1940-1960 Arasında Millî ve Dinî Duyarlıkları Yansıtan Hikâye

Millî ve Dinî Duyarlıkları Yansıtan Hikâye

  • 1960’ların sonlarından itibaren modernizme karşı çıkış, yerlilik, akıl ötesi, şuuraltı, altıncı his. duygu, sezgi gibi kavramları öne alarak, modernizmin ge­tirdiği teknoloji, bilimsellik, akılcılık kavramlarına karşı direnen, dinin ve geleneksel ahlakın ilkeleri­ni reddetmeyen hatta yücelten bir hikâye tarzıdır.
  • Bu hikâye tarzında yazalar çağdaş anlatım yön­temleri ve şiirli bir söylem kullanmışlardır.
  • “Ben” anlatıcı önemsenmiş, geleneksel kaynakla­ra, yerli, mitolojik unsurlara, masal ve efsane mo­tiflerine göndermeler yapılmıştır.
  • Önemli Temsilcileri: 1940’a kadar millî duyarlıkta hikâye yazan yazarlar olarak Reşat Nuri Güntekin,Yakup Kadri, Halide Edip Adıvar ve Refik Halit Karay 1940’lı yıllarda şiirde adını duyursa da Necip Fazıl , din ve metafizik konuların­da başarılı hikâyeler yazmıştır. 1960’lı yıllardan iti­baren ise bu hikâyenin temsilcileri Rasim Özdenören, Durali Yılmaz, Şevket Bulut, Mustafa Kut­lu ve Hüseyin Su’dur.

Necip Fazıl Kısakürek: Dinî ve millî konularda yazdığı hikâyeleri “Hikâyelerim adıyla kitaplaşmıştır.

Rasim Özdenören: İlk hikâyelerinde kendi se­çimlerimiz dışında dayatılan sistemin birey üze­rindeki etkilerini, varoşlara sıkışmış, değerlerin­den koparılmış insanın acılarını, yalnızlığını işle­miştir. Hikâyelerini Hastalar ve Işıklar, Çözülme, Çok Sesli Bir Ölüm adlı yapıtlarında toplamıştır.

Şevket Bulut: Anadolu insanının dingin hayatını ele aldığı hikâyelerinde folklor unsurlarına da ge­niş ölçüde yer vermiştir. Hikâyelerini Alkarası ve Sarı Arabalar‘da toplamıştır.

Mustafa Kutlu: Geçmişin bilgisini bugün için de­ğerlendiren yazar, metinlerinde Doğu hikâyesinin yapı unsurları ile bazı malzemelerini son derece doğal bir biçimde kullanmaktadır. Hikâyelerini Or­tadaki Adam, Gönül İşi, Yokuşa Akan Sular, Yok­sulluk İçimizde, Uzun Hikâye gibi yapıtlarında top­lamıştır.