Şiirin Dili Nasıl Olmalıdır, Günlük Dil-Şiir Dili Farkı Nedir?

ŞİİR DİLİ

Şiirde günlük hayattakinden farklı bir dil vardır.  Şair, dış dünyadan aldığı malzemeyi, ona duygu ve düşüncelerini de katarak mecaz, teşbih, istiare, kinaye, tezat vb. yollarla olduğundan çok daha farklı aktarır.  Şiir dili denen bu yeni dil, büyük oranda imge, çağrışım ve söz sanatlarına dayanılarak kurulur.

İmge:

Anlatılmak istenenle başka şeyler arasında bağlantı kurularak zihinde canlandırılan yeni biçimlerdir.  İmge edebi ürünlerde yansıtılmak isteneni daha canlı, etkili ve görünür kılmak için zihinde canlandırılmaya çalışılan görüntüdür.  İmgenin oluşması dilin mecaz kullanımına bağlıdır. Çağrışım ve söz sanatları, sanatçının yeni kavram ve duyuşları yeni imgelerle anlatılmasına zengin imkân sağlar.  İmge; mecaza, alışılmamış bağdaştırmalara, söz ve anlam oyunlarına, simgelere ve çağrışımlara dayanır.

Örneğin,

Ve güldün, rengarenk yağmurlar yağdı

İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı

Yaralı bir ceylan gözleri gibi sıcak

Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

dizelerinde:

  • Yağmurun yağmasının, birinin gülmesine bağlanması
  • Yağmurun rengârenk olması
  • Yağmurun insanı ağlatacak özellikte olması
  • Yaralı ceylanın gözlerinin “sıcak”la ilişkilendirilmesi
  • İçli bir sesin yaralı ceylan kalbiyle ilişkilendirilmesi

gibi söyleyişler, imgeli söyleyişlerdir.

 Aşağıdaki söyleyişlerde de imge vardır.

─ Bir mavi balon mudur bu yaz

İçi sevda dolu yolculuk

─ Gece, ayakları kokan bir adam gibi gelir

Eşiklere oturmuş aya doğru çocuklar

─ Kendinden bir şeyler kattın

Güzelleştirdin ölümü de

Ellerinin içiyle aydınlattın

Ölüm ne demektir, anladım.

─ Yazık!

Sana ikram edecek

Bir yalnızlığım bile yok.

 

Çağrışım:

Bir kelime, bir imge, bir mazmun ya da bir resim ile kısacası bir uyarıcı vasıtasıyla okurun zihninde, hayalinde bazı duygu ve düşüncelerin oluşmasıdır.

ÖRNEK SORU:1

Aşağıdaki dizelerin hangisinde teşbih sanatı kullanılmıştır?

A) Söz anladım ki uzun, hem de pek uzun sürecek

Benimse vardı o gün pek çok işlerim görecek

B) Ellerim takılırken rüzgârların saçına

Asıldı arabamız bir dağın yamacına

C) Bir cümbüştür kopsa da gece yakamozlarda

Münzevi balıklarız aynı kavanozlarda

D) Şakaklarıma kar mı yağdı ne var

Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz

E) Bir göz gibi süzüyor beni camdan gece

Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce

CEVAP: E seçeneğinde gece gündüze benzetilerek teşbih sanatı yapılmıştır.

ÖRNEK SORU:2

Ovanın yeşili göğün mavisi

Ve mimarilerin in ilahisi

Bir zafer müjdesi burada her isim:

Sanki tek bir anda gün, saat mevsim

Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın

Hâlâ bu taşlarda gülen rüyanın.

Güvercin bakışlı sessizlik bile

Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle.

 

Dalga dalga hücüm edip pişmanlıklar

Unutuşun o tunç kapısını zorlar

Ve ruh atılan oklarla delik deşik;

İşte, doğduğun eski evdesin birden,

Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,

Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik

Ve cümle yitikler, mağluplar, mahzunlar…

Aşağıdakilerden hangisi yukarıda verilen şiirlerin ortak özelliği değildir?

A) Kafiye örgülerinin aynı olması

B) Çağrışım uyandıracak sözcüklerin kullanılması

C) İmge aracılığıyla anlamın yoğunlaşması

D) Nazım birimlerinin bentlerden oluşması

E) Söz sanatlarından yararlanması

Soruda iki metin karşılaştırılması ve ortak olmayan özelliğin seçeneklerden tespiti istenmektedir. B, C, D, E seçeneklerinde verilen özellikler her iki metin içinde söylenebilir. A seçeneğinde verilen aynı uyak örgüsünü kullanma özelliği iki metin için ortak değildir. Çünkü birincil metin aa/bb/cc/dd uyak örgüsüyle yazılmışken ikinci metin, aabccba uyak örgüsüyle yazılmıştır.