Tür, edebiyat eserlerinin biçimlerine, konularına ve teknik özelliklerine göre ayrılmasıdır. Bunlar iki ana grupta incelenir: Yazı Türleri ve Şiir Türleri.
YAZI TÜRLERİ
Yazı türleri, cümleler halinde ortaya konan, sözlerin belli kalıplar içine (ölçü, kafiye, nazım şekli) sıkıştırılmadığı anlatım türleridir. Bunların en önemlileri şunlardır:
ROMAN
Olmuş ya da olabilecek olayların anlatıldığı uzun yazılardır.
Roman belli bir olay etrafında gelişir ve olaylar ayrıntılarıyla anlatılır. Çoğu zaman şahıs kadrosu geniştir. Kişiler ayrıntılı olarak tanıtılır. Çevrenin tanıtımına özen gösterilir.
Temsil ettiği akıma göre romantik roman, realist roman, naturalist roman; konusuna göre aşk romanı, toplumsal roman, polisiye roman, macera romanı gibi isimler alır.
Türk edebiyatında Tanzimat’tan sonra görülür. İlk örneği Şemseddin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanıdır. Batı romanı ölçüsünde en başarılı romanları ise Halit Ziya Uşaklıgil yazmıştır. Namık Kemal, Mehmet Rauf, Reşat Nuri, Yakup Kadri, Peyami Safa diğer ünlü romancılarımızdır.
HİKAYE
Anlatımı bakımından romana benzeyen, ancak romandan daha kısa bir yazı türüdür.
Hikayede olaylar genellikle yüzeyseldir. Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir anı içinde anlatılır. Genellikle kişilerin tek yönü üzerinde (çalışkanlık, titizlik, korkaklık v.s) durulur. Bu da romanla aynı dönemlerde oluşmaya başlamış ve özellikle Realizm döneminde önemli bir tür haline gelmiştir.
Türk edebiyatında yine Tanzimat’la görülmeye başlanan hikaye türünde Halit Ziya, Ömer Seyfettin, Memduh Şevket, Sait Faik önemli eserler vermişlerdir.
MASAL
Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür. Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilir.
Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür. Yer ve zaman belli değildir. Kahramanlar insan üstü nitelikler gösterir. İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. Masallarda eğiticilik esastır. Çoğu kez evrensel konular işlenir. Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür. Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanıdır. Eflatun Cem Güney masallarımızı derlemiş ve bir kitap halinde yayımlamıştır.
DENEME
Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür.
Deneme yazarı görüşlerini aktarırken samimi bir dil kullanır. Kendi içiyle konuşuyormuş gibi bir hava içindedir.
Deneme her konuda yazılabilir. Ancak daha çok tercih edilen konu her devrin, her ulusun insanını ilgilendiren, kalıcı, evrensel konulardır.
Ele alınan konu çoğu zaman derinleştirilerek anlatılır.
Denemenin ilk örneklerini Fransız yazar Montaigne vermiştir. Daha sonra İngiliz yazar Bacon türü geliştirmiştir.
Edebiyatımızda Cumhuriyet’ten sonra görülmeye başlanan bu türde Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sebahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim güzel örnekler vermişlerdir.
FIKRA
Yazarın gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla, hiç kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa günübirlik yazılardır. Bu tür yazıları nükteli hikayecikler biçimindeki Nasrettin Hoca fıkralarıyla karıştırmayalım.
Fıkra, bir gazete yazı türüdür. Gazetenin belli bir köşesinde genel bir başlıkla yazılan fıkralarda mesele kısaca incelenir ve mutlaka bir sonuca varılır. Daha çok alaylı bir dille, bazen eleştiri bazen sohbet tarzında yazılır. Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava hakimdir yazılarda.
Edebiyatımızda özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınır. Daha sonra Ahmet Haşim, Refik Halit, Peyami Safa sayılabilir.
MAKALE
Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak kanıtlamaya çalıştığı ve böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçladığı yazı türüdür. Makalede temel unsur düşüncedir.
Makale, gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir gazete yazı türüdür. Bizde de ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinin çıkmasıyla görülür. İlk makale de aynı gazetede Şinasi tarafından yazılmıştır.
Makalede amaç bilgi aktarmak ya da görüşlerine okuyucuyu inandırmak olduğundan açık, anlaşılır, ciddi bir dil kullanılır. Seçilen konuya göre uzun da olabilir kısa da.
Makale her konuda yazılabilir. Bu konu günlük olabileceği gibi, felsefi, bilimsel, sanatsal da olabilir. Ama edebi makale elbette sanatla ilgili olanıdır.
Edebiyatımızda Tanzimat döneminden beri görülen makale türünde Namık Kemal, Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Halit Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi ünlü birkaç isimdir.
ELEŞTİRİ
Bir sanatçının, bir sanat eserinin iyi ve kötü yanlarını ortaya koyarak onun gerçek değerini belirleyen yazılardır. Eleştiri yazarı – yani eleştirmen – eser hakkında okuyucuyu bilgilendirir; hem eserin yazarına hem okura yol gösterir.
İki tür eleştiri vardır: İzleminsel eleştiri ve Nesnel eleştiri.
İzlenimsel eleştiri, Anatole France’in ilkelerini belirlediği ve eleştirmenin bir eseri kendi zevk ölçülerini göz önüne alarak incelediği eleştiri türüdür. Bu tür eleştirilerde öznel yargılar çok olacağından günümüzde bu tür pek rağbet görmez.
Nesnel eleştiride ise her eserin değerlendirilmesinde kullanılabilecek belli ölçütler vardır. Eleştirmen mümkün olduğunca kişisel yargılarda bulunmaktan kaçınır. Bilimsel araştırmalardan yararlanarak, eseri ister beğensin ister beğenmesin, tarafsız bir gözle onun değerini ortaya koyar.
Avrupa’da Boielau, Saint Beuve, Taine, France eleştirileriyle tanınır.
Edebiyatımızda Hüseyin Cahit, Cenap Şehabettin, Ali Canip, Yakup Kadri, Nurullah Ataç, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, eleştiri alanında yazılar yazan ünlü birkaç isimdir.
GEZİ YAZISI
Gezilip görülen yerler hakkında yazılan yazılardır. Kişi gezi esnasında birçok yer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızada tutmak güç olacağından gezi esnasında not alınır ve gezi yazılarında bunlar hikaye edilir.
Gezi yazısında yazar daima gezdiği yerleri anlatmalı, uydurma, yanlış bilgiler vermemelidir. Gördüklerini okuyucunun daha iyi algılaması için, karşılaştırma yapar. Okur sanki o yerleri yazarla birlikte gezer gibi olur.
Eski edebiyatımızda gezi yazısına “seyahatname” denirdi. Bu alanda Evliya Çelebi’nin “Seyahatnamesi” ünlüdür.
Ancak asıl gezi yazarları Avrupa’ya açılma döneminde görülmeye başlanmış, gidilen Avrupa şehirleriyle ilgili yazılar yazılmıştır. Namık Kemal, Ziya Paşa bunların başında gelir.
Gezi yazılarını kitaplaştıran yazarlarımız da vardır. Ahmet Mithat Efendi, Avrupa’da bir Cevelan; Cenap Şehabettin, Hac Yolunda, Avrupa Mektupları; Ahmet Haşim, Frankfurt Seyahatnamesi; Reşat Nuri, Anadolu Notları; Falih Rıfkı, Denizaşırı, Zeytindağı, Taymis kıyıları bunlardan bazılarıdır.
ANI
Bir yazarın kendisinin yaşadığı ya da tanık olduğu olayları sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır. Yazarın kendini okura açtığı bir tür olduğundan içtendir ve bu yönüyle çok tutulur.
Anılar belli bir dönemin yorumlandığı yazılar olduğundan tarihi bir belge özelliği de gösterir. Ancak bu, bilimsel olamaz; çünkü yazarın olaylara kişisel bakışı söz konusudur.
Üslup yönüyle gezi yazısına benzerse de, yazarın dış dünyadan çok kendinden söz etmesi anıyı belli eder. Zaten eski edebiyatımızda anı, gezi yazısı hatta tarih iç içedir.
Özellikle Tanzimat’la başlayan anı türündeki yazılar Cumhuriyet döneminde önemli bir tür olmuştur. Anılarını kitaplaştıran yazarlarımız da vardır. Namık Kemal, Magosa Mektupları; Ziya Paşa, Defter-i Amal; Ahmet Rasim, Şehir Mektupları; Halit Ziya, Kırk Yıl, Saray ve Ötesi; Hüseyin Cahit, Edebi Hatıralar; Falih Rıfkı, Çankaya adlı eserlerinde anılarını anlatmışlardır.
BİYOGRAFİ
Bir kişinin hayatının anlatıldığı yazılardır. Bunlarda amaç o kişiyi tüm yönleriyle (hayatı, eserleri, kişiliği, görüşleri vs.) tanıtmaktır.
Biyografi açık, sade bir dille, anlatılan kişinin devrini, çevresini dikkate alarak yazılır.
Divan edebiyatında şairleri anlatan bu tür eserlere “Tezkire” denirdi. Türk edebiyatında bunun ilk örneğini Ali Şir Nevai vermiştir.
Yazar eğer kendi hayatını anlatmışsa yazıya otobiyografi denir. Çoğu zaman bunlarda sanatçı kendiyle beraber aile büyüklerinden çevreden, aile içi durumlarından da söz eder.
