YKS TÜRKÇE DENEME SINAVI – 15
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “fırsatın kaçırılıp artık yapılacak bir şeyin kalmadığını anlatan” bir deyim kullanılmıştır