Orhan Pamuk Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

Orhan Pamuk Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

  • İstanbul’da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesinde üç yıl mimarlık okuduktan sonra, mimar ve ressam olmayacağına karar verip bıraktı. İstanbul Üniversitesinde gaze­tecilik okudu. 23 yaşındayken diğer uğraşla­rını bırakıp yazarlığa yöneldi. Esiyle birlikte Amerika’ya giderek Columbia üniversitesinde 1985-1988 yılları arasında ‘misafir öğretim üyesi’ olarak çalıştı.
  • Modern ve postmodern romanlar yaran, dünya çapında tanınan bir yazardır.
  • Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk ve tek Türk yazardır.
  • Nobel Edebiyat Ödülü’nü 2006’da “Kar” adlı romanıyla almıştır.
  • Doğu-Batı sorununu kültürel ve felsefi yönüyle ele almış; kültürlerarası farklılıkları, tarihî ve siyasi olayları işlemiştir.
  • Kişi ve mekânları canlandırmada, tahlil ve tasvir etmede usta bir kalemdir.
  • Eserleri, ulusal ve uluslar arası birçok ödüle layık görülmüş ve bir-çok dile çevrilmiştir.
  • Önce “Karanlık ve Işık” sonra “Cevdet Bey ve Oğulları” adıy­la yayımlanan ilk romanında Abdülhamit döneminden baş­layarak Türkiye’deki modernleşme hareketlerini ve İstanbul Nişantaşı’nda yaşayan zengin bir ailenin, Cevdet Bey’in ve oğullarının üç kuşaklık hikâyesini anlatır. Roman, Orhan Kemal ve Mil­liyet Roman Ödülü’ne layık görülmüştür.
  • “Sessiz Ev”de biri tarihçi, biri devrimci, biri de zengin olmayı aklına koymuş, üç torunun İstanbul yakınlarında Cennethisar kasabasındaki babaannelerini ziyaret etmesini, onun anılarını dinlemesini ve dönemin bazı siyasi olaylarını konu edinir. Bir ba­baanneyle torunlarının ilişkileri üzerine kurulan romanda birbiri­ne zıt görüşleri olan kahramanların iç dünyalarını ve birbirlerine yabancılaşmalarını anlatır. Aydınlığı ve karanlığı başarılı bir şekil­de anlattığı bu eser, birçok yabancı dile çevrilmiş, yurt içi ve yurt dışında pek çok ödül almıştır.
  • Tarihsel roman özelliği taşıyan “Beyaz Kale”, yy.da Vene­dikli bir kölenin Türklere esir düşmesini, daha sonra bir Osman­lı âlimiyle tanışıp onun dostluğunu ve güvenini kazanarak ona danışman olmasını, birbirlerini kültürleriyle etkilemelerini. Beyaz Kale’nin fethini gerçekleştirecek silah tasarımları ve bu yoldaki düşsel serüvenlerini konu edinir. Pek çok dilde yayımlanan bu eseriyle Pamuk, ilk defa uluslararası bir üne kavuşmuştur.
  • “Kara Kitap”ta İstanbul’un sokaklarını, geçmişini, kimyasını ve dokusunu, kayıp karısını arayan Avukat Galip aracılığıyla anla­tır, Postmodern anlatımın kullanıldığı romanda birçok anlamsız unsurun bir bütüne yürümesini önleyen eksikler var. Böylece her okuyucu eline geçen tanıdık bir ipucunu tutarak görmek istediklerini bu romanda bulmaktadır. Bu bakımdan eserde “ayna” kav­ramının kullanılması anlamlıdır. Çünkü okuyucu kendi bilgisini ve hayallerini bu romanda bulduğu “ayna”lardan birine yansıtmak ve onu eserin bütününe hâkim kılmak imkânına sahiptir. Aynı Özellikleri Yeni Hayat romanında da bulmak mümkündür. Birçok yönüyle Şeyh Galip’in “Hüsn ü Aşk”ına benzeyen bu eser; günü­müzde değerlerinden koptuğu için çevresinden soyutlanan, bu yüzden de yalnızlaşan İnsanın kendini bulması, kendisi olması teması etrafında şekillenir.
  • Fransızca çevirisiyle Prix France Culturc Ödülü’nü kazanan “Kara Kitap”, hem popüler hem de deneysel olabilen, geçmişten ve bu­günden aynı heyecanla söz edebilen bir yazar olarak Pamuk’un ününü hem Türkiye’de hem de yurt dışında artırmıştır. Postmodern bir roman olan “Yeni Hayat”, alışılmış roman anla­yışının biçim ve tekniğinden çok farklıdır. Roman, üniversiteli bir genç olan Osman’ın, arkadaşı Canan’dan alıp okuduğu bir kita­bın etkisinde kalarak daha önceki değerlerinden uzaklaşmasını, çevreye karşı duyarsızlaşmasını ve yolculuğa çıkmasını konu alır. Yazar, hesaplaşmaya giren ve kendini bulma yolculuğuna çıkan kahramanın Doğu’ya özgü değerleri Batı akılcılığıyla sentezleyerek başarabileceğini savunur. Üst kurmaca bir özellik taşıyan romanda belli bir zaman ve mekândan söz edilmez. Anlatılanlar kahramanın iç dünyasında başlar ve biter. “Benim Adım Kırmızı” Osmanlı hat sanatının inceliklerini, Os­manlı ve Iran nakkaşlarını, Batı dışındaki dünyanın görme ve res­metme biçimlerini bir aşk ve aile entrikasıyla ele alan romandır. Yeni tekniklere karşı, sahip oldukları sanatı savunmak isterken ci­nayetten bile çekinmeyen sanatçıların bir anlamda taassuplarını toplumun ikiyüzlü davranışlarıyla birlikte ele alınır. “İlk ve son siyasi romanım” dediği “Kar”da Kars şehrinde, siyasal İslamcılar, askerler, laikler, Kürt ve Türk milliyetçileri arasındaki şiddeti ve gerilimi bir aşk öyküsü etrafında anlatır. Romanın kah­ramanları Kar, Lacivert, Ka, Kadife, İpek’tir. “Masumiyet Müzesi”, günlük hayat, resim, arkadaşlık, yalnızlık, mutluluk, gazeteler ve televizyon, aile gibi konuları barındıran ro­mandır. Kitapta, tekstil zengini Basmacı ailesinin okumuş 30 ya­şındaki oğulları Kemal ile uzak akrabaları, yoksul Keskin ailesinin 18 yaşındaki güzel kızı, tezgâhtarlık yapan Füsun arasındaki aşk anlatılmaktadır.
  • Anı özelliği taşıyan “İstanbul” (Hatıralar ve Şehir) adlı kitabında çocukluğunda yaşadıklarını ve İstanbul’u şiirsel bir dille anlatmış­tır.
  • Uluslararası ve Türk gazete ve dergilerine yazdığı edebî ve kül­türel makalelerle, kendi Özel not defterlerinden yaptığı geniş bir seçmeyi “Öteki Renkler” adıyla yayımlamıştır.

