Orhun Abideleri Önemi, Dil Özellikleri, Bulunduğu Yer, Metinden Örnekler…

İçindekiler

Orhun Abideleri Önemi, Dil Özellikleri, Bulunduğu Yer, Metinden Örnekler…

Göktürk Yazıtları (Orhun Abideleri), Göktürklerin ünlü hükümdarı Bilge Kağan devrinden kalma, yazılı, dikili­taşlardır. Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk adına diki­len bu anıtlar konu ve dil bakımından önemli eserler­dir. Abidelerin yazarı Yollug Tigin‘dir. Doğu Göktürk ta­rihi ile ilgili bilgiler içerir. Söylev türündedir. Türk tarihi, Türk toplumunun yaşam biçimi, dünya görüşü ile ilgili bilgiler içerir. Kitabelerin bir yüzü Göktürk alfabesiyle, bir yüzü Çince yazılmıştır. Kitabeleri 1893’te Wilhelm Thomsen çözmüştür.

Orhun Abidelerinin yazıldığı Göktürk alfabesi 38 harfli­dir. Bu alfabede 4 sesli, 9 birleşik, 25 de sessiz harf bu­lunmaktadır. Göktürk alfabesi, Türklerin ulusal alfabe­sidir. Göktürk yazısı sağdan sola, yukarıdan aşağıya doğru bitiştirilmeden yazılır Sözcükleri ayırmak için genellikle iki nokta konur.

Kül Tigin ve Bilge Kağan anıtlarında metinler, yukarı­dan aşağıya doğru yazılmış ve satırlar sağdan sola doğru dizilmiştir. Göktürk alfabesi, büyük ünlü (sesli) uyumu dikkate alınarak düzenlenmiş bir alfabedir.

Tonyukuk Anıtı: 724-726 yılları arasında dikilmiştir. Bu anıtı diktiren ve üzerindeki yazıları yazdıran Bilge Tonyukuk‘tur. Anıtta Türk milletinin Çin tutsaklığından kur­tuluşu ve İlteriş Kağan zamanında Göktürklerin Oğuz­larla, Kırgızlarla ve Çinlilerle yaptığı savaşlar anlatıl­makta; bütün bu olaylarda Bilge Tonyukuk‘un rolü özellikle belirtilmektedir.

Bilge Tonyukuk, başvezirlik ve başkumandanlık yap­mış olan büyük bir siyasetçidir. Göktürk devletinin po­litikasına uzun zaman yön vermiş, akıllı ve hikmet sa­hibi bir devlet adamıdır.

Bilge Tonyukuk, aynı zamanda edebiyatımıza hatıra türünün ilk temsilcisi ve ilk Türk tarihçisidir. İki parça hâlindeki anıtında, içinde bulunduğu olayları sade ve sanatsız bir şekilde, halk diliyle anlatmıştır. Olayları sö­zü uzatmadan, ana çizgileriyle vermiş; yeri geldikçe milletin ders alması için öğütlerde bulunmuştur. Za­man zaman atasözlerine ve deyimlere başvurmuştur.

Kültigin Anıtı: 732’de Türk kağanı Kültigin için Yollug Tigin tarafından yazılmıştır. Anıtta kağanın ölümü ve adına düzenlenen yas töreni anlatılmıştır.

Bilge Kağan Anıtı: 735’te dikilmiştir. Bilge Kağan’ın yi­ğitlikleri ve Türk milletine iletmek istediği mesajlar anı­tın içeriğini oluşturur. Anıtta Bilge Kağan’ın ağzından devletin nasıl büyüdüğü anlatılmıştır. 

 Göktürk Yazıtlarının Önemi

Göktürk Yazıtlarını (Orhun Abideleri), Türkçenin yazılı en eski kaynağıdır. Günümüzün birçok sözcüğü, ilk haliyle bu yapıtlardadır.

Bu yazıtlar, Türk tarihine ışık tutan önemli belgelerdir. Göktürk Yazıtları, bir hakanın, halkına hesap vermesi, halkın devlete, millete karşı görevlerinin hatırlatılması, düşmanın entrikalarına nasıl karşılık verileceğinden söz edilmesi ve Türklerin yüksek ahlak ve seciyesinin anlatılması açısından önemlidir.

Bu anıtlar Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metindir. Türk tarihinin taşlar üzerine yazılmış ilk belgesidir.

Türk hitabet sanatının erişilmez bir şaheseridir. Yalın Türkçenin önemli örnekleridir. Türk dilinin kaynağı, Türk yazı dilinin başlangıcının bilinmeyen dönemlere kadar gittiğinin delilidir.

Eski Türkçe döneminin en önemli eserleridir.

 Göktürk Yazıtlarının Dil Özellikleri

Göktürk yazıtlarındaki düzyazı, o zamanki Türkçenin en yüksek anlatım özelliklerini taşır. Şiirsel bir anlatım­la oluşturulmuştur. Bugünkü düzyazıya örnek olacak bir cümle yapısı; duru, açık, yalın, destansı bir söyleyi­şi vardır. Dil, yabancı etkilerden uzaktır.  

 Göktürk Yazıtlarının Bulunduğu Yer

Orhun Yazıtları, Moğolistan’ın kuzeyinde, Baykal gölü­nün güneyinde, Orhun ırmağı vadisindeki Kocho Tsa-idam Gölü yakınlarındadır. Bu yazıtlardan Kül Tigin ve Bilge Kağan Anıtları, Kocho Tsaidam bölgesindeki Or­hun Irmağı civarında; Bilge Tonyukuk Anıtları ise, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarından yaklaşık 360 km uzakta, Tola Irmağı’nın yukarı yatağındaki Bayn Tsok-to (Bayn Çokto) bölgesindedir.

Bilge Kağan Anıtı’nın Doğu Cephesinden

Biriye Tabgaç budun yağı ermiş. Yırıya Baz Kağan To­kuz Oğuz budun yağı ermiş. Kırkız Kunkan Otuz Tatar Kıtany Tatabı kop yağı ermiş. Kangım kağan bunca … kırk artukı yiti yolı sülemiş, yigirmiş süngüş süngüşmiş. Tengri yarlıkaduk üçün illigig ilsiretmiş, kaganlıgıg kagansıratmış, yagıg baz kılmış, tizligig sökürmiş, baş-lıgıg yükündürmiş. Kangım kağan anca ilig törüg kaz-ganıp uça barmış.

Türkiye Türkçesi’yle

Güneyde Çin milleti düşman imiş. Kuzeyde Baz Ka­ğan, Dokuz Oğuz kavmi düşman imiş. Kırgız, Kunkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı hep düşman imiş. Babam ka­ğan bunca … kırk yedi defa ordu sevk etmiş, yirmi sa­vaş yapmış. Tanrı lütfettiği için illiyi ilsizletmiş, kağanlı-yı kağansızlatmış, düşmanı tâbi kılmış, dizliye diz çök-türmüş, başlıya baş eğdirmiş. Babam Kağan öylece ili, töreyi kazanıp, uçup gitmiş.