Sözcükte Anlam – 21

SÖZCÜKTE ANLAM – 21 

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “çakmak” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?

A)     Kıvılcım ya da alev çıkarmak için sürtmek, ateşlemek.

Geceleyin şimşekler çakıyordu mavi, berrak.

B)     Kabul edileme­yecek bir şeyi kurnazlıkla kabul ettirmek.

Sahte parayı sana çakmışlar.

C)    Farkına varmak, sezmek.

Kendisine bir oyun oynandığını hemen çaktı.

D)    Vurmak.

Sinirlenince tokatı çocu­ğun yüzüne çaktı.

E)     Bir şeyi vura vura sokmak, yerleştirmek.

Sağlam olsun diye ma­saya en kalın çiviyi çaktı.

 

2.             I.     Sanatçılar aynı zamanda kendi kendinin eleştirmenidir.

II.    Sınava yaklaşık olarak otuz gün kaldı.

III.   En azından beni telefonla arayabilirsin.

IV.   Çok zeki, bunun yanında çok da çalışkan bir öğrencidir.

Yukarıdaki altı çizili sözlerden hangileri an­lamca birbirine en yakındır?

A) I. ve III.           B) I. ve IV.          

C) II. ve lll           D) III. ve IV.       

E) ll ve   lll

 

3. Uslu çocuk hep oturan, hiçbir şeye karışmayan çocuk olarak algılanır. Yerinde durmayan, sü­rekli aktif olan çocukların da öyle uslu olmaları istenir. Böylece çocuk bir çeşit sürü psikolojisiyle, etliye sütlüye karışmayan ama aynı zaman­da yaratıcı olamayan bir kişi hâline getirilir.

Yukarıdaki parçada geçen “sürü psikolojisiyle” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Hiçbir işe karışmamak

B)   Özgür davranamamak

C)   Çevrenin isteklerine göre hareket etmek

D)   Başkalarını taklit etmek

E)   Yaratıcı olamamak

 

4. Bir sanat eseri; ortaya çıktığı toplumun sınırını aşıyor, diğer toplumlarda da kabul görüyorsa, insanlar tarafından aynı heyecan ve yaratıcılık­la karşılanabiliyorsa, o zaman gerçek sanat eseridir.

Yukarıdaki cümlede geçen “toplumun sınırını aşmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıda-kilerden hangisidir?

A)    Evrensel olmak

B)   Özgün olmak

C)   Gerçekleri anlatmak

D)   Ulusal değerlerden yararlanmak

E)   Başka uluslardan etkilenmek

 

5. Toplumda onu kimse sevmez; çünkü —

Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle farklı anlam kazanır?

A)   onun burnu havadadır.

B)   o burnu yere düşse almaz.

C)   burnundan kıl aldırmaz o.

D)   o burnunun ucunu göremez.

E)   burnunun yeli harman savunur.

 

6.             Sesimi alıp da kaybetse rüzgâr

Versem gözlerimi bir sonsuz renge

İçimde bir mahşer uğultusu var.

Ruhumdur çağıran, tenimi cenge .

Yukarıdaki dörtlükte aşağıdakilerden hangi­si yoktur?

A)   Kişileştirme

B)   Somutlama

C)   Abartma

D)   Mecaz anlamlı sözcük

E)   Duyular arası aktarma

 

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “dolayla­ma” yoktur?

A)   Ay yıldızlı ekip tüm ülkeyi sevindirdi.

B)   Bu yıl takımımız, devler liginde mücadele edecek.

C)   Takıma yeni bir file bekçisi alındı.

D)   Bu mükemmel vuruşla meşin yuvarlak ağ­larla buluştu.

E)   İmparator, takımımızı başarıdan başarıya koşturdu.

 

8. Zamanla insanımızın bencilliğinin, korkaklığı­nın, umursamazlığının arttığını görüyorum. So­kakta birinin çantasını gasp etseler, birini dövseler herkes görmezden geliyor. Herkes gör­medim, duymadım, bilmiyorum diyen üç may­munu oynuyor. Bu da toplumsal bozulmayı be­raberinde getiriyor.

Yukarıda geçen “görmedim, duymadım, bilmiyo­rum diyen üç maymunu oynamak” sözüyle anla­tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Keyfine aşırı düşkün olmak

B)   Yanlışlıklara ortak olmak

C)   Sorumlulukla sorumsuzluğu çatıştırmak

D)   Sorumluluk almaktan kaçınmak

E)   Olumsuzluklardan kendine pay çıkarmak

 

9. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi karşısın­da verilen anlam veya tutumla uyuşmaz?

A)   İşten artmaz, dişten artar – tutumluluk

B)   Çoğu zarar, azı karar – ölçülülük

C)   Her üzümün dibinde çöpü vardır – kusur

D)   İşini kış tut, yaz çıkarsa bahtına – tedbir

E)   Horozu çok olan köyün sabahı geç olur – tu­tarsızlık

 

10. Düşünce dünyasında değişiklik yapamayanlar, zamana karşı koyamaz.

Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağı­dakilerden hangisinde vardır?