Otobiyografiler üslup yönüyle anıya benzer; ancak anı otobiyografi içinde bir bölüm sayılabilir. Yani otobiyografi daha uzun bir dönemi içine alır.
MEKTUP
Genel anlamda kişinin bir haberi, olayı, arzuyu bir başkasına anlattığı yazılardır. Özel mektup, iş mektubu, edebi mektup türleri vardır. Bunlar içinde bizi edebi mektup ilgilendiriyor.
Bu tür mektuplar açık olarak bir gazetede ya da dergide yayımlanır. Yazar birine hitaben herhangi bir konudaki görüşlerini, duygularını anlatır. Ancak asıl amacı bunları herkese duyurmaktır.
Mektup, Divan edebiyatında da kullanılmıştır. Fuzûli’nin “Şikayetname” adlı eseri bu türdendir. Tanzimat’tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup görülür.
Bazı yazarlar mektuplardan oluşan romanlar da yazmışlardır. Halide Edip’in “Handan” romanı bunlardan biridir.
SOHBET
Bir konunun fazla derinleştirilmeden, biriyle konuşuyormuş gibi anlatıldığı fikir yazılarıdır. Sohbet yazılarında herkesi ilgilendirecek konular seçilir. Cümleler çoğu zaman konuşmadaki gibi devriktir. Yazar sorulu cevaplı cümlelerle, konuşuyormuş hissi verir.
Üslup olarak fıkraya benzerse de gazete yazı türü olmaması, az sözle çok şey anlatmayı amaçlamaması, dışa dönük olması onu fıkradan ayırır.
Edebiyatımızda Ahmet Rasim, Şevket Rado sohbet türüne özel bir önem vermişlerdir.
GÜNLÜK
Ne gün yazıldığını belirtmek için tarih atılan, çoğu zaman her günün sonunda o gün olup bitenin, sıcağı sıcağına anlatıldığı, olaylarla ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapıldığı yazılardır bunlar.
Her gün yazıldığı için kısa olan bu yazılar, yazarının hayatından izler verdiğinden içten ve sevecendir.
Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioğlu’nun günlükleri kitap halinde yayımlanmıştır.
ŞİİR TÜRLERİ
Her şiirin belli bir konusu, üslubu vardır. Kimi aşk, ayrılık konusunu işler, kimi okura bir bilgiyi özlü bir şekilde verir. Kimi birini eleştirir vs. İşte şiirlerin bunlara göre sınıflandırılması şiir türlerini ortaya koyar. Bunlar Yunanca’daki adlarıyla adlandırılır: Lirik, Epik, Didaktik, Pastoral, Satirik, Dramatik. Tanzimat’tan sonra oluşan bu adlandırmadan önce Türk şiiri, nazım şekillerine göre sınıflandırılırdı: Gazel, Kaside, Şarkı, Koşma, Destan, Varsağı vs.
Şimdi şiir türlerini açıklayalım.
LİRİK ŞİİR
Aşk, ayrılık, hasret, özlem konularını işleyen duygusal şiirlerdir. Okurun duygularına, kalbine seslenir. Eskiden Yunanlılarda “lir” denen sazlarla söylendiğinden bu adı almıştır. Tanzimat döneminde de bir saz adı olan “rebab” dan dolayı bu tür şiirlere rebabi denmiştir. Divan edebiyatında gazel, şarkı; Halk edebiyatında güzelleme türündeki koşma, semai lirik şiire girer.
EPİK ŞİİR
Destansı özellikler gösteren şiirlerdir. Kahramanlık, savaş, yiğitlik, konuları işlenir. Okuyanda coşku, yiğitlik duygusu, savaşma arzusu uyandırır. Daha çok, uzun olarak söylenir. Divan edebiyatında kasideler, Halk edebiyatında koçaklama, destan, varsağı türleri de epik özellik gösterir. Tarihimizde birçok şanlı zaferler yaşadığımızdan, epik şiir yönüyle bir hayli zengin bir edebiyatımız vardır.
DİDAKTİK ŞİİR
Bir düşünceyi, bir bilgiyi aktarmak amacıyla yazılan şiirlerdir. Bunlar okurun aklına seslenir. Duygu yönü az olduğundan kuru bir anlatımı vardır. Kafiye ve ölçülerinden dolayı akılda kolay kaldığından, bilgiler bu yolla verilir. Manzum hikayeler, fabller hep didaktik özellik gösterir.
PASTORAL ŞİİR
Doğa güzelliklerini , çobanların doğadaki yaşayışlarını anlatan şiirlerdir. Doğaya karşı bir sevgi bir imrenme söz konusudur bunlarda. Eğer şair doğa karşısındaki duygulanmasını anlatıyorsa “idil”, bir çobanla karşılıklı konuşuyormuş gibi anlatırsa eglog adını alır.
SATİRİK ŞİİR
Eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir. Bir kişi, olay, durum iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir. Bunlarda didaktik özellikler de görüldüğünden, didaktik şiir içinde de incelenebilir. Ancak açık bir eleştiri olduğundan ayrı bir sınıfa alınması daha doğrudur. Bu tür şiirlere Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama yeni edebiyatımızda ise yergi adı verilir.
DRAMATİK ŞİİR
Tiyatroda kullanılan bir şiir türüdür.Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum dram tiyatro türünün (19.yy) çıkışına kadar sürer. Bundan sonra tiyatro metinleri düzyazıyla yazılmaya başlanır.
Dramatik şiir harekete çevrilebilen şiir türüdür. Başlangıçta trajedi ve komedi olmak üzere iki tür olan bu şiir türü dramın eklenmesiyle üç türe çıkmıştır.
Bizde dramatik şiir türüne örnek verilmemiştir. Çünkü bizim Batı’ya açıldığımız dönemde (Tanzimat) Batı’da da bu tür şiirler yazılmıyordu; nesir kullanılıyordu tiyatroda. Bizim tiyatrocularımız da tiyatro eserlerini bundan dolayı nesirle yazmışlardır. Ancak nadirde olsa nazımla tiyatro yazan da olmuştur. Abdülhak Hamit Tarhan gibi…
Şimdi bunları ayrı ayrı görelim.
TRAJEDİ
Seyircide korku ve acıma hislerini uyandırarak onu kötü duygularından arındırmayı amaçlayan tiyatro türüdür. Sıkı kuralları vardır. Özelliklerinden bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
En ünlü trajedi yazarları; Eski Yunan’da Aiskhylos, Eurupides, Sophokles; Klasik Fransız edebiyatında Corneille ve Racine’dir.
KOMEDİ
İnsanları güldürerek eğitmeyi amaçlayan tiyatro türüdür. Her gülünç şeyin altında ders alınacak acı bir gerçeğin olduğuna inanılır. Özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.
İnsan karakterinin gülünç ve eksik yanlarını anlatanlara karakter komedyası, toplumun gülünçlüklerini anlatanlara töre komedyası, olayların merak uyandıracak şekilde işlendiği eserlere entrika komedyası adı verilir.
Komedi türü 17. yüzyıldan sonra düzyazıyla yazılmaya başlanmıştır.
En ünlü komedi yazarları eski Yunan’da Aristophanes, Klasik Fransız edebiyatında Moliére’dir.
DRAM
19. yüzyılda trajedinin sıkı kurallarını yıkmak amacıyla meydana getirilen tiyatro türüdür. Özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.
En ünlü dram yazarları: İngiliz yazar Shakespeare dramın ilk ürünlerini vermiştir. Ancak bu türün özelliklerini Victor Hugo belirlemiştir. Schiller, Geothe diğer ünlü dram yazarlarıdır.
Türk edebiyatında batılı anlamda sahne tiyatrosu Tanzimat’tan sonra görülür. Bundan önce Halk arasında yüzyıllar boyu sürmüş seyirlik oyunlar vardı. Ortaoyunu, meddah, Karagöz ile Hacivat bunların başlıcalarıdır. Bunların özelliklerini ileride anlatacağız.
ŞİİR BİLGİSİ
Şiir, gerek içerik gerekse söyleyiş bakımından özgün, etkilemeye, duygulandırmaya yönelik bir söz sanatı ürünüdür. Şiirin söz dizimi düzyazının söz diziminden farklıdır. Bu dizim, dilin kurallarına göre olmaktan çok ahenge göre düzenlenir.
Şiir bir nazımdır; yani dizme, düzene koymadır. Bu dizmenin de belli öğeleri vardır. Bunlar ölçü, kafiye, redif, gibi her biri kendine göre bir düzen ifade eden öğelerdir. Bunları şu şekilde inceleyebiliriz.
ÖLÇÜ
Şiirde, hecelerin sayılarına ya da, heceyi oluşturan seslerin uzunluk kısalıklarına göre bir düzen oluşturulur. Bu düzene de ölçü denir. Edebiyatımızda iki tür ölçü kullanılmıştır: Hece ölçüsü ve Aruz ölçüsü.
HECE ÖLÇÜSÜ
Şiirde dizeleri oluşturan sözcüklerin hece sayılarının eşitliğine dayanan ölçüdür. Birinci dizede kaç hece varsa şiirin tüm dizelerinde de aynı sayıda hecenin kullanılması gerekir.
Hece ölçüsüyle yazılmış dizeler okunurken belli yerlerde durulduğu, dizenin bölümlere ayrıldığı görülür. Okunurken durulan bu yerlere durak denir. Çoğu zaman şiirin tamamındaki duraklar da aynı sayıda heceler halinde bölünür. Durak hiçbir zaman bir sözcüğün ortasına gelmez, her zaman sonuna gelir.
