10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 175)

10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 175. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Halide Edip Adıvar, Millî Mücadele’nin başlaması ile bu hareketin yılmaz savunucularından biri olmuştur. Sultan Ahmet Meydanı mitingleri ile halkı Millî Mücadele lehine örgütlemiştir. İngilizlerin yakalama kararı üzerine Anadolu’ya geçmiştir. Kurtuluş Savaşı’ndan onbaşı rütbesi ile gazi unvanı almıştır.

Aşağıdaki metni, metnin heyecanını yansıtacak şekilde okuyunuz. O dönemde yaşamış olsaydınız siz neler yapardınız? Anlatınız.

O dönem içinde yaşayan ister aydın olsun isterse halk olsun, herkes Milli Mücadeleye elindeki imkanlar nispetinde fayda sağlamıştır. Aydınlarımız kalemi ve fikirleriyle halkımızsa canını ve gücünü ortaya koyarak vatanın kurtulmasına katkı sağlamıştır. Biz olsaydık emin olun biz de aynısını yapardık.

“Kardeşlerim, evlatlarım!

Ruhu göklerde olan ecdadımız minarelerimizden yedi yüz yılın şanlı Osmanlı tarihinin bugünkü faciasını seyrediyor. Bu tarihi, bu muazzam meydanda zafer alayları yapan kahraman ecdadımızın ruhları karşısında, dünyanın bir başından bir başına at süren ona mağlup erlerin gazapları karşısında başımı kaldırıyor ve diyorum ki: “Ben Türk ve Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Eskileri kadar kahraman fakat bedbaht yeni milletin de bedbaht bir anasıyım…Bugün kolları kesilmiş Türk milletinin geçmiş günlerdeki kadar cesur bir ruhu var.

(…)

Kardeşlerim, evlatlarım;

Asırlardan beri sinsi sinsi devam eden Avrupa’nın istila siyaseti her vakit Türk toprakları üzerinde en vicdansız bir şekilde tecelli etmiştir. Ayda ve yıldızlarda zapt edilecek Müslüman ve Türk toprakları ve milletleri olduğunu haber alsa oraya istila ordusu göndermek için mutlak yol bulacak olan Avrupa’nın eline nihayet bir fırsat geçmiştir…

Esaret boyunduruğunun zincirleri ta canına geçmiş olan Müslüman kardeşlerimiz sizin için bugün gür sesleri ile haykırıyor. Ben kardeş Müslüman dünyalarına da sizin namınıza yemin ediyorum. Davamız şudur: Türkiye’nin mevcut olan hak ve istiklalinin elinden alınmaması. Türkler ve Türkiye ecdadlarına ve bayraklarına ve milletimizin ebedi ve ilahi hakkına hıyanet etmeyeceklerdir.

Ya Rabbi, hakkın ve milletlerin bir mahşeri, bir mahkeme-i kübrası hazırlanıyor. Bu mahkemeye

millet ve hakkı çiğneyen zalimler gelecektir. Ve bu zalimleri en evvel kendi milletleri mahkum edecektir.

Milletlerin ruhunda her vakit ilahi bir hak ve büyüklük vardır. Dinleyiniz! Sizin iki dostunuz var:

Bugünkü Müslüman alemi, öteki millet hakkı için bağıracak milletler. Birini kazandınız, ötekini bugünkü açtığınız davanın hak ve ulviyeti kazanacaktır.

(…)

Milletlerin ilahi hakkı ilan olunacağı güne kadar kalbimizde heyecanımız kalacak, eksilmeyecektir. Yedi yüz senenin en asil ve büyük mirası olan vakarımızı, adalet ve terbiyemizi unutmayacağız.

Yemin ediniz!

Yedi yüz senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin ediniz:

Bayrağımıza, ecdadımızın namusuna hıyanet etmeyeceğiz.” Binlerce kişinin gökgürlemesini andıran bir uğultu şeklinde “Vallahi!” sesleri Halide Edib’in ayaklarının altındaki kürsüyü sarsıyordu. ”

Devrin Yazarlarının Kalemiyle Milli Mücadele ve Gazi Mustafa Kemal