma, Bir İçim Su , İlk Adım , Üç Nesil Üç Hayat , Makyajlı Kadın , Tanrıya Şikâyet ; Falih Rıfkı Atay’ın Eski Saat, Niçin Kurtulmak , Çile , İnanç , Pazar Konuşmaları , Kurtuluş , Bayrak  gibi kitaplarını saymak mümkündür.

]]>