Hece ölçüsü Türk şiirinin en eski, ulusal ölçüsüdür. Bilinen en eski şiirlerden başlayıp hiç kesintiye uğramadan ve her çağda yeni güzellikler, zenginlikler kazanarak günümüze kadar gelmiştir.
En çok kullanılan hece kalıpları 7’li, 8’li ve 11’li ölçülerdir.
ARUZ ÖLÇÜSÜ
Dizelerdeki hecelerin uzunluk ve kısalığına göre , açık (ünlüyle bitmesi) ya da kapalı (ünsüzle bitmesi) oluşuna göre düzenlenmesidir.
Birinci dizedeki hecelerin özellikleri, ikinci dizedeki hecelerde de sırasıyla aynıdır.
Aruz ölçüsünün belli kalıpları vardır. Bu kalıplar kısa hecelerin nokta (.), uzun hecelerin çizgiyle (—) gösterilmesiyle düzenlenir.
Hecelerin özelliklerinin gösterildiği bu işaretlerin adlandırıldığı kalıplar vardır.
mef û lü me fâ î lü me fâ î lü fe û lün
Sorularda aruz vezninin yapısıyla ilgili herhangi bir soru sorulmuyor. Bu nedenle fazla ayrıntıya girmeyelim.
Aruz ölçüsü Türk edebiyatına, Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden sonra Arap va Fars edebiyatlarından girmiştir. Bu ölçüyle yazılan elimizdeki en eski eser Kutadgu Bilig’dir.
Divan edebiyatında en güzel şekilde kullanılan aruz ölçüsü, Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati topluluğundaki sanatçılar tarafından da kullanılmıştır.
Türk dilinin ses yapısı aruz ölçüsüne pek uygun değildir. Çünkü Türkçede aruzun temelini oluşturan uzun ünlü yoktur. Bu nedenle aruzun Türkçeye uygulanmasında birçok hata, zorlamalar görülür. Bunlardan birkaçını açıklayalım.
İmale
Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır.
Zihaf
İmalenin tersidir. Yani kalıba uydurmak için, Arapça, Farsça sözcüklerdeki uzun heceleri kısa saymaktır.
Ulama
Divan şiirinde en zok kullanılan ses unsurlarından biri de ulamadır. Ulama yapılan yerlerde ulanan sözcüklerdeki heceler, tek bir sözcükmüş gibi ayrılır. Elbette bu bir kusur sayılmaz.
KAFİYE (UYAK)
Şiirde dize sonlarında kullanılan aynı ya da benzer seslere kafiye denir. Benzer seslerin sayısına göre dört grupta incelenir.
Yarım Kafiye
Dize sonlarında tek ses benzeşiyorsa yarım kafiye oluşur.
Yandırdın gönlümü aldın keman kaş
Gösterdin zülfünü, eyledin bir hoş
dizelerinde, sonda bulunan “kaş” ve “hoş” sözcüklerinin sonundaki “ş” sesleri, yani tek ses benzeşiyor; öyleyse burada yarım kafiye vardır.
Tam Kafiye
Dize sonlarında iki ses benzeşiyorsa, tam kafiye kullanılmıştır.
Ürperme veren hayale sık sık
Her bir kapıdan giren karanlık
Çok belli ayak sesinden artık
dizelerinin sonunda kullanılan altı çizili “ık” sesleri, iki sesten oluştuğundan tam kafiye oluşturmuştur.
Bazen dize sonunda uzun okunan tek ünlü benzerliği olabilir. Arapça ve Farsça sözcüklerde görülen uzun ünlüler iki ses değeri taşır. Yani tam kafiye oluşturur.
Bir mısra işittim yine ey şah-ı dilarâ
Bir hoşça da bilmem ne demek istedi ammâ
dizelerinde altı çizili “â” sesi iki ses değeri taşıdığından beyitte tam kafiye kullanılmıştır.
Sakin koyu, şen cepheli kasrıyla Küçüksu
Ardında yatan semtinin ormanları kuytu
dizelerinde ise dize sonlarındaki “u” sesleri uzun olmadığından yani tek ses değeri taşıdığından dizelerde yarım kafiye vardır.
Zengin Kafiye
İkiden fazla ses benzerliğine dayanan kafiyedir.
Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık
Yalnız, arabacının dudağında bir ıslık
dizelerinde dize sonlarındaki “lık” sesleri ikiden fazla olduğundan, zengin kafiye oluşturmuştur.
Bazı dizelerde dizelerden birinin sonundaki sözcüğün tamamı diğerinin sonundaki sözcüğün sesleri arasında bulunabilir. Buna tunç kafiye denir. Tunç kafiye zengin kafiyenin bir çeşididir.
Ay geçer yıl geçer uzarsa ara
Giyin kara libas yaslan duvara
dizelerinde birinci dizenin sonundaki “ara” sözü, ikinci dizenin sonundaki “duvara” sözünün sesleri içindedir; yani tunç kafiye oluşturmuştur.
Cinaslı Kafiye
Yazılışları aynı, anlamları arasında hiçbir ilgi bulunmayan sözcüklerin dize sonlarında kullanılmasıyla oluşan kafiyedir.
Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç
dizelerinde sonda bulunan “geç” sözcüklerinin sesleri aynıdır. Ancak birincisi “erken” sözünün karşıtı, diğeri ise “geçmek” fiilinin emir çekimidir. Dolayısıyla anlamları arasında hiçbir ilgi yoktur; cinaslı kafiye oluşturmuştur.
REDİF
Dize sonlarında aynı sözcüklerin ya da aynı ses ve görevdeki eklerin kullanılmasıyla oluşur. Bu, daima kafiyeden sonra gelir. Hatta bazen dize sonunda kafiye hiç bulunmaz, ses benzerliği redifle sağlanır.
Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
dizelerinde “yollar” sözü iki dizede de kullanılmış; dolayısıyla redif olmuştur. Ondan önceki “kıvrılan” ve “yılan” sözcüklerindeki “ılan” sesleri ortak olduğundan zengin kafiye oluşmuştur.
Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar
dizelerinde “yaslı yollar” sözcükleri aynı olduğundan rediftir “bağlayan” ve “ağlayan” sözcüklerinde ise “bağla-“, “ağla-” sözcüklerindeki “-an” ekleri sıfat-fiildir. Hem sesleri hem görevleri aynı olan bu ekler, “y” kaynaştırma harfleriyle beraber redif olur.
Bazen dize sonlarındaki eklerin sesleri aynı, görevleri farklı olabilir; bunlar redif sanılmamalıdır.
Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı
dizelerinin sonundaki “bucağı” ve “ocağı” sözcüklerindeki “ı” eklerinin görevleri farklıdır. Birincide iyelik eki olan bu ek diğerinde hal ekidir, dolayısıyla redif oluşturmamıştır, “cağı” sesleri zengin kafiye oluşturmuştur.
KAFİYE ÖRGÜSÜ
Dörtlüklerde birbiriyle kafiyeli dizeler değişik şekillerde dizilir. Bu dizilişe kafiye örgüsü denir. Üç grupta incelenir.
1. Çapraz Kafiye
Dörtlüğün birinciyle üçüncü, ikinciyle dördüncü dizelerinin kendi arasında kafiyeli olmasıdır. Aşağıdaki şiirin birbiriyle kafiyeli dizelerini aynı sembolle gösterirsek daha kolay anlaşılır:
| Bağından her güzel bir gül seçerdiT.K. Redif | ____ | a |
| Bundan mı sarardın, soldun, ey gönülT.K. Redif | ____ | b |
| Kadınlar geçerdi, kızlar geçerdiT.K. Redif | ____ | a |
| Bir zaman aşk için yoldun ey gönülT.K. Redif | ____ | b |
Görüldüğü gibi dörtlükte birinci dizeyle üçüncü dize, ikinci dizeyle dördüncü dize kafiyelidir. Bu, çapraz kafiye düzeni demektir.
2. Düz Kafiye
Dörtlüğün birinci dizesiyle ikinci, üçüncü dizesiyle dördüncü dizelerinin kendi arasında kafiyeli olmasıdır.
| Nice günler bu şeametli ölümT.K. | ____ | a |
| Oldu çok kimseye bir gizli düğümT.K. | ____ | a |
| Nice günler bakarak dalgalaraT.K. Redif | ____ | b |
| Dediler: “Uğradı Leyla nazaraT.K. Redif | ____ | b |
3. Sarma Kafiye
Dörtlüğün birinciyle dördüncü, ikinciyle üçüncü dizelerinin kafiyeli olmasıdır.
| En son Bektaş Ağa çöktü diz üstüT.K. | ____ | a |
| Titrek elleriyle gererken yayıT.K. Redif | ____ | b |
| Her yandan bir merak sardı alayıT.K. Redif | ____ | b |
| Ok uçtu, hedefin kalbine düştüT.K. | ____ | a |
Bu tür bir kafiyelenme Halk şiiri ve Divan şiirinde görülmez Halk şiirinde koşma tipi kafiye, mani tipi kafiye gibi kafiye örgüleri vardır. Divan şiirinde ise gazel, mesnevi, rübai tipi kafiyelenme görülür.
]]>
1. Fıkra ile makalenin karşılaştırılmasıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Yazar ikisinde de kendi düşüncelerini açıklar.
B) Fıkrada konu, makaleye göre çok yüzeysel kalır.
C) Fıkranın anlatımı, makaleninkinden daha yalındır.
D) İkisi de gazete ve dergi yazısıdır.
