Edebiyat ile Psikoloji ve Psikiyatri Arasındaki İlişki

EDEBİYAT İLE PSİKOLOJİ VE PSİKİYATRİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

  • Psikoloji kavramı edebiyat disiplini içerisinde değerlendirilirse “Herhangi bir edebiyat ürününde, kişilerin kişiliklerini belirleyen duyuş, düşünüş, davranış biçimi.” olarak tanımlanabilir. Psikiyatri ise ruh ve sinir hastalıklarıyla, bireylerde görülen önemli uyumsuzlukları önleme, teşhis ve tedavi etmeyle uğraşan uzmanlık dalıdır, insanı ele almaları bakımından psikoloji, psikiyatri ve edebiyat arasında bir ilişki kurulabilir.
  • İnsanı tanımak ve anlamak çabası içinde olan edebiyat, içinde bulunduğu durumu dil aracılığıyla betimler. Bu betimlemede özellikle yazarın ve eserde yer alan kişilerin ruhsal durumları, insanı tanıma çabasını belli bir çizgide ilerletir. Psikiyatri ise psikoanaliz yöntemi ile diğer tıp dallarından farklı olarak insanı her yönüyle ele alır. İlgi alanı dâhilinde her gün yeni kişiler ve yaşantılarla karşılaşır. Bu da insan ilişkilerinin ve yaşantılarının zengin bakış açıları ile değerlendirilmesine yardımcı olur.
  • Modernızm ve postmodemizmin gelişimi ve karmaşık dünyayı ortaya çıkarmaları, psikolojinin temellerini oluşturmuştur. Böylece psikoloji diye bir disiplin ortaya çıkmış ve diğer sosyal bilimleri etkilemekle kalmamış, kendisi de bu bilimlerden etkilenmiştir. Bu sosyal bilimler arasından psikolojinin edebiyat ile girmiş olduğu ilişki, edebiyat psikolojisi olgusunu da ortaya çıkarmıştır.
  • Psikoloji özellikle hipnozda “söz’ün (edebiyatın) gücünden yaralanırken dil biliminden faydalanır. Edebiyat da karakterlerin ruhsal durumlarını yansıtma ve eserlerin temelindeki psikolojik kalıntıları yansıtmada psikolojiden yararlanmaktadır. Yazarlar, oluşturdukları evreni kurgularken, karakterlerinin davranışlarını belirlerken psikolojiden yararlanırlar. Aynı şekilde edebi metinleri yorumlayan araştırmacılar da bu bağlamda psikoloji biliminden yararlanırlar.