NAZIM BİRİMİ
- Dize (Mısra)
Mısra sözcüğü Arapça kökenlidir. Sözlük anlamı olarak “kapı kanadı, çadır kapısının iki yan parçası” anlamlarına gelir. Edebiyat terimi olarak ise mısra, şirin her satırına verilen isimdir.
“Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan”
(Nedim)
‘Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden”
Ahmet Haşim
“İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı’
Orhan Veli Kanık
Bu sözler birer mısradır.
Mısra-ı âzâde: Divan şiirinde tek mısra olarak bir anlam ifade eden, anlamı tamamlayıcı başka mısraya ihliyaç olmayan mısralara “mısra-ı âzâde” denir. Aslında mısra-ı âzâde tek dizelik şiirdir.
Hatırından çıkmasın dünyâya üryan geldiğin
Baki
Türkçe ağzımda annemin ak sütüdür.
Yahya Kemal Beyatlı
Devlet ol kimsededir olmaya devlet ona yâr
La Edri
Elimizden ne gelir tâliimiz yâr değil
Bağdatlı Ruhi
“Müdhikât-ı dehre ben ölsem de tasvirim güler”
Muallim Naci
“Gün doğmadan meşîme-i şebden neler doğar”
Kırımlı Rahmi
Divan şiirinde bir beyitin anlam bakımından birbirine bağlı olmayan ya da çok uzak bir anlam ilişkisi bulunan iki mısrânın her birine de âzâde denmiştir.
“Fikret-i hatt-ı yâr var serde”
“Arzu-yı bahar var serde””
Nazim
Şiir içinde göze çarpan güzelliği ve anlam olgunluğu ile dilden dile dolaşan ve bir atasözü gibi kullanılmaya başlanan dizelere “mısra-ı berceste (sıçramış, fırçalanmış mısra)” adı verilir.
Âvâzeyı şu âleme Davud gibi sal
“Baki kalan bu kubbede bir hoş sâda imiş.”
Miyân-ı güft-gûda bed-meniş îhâm eder kubhun
“Şecâ’at arzederken merd-i kıptı sirkatin söyler”
Koca Ragıb Paşa
Çeşm-i insaf kadar kâmile mîzân olmaz
“Kışı noksanını bilmek gibi irfan olmaz”
Bursalı Talip
Bu beyitlerde tırnak içinde gösterilen dizeler, mısra-ı bercestedir. Bu dizeler, bir atasözü gibi yaygınlaşmış, halkın belleğinde yer etmiştir.
- Beyit
Aynı ölçüyle yazılmış, aralannda anlamsal bağ bulunan iki dizelik birime “beyit” denir. Beyit sözcüğü Arapça “çadır, ev, oda” anlamına gelen “beyitten gelir. Beyit, divan şiirinde sık olarak kullanılmış bir nazım birimidir. Beyitin ilk mısrasına “sadr”, İkinci mısrasına da “acûz” denir. İki mısrası birbiriyle uyaklı olan beyitlere “mukaffa”, “musarrâ” veya “matla“; mısraları uyaklı olmayan beyitlere de “müfred” veya “ferd” denir.
“Sinede evvel ne muhrik arzular vâr İdi
Lebde ser-keş ahlar ateşli hûlar vâr İdi”
Nedim
“Benî candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı ânımdan muradım şem’i yanmaz mı”
Fuzulî
“Meyhane mukassi görünür taşradan amma
Bir başka ferah, başka letafet var içinde.”
Nedim
Yukarıdaki beyitlerden ilk İkisi “malla”; üçüncüsü ise mısraları uyaklı olmadığı için “müfred”dir.
- Dörtlük
Dört dizeden oluşan nazım birimine “dörtlük” denir. HaIk şiirinde, nazım birimi olarak genelde dörtlük tercih edilmiştir. Dörtlük Türklerin, İslamiyet’i kabul etmelerinden önceki şiirlerinde de kullandıkları bir nazım birimidir.
RUBAİ
Bilmem kime yahut neye uyduk gittik
Gâhi meye gâhı neye uyduk gittik
Erbâb-ı zekâ riyayı meznep bildi B
izler dili divâneye uyduk gittik
Yahya Kemal Beyatlı
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara lopraktır
Aşık Veysel Şatıroğlu
- Bent
Bent, “bağ, bağlanan şey, kuşak, su bendi” gibi anlamlara gelir Bir şiir terimi olarak ise bent, birbirine ölçü ve uyakla bağlanmış ikiden fazla dizeden oluşan mısralar topluluğudur. Bir şiirde bentler 3-30 mısra olabilir. Bentlere parça anlamında “kıta” da denir.
SİVAS YOLLARINDA
Sivas yollarında geceleri
Katar katar kağnılar gider
Tekerleri meşeden.
Ağız dil vermeyen köylüler
Odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler?
Ağır ağır kağnılar gider
Sivas yollarında geceleri.
Ne, yıldızlar kaynaşır gökyüzünde,
Ne, sevdayla dolar taşar gönüller.
Bir rüzgâr eser ki bıçak gibi
El ayak şişer.
Sivas yollarında gecelen
Ağır ağır kağnılar gider.
Cahit KÜLEBİ
Cahit Külebi’nin bu şiiri dize sayılan farklı olan iki bentten meydana gelmiştir.