E) İkisinde de savunulan görüşü ispatlama zorunluluğu vardır.
| 2. | Yazınsal tür | Ünlü sanatçısı |
I. Makale Şinasi
II. Fıkra Çetin Altan
III. Eleştiri Namık Kemal
IV. Deneme Abdülhak Hamit
V. Anı Ziya Paşa
Yukarıda verilen eşleştirmelerden hangisi yanlış verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
3. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi biyografi türünün tanınmış simalarından değildir?
A) Şevket Süreyya Aydemir
B) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
C) Behçet Necatigil
D) Şeyhi
E) Ömer Seyfettin
4. Bir gerçeği açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da bir savı savunmak, desteklemek amaçlı yazılan yazılardır. Daha çok siyasal ve toplumsal olaylara, sanat ve bilince yönelik olarak yazılan bir yazınsal türde anlatım nesneldir.
Yukarıda özellikleri verilen nesir türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fıkra
B) Eleştiri
C) Makale
D) Deneme
E) Biyografi
5. Makale türünün bizde ilk örneğini kim, hangi eserle vermiştir?
A) Şinasi – Mukaddime
B) Ahmet Haşim – Bize Göre
C) A. Mithat Efendi – Avrupa’da Bir Cevelan
D) Cenap Şehabettin – Hac Yolunda
E) F. Rıfkı Atay – Denizaşırı
6. Aşağıdakilerden hangisi komedyanın özelliklerinden değildir?
A) Seyirciye ibret vermek veya hoşça vakit geçirtmek için yazılır.
B) Olay birden çoktur. Sadece mekan ve zaman birliği vardır.
C) Kişiler seçkin tabakadan insanlardır.
D) Üslup olarak sınırlama yoktur.
E) En büyük sanatçısı Moliere’dir.
7. Belli bir insan tipini ele alarak insanın kusurlarını ve gülünç yanlarını ele alan komedi türüdür. Moliere’nin “Cimri”, “Tartüffe”, Sheakspeare’nin “Venedik Taciri” bu türün en güzel örneklerindendir.
Yukarıda özellikleri verilen komedi türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Töre komedyası
B) Entrika komedyası
C) Karakter komedyası
D) Tip komedyası
E) Aşamalı komedya
8. Aşağıdakilerden hangisi masalın özelliklerinden değildir?
A) Baş kısmında giriş mahiyetinde bir tekerleme yer alabilir.
B) Şahıs kadrosu kalabalık ve çeşitlidir.
C) Etkisini, anlatılıp dinlendiği zaman gösterir.
D) Yer, zaman ve mekan bilinir.
E) Nazım ya da nesir olarak oluşturulabilir.
9. türü, sahasında akımıyla yer bulmuştur. de “ ” adlı oyununun önsözünde bu türü açıklamıştır.
Bu parçadaki bilgi yanlışlığının giderilmesi için altı çizili yerlerden hangisinde bir değişiklik yapılmalıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
10. Türk edebiyatında ilk öykü sayılan “Letaif-i Rivayât”ın yazarı kimdir?
A) Ahmet Mithat Efendi
B) Sami Paşazade Sezai
C) Ömer Seyfettin
D) Abdülhak Hamit Tarhan
E) Ziya Paşa
11. Aşağıdaki kavramlardan hangisi yanlış açıklanmıştır?
A) Siyer: Hz. Peygamberin hayatını anlatan eserler.
B) Ortaoyunu: Pişekar ve Kavuklu’nun başrollerinde olduğu irticalen oynanan güldürü.
C) Meddah: Değişik taklitlerin yapıldığı, küçük hikayelerin anlatıldığı birçok şahsın rol aldığı güldürü.
D) Tuluat: Bir metne bağlı olmaksızın sahnede akla gelen sözlere dayalı oyun.
E) Menkıbe: Din büyüklerinin, dervişlerin hayat hikayelerinin anlatılması.
12. Emir, Beyoğlu’nun dar sokaklarına girdi. İlk gördüğü ahbabına takılarak her günkü sonu bitmez yolculuğuna başladı. Önce gece mesaisini doldurmayı bekleyen garsonun yanına uğradı. Bir iç geçirmeyle, ezile büzüle karnını doyurdu. Ardından lavaboları temizlemeye aşağı indi. Patronun isteklerini yerine getirdi. Cebine koyduğu üç kuruş, suratına inen belki bininci tokattı.
Bu parçanın türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fıkra B) Öykü
C) Makale D) Anı
E) Deneme
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
|
1 E 2 D 3 E 4 C |
5 A 6 C 7 C 8 D |
9 D 10 A 11 C 12 B |
]]>
1. I. İlk edebi roman
II. İlk realist roman
III. İlk tarihi roman
Yukarıda numaralandırılmış bilgiler aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
| I | II | III |
A) Mai ve Siyah Cezmi Araba Sevdası
B) İntibah Araba Sevdası Cezmi
C) Araba Sevdası İntibah Karabibik
D) Karabibik Eylül Telemak
E) İntibah Mai ve Siyah Cezmi
2. Aşağıdakilerden hangisi “trajedi”nin özelliklerinden değildir?
A) Çirkin olaylar sahnede gösterilmez.
B) Diyaloglarda kaba sözlere yer verilmez.
C) Yüksek üslupla yazılır.
D) Üç birlik kuralına uyar.
E) Amaç, insanları eğlendirmektir.
3. Günlük olaylarla ilgili kişisel görüşleri yansıtan kısa, gazete yazılarıdır. Konuşma diliyle ve nükteli yazılan bu türde olaylar ve düşünceler açık bir dille anlatılır. Ayrıca yazarın düşüncelerini ispatlama zorunluluğu yoktur.
Yukarıdaki özellikler aşağıdaki edebi türlerden hangisine aittir?
A) Günlük B) Sohbet
C) Söylev D) Fıkra
E) Röportaj
4. 1956’da Konya’nın Bozkır ilçesinin Kovanlık köyünde doğdum. Gururlarıyla geçinen, yoksul dağ köylüleridir Kovanlıklılar. Yoksulluğu ve sefaleti, şan ve şerefe adamışlardır. Böylece yaşama sevincini yüreklerinde duymuşlardır. Ben de bu hissiyatla başladım yorgun yaşamıma.
Bu parça aşağıdaki yazınsal türlerin hangisinden alınmış olabilir?
A) Günlük B) Özyaşamöyküsü
C) Yaşam öyküsü D) Anı
E) Portre
5. Diğer sanat dallarıyla hiçbir bağı yoktur. Doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, eksiği fazladan ayırmaya çalışır. Yazar, “Aklın yolu birdir” ilkesine uygun davranır, düşünür. Yabana atılmayacak etkileri olsa bile hiçbir zaman baş tacı edilmez. Şimdilerdeyse daha çok gazetelerde köşe yazarlarına konuk olmaktadır.
Bu sözler, aşağıdaki yazınsal türlerden özellikle hangisi için söylenmiş olabilir?
A) Eleştiri B) Söyleşi
C) Fıkra D) Deneme
E) Makale
| 6. | Dramatik Tiyatro | Epik Tiyatro | ||
| I. | Seyirci sahne eylemine karıştırılır. | Seyirci gözlemci olarak tutulur. | ||
| II. | Seyirciye yaşantı sunulur. | Seyirciye dünya görüşü sunulur. | ||
| III. | Akıl egemendir. | Duygu egemendir. | ||
| IV. | Eylemle çalışır. | Anlatıya başvurur. | ||
| V. | Seyircinin merakı “son” üzerine toplanır. | Seyircinin merakı oyun akışı üzerinde toplanır. |
Yukarıda numaralandırılmış bilgilerle karşılaştırmaları verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
7. Bir kişinin hayatının anlatıldığı yazılardır. Bunlarda amaç o kişiyi tüm yönleriyle tanıtmaktır. Açık, sade bir dille, anlatılan kişinin devrini, çevresini dikkate alarak yazılır. Divan edebiyatında “tezkire” adıyla karşılık bulmuştur.
Bu parçada sözü edilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anı B) Makale
C) Fıkra D) Otobiyografi
E) Biyografi
8. Beyoğlu’ndaki ev Bizans savunmasından önceki yıllardan kalma olsa gerek, bana anlatıldığına göre. Kaç kez gözümde canlandırmak istedimse, önce karanlığı geldi kapladı ortalığı. Bir posta kutum vardı. Pencerenin sağında, biraz altında, bir posta kutusu. Posta tutkum o zaman başlamıştı sanırım.
Bu parça aşağıdaki yazı türlerinden hangisine ait olabilir?
A) Biyografi B) Otobiyografi
C) Anı D) Günlük
E) Deneme
9. Mektup, bir iletişim aracıdır. Bireyler arasında yazılanlara özel, kurum ve kuruluşlar arasında yazılanlara da iş mektupları denir.
Aşağıdaki sanatçılardan hangisi mektup dalında ünlü değildir?
A) Namık Kemal B) A. Mithat Efendi
C) C. Sıtkı Tarancı D) Aziz Nesin
E) Ömer Seyfettin
10. Artık “armut piş ağzıma düş” devri sona erdi. Günümüz muhabirleri eskiden olduğu gibi masa başı mesai doldurarak haber yapmıyorlar. Bir gezgin gibi Türkiye’yi karış karış dolaşıyorlar. Haberleri birinci ağızdan alıp olay yerinde bire bir görüntülüyorlar. Ardından bunları yazılı ve görsel medya aracılığıyla insanlığa iletiyorlar.
