Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler ve Yazarlar – 2

İçindekiler

BİREYİN İÇ DÜNYASINI ESAS ALAN ROMANLAR

PEYAMİ SAFA

♦    Toplumsal değişimlerin yol açtığı bunalımları, ah­lak çöküntülerini, çatışmaları işlediği; olaydan çok ruh çözümlemelerine ağırlık verdiği romanlarıyla tanınmıştır.

♦    Kendi kendini yetiştirmiş, çağın düşünce akımla­rıyla ilgilenmiş, siyasal sorunlar karşısında tavır almış, bu yüzden Türk basınında derin izler bıra­kan polemiklere girişmiştir.

    İlk romanı “Sözde Kızlar” Mütareke devri İstanbul’undaki ahlak ve düzen bozukluğunu konu alır. Bu bakımdan Refik Halit’in “İstanbul’un İçyüzü“, Yakup Kadri‘nin “Sodom ve Gomore” ve “Kiralık Konak”, Hüseyin Rahmi’nin Hakka Sığındık” ad­lı romanlarıyla bir benzerlik gösterir. Eserde Ana­dolu’da başlayan Kurtuluş Savaşı fon olarak yer alır. İstanbul’daki yüksek tabakanın yozlaşmış ahlakı bu fonun önünde işlenerek ikisi arasındaki karşıtlık çarpıcı bir biçimde gözler önüne serilmiş olur.

Tanzimat’tan itibaren Türk romanının değişmez ana temalarından olan yanlış Batılılaşmanın yol açtığı sorunları ele aldığı ro­manlarından olan “Fatih-Harbiye” farklı dünya görüşlerini ve yaşama bi­çimlerini sembolize eden ‘ki mekânı karşı karşıya getirir. Neriman, Doğu’ya ait değerlerle Batılı değerler arasında bocalar. Sonunda Batılı yaşam tarzı uğruna terk ettiği Şi-nasİ’ye, yani ait olduğu Doğu dünyasına döner.

♦    Sanatının en olgun eseri olarak nitelendirilen “Matmazel Noraliya’nın Koltuğu” (1949) ile mistisizme yönelmiş; modern anlatım tekniklerini kullanarak dikkatleri ruhsal sorunları olan insan­ların iç dünyasına çevirmiş; insanın varlık nedeni, görünenin arkasındaki gerçeği bulmak gibi felse­fi bir soruna ışık tutmaya çalışmıştır.

♦    “Yalnızız”da (1951) toplumun değer ölçüleriyle uzlaşamayan kendi kuşağının dramını vermeye çalışmış; manevi değerlerinden uzaklaşan insan­ların (yazarın görüşlerine göre) materyalizmin batağına saplanıp açmaza ve yalnızlığa sürükle­neceği gerçeği anlatılmak istenmiştir.

♦ Para kazanmak amacıyla yazdığı kimi eserlerinde, annesinin Server Bedi adını benimsemiş, bu takma adla 80’e yakın ürün vermiştir. Bunlar arasında en sevilenler Cingöz Recai polisiye romanları ile Cumbadan Rumba’ya adlı romanı olmuştur.

Eserleri

Roman:  Mahşer, Bir Akşamdı, Sözde Kızlar, Canan, Şimşek, 9. Hariciye Koğuşu,  Atilla, Fatih – Harbiye, Bir Tereddüdün Romanı

Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, Yalnızız, Biz İnsanlar

Öykü: Gençliğimiz, Siyah Beyaz Hikâyeler,  İstanbul Hikâyeleri, Aşk Oyunları, Süngülerin Gölgesinde, Ateşböcekleri

Oyun: Gün Doğuyor

Düşünsel Yapıtları: Türk İnkılâbına Bakışlar Mistisizm, Doğu – Batı Sentezi,

Osmanlıca – Türkçe – Uydurmaca, Kadın-Aşk-Aile, Sanat-Edebiyat-Tenkit

TARIK BUĞRA

Eserleri:

Öykü: Yarın Diye Bir Şey Yoktur, Oğlumuz, İki Uyku Arasında, Hikâyeler

Roman: Küçük Ağa, Küçük Ağa Ankara’da, Siyah Kehribar, İbi­şin Rüyası, Firavun İmanı, Dönemeçte, Gençliğim Ey­vah, Yalnızlar, Osmancık, Yağmur Beklerken, Dünya­nın En Pis Sokağı

Oyun: Ayakta Durmak İstiyorum, İbişin Rüyası, Güneş ve Aslan-Patron, Sıfırdan Doruğa- Patron

Düzyazı: Gagaringrad (gezi), Gençlik Türküsü (fıkra), Düşman Kazanmak Sanatı, Bu Çağın Adı, Politika Dışı, Güneş Rengi Bir Yığın Yaprak

ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR

Geçmişe dönük, geleneksel yaşam ya da beğeniden etkilenen bir yazardır. Yapıtlarının ağırlık noktasını mutlulukla geçmiş gençliği ve XX. yüzyıl başlarındaki rahat İstanbul hayatı oluşturur. Roman diye nitelenen, ama roman tekniğine uymayan yapıtlarıyla yazınımıza yeni  bir tür katmıştır. Bu türde yazdığı yapıtlarında çocukluk ve gençlik yıllarında İstanbul’un en seçkin yerlerinde geçen yaşamına ilişkin anılarını yansıtır. Yapıtlarında insanların alın yazgısı, kişisel düşünce ve yargılar öne çıkar.

Dil ve anlatımda kendine özgü bir yol çizmiş, Osman-lıcanın konuşulan sözcükleriyle ve geçmiş zaman kipiyle yazmıştır. Yer yer uzun tümceler kullanmış; şiirsel bir söyleyişe özenen, etkileyici bir anlatım biçimine yönelmiştir.

Romanlarında Rumelihisarı, Büyükada, Çamlıca üçgenindeki varlıklı, gününü gün eden, sorunsuz insanların yaşamlarını yansıtır. Bu çevrelerin dışındaki yaşamı basit ve aşağı bulur. Boğaziçi Mehapları, Boğaziçi Yalıları gibi anılarında önemle üzerinde durulan geçmiş özlemi onun duygusal tutkusu olarak gözükür.

Fransız edebiyatçılardan etkilenmiştir. Kahramanlarının hepsini dengesiz, gariplikleri olan, içine kapanık, başarısız ve hayalleriyle avunan kişiler olarak kurgular. Olaylardan çok kahramanlarının duygu ve düşüncelerine öncelik veren sanatçı, şiirsel bir dil ve özgün bir teknik kullanmıştır.

Eserleri:

Roman: Fahim Bey ve Biz, Çamlıca’daki Eniştemiz, Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği

Anı ve deneme: Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri, İstanbul ve Pierre Loti, Yahya Kemal’e Veda

İnceleme: Ahmet Haşim’in Şiiri ve Hayatı

Antoloji: Aşk İmiş Her Ne Var Âlemde (şiir), Geçmiş Zaman Fıkraları