Milli Edebiyat Sanatçıları – Mehmet Emin Yurdakul (Hayatı ve Eserleri) – 2
- Servet-i Fünûn edebiyatının popüler olduğu zamanlarda eser vermeye başlayan sanatçı, bu topluluğun edebi görüşlerini benimsemez.
- Dönem sanatçılarından farklı olarak, ekonomik yönden sıkıntılı bir çocukluk geçirmiş ve eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır.
- 1890 yılında ilk eseri olan “Fazilet ve Asalet”i yayımlayan yazar, bu küçük eserinde “ruh asaletinin soy asaletinden üstün olduğu” fikrini savunur.
- 1921 yılında Ankara’ya giderek Milli Mücadele hareketine katılan sanatçı, şairliğinin ilk yıllarında, Servet-i Fünûn hareketi doruk noktasındayken, dönemin şiir anlayışının tam tersi özellikler gösteren şiirler yazdı.
- Şiirlerinde hece ölçüsünü ve halk söyleyişlerini kullanan sanatçı, konu olarak da sosyal konuları tercih etmiştir.
- “Halkın da anlayabileceği bir dille ve halk için yazmak” prensibini benimsemiş olan Mehmet Emin Yurdakul, 1897 yılındaki Osmanlı -Yunan savaşının başlaması üzerine ilk şiiri olan “Anadolu’dan Bir Ses” ya da bilinen adıyla “Cenge Giderken”i yayımlar. Bu şiirin, o günkü heyecanlı ve milli hava içinde büyük bir ilgiyle karşılanması şairin diğer eserlerinin arka arkaya yayımlanmasına neden olur.
- Mehmet Emin Yurdakul, hiçbir şiirinde kişisel duygularını ya da özel hayatını konu olarak ele almamıştır.
- Mehmet Emin Yurdakul, hiçbir şiirinde aruz ölçüsünü kullanmamıştır.
- Halkın diliyle halka dönük bir şiir arayışında olan Mehmet Emin, şiirlerinde halk edebiyatı nazım biçimlerini pek kullanmamıştır.
- Eserlerinde sosyal hizmet amacı taşıyan sanatçının şiirlerinde, lirizm yoktur.
- Didaktik bir tavır gösteren şiirleri bu nedenle anlatım açısından biraz kurudur. Bununla beraber, şiiri “büyük halk kitlesine mâl etmeye çalışmak” amacı taşıyan şairin; Türk şiirinde, geleceği parlak bir dönemin öncüsü olmuştur.
ESERLERİ
ŞİİRLERİ
Türk Sazı
Ey Türk Uyan
Tan Sesleri
Ordunun Destanı
Dicle Önünde
Hastabakıcı Hanımlar
Zafer Yolunda
Turan’a Doğru
İsyan ve Dua
Aydın Kızları
Mustafa Kemal
Ankara
NESİRLERİ
Türk’ün Hukuku
Dante’ye