Eserleri

Roman

Cevdet Bey ve Oğulları Sessiz Ev, Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı, Kar, Masumiyet Müzesi, Kafamda Tuhaf Sorular, Kırmızı Saçlı Kadın ,İstanbul (Hatıralar ve Şehir), Babamın Bavulu

Söyleşi-deneme   

Öteki Renkler

 

Sessiz Ev: Romanda, üç kardeşin babaanneleri Fatma Hanım’ı ziyarete gittikleri İstanbul’a yakın Cennethisar kasabasında geçirdikleri bir hafta ve dönemin bazı siyasi olayları ele alınır. Otuz iki bölümden oluşan ro­manda, her karakter sırasıyla olayları kendi ağzından anlatır. Yazar, bunu bilinç akısı tekniğiyle uygular. Romanın kahramanları; Fatma, Faruk. Me­tin, Nilgün, Cüce Recep ve Hasan’dır. Doktor Selahattin Bey, yönetimle anlaşamayınca kasabadaki sessiz eve yerleşir, bir sûre sonra ölür. Geride babaanne Fatma Hanım, evin kâhyası Cüce Recep ve yeğeni Hasan ka­lır. Olaylar. Fatma Hanım’ı ziyarete gelen torunları Faruk. Metin, Nilgün ve kâhyanın yeğeni Hasan etrafında gelişir. Sağcı bir militan olan Hasan, devrimci bir öğrenci olan Nİlgün’e âşık olur ama karşılık bulamaz ve “pis faşist’ sözüyle hakarete uğrar. Bunun üzerine Nilgün’ü döver ve kaçar. Nilgün’ün beyin kanamasından ölmesiyle roman sona erer.

