İçindekiler
ANONİM HALK EDEBİYATI
1.Yazarı belli olmayan toplumda kendiliğinden ortaya çıkmış bir edebiyattır.
2.Tamamıyla sözlü bir edebiyattır. Bu edebiyatın yayılması nesilden nesile kulaktan kulağa aktarılarak geçmiştir. Bu aktarma esnasında bozulmalar,unutulmalar ,değişimler olması bu edebiyatın sürekli farklılaştığını gösterir.
3. Elimize ulaşan ürünlerin bir çoğu yakın tarihimizde yapılan derleme çalışmalarıyla kazanılmıştır.
4.Mani, türkü, ağıt, ninni, tekerleme nazımla yazılan türler olup masal, efsane, halk hikâyesi ve fıkra da nesirle yazılan türlerdir. Köy seyirlik oyunlarıyla kukla, Karagöz, ortaoyunu, meddah ve tuluat gibi göstermeye bağlı türler de bulunmaktadır.
ANONİM HALK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ ve TÜRLERİ
1. MANİ
- Dört dizeden oluşur. Anonim Halk şiirinin en küçük biçimidir.
- Hecenin 7’li kalıbıyla söylenir..
- İlk iki dizesi doldurma dizesi yani hazırlık dizesidir.. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir.
- Uyak düzeni a a x a biçimindedir.
- Maniler nişan ve evlenme törenleri; asker uğurlama, sıra geceleri gibi şenlikler; sünnet törenleri; Hıdrellez, Nevruz, bayram, ramazan gibi özel günlerde söylenmektedir. Bu tür en çok köy ve şehir hayatı içindeki kadınlar tarafından icra edilmektedir.
- Fars edebiyatındaki “rubai” nin etkisiyle doğduğu sanılmaktadır.
- Birçok mani çeşidi vardır. En çok kullanılanlar düz mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani (artık mani) ve karşılıklı manidir.
Manilere ÖRNEKLER
DÜZ MANİ :
A benim bahtiyarim Bahçelerde baz olur
Gönülde tahtı yarim Gül açılır yaz olur
Yüzünde göz izi var Ben sana gülüm demem
Sana kim bahtı yarim Gülün ömrü az olur
Artık mani:
dört dizeden fazla olan 5,6,7… mani çeşitleridir.
Bülbülün yuvasına Derdim var beller gibi
Gül girer rü’yasına Söylemem eller gibi
Bülbül güle aşıktır Kalbimin hüsnü var
Mecnun da Leyla’sına Yıkılmış iller gibi
Mecnun Leyla der iken Gözlerimden yaş akar
Erişti Mevla’sına Coşmuş seller gibi
CİNASLI MANİ:
Cinaslı manilerde,1. mısra cinaslı ayağı oluşturan kelimedir.Bu kelime veya kelime gurubu anlamlı olsa veya olmasa,düşünceye bir giriş ve kafiyeye başlangıç teşkil ettiğinden maninin yapısında ve anlamında bir değişikliğe yol açmaz.
Sürüne Her gün ah
Koyun kuzu sürü ne Her gün aman her gün ah
Çünkü çoban değilsin Sana gönül vereli
Arkandaki sürü ne Etmedeyim her gün ah
Ben bir körpe kuzuyum Her günah bizde imiş
Al kat beni sürüne Ben sanırdım bir günah
Beni böyle yandıran Elbette seni tutar
Yüz üstüne sürüne Eyler isem bir gün ah
Karşılıklı Mani(Deyiş):
Bu tür maniler karşılıklı iki kişinin söyledikleri manilerdir.Bu manilerde maniyi kimin söylediği ve cevaplıyanın kim olduğu belirtilir.
Ağa-Adilem sen na-çarsın Adile-Ağam derim na-çarım
La’l ü gevher saçarsın İnci mercan saçarım
Ben Azrail olunca Sen Azrail olunca
Kuzum nere kaçarsın Ben cennete kaçarım
Kesik mani:
Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar.
Karaca
Aldım aşkın tüfeğin
Vurdum bir kaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşı gözü karaca
2. TÜRKÜ
- Kendisine ait özel bir ezgiyle söylenen halk edebiyatı nazım biçimidir. 7’li heceyle söylenmiş olan mani ve 11’li heceyle söylenmiş olan koşma bu türe ait olan ezgiyle söylendiği zaman türkü olur.
- İki bölümden oluşur genellikle . Birinci bölüme bend denir. Asıl türkünün oluştuğu bölümdür.İkinci bölüme de kavuştak denir. Her bendin sonunda tekrarlanır. Bu bölüme “nakarat” da denilir. Bazı türkülerde kavuştak bulunmayabilir.
- 7’li,8’li ve 11’li heceyle söylenir. En fazla 11’li hece kullanılmaktadır.
♦Türküler konularına göre aşk türküleri, sevda türküleri, gurbet türküleri, askerlik türküleri, hapishane türküleri, kahramanlık türküleri, ölüm türküleri (ağıtlar), eşkıya türküleri, tören türküleri, doğa türküleri, oyun türküleri… gibi türlere ayrılır.