Bu parçaya göre günümüz gazetecilerinin insanlığa ilettikleri aşağıdakilerden hangisiyle adlandırılabilir?
A) Fıkra B) Gezi yazısı
C) Eleştiri D) Makale
E) Röportaj
11. Volker, barın kapısını itip içeri girdi. Barın duvarlarından gelen ağır bir sıcaklık şakaklarını sıkıyor, onu boğuyordu. Alt kattaki lavaboya kadar kendini sürükledi. Musluğu açtı. Yüzüne su çarptı.
Bu parçanın alındığı yapıtın türü aşağıdakilerden hangisi olamaz?
A) Öykü B) Roman
C) Deneme D) Tiyatro
E) Fıkra
12. Antalya’nın Serik bağları, suyu ile havasının güzelliği ve meyvelerinin bolluğu bakımından öbür bağlardan üstündür. Antalya’nın yedi türlü elması olur. İzmit’in misket ve ferik elmasından daha tatlı ve suludur.
Bu paragraf aşağıdaki yazı türlerinden hangisine aittir?
A) Eleştiri B) Anı
C) Fıkra D) Gezi yazısı
E) Röportaj
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
|
1 B 2 E 3 D 4 D |
5 A 6 C 7 E 8 C |
9 E 10 E 11 E 12 D |
]]>
1. “Analiz” dergisinde yayınlanan bu yazının, bir uzman kalemin ürünü olduğu, yazıda kullanılan ifadelerden de anlaşılıyor. Ayrıca yazar ele aldığı problemi doğuran faktörler ve bunların çözümünü sağlayacak önlemler üzerinde dururken, söylediklerini somut verilere oturtarak ispatlama yoluna gidiyor. Rakamlara, hesaplamalara bağlıyor örneklerini. Böylece yazısına objektif bir ağırbaşlılık, saygınlık kazandırıyor.
Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Makale
B) Deneme
C) Fıkra
D) Söyleşi
E) Eleştiri
2. Aşağıdaki yazın türlerinden hangisi olay kaynaklı bir tür değildir?
A) Roman
B) Hikaye
C) Tiyatro
D) Masal
E) Makale
3. Namık Kemal’in “Lisan-ı Osmanî’nin Edebiyatımız Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamildir” başlıklı yazısı aşağıdaki nesir türlerinden hangisinin ilkidir?
A) Eleştiri Yazısı
B) Makale Yazısı
C) Deneme
D) Mektup
E) Fıkra
4. O an kalbimden, özümden ne geçiyorsa öyle yazıyorum. En çok nelerden zevk alıyorsam ya da neleri hiç sevmiyorsam onlardan bahsediyorum. Okurlarım beni kınarmış, kınamazmış hiç ama hiç aklıma gelmiyor nedense.
Parçada sözü edilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anı
B) Deneme
C) Fıkra
D) Makale
E) Gezi yazısı
5. Ali Şir Nevai’nin “Mecalis’ün Nefais” adlı eseri edebiyatımızdaki hangi nesir türünün ilkidir?
A) Eleştiri
B) Biyografi
C) Otobiyografi
D) Makale
E) Mektup
6. – Güncel konularda yazılır.
– Kanıtlama yoluna gidilmez.
– Kesin yargılara varılmaz.
– Kısa gazete ya da dergi yazılarıdır.
Yukarıda özellikleri verilen nesir türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sohbet
B) Anı
C) Fıkra
D) Deneme
E) Makale
7. Bir eser veya yazarın beğenilen ya da kusurlu olan taraflarını ortaya koyan yazı türüne ne denir?
A) Fıkra
B) Söyleşi
C) Eleştiri
D) Röportaj
E) Makale
8. I. Taklit yoluyla güzel hikayeler anlatılır.
II. Oyuncu kadrosu tek kişiden ibarettir.
III. Dekoru, elbisesi, sahnesi yoktur.
IV. Günümüzdeki stand-up gösterisidir.
Yukarıda özellikleri verilen tür aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ortaoyunu
B) Meddah
C) Karagöz
D) Komedi
E) Seyirlik Köy Oyunu
9. Aşağıdakilerden hangisi “Karagöz Oyunu”nun bölümlerinden değildir?
A) Giriş
B) Fasıl
C) Bitiş
D) Taklit
E) Muhavere (Konuşma)
10. I. Olaylar hayal ürünüdür.
II. Yer ve zaman kavramı belirsizdir.
III. Evrensel konuları işler.
IV. Olaylar –miş’li geçmiş zamanda anlatılır.
V. Birtakım tekerlemelerle başlar.
Yukarıda özellikleri verilen düzyazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Makale
B) Deneme
C) Masal
D) Fabl
E) Fıkra
11. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi trajedi türünün ustalarından değildir?
A) Corneille
B) Racine
C) Euripides
D) Sophokles
E) Moliere
12. Benim işim başka hayatların ilginç yönlerini, estetik değerlerini bazen överek, bazen ise yererek vermektir.
Bu sözleri söyleyen bir yazarın yazdığı yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Otobiyografi
B) Biyografi
C) Deneme
D) Anı
E) Günlük
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
|
1 A 2 E 3 A 4 B |
5 B 6 C 7 C 8 B |
9 D 10 C 11 E 12 B |
]]>
1. Aşağıdakilerden hangisi deneme türünün özelliklerinden değildir?
A) İçerikte sınırlamaya gidilmez.
B) Konu yazarın istediği şekilde anlatılabilir.
C) Yazar fikirlerinde ısrarlı ve iddialı değildir.
D) Özgünlük ve sübjektiflik vardır.
E) Denemeci konuyu seçerken öncelikle aydın kesiminin isteklerine cevap verir.
2. Kişinin yaşadıklarını, izlediklerini günü gününe not etmesi, yazmasıdır. Eski edebiyatımızda adı “ruzname”dir. Anıya çok benzer. Anı, yaşandıktan sonra; … ise her gün yazılır.
Boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Röportaj
B) Fıkra
C) Deneme
D) Günce
E) Eleştiri
3. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi deneme türünde kalem sahibi değildir?
A) Nurullah Ataç
B) A. Hamdi Tanpınar
C) Suut Kemal Yetkin
D) Halikarnas Balıkçısı
E) Falih Rıfkı Atay
4. Yaşanmış ya da yaşanması olası bir olayı, durumu, kısa; fakat ilgi çekici yönleriyle anlatan yazılar olmakla beraber ayrıntılı anlatımdan kaçınılır, kişiler daha çok tek yanıyla ele alınır ve mekan dardır.
Yukarıda özellikleri verilen nesir türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öykü
B) Roman
C) Deneme
D) Anı
E) Fıkra
5. Hikaye türünün dünya edebiyatında ilk örneğini kim, hangi eserle vermiştir?
A) Montaigne – Denemeler
B) John Steinbeck – Fareler ve İnsanlar
C) Boccacio – Decomeron
D) Cervantes – Don Kişot
E) Moliere – Cimri
6. Aşağıdakilerden hangisi nesir türü değildir?
A) Fıkra
B) Roman
C) Makale
D) Deneme
E) Trajedi
7. İki tür hikaye tarzı vardır:
1. “Maupassant tarzı” da denilen başı ve sonu olan “olay hikayesi”
2. “A. Çehov tarzı” da denilen belli bir olaya dayanmayan, modern “durum hikayesi”
Yukarıda özellikleri verilen hikaye tarzlarının Türk edebiyatındaki en iyi uygulamacıları aşağıdakilerden hangisidir?
| 1 | 2 |
A) A. Mithat Efendi Emin Nihat
B) Ömer Seyfettin S. Faik Abasıyanık
C) S. Faik Abasıyanık Ömer Seyfettin
D) Emin Nihat Ömer Seyfettin
E) Ömer Seyfettin A. Mithat Efendi
8. Divan edebiyatında Şeyhi’nin Harname’si edebiyatımızdaki ilk … örneğidir.
Boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Fabl
B) Mektup
C) Eleştiri
D) Otobiyografi
E) Anı
9. Aylık güncelliği olan bir dergide yayımlanıyor yazılarım. Orta uzunluktaki bu yazılarda, bahsettiğim konuyla ilgili görüş ve düşüncelerimi ayrıntılara inmeden ortaya koyuyorum. Amacım okurlarımı bunaltmadan anlaşılmak olduğu için de konuşma dilinin sıcaklığı ve samimiyetinden faydalanmaya gayret ediyorum.
Böyle konuşan bir sanatçının yazılarının türü aşağıdakilerden hangisiyle isimlendirilebilir?
A) Anı
B) Makale
C) Söyleşi
D) Eleştiri
E) Röportaj
10. Karnı acıkan bir kedi avlanmaya çıkmış. Sinsi sinsi etrafı kolaçan etmiş. Tam bir kuşu gözüne kestirirken bir köpek görmüş. “Hemen kaçmalıyım, yoksa bu dünyadaki son anlarım” diye içinden geçirmiş. Kedicik kuşun dolgunluğuna bakakalarak: “Bugün de aç kaldım.” demiş.
Yukarıdaki anlatım aşağıdaki yazı türlerinden hangisine örnek gösterilebilir?
A) Roman
B) Öykü
C) Trajedi
D) Fabl
E) Anı
11. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi ünlü bir “gezi yazısı” yazarı değildir?