Yeni Hayat: “Bir gün bir kitap okudum, hayatım değişti.’ sözüyle başlayan roman, alegorik anlatımı nedeniyle kolay anlaşılamaz. Romanda ülke bir kumpasla karşı karşıya gibi gösterilir. Coca Cola’nın “Budak Gazozu”nu, Batı kaynaklı şekerlemelerin “Yeni Hayat “Karamelalarını yok etmesi, Türkiye’nin ekonomik ve kültürel yönden Balıyla bütünleştiğini sembolize etmekte­dir. Romanın anlatıcısı 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Osman, bir gün Canandan bir kitap alır, okumaya başlar ve bütün hayatı değişir. Okudukça bir gizeme sahip olduğunu düşündüğü Canan’a âşık olur. Bu kitap birbiriyle arkadaş olan Canan ve Mehmet tarafından bilinçli olarak Osman’a verilmiştir. Kitaptaki ‘Yeni Hayat’ın peşinde olan Mehmet bir sinemada vurulur, daha sonra Canan kaybolur ve Osman yaşadığı şehri, öğrenimini bırakarak her yerde onu arar. Kasaba ve şehirlerde geçen otobüs yolculukları, trafik kaza-lan, siyasi cinayetler ve örgütlerle olaylar gelişir. Aradan yıllar geçer. Osman eski hayatına geri dönüp okulunu bitirir, evlenir. Son bir kez, Yeni Hayat mar­kasının gizemini ve karamela kâğıdındaki melek resmini ararken geçirdiği bir trafik kazasında ölür.

Beyaz Kale: Roman, 17. yüzyılda İstanbul’da geçen tarihî bir olayı anlatır. Eserin kurgusunu oluşturan olay, 17. yüzyılda yazılmış ve Gebze Kayma­kamlığının arşivinde bulunan “Yorgancının Üvey Evladı” adlı bir kitaptan alındığı söylenir. Kitapta 17. yüzyılda Venedik’ten Napoli’ye yaptığı bir deniz yolculuğu sırasında Türk donanması tarafından yolculardan birinin esir edilerek İstanbul’a getirilmesi ve bir paşa tarafından saraya alınması esirin ağzından anlatılır. İspanya’da bir kütüphanede bulunarak Türkçeye çevrilen “Pedro’nun Zorunlu İstanbul Günleri” adlı eserde bu kitapla ben­zerlik gösterir. Orhan Pamuk, Beyaz Kale‘nin kurgusunu işte bu roman­lardan almıştır. Beyaz Kale’de 23 yaşında Türklere esir düşen, daha sonra Sadık Paşa ile tanışan ve 70 yaşına kadar onunla arkadaşlık eden Vene­dikli esirin hayatı anlatılır. Venedikli esir. önce köle iken sonra Osmanlı paşasının, daha sonra Osmanlı padişahının arkadaşı ve akıl hocası olur.

Benim Adım Kırmızı: Romanda, Osmanlının nakkaşlık sanatı, III. Murat döneminin sanat anlayışındaki değişim ele alınarak anlatılır. Olaylar, III. Murat’ın emriyle hazırlanan bir kitabın süslemesini yapacak olan nakkaş­ların arasında geçer. Alegorik bir nitelik taşıyan eserdeki kahramanlar; Zeytin (Velican), Ieylek (Musavvif Günahkâr Mustafa Çelebi), Zarif Eten­di, Kelebek (Baruthaneli Hasan Çelebi), Başnakkaş Osman Usta ve Enişte Efendi’dir. Olay örgüsü, Zarif ve Enişte Efendi’nin Zeytin tarafından öldü­rülmesi, Şekûre ile Kara arasındaki aşk etrafında gelişir.