10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 30)

10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 30. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

ÜNİTE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARI

  1. (…) “Benim gördüğümü sen de görmüş olsan inanırdın. Hiç ümitsizliğe düşmezdin. Ben, ilk sedyelerin hastahaneye nasıl geldiklerini gördüm. Hiç birinde ne bir pişmanlık, ne bir azap, ne de bir korku emaresi vardı. Hepsinin yüzünde okunan şey, yalnız azim, yalnız metanetti. “Hanım abla şu yarayı sar da dönüvereyim.” Bu ses kulağımdan hiç gitmiyor.”

Selma Hanım:

“Ben, ay aydınlığındaki ölüyü de gördüm,” diyordu. Onu hastahanenin avlusunda, kerpiç duvarın kenarına getirip bıraktılar. Yapayalnızdı. Gittim, yanında oturdum. Ve bundan başka ( ) Alay kumandanının gözlerini de ben kapadım. Yüzünde öyle bir huzur, öyle bir bahtiyarlık vardı ki o andan beri artık ölüm korkusu nedir bilmiyorum.”

Selma Hanım, Eskişehir İstasyonu’nda, ara ve aman vermeyen bir ateş yağmuru altında Büyük Şefin sakin, kararlı ve destani çehresini de görmüştü. Tahliye edilen kasabanın bozgun kalabalığı ortasında, keskin ve sıcak bir sesle emirler veriyor; yanında duran Garp Cephesi kumandanına hemen hemen gülümseyerek bir şeyler söylüyor ve Ankara’ya ilk kafileyi götürecek olan trene son yolcunun binmesini bekliyordu.

Mustafa Kemal Paşa’nın bu mahşer içindeki silueti Selma Hanım’ın hayalinde o kadar derin nakşolmuştur ki bunu en küçük teferruatına kadar hatırlıyordu.

Üzerinde nefti bir av kostümü vardı. Bir gümüşî kalpak, gür ve uçları yukarıya doğru kıvrık kaşlarının hizasına kadar iniyordu. Bütün bir ırkın asaletini taşıyan, uzun parmaklı, güzel elleri bir kehribar tesbihle oynuyordu. Sanki, bir istirahat saatinde bahçesinde dolaşan bir genç aile reisi gibiydi ve sanki gökyüzünden durmaksızın yağan şeyler bir yaz yağmurunun ilk damlalarıydı.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ankara

Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,

Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,

Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,

İstiklal uğrunda, namus yolunda,

Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,

Son vatan parçası geçerken ele,

Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,

Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin

Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,

Bir harbin sonunda, bütün milletin,

Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil Onan

Yukarıda verilen metin ve şiirden yola çıkarak edebiyat ve tarih arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.

Tarih ile edebiyat birbirini destekleyen iki önemli unsurdur. Bir olmadan diğerini anlamlandırmak doğru olmaz.Edebi eserlerin en önemli kaynağı tarihtir. Tarihi olaylar ortaya çıktıktan sonra bundan etkilenen insanlar bu durumu eserlerine aktarır.