A) Nurullah Ataç
B) Ahmet Haşim
C) Evliya Çelebi
D) Reşat Nuri Güntekin
E) F. Rıfkı Atay
12. Aşağıdaki düzyazı türlerinden hangisi diğerlerine göre daha sonra gelişme göstermiştir?
A) Makale
B) Eleştiri
C) Anı
D) Gezi yazısı
E) Deneme
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
|
1 E 2 D 3 D 4 A |
5 C 6 E 7 B 8 A |
9 C 10 D 11 A 12 E |
]]>
1. Aşağıdakilerden hangisi beyitlerle kurulan nazım biçimlerinden değildir?
A) Gazel B) Kaside
C) Rubai D) Kıt’a
E) Mesnevi
2. Aşağıdakilerden hangisi Tekke edebiyatı nazım türleri arasında yer almaz?
A) İlahi B) Nefes C) Nutuk
D) Devriye E) Güzelleme
3. Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelende
Anı yad ellere açıcı olma
Bu dizeler aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek olabilir?
A) Pastoral B) Didaktik C) Dramatik
D) Epik E) Lirik
4. Konusunda uzman kişilerce yazılan bilimsel nitelikli yazılardır. Gazete ve dergilerde okuyucuya bilgi vermek, okuyucunun düşüncelerini değiştirmek, belli bir tezi kanıtlamak amacıyla yayımlanır. Ele alınan olay, sorun, konu objektif (nesnel) bir yaklaşımla incelenir.
Bu parçada sözü edilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fıkra B) Deneme
C) Makale D) Eleştiri
E) Röportaj
5. Bahçemize üç gül diktim biterse
Şakıyıp dalında bülbül öterse
Benim vadem senden evvel yeterse
Mezarıma çift taş dikin kırmızı
Yukarıdaki dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 11’li hece ölçüsüyle söylenmiştir.
B) Redif vardır.
C) Yarım kafiye kullanılmıştır.
D) Nazım biçimi koşmadır.
E) Ulamaya yer verilmemiştir.
6. (I) Arap edebiyatından alınmıştır. (II) Aşk, doğa, şarap, eğlence konulan işlenir. (III) Beyit nazım birimiyle yazılır ve 5-15 beyitten oluşur. (IV) İlk beyit “matla(doğuş)”, son beyit makta (kesiş)”, en güzel söylenmiş beyit de “beytü’l gazel” adını alır. (V) Şairin adı, matla beytinde geçer.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde gazel ile ilgili bilgi yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E)V.
7. Divan edebiyatında XVIII. yüzyılda kullanılmaya başlanan bir nazım biçimidir. Dörtlüklerle yazılır. Halk edebiyatındaki türkü nazım biçiminin etkisiyle doğduğu söylenir. En ünlü şairi Nedim’dir. Dörtlükler “aaaa/bbba/ccca biçiminde uyaklanır. Aşk, doğa, içki, kadın gibi konular işlenir.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki nazım biçimlerinden hangisinden söz edilmiştir?
A) Şarkı
B) Murabba
C) Rubai
D) Müstezat
E) Terkib-i bent
8. Aşağıdakilerden hangisi koşma nazım türlerinden değildir?
A) Taşlama B) Ağıt
C) Güzelleme D) Koçaklama
E) Semai
9. Aşağıdakilerden hangisi Divan edebiyatının genel özelliklerinden biri değildir?
A) Dil süslü ve sanatlıdır. Arapça ve Farsça kelime ve tamamlamalara sıkça yer verilir.
B) Şiirde konu bütünlüğü aranmaz. Beyit bütünlüğü esastır. Her beyit ayrı bir konuyu işleyebilir.
C) Anlamdan çok söyleyiş önemlidir. Ne söylediği değil, nasıl söylediği önemlidir.
D) Kafiye göz içindir. Genellikle yarım kafiye kullanılmıştır.
E) Şiire başlık konmaz. Her şiir, redifle veya konusunun adı ile anılır.
10. Aşağıdakilerden hangisi Halk edebiyatının özelliklerinden birisi değildir?
A) Bu edebiyat, halk diline bağlıdır.
B) Dil ve anlatımda süslü söyleyişe yöneliş yoktur.
C) Halkın içinden doğan eserler, konu tema ve duyarlık bakımından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır.
D) Şairler, genellikle okumamış kişilerdir.
E) Toplum hayatını ilgilendiren sorunlara değinilmemiştir.
11. Bir gerçeği açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da bir tezi savunmak, desteklemek için yazılan yazılara — denir. Anlatım yalın ve yoğundur, nesnel bir nitelik taşır.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Makale B) Fıkra
C) Günlük D) Deneme
E) Anı
12. Yazılarımdaki herhangi bir konuyu, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inandırmaya zorlamadan yazarım. Kendimle konuşuyormuş gibi bir hava sezdiririm. Samimi bir dil kullanırım. Böyle söyleyen biri aşağıdaki nesir türlerinden hangisinden yararlanmıştır?
A) Makale B) Fıkra C) Deneme
D) Hikâye E) Anı
13. Yazarın, güncel olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla, kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır. Yer yer nükteli sözler söz konusudur. Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez. Okuyucuyla konuşuyormuş gibi bir hava sezdirir. Türün ünlüleri, Ahmet Rasim, Falih Rıfkı, Ahmet Haşim, H. Cahit Yalçın, Peyami Safa’dır.
Yukarıda özellikleri verilen tür, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fıkra B) Deneme
C) Makale D) Roman
E) Anı
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
11 |
12 |
13 |
| C | E | B | C | E | E | A | E | D | E | A | C | A |
]]>
1. Hani o, bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın
Yukarıdaki dörtlükte hangi kafiye türü kullanılmıştır?
A) Cinas – tunç
B) tam – yarım
C) zengin – cinas
D) yarım – tunç
E) tunç – tam
2. Aşağıdakilerin hangisinde tunç kafiye kullanılmıştır?
A) Uzaktan gelirken derin akisler
Kapadı geçtiğim yolları sisler
B) O, beyaz bir kuştu ak kanatlıydı
Yel gibi dağları aşan atlıydı
C) Hayaldi, hayâlden bile tatlıydı
Ne ışık bıraktı, ne iz bıraktı
D) Gezer çamlar altında hasta bir kadın
Baş örtüsü, göğsümde bir tül kanadın
E) Bayıltıyor hararet otu, taşı, böceği
Fazla güneş içmiş de ortada ayçiçeği
3. Aşağıdakilerden hangisi trajedinin özelliklerinden değildir?
A) Konusunu, yaşanılan hayattan ve günlük olaylardan alır.
B) Kahramanları tanrılar, tanrıçalar ve soylu kimselerdir.
C) Kusursuz bir üslubu vardır, kaba sözlere yer verilmez.
D) Eser baştan sona kadar ağırbaşlı, ciddi bir hava içinde geçer.
E) Çirkin olaylar, seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez, sahne arkasında gerçekleştirilebilir.
4. Bir yazarın kendisinin yaşadığı ya da tanık olduğu olayları, sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır. Geçmişteki olay üzerine yazılır. Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır. Türün ünlüleri, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Rasim, Halit Ziya, Hüseyin Cahit, Falih Rıfkı’dır.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki türlerden hangisinden söz edilmiştir?
A) Anı
B) Günlük
C) Fıkra
D) Deneme
E) Makale
5. Gölgeler içinde ağaçlar yorgun
Her tarafta yetim bir tevekkül var
Sanki fısıldıyor Anadolu’nun
Uyuyan ruhuna ninniler rüzgâr
Yukarıdaki dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birden fazla varlık kişileştirilmiştir,
B) İstiare sanatı vardır.
C) Tam kafiye kullanılmıştır.
D) Redif yoktur.
E) Düz uyak kullanılmıştır.
6. Ulusların yaşamlarında büyük yankılar oluşturan tarihsel, toplumsal olayların hayallerle süslenerek dilden dile değişmelere uğrayarak oluşmuş manzum öykülere -— denir. Aşk ve sevgi konularının duygusal bir coşkuyla dile getirdiği şiir türüne ise — adı verilir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
A) Epik şiir, lirik şiir
B) Lirik şiir, dramatik şiir
C) Epik şiir, pastoral şiir
D) Dramatik şiir, lirik şiir
E) Epik şiir, didaktik şiir
7. Dört dizeden oluşur. Uyak düzeni aaxa’dır. Anlam bütünlüğü gösterir. Konusu önemli bir düşünce, bir nükte, bir yergi olabilir. Bu nazım biçiminde şair mahlasını kullanmaz.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki nazım biçimlerinden hangisinden söz edilmiştir?
A) Mesnevi
B) Rubai
C) Murabba
D) Kıt’a
E) Müstezat
8. Koşma, (I) Âşık edebiyatının en çok kullanılan nazım şekillerindendir. Semaide (II) konu olarak savaş, kahramanlık, isyan, yangın gibi konular ele alınır. Varsağı (III) Anadolu’nun güneyinde yaşayan Varsak boylarına ait şairler tarafından söylenir. Destan (IV) ise 8’li hece ölçüsüyle yazılıp özel bir besteyle söylenir.
Yukarıdaki parçadaki bilgi yanlışlığı numaralanmış bölümlerden hangilerinin değiştirilmesiyle giderilebilir?
A) I. ve II.
B) I. ve IV.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV.
9. Bir ıssız ev gibi gezdiğin bu yurt
Yıllarca döktürür sana gözyaşı
Yavrunun derdiyle ah eder
Bayburt Turnanın özlemi yakar Maraş’ı…
Yukarıdaki dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Benzetme sanatı yapılmıştır.
B) Mecaz-ı mürsel vardır.
C) Zengin kafiye kullanılmıştır.