A)   O sadece yaşadığı çağın duyarlılığına ses­lenen bir yazar olduğundan unutulup git­mişti.

B)   Yetkili memur, şikâyet dilekçesine şöyle bir göz atıp dilekçeyi incelemeden masaya bı­raktı.

C)   Arkadaşının oyunlarına katılmamak için gösterdiği çaba boşa gitmişti.

D)   Sanatçıların, ürün vermekte karşılaştığı güçlükler, onların gelecek nesillere ulaşma­sını engellemez.

E) Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık hatırlar, unutmadığını göstermek için çevresindekilere de anlatırdı.

 

11. İlimizde “gül” le ilgili birçok deyim vardır. (I) İyi babalar, ailelerine gül gibi bakar. (II) Mutlu olan ve geçim sıkıntısı çekmeyen aileler gül gibi ge­çinip gider ve çocuklarını el bebek gül bebek bü­yütürler. (III) Kız çocuklarına güzel olsun diye Güldane, Gülizar, Ayşegül, Gül gibi adlar verir­ler. (IV) Öyle kızlar ki, güldükçe güller açar yüz­lerinde. (V) Ve o güllerin üzerine gül koklanmaz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin han­gisinde “gül” sözcüğü birden çok deyim için­de kullanılmıştır?

A) I.         B)ll.         C)lll.        D) IV.         E) V.

 

12. Araştırmacı, konuyu bütün yönleriyle dinleyici­lere anlattı.

Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağı­dakilerden hangisinde vardır?

A)   Polisler, kavganın nasıl başladığını ince­den inceye araştırmışlardır.

B)   Akşama kadar boş boş oturdu, üstüne üst­lük gece de arkadaşlarıyla gezmeye çıktı.

C)   Sabahleyin iş yerinden ayrılırken masasını, toplamış olmak için toplamış.

D)   Her ne pahasına olursa olsun suçluları yaka­layıp hâkim önüne çıkarmayı başaracağız.

E)   Bir yıl boyunca sınava hiç ara vermeden çalıştı da başarılı olabildi.

 

13. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde karşıt an­lamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?

A)   Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.

B)   Sen işini kış tut, yaz çıkarsa bahtına.

C)   Güvenme varlığa, düşersin darlığa.

D)   Attan inilip eşeğe binilmez.

E)   Var evi; kuran evi; yok evi, verem evi.

 

14. Pek çok edebiyat tutkununun, pek çok ünlü ya­zar ve şairin kırkından, ellisinden sonra eleğini duvara asıverdiği sıkça görülmüştür ülkemizde.

Bu cümlede geçen “eleğini duvara asıvermek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Yazmaktan vazgeçmek

B)   Sorunlarla uğraşmaktan yorulmak

C)   Farklı anlatım biçimlerinden yararlanmak

D)   Kalıcı olmayı başaramamak

E)   Bir olay karşısında derin üzüntü duymak

 

15. Soyut, anlatılması güç kavramların somut söz­cüklerle anlatılmasına “Somutlama” denir.

Aşağıdakilerden hangisinde bu açıklamaya örnek vardır?

A)   Anlatmaya devam ederken bir yandan da beni takip ediyordu.

B)   Yeniden alevlenen bir ateştir sevgi yüre­ğimde, diyerek konuşmasını tamamladı.

C)   Gazete ve televizyonlarda bu konu ayrıntı­larıyla tartışıldı o günlerde.

D)  ‘Hayatta hep iyimser olmayı başarabilen, ender insanlardan biriydi babam.

E)   Kaybolan kardeşini bulmak için geçen haf­ta İstanbul’a gelmişti zavallı adam.

 

16.   Akıl, her nesneyi kamera acımasızlığıyla gören bir kavramdır.

Bu cümlede geçen “kamera acımasızlığıyla görmek” sözüyle, aklın hangi yönü vurgulan­maktadır?

A)     Tarafsızlığı, bir taraf tutma olarak görmesi

B)      İnsanı bazen acımasızca davranmaya yö­neltmesi

C)      Gerçekleri, olduğu gibi ve duyguları katma­dan algılaması

D)     Kişiyi yanlış kararlar vermekten alıkoyması

E)      Gerçekçi ve tutarlı olmayı her zaman ba­şarması

 

17. Hiçbir yazar, kendi hayatını anlatırken sözcük­lerin dizginini elinde tutmayı başaramaz.

Bu cümlede geçen “sözcüklerin dizginini elin­de tutmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağı­dakilerden hangisidir?

A)   Açık ve anlaşılır bir dil kullanmak

B)   Yazdıklarında, duygularının etkisinde kal­mamak

C)   Alışılmışın dışına çıkmak

D)   Soyutlamalara başvurmak

E)   Yerleşik sözcükleri kullanmaktan kaçınmak

 

18. Her tiyatro yapıtının tüm insanlığı etkilemek ve değiştirmek gibi gizli bir tutkusu vardır.

Bu parçada geçen “gizli bir tutku” sözüyle an­latılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Zamanla unutulabilen heves

B)   Asla vazgeçilmeyen hedef

C)   Saplantıya dönüşen istek

D)   Açıkça söylenmeyen arzu

E)   Gün geçtikçe önemi anlaşılan amaç

 

19. Aşağıdakilerden hangisindeki ikileme, olu­şumu yönünden diğerlerinden farklıdır?

A)     Hikmet Usta, ileri geri konuşanları hiç sev­mezdi.

