Kişinin önemli bulduğu olayları, gözlem, izlenim duygu düşünce ve hayallerini günü gününe, tarih belirterek anlattığı, yazdığı yazı türüdür.
Günlükler, yazarlarının iç dünyasını sergiledikleri gibi, yazıldıkları dönemin önemli olaylarına ilişkin tarihsel belgeler olarak da önem kazanırlar.
Birinci kişi ağzından yazılmış kısa ve özlü yazılardır. İnandırıcı, içten ve samimidirler.
Konuşma diline yakın bir dil kullanılır.
Yazarın kişiliğini, görüşünü ve ruhunu yansıtır.
Yaşanılanlar değiştirilmeden, çarpıtılmadan yazılır.
Tarih, biyografi, anı için birer belge değeri taşırlar.
Edebiyatımızda günlük terimini kullanan ilk sanatçı Falih Rıfkı Atay‘dır.
Yazarın bir bakıma kendi ile konuşmasıdır içinde bulunduğu doğal ve toplumsal çevreden yazgısından yakınır.
Puşkin’in Gizli Günce bu günlüğe örnektir. Fransız yazar Andre Gide ve bizde Nurullah Ataç bu türün başta gelen ustalarındandır.
Bu tip günlüklerde yazarlar, alaycı bir tavırla dönemin olaylarını, siyaset, sanat ve edebiyat adamlarını ya da gündelik sıkıntılarını öykü tekniği kullanılarak anlatmaktadırlar.
Bu günlükler birer belge değeri taşır.
Tomris Uyar‘ın günlükleri de dışa dönük niteliktedir.
Yazar eserinin gelişme evrelerini günü gününe anlatır.
Gide’nin Kalpazanlar, Thomas Man’ın Doktor Faustas bu tür günlüklerin başarılı örnekleridir.
Türk edebiyatında günlüğün ilk örnekleri divan edebiyatı dönemi‘nde tutulan “Ruzname” isimli savaş notlarıdır. Edebiyatımızda Batılı anlamdaki ilk günlük ise Direktör Ali Bey‘in Seyahati Jurnali’dir. Bu eser aynı zamanda gezi yazısıdır. Dikkat edelim bu eser Batılı anlamdaki ilk günlük olsa da ilk gezi yazısı değildir.
]]>