Herkesçe bilinen bir olayı, bir kişiyi, bir öyküyü ya da atasözünü dolaylı bir biçimde anımsatmaktır.
Bir başka tanımı:
Herkes tarafından bilinen geçmişteki ünlü bir kişiye, bir olaya işaret etmeye, onu anımsatmaya telmih denir.
Bu sanat çağrışıma dayanmaktadır. Anımsatılan nesne ya da kavram uzun uzadıya açıklanmayıp bir iki sözcükle dile getirilir.
Genellikle örneklendirme ve temsil amacına yöneliktir. Bu sanatlarda, işaret edilen olay ile anlatılan duygu arasında gizli bir benzetme vardır. Telmihin gerçek malzemesi şiir dışı bilgilerdir. İdeal bir telmih sanatı, ne fazla kapalı ne fazla açık olmalıdır.
Gönlünü Şirin’in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmaya çoban çeşmesi (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Yukardaki şiirde bir aşk öyküsü olan “Ferhat ile Şirin” anımsatılmaktadır.
Su ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklâl uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.
Bu şiirde İstiklal Savaşı ( Kurtuluş Savaşı ) anımsatılmaktadır.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi.
Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi. (Mehmet Akif Ersoy)
Şair, Çanakkale şehitleri için yazdığı bu dizelerde, düşmanla çarpışan Mehmetçikleri Bedir Savaşı’ndaki Peygamber askerlerine benzetiyor ve bir olayı anlatırken geçmişteki bir olaydan yararlanıyor.
Ey dost senin yoluna
Canım vereyim Mevlâ.
Aşkını komayayın
Od’a gireyim Mevlâ. (Yunus Emre)
“Gökyüzünde İsa ile
Tur dağında Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlâm seni”
Bu dörtlükte birkaç olaya telmih vardır. Birinci dizede İsa peygamberin Allah tarafından gökyüzüne yükseltilmesine, ikinci dizede ateş bulmak için Tur dağına giden Musa peygamberin buradan peygamber olarak dönmesine, üçüncü dizede ise Musa peygamberin yere attığında büyük bir yılan olan asasına ve bu asası ile gerçekleşen mucizelerine telmih yapılmıştır.
“Yeter yüreğime düşen ateş
İbrahim’de güle çevrilen ateş
Neredesin gel kuşandır beni
Yüreğimden kaldır ateşleri”
Bu dörtlükte bir peygamber kıssasına telmihte bulunulmuştur. İbrahim peygamber, putlara tapan Nemrut ve halkını bir Allah’a davet eder. Bu daveti Nemrut’un tepkisini çeker, geniş bir meydana büyük bir ateş yaktırır ve İbrahim peygamberi mancınıkla o ateşe atar. Bu dörtlükte şair, İbrahim peygamberin o ateşe atılışına telmih vardır.
“Dövdükçe tavlanan demir er geç kılıçlaşır
Her kın filizlenip, Ali’den Zülfikar açar”
Bu dizelerde Hz. Ali’nin kahramanlıklarına ve onun meşhur kılıcı Zülfikar’a telmih yapılmıştır. Bu kılıç çift başlı olması ile diğer kılıçlardan farklıdır.
“Beni bende demen bende değilem
Bir ben vardır bende benden içerü
Süleyman kuş dili bilür dediler
Süleyman var Süleyman’dan içerü”
Bu dörtlükte Süleyman peygamberin kuşlarla konuşmasına telmih vardır. Süleyman peygambere verilen mucizelerden biri de insan dışındaki diğer varlıkların dilini bilmesi, onları emrinde çalıştırmasıdır.
“Hırçın yel, uslu dal kapışırlar yalınkılıç
Rüstem bitirse bir savaş, İsfendiyar açar”
Bu dizelerde ise tarihi kişilere telmih vardır. İran’ın güçlü, savaşçı komutanlarından Zaloğlu Rüstem ile İsfendiyar’a ve onların mücadelelerine telmih yapılmıştır.
“Gel etme karınca kardeş
Ağustos böceğine acı
Kabahat onun mu sanki
Şarkı söylediyse bütün yaz”
Bu dörtlükte fabllere konu olan ateş böceği ile karınca arasında geçen hikayeye telmih vardır.
Telmih Örnekleri
Kardeşini öldürüyor Kaabil,
İçimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkıntı ile geçilen sahil.
Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Ben ölünce sanırım dünya yalınlaşacak
Gözlerim Âşık Veysel, bileklerim Yasenin!
Serp onlara ambardan bir avuç arpa
Kuşlarım geliyor kanat çırpa çırpa
Değil mi ki yollar kilitli ve sapa,
Oku, güzel Yusuf’u öven Mezamir…
Uçmakta, konmadan, kıyışız bir denizde ruh;
Benzer mi böyle bir kuşa Tufan içinde Nuh?
Aynı ırmakta iki kez yıkandım
Aynı çıktığımda gene aynı ırmaktan
Herakleitos’un tuttuğu havluyla kurulandım