B)      Büyük küçük demeden herkesle ilgilenirdi.

C)      Onun kapısı, gece gündüz insanlarla dolardı.

D)     Bahçedeki kırık dökük kanepede sohbet ederlerdi.

E)      Aşağı yukarı elli yaşında gösteriyordu.

 

20. Çocuk dünyasıyla ilgili iç içe bulunan birçok folklor ürünü, dilden dile aktarılarak değil, çeşit­li uygulamalar sonunda büyükten küçüğe geç­mekte ve uzun yıllar değerlerinden bir şey kay­betmemektedir.

Bu cümlede geçen “dilden dile aktarılmak” sö­zündeki gibi, sözcüklerin benzetme amacı olmadan kendi anlamları dışında kullanılma­sı olayı aşağıdakilerden hangisinde vardır?

A)     Bir el bizi işaret ediyor.

B)      Durup dinlenmeden saatlerce okudu.

C)      Susuzluktan dili damağı kurumuş.

D)     Şurda ağız tadıyla bir şeyler yiyemedik.

E)      Herkese burun kıvırdığı için hiç sevilmiyor.

 

21. Aydın, sadece sorunlara işaret eden kişi değil, aynı zamanda sorunlara çözüm yolu bulan ve gerekirse elini taşın altına koyma cesareti olan kişidir.

Bu cümlede geçen “elini taşın altına koymak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Cesaretini kanıtlamaya çalışmak

B)   Sorumluluk üstlenmek

C)   Analiz yeteneğine sahip olmak

D)   Yol gösterici olmak

E)   Meraklı olmak

 

22. Tarık Buğra, kaleme aldığı başarılı eserlerle edebiyatımızın kalburüstü yazarlarından biri ol­mayı başarmıştır.

Bu cümlede geçen “kalburüstü” sözünün cüm­leye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir?

A)   tutarsız, orta düzeyde

B)   vasat, sıkıcı

C)   sıradan, başarısız

D)   tutarlı, inançlı

E)   seçkin, sivrilmiş

 

23. Yaşadığı dönemde anlaşılamadığı için çağdaşlarınca — Ahmet Haşim, kendisinden sonra gelenlerin — edebiyatımızda hak ettiği yeri al­mıştır.

Düşüncenin akışına göre bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A)   tanınmayan – kıskançlığıyla

B)   sevilen – tarafsız tavrıyla

C)   bilinmeyen – kayırıcı tutumuyla

D)   beğenilen – sevgisiyle

E)   yadırganan – ilgisiyle

 

24.   Doğadaki varlıkların çıkardığı seslerin, taklit yo­luyla dile aktarılmasına yansıma denir.

Buna göre aşağıdaki ikilemelerden hangisi yansıma sözcüklerden oluşmuştur?

A)   Nar yerken ellerim yapış yapış oldu.

B)   Hüseyin Bey, Giresun yaylalarını karış ka­rış bilir.

C)   Naylon terlikleriyle tıpış tıpış yürüyüp gitti.

D)   Yalan yanlış sözlerle bizi oyaladı.

E)   Bir itiş kakış içinde stadyuma girebildik.

 

25.  Cemil Meriç’in, bütün kitaplarıyla edebiyat dün­yamız için derin bir kaynak olduğunu sanat adamlarımız söylüyor.

Bu cümlede geçen “derin bir kaynak olmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Eserleriyle geleceğe ışık tutmak

B)   Yazdıklarıyla zengin bir başvuru merkezi olmak

C)   Farklı çizgisiyle benzerlerinden ayrılmak

D)   Erişilmez bir bilgiye sahip olmak

E)   Birikimiyle tarihe tanıklık etmek

 

26. Aşağıdaki dizelerin hangisinde somutlama söz konusudur?

A)  Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında

B)  Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum

C)  İçimde damla damla bir korku birikiyor

D)  Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum

E)  Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar

 

27. Aşağıdakilerin hangisinde “pişmek” sözcü­ğünün anlamıyla kullanımı birbirine uyma­maktadır?

A)     Isı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek.

Mangaldaki köfteler pişti.

B)      Isıtma sonucu kullanıma uygun duruma gelmek.

Bu fayanslar özel ocaklarda pişer.

C)      Zamanla ve kullanıla kullanıla istenilen düzeye gelmek.

Meyveler pişip olgunlaşınca dallardan düşmeye başladı.

D)     Bunalacak kadar sıcaklık duymak.

O yaz Mersin’de güneş ve nemden pişmiştik.

E)      İşe alışıp beceri ve ustalık kazanmak

Ticaret yapmak için küçük yaştan itibaren pişmek gerekir.

 

CEVAPLAR

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

A

B

C

A

D

E

E

D

E

A

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

B

A

A

A

B

C

B

D

D

A

21

22

23

24

25

26

27

 

B

E

E

C

B

C

C