İçindekiler
KELİMLERDE ANLAM DEĞİŞMELERİ
a. Anlam daralması
*Bir sözcüğün kapsadığı anlamlardan bir ya da birkaçını kaybetmesidir.
Oğlan kelimesi eskiden hem erkek hem de kız evlat için kullanılırken günümüzde sadece erkek evlat için kullanılmaktadır.
“Erik” sözcüğü, şeftali, kayısı, zerdali anlamını içerirken, sonradan bir tür meyve için kullanılarak anlam daralmasına uğramıştır.
b. Anlam genişlemesi
*Bir sözcüğün kapsamına yeni anlamların girmesidir.
yıldız , selpak, alan
Örneğin ; “alan” sözcüğü, “düz ve açık yer” anlamını içerirken anlam genişlemesine uğrayarak “iş, meslek, araştırma-inceleme” anlamlarını da kazanmıştır.
c. Anlam başkalaşması (Anlam Kayması)
*Bir sözcüğün eski anlamından sıyrılarak yeni anlamlar kazanmasıdır.
Üzmek sözcüğü Göktürk yazıtlarında kırmak, kesmek iken günümüzde hoşnutsuzluk anlamında kullanılmaktadır. Yine ukalâ sözcüğü Osmanlı Türkçesi’nde akıllılar anlamında iken günümüz Türkiye Türkçesi’nde kendini beğenmiş anlamında kullanılmaktadır.
d. Somut ve Soyut Anlam
Beş duyu organı vasıtasıyla algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklere somut anlamlı sözcükler algılayamadıklarımıza soyut anlamlı sözcükler denir.
Somut:
Taş, kapı, insan, hava, ısı, ışık, ses rüzgâr…
Soyut:
Sevgi, dostluk, kin, nefret, öfke, mutluluk…
Sözcükler kullanıldıkları cümleye göre ya soyut ya da somut anlamlı olabilir.
Çektiğim acıları bir ben bilirim. Yemeğin acısı fazla olmuş.
Sıcaklar başlayınca havadaki nem oranında önemli bir artış oldu.
Sen bu işten havanı alırsın dostum, dedi.
Somut ve Soyut Anlamla İlgili Uyarılar :
Bir sözcük temel anlamıyla somutken cümlede kazandığı anlamıyla soyut olabilir. Bu yüzden sözcükler somutluk soyutluk yönünden değerlendirilirken cümle içinde kazandığı anlama göre değerlendirilir.
Örnek :
Sözgelimi “hava” sözcüğü dokunma duyusuyla ilgili somut bir anlam taşırken “Eski eşyalar salona ayrı bir hava vermiş.” cümlesinde soyut bir anlam kazanacak şekilde kullanılmıştır.