♦ Özel bir ezgiyle söylenen türküler ezgilere göre “üsullü ve üsulsuz” olmak üzere ikiye ayrılır.
♦ Usullü türküler “oyun havaları” dır. Bunlara Urfa’da “kırık hava”, Konya’da “oturak”, Karadeniz’de “horon”, Ege’de “zeybek”, Trakya’da “karşılama”, Erzurum’da “Sümmani”, İsparta yöresinde dattiri” gibi değişik adlar verilir.
♦ Usulsüz türküler ise “uzun hava” lardır.
♦ Söyleyeni belli olan, adı belli âşıklarca söylenen türküler de vardır.
3. AĞIT
- Tek başına bir nazım biçimi olmayıp acıklı ve üzüntülü bir olay bildiren türkü ve koşmaların nazım türüdür.
- İslamiyet öncesi dönemde yuğ törenlerinde yuğcular tarafından sağu şeklinde söylenmekteydi.
- Sadece sevilen bir kimsenin ölümü üzerine yazılmayıp aynı zamanda vatanın işgal edilmesi, doğal afetler, istediği kızı alamayan kızın gencin üzüntüsü, sevdiği hayvanın ölümü üzerine gibi söylenen ağıtlar vardır.
- Ağıtlar belli bir ezgiyle söylenir. Diğer türkülerden ezgisiyle ayrılır.
4. NİNNİ
- Türk kültüründe önemli bir yeri olan ninniler,çocukları uyutmak için söylenen manzum eserlerdir.Kendi başına bir nazım biçimi olmayıp yine türkü şeklinde söylenmektedir.
ANONİM HALK EDEBİYATI NESİR TÜRLERİ ANLATMAYA BAĞLI METİNLER
1. MASAL
- Masallar karakterleri ve olayları bakımından olağanüstü özellikler taşıyan ürünlerdir.
- Karakterler insanlardan olabildiği gibi insan dışındaki varlıklar da masal kahramanı olabilir. Masallar ve fablların karakter bakımından ayrıldığı nokta da zaten buradadır.Yani fabllar tamamen insan dışındaki varlıklardan oluşur ama masallar öyle değildir.
- Masallarda olayın geçtiği yer ve zaman belirsizdir.Yer ve zaman gerçekte olmayan bir zamandır. Mesela yer olarak Kaf Dağı ve Harikalar Diyarı seçilir. Zaman olarak da “evvel zaman içinde kalbur saman içinde…” diyerek belirsizlik sağlanmıştır.
- Her masalın bir giriş tekerlemesi bir bitiş tekerlemesi vardır.
- Masalların sonunda öğüt vermek amaçlanır.Kıssadan hisseyle olay sonlanır.
- Masallar karakterleri iyi-kötü, güzel-çirkin, siyah–beyaz olarak ayrılmaktadır.Anlatıcı bu karakterler arasında taraf tutarak sonuç nasıl biteceğini de hissettirmektedir.
- Keloğlan masalları, Türk halk masallarının en ünlülerindendir.
2. EFSANE
- Çeşitli varlıkları ve olayları olağanüstü şekilde anlatan eserlerdir.
- Efsane halk arasında bir inanç meselesidir.Halk burada anlatılan olayları olmuş kabul eder.Masal ve efsane arasındaki fark da budur. Masaldaki olayların gerçekliğine inanılmaz.Efsanede inanılır.
- Belli bir biçim ve üslupları olmadığı için düz yazı şeklinde tezahür ederler.
3. HALK HİKÂYESİ
- Edebiyatımızda önemli bir yeri olan halk hikayeleri olağanüstü özelliklerin olduğu metinlerdir.
- Bir ozan tarafından icra edilir. İcra edilirken saz eşliğinde söylenir.
- Nesir ve nazım karışık olarak kullanılır. Olayların anlatımı nesir şeklinde anlatılır., karşılıklı konuşmalar ve duyguların anlatımı nazım biçimindedir.Nazım şeklinde anlatılan yerlerde saz da kullanılır.
- Âşıklar, hikayeyi anlatırken taklit yaparak, jest ve mimiklerle anlatımlarını canlandırırlar.
- Yazarı belli olamayan ürünlerdir ve nesilden nesile aktarılarak ortaya konur.
- Halk hikâyelerinde kahramanlar bey, tüccar, kadı, bey kızı, fakir delikanlı, eşkıya gibi halktan kişilerdir.
- Tıpkı masallar gibi giriş ve bitiş tekerlemeleri vardır.
- Masallara göre zaman ve mekan daha belirgindir.
- Halk hikâyesinin ilk örnekleri 16.yüzyıldan itibaren görülmüştür.
- Âşık Garip, Kerem ile Aslı, Emrah ile Selvi, Elif ile Mahmut, Arzu ile Kanber, Tahir ile Zühre, Köroğlu, Ferhat ile Şirin en ünlü halk hikâyeleridir.Bu halk hikayelerine bakıldığında bunların çoğunun aşk ve kahramanlık hikayesi olduğu göze çarpmaktadır.
NOT: Destan döneminden halk hikayesine geçişi sağlayan ilk ürünümüz Dede Korkut Hikayeleri’dir.