D) Hece ölçüsü kullanılmıştır.
E) Sarma kafiye düzeni vardır.
10. Kafiye düzeni yönüyle birbiriyle benzerlik gösteren nazım şekilleri aşağıdakilerden hangisidir?
A) Rubai, tuyuğ, türkü
B) Tuyuğ, türkü, murabba
C) Rubai, tuyuğ, mani
D) Tuyuğ, murabba, şarkı
E) Rubai, murabba, türkü
11. Lâle yaktı ciğerini gül-i handanın için
Serviler kesti kolunu kadd-i hıramanın için
Yukarıdaki beyitle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi doğru değildir?
A) Türkçe olmayan kelimeler vardır.
B) Aruz vezniyle yazılmıştır.
C) Farsça tamlamalara yer verilmiştir.
D) Bir gazelin son beytidir.
E) Teşhis sanatı vardır.
12. Halk şiirinin en uzun biçimidir. Nazım birimi dörtlüktür. Kimilerinde dörtlük sayısı yüzü geçer. Genellikle 11’li hece kalıbıyla söylenir. Kendilerine özgü ezgileri vardır. Toplumsal konuları işler (savaş, isyan, doğal afet gibi).
Yukarıdaki parçada hangi nazım biçimi hakkında bilgi verilmiştir?
A) Türkü
B) Koşma
C) Semai
D) Varsağı
E) Destan
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
11 |
12 |
| E | B | A | A | E | A | B | D | E | C | D | E |
]]>
1. Romanın içeriğine ve yazarın üslubuna genel anlamda diyecek yok. Ancak betimlemeler bütün özgünlüğüne ve akıcığına rağmen kitabın önemli bir bölümünü işgal ediyor. 15. sayfada başlayan bahçe betimlemesi, 25. sayfaya kadar aralıksız sürüyor. Bu da romanda olması gereken hareketliliği durağanlığa çeviriyor.
Bu parçada aşağıdaki edebiyat türlerinden hangisine özgü nitelikler ağır basmaktadır?
A) Fıkra
B) Makale
C) Deneme
D) Eleştiri
E) Sohbet
2. (I) Ölçü, şiirde dizeleri oluşturan hecelerin sayısı ya da uzunluk kısalık açısından denkliğine dayanır ve şiirin ahengini sağlayan unsurlardan biridir. (II) Türk edebiyatında hece ve aruz ölçüsüyle serbest ölçü kullanılmıştır. (III) Hece ölçüsü, Divan edebiyatında yaygın olarak kullanılır ve hecelerin sayısının eşitliğine göre uygulanır. (IV) Aruz ölçüsü, hecelerin uzunluk ve kısalık uyumuna dayanır. (V) Serbest ölçüde ise her dize bir öncekinden üç hece kısa olmalıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinde bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. ve III. B) II. ve IV. C)ll.veV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
3. (I) Öykü, yaşanmış ya da yaşanabilir nitelikteki olayları anlatır. (II) Yer, zaman öyküde belirgin değildir. (III) Olay ya da durum ve kişiler öyküde bulunan unsurlardır. (IV) Klasik öykünün ustası Fransız yazar Guy de Maupassant’tır. (V) Bizim edebiyatımızda da Ömer Seyfettin ve Refik Halit’i sayabiliriz.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışlığı vardır?
A) I. B)ll. C) III. D) IV. E)V.
4. İslamiyet öncesi Türk edebiyatındaki “sagunun, Divan ve Halk edebiyatındaki karşılığı aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?
A) Hicviye – taşlama B) Mersiye – ağıt
C) Münacaat – ağıt D) Semai – mersiye
E) Mersiye – varsağı
5. Gazel, (I) 5 ile 15 beyit arasında değişen beyit sayısına sahiptir. Gazeller (II) sınırsız beyit sayısına sahiptir. Kasidelerde, (III) din ve devlet büyüklerine övgü söz konusudur. Mesneviler (IV) ise aşk, şarap ve güzellik konularını ele alır.
Yukarıdaki parçada bilgi yanlışlığı numaralanmış bölümlerden hangilerinin değiştirilmesiyle giderilebilir?
A) I. ve III.
B) I. ve IV.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV.
6. Aşağıdaki eserlerden hangisi farklı türde yazılmıştır?
A) Hüküm Gecesi
B) Seyahatname
C) Avrupa Mektupları
D) Anadolu Notları
E) Hac Yolunda
7. I. Bir sanat, edebiyat ve düşün yapıtının içeriğini doğru ya da yanlış yönleriyle ele alan düşünce yazısıdır. II. Kişinin kendi kalemiyle yine kendisini anlatmasıdır, yazıyı kaleme alan bunu kişisel yaşamıyla sınırlı tutar, III. Gözlem ve izlenimlerden hareket ederek geçmişin tanıklığını yapan düzyazı türüdür. IV. Bilimsel içerikli, nesnel yazılar olup bu yazılarda ciddi ve tutarlı bir üslupla bir düşünce kanıtlanmaya çalışılır.
Yukarıda numaralanmış cümlelerde, aşağıdaki düzyazı türlerinden hangisinden söz edilmemiştir?
A) Biyografi
B) Anı
C) Eleştiri
D) Makale
E) Otobiyografi
8. Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş
Okunu kör nefsin kılıçla çelmiş
Yukarıdaki ikili dizede hangi kafiye türü kullanılmıştır?
A) Zengin
B) Tam
C) Cinas
D) Yarım
E) Tunç
9. Tiyatro yapıtlarındaki şiir bölümlerine verilen addır. Trajedi, komedi ve dramlarda bu türün en tipik örneklen görülür.
Burada sözü edilen şiir türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Lirik
B) Dramatik
C) Didaktik
D) Epik
E) Pastoral
10. Aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışlığı vardır?
A) Yazarın, kendi yaşamını doğrudan kendisinin anlattığı yazı türüne biyografi denir.
B) Anı, geçmişte yaşananı aktarır; günlük ise yaşananı günü gününe kaydeder.
C) Divan edebiyatında sanatçıların kısa yaşam öykülerini anlatan eserlere “tezkire” denir.
D) Fıkra; gazetelerin belirli köşelerinde güncel konulan, yazarın kendi düşüncesine göre yorumladığı yazılara denir.
E) Tiyatro, insanı ve toplum yaşamını sahnede göze ve kulağa aynı anda seslenerek canlandıran türdür.
11. Aşağıdakilerin hangisinde “Tekke-Tasavvuf Edebiyatı” ile ilgili yanlış bilgi verilmiştir?
A) İlahi aşkı (gerçek aşkı) arayan ve dünyaya pek değer vermeyenlerin oluşturduğu bir edebiyattır.
B) Gazel, şarkı, tuyuğ, murabba, semai gibi ürünleri vardır.
C) Şairlerin amacı insanlığı iyiye, doğruya, güzele yöneltmek olduğu için toplumcu; sonsuz bir insan sevgisi ve hoşgörüsü taşıdığı için evrensel bir edebiyattır.
D) Temelde hece ölçüsü kullanılmış, bazen aruz tercih edilmiştir.
E) Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli temsilcilerinden bazılarıdır.
12. İnsan yaşamını dramatik olaylara, çatışmalara dayanarak konuşturma yöntemiyle sahnelemeye tiyatro denir. Tiyatronun konusunu daha çok tarihten, mitolojiden alan ve kahramanın acıklı, trajik durumunu ön planda işleyen türüne — denir. Olayların gülünç yönlerini aktaran tiyatro türüne de — denir; — ise hayatın hem ağlatan hem güldüren yanlarını birlikte yansıtır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
A) piyes, melodram, dram
B) feeri, trajikomik, dram
C) trajedi, komedi, dram
D) dram, komedi, melodram
E) trajedi, feeri, komedi
13. Gazellerde genellikle konu bütünlüğü bulunmaz; yani şiirdeki beyitler, anlamca birbirine bağlı olmaz. Anlam bütünlüğü taşıyan gazellere “—” denir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) yek – ahenk B) beytü’l gazel
C) matla D) makta
E) mahlas beyti
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
11 |
12 |
13 |
| D | D | B | B | D | A | A | B | B | A | B | C | A |
]]>
1. Elif kaşların çatar
Gamzesi sineme batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar elif, elif diye
Konu ve şekil bakımından koşmanın güzellemesine benzeyen yukarıdaki dörtlük halk edebiyatı nazım biçimlerinden hangisinden alınmıştır?
A) Hoyrat B) Semai C) Destan
D) Mani E) Varsağı
2. Aşağıdakilerin hangisinde zengin kafiye yoktur?
A) Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar
B) İçimde tüten bir şey hava, renk, eda, iklim
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim
C) Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale
Ve kavuşmuş rüyalar, onda ermiş visale
D) Tarihin gözleri var, surlarda delik delik
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik
E) Şahadet parmağıdır göğe doğru minare
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare
3. – Hece ölçüsünün 11’li kalıbıyla söylenir.
– Koşma gibi kafiyelenir.
– 3-5 dörtlükten oluşur.
– Son dörtlükte şairin adı geçer.
– Koşmanın yiğitlik, kahramanlık konularını işleyen türüdür.
Yukarıda özellikleri verilen şiir türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Semai B) Koçaklama
C) Güzelleme D) Ağıt
E) Taşlama
4. Aşağıdakilerin hangisinde Âşık edebiyatı nazım türleri bir arada verilmiştir?
A) Güzelleme – taşlama – koçaklama – ağıt
B) Mani – türkü – ağıt – koçaklama
C) Türkü – güzelleme – koçaklama – ağıt
D) Taşlama – varsağı – ağıt – mani
E) Mani – taşlama – ağıt – nefes
5. Çoban ve kır yaşamını anlatan, doğa güzelliklerini dile getiren şiirlerdir. Anlatım bir kişinin ağzından olur ve kır yaşamının güzelliğini anlatırsa “idil”, çoban yaşamını karşılıklı konuşmalarla anlatırsa “eglog” adını alır.
Yukarıda tanıtılan şiir türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Epik B) Dramatik
C) Didaktik D) Pastoral
E) Lirik
6. Bulamadım şu halimden anlayan
Gönül hasta, dudak hasta, dil hasta
Yağmur yağar, dağı taşı ıslatır
Yaylalardan uzak kalan sel hasta
Bu dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Koşmanın “güzelleme” nazım türündendir.
B) II. ve IV. dizelerdeki “dil” ve “sel” sözcüklerinde yarım uyak vardır.
C) Koşmanın ilk dörtlüğü olup xaxa biçiminde uyaklanmıştır.
D) II. ve IV. dizelerdeki “hasta” sözcükleri rediftir.
E) Söz sanatı yapılmamıştır.
7. Halk edebiyatında “taşlama” denen alaycı yergi şiirinin Divan edebiyatındaki karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gazel B) Mersiye C) Murabba
D) Hicviye E) Mesnevi
8. Aşağıdakilerden hangisi pastoral şiirin özelliklerinden biri değildir?
A) Türk edebiyatında Faruk Nafiz Çamlıbel ve Kemalettin Kamu bu türde şiirler yazmıştır.
B)Doğayla insan arasındaki tarih boyunca süren çatışmaları, gerginlikleri konu alır.
C) Bir kişinin ağzından kır betimlemesi yapan pastoral şiirlere “idil”, çobanları ve kır yaşamını karşılıklı konuşmalarla anlatanlara “eglog” adı verilir.
D)Bu türün dünya edebiyatındaki en güzel örnekleri Virjillus’un kaleminden çıkmıştır.
E) Çoban yaşamını ve kır güzelliklerini yalın bir söyleyişle ele alan şiirlerdir.
9. Aşağıdakilerden hangisi, insan hayatını ve insanın görüp yaşadıklarını, anlatmakla sınırlı yazı türlerinden değildir?
A) Anı B) Eleştiri
C) Otobiyografi D) Biyografi
E) Gezi
10. Dünya edebiyatına Fransız yazar Montaigne’nin kazandırdığı tür, herhangi bir konuda yazarın kişisel duyuş ve görüşlerini iddiasız biçimde aktarmasını sağlar. Belgelere, kanıtlara dayanması gerekmediği için özgürce seçilen bir konu, rahat bir dille ve açık yüreklilikle okuyucunun beğenisine sunulur.
Bu parçada özellikleri aktarılan yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anı B) Sohbet
C) Fıkra D) Deneme
E) Eleştiri
11. Yaşamın ağlatan ve güldüren yanları birlikte verilir. Sevinç, umut, kuşku, tasa, facia ve komiklik gibi yaşamın türlü biçimleri bu türde bir araya getirilir. Böylece yaşamı olduğu gibi yansıtır.
Burada sözü edilen tiyatro türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Trajedi B) Opera C) Operet
D) Dram E) Komedi
12. Dedim bu Ömer’in aklını aldın
Dedi sevdiğine pişman mı oldun
Dedim dilber niçin sararıp soldun
Dedi hep çektiğim dil yarasıdır
Yukarıdaki mısralar aşağıdaki şiir türlerinden hangisinin örneği olabilir?
A) Lirik B) Pastoral C) Dramatik
D) Epik E) Didaktik
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
11 |
12 |
| B | A | B | A | D | E | D | B | B | D | D | A |
]]>
1. Bir yazarın, gazetecinin herhangi bir olayı, kişiyi, konuyu kendi anlayışına göre yorumlayarak yazdığı, genellikle fotoğraflarla desteklenen ve soru-cevap yöntemine dayalı gazete, dergi yazısı türüne — denir.
Bu parçada verilen bilgilere göre boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Günce (Günlük)
B) Anı (Hatıra)
D) Yaşamöyküsü (Biyografi)
E) Röportaj (Mülakat)
2. Urfa’ya girerken “Peygamberler Şehrine Hoşgeldiniz!” tabelası karşılıyor bizi. Yazın yakıcı sıcağında “Halilurrahman Camisi”nin serin avlularında dolaşıyoruz. Hazreti İbrahim’in yaşadığı yeri ziyaret etmenin manevi zevki bütün yorgunluğumuzu alıyor. Daha sonra Hazreti Eyüp Peygamberdin hastalığı süresince kaldığı mağaraya taş merdivenlerden iniyoruz.
Bu parçada aşağıdaki yazı türlerinden hangisine özgü nitelikler ağır basmaktadır?
A) Anı
B) Gezi
C) Eleştiri
D) Öykü
E) Roman
3. Aşağıdakilerden hangisi, Divan nesrinin özelliklerindendir?
A) Noktalama işaretlerinden yararlanılması
B) Kullanılan cümlelerin kısa olması
C) Yabancı sözcük ve tamlamalarla yüklü bir dil kullanılması
D) Söz ve ses sanatlarına yer verilmemesi
E) Söyleyiş güzelliğine değil düşünceye ağırlık verilmesi
4. İnsanı ve toplum yaşamını çok boyutlu yansıtan edebi türdür. Yer, zaman, kişi ve olaydan oluşan dörtlü ayağı vardır. Eserdeki olay ve kişiler öncesi ve sonrasıyla işlenir. Öyküyle bazı açılardan benzeştiği hâlde öyküden çok daha geniş kapsamlıdır. Dünya edebiyatında önemli bir temsilci Cervantes sayılabilir.
Bu parçada sözü edilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Deneme
B) Roman
C) Otobiyografi
D) Tiyatro
E) Masal
5. Aşağıdakilerin hangisinde gazete yazısı türleri birlikte verilmiştir?
A) Fıkra, makale, şiir
B) Makale, roman, deneme
C) Fıkra, makale, röportaj
D) Anı, eleştiri, senaryo
E) Mektup, makale, otobiyografi
6. Hatıra (anı) türündeki yazılarda aşağıdaki özelliklerden hangisi aranmaz?
A) Yaşananları günü gününe yazma
B) Geçmişte yaşananları yansıtma
C) Birinci kişi ağzından anlatma
D) İçtenlikle yoğrulmuş bir anlatım benimseme
E) Gözlem ve izlenimleri aktarma
7. Divan edebiyatına Türkler tarafından kazandırılmış bir nazım şeklidir. Halk edebiyatındaki “türkü”nün karşılığıdır. Bestelenmek için yazılır. Aşk ve güzellik konularını işler. Dörtlüklerle kurulur ve abab – cccb – dddb… biçiminde uyaklanır. En tanınmış şairi Nedim’dir.
Bu parçada tanıtılan nazım şekli, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Rubai B) Gazel C) Kaside
D) Tuyuğ E) Şarkı
8. Aşağıdaki dizelerden hangisi, tümüyle Divan edebiyatı ürünlerinin adlarıdır?
A) Şarkı – murabba – koşma – kaside – tuyuğ
B) Şarkı – türkü – devriye – rubai – mersiye
C) Nefes – muhammes – kaside – mani – destan
D) Kaside – müstezat – gazel – şarkı – mesnevi
E) Terkib-i bent – tuyuğ – semai – müstezat -rubai
9. Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir Keloğlan varmış.
Yukarıdaki parça hangi yazı türünün girişinden alınmış olabilir?
A) Masal B) Ninni C) Anı
D) Destan E) Sohbet
10. Bu tümsek, koparken büyük zelzele
Son vatan parçası geçerken ele
Mehmet’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir
Bu dörtlükte olduğu gibi savaş, kahramanlık gibi konuları işleyen şiir türüne ne ad verilir?
A) Lirik şiir B) Didaktik şiir
C) Epik şiir D) Dramatik şiir
E) Pastoral şiir
11. İslamiyet öncesi Türkler, “yuğ” denen ölüm törenlerinde ölenin iyiliğinin, yiğitliğinin anlatıldığı ölüm şiirlerine “sagu” adını verir. Divan edebiyatında saguya —, Halk edebiyatında ise — denir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) hiciv – taşlama B) mersiye – tuyuğ
C) mersiye – ağıt D) rubai – varsağı
E) ağıt – kaside
12. Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermek için kesan beğenmez
Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Bir taşlamadan alınmıştır.
B) Hece ölçüsüyle yazılmıştır.
C) Kafiye örgüsü düz kafiyedir.
D) Redif kullanılmıştır.
E) Uyak düzeni abab’dir.
13. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, hem redif hem de tam kafiye vardır?
A) Haydi Abbas vakit tamam
Akşam diyordun işte oldu akşam
B) Bu aşka o hangi kudretle daldım
Tanrı’ya yükseldim arşa alçaldım
C) Bir söğüt yeşili üstümüzde göğümsü
Yeşil üstünde bir gök mavisi gönlümsü
D) Ne istersin bir günlük doğan böcek gibi
Günle beraber yanmış günle sönecek gibi
E) Ardımda binbir gönül ıstırabından derin
Matemimi tutacak bir mukaddes kaderin
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
11 |
12 |
13 |
| E | B | C | B | C | A | E | D | A | C | C | C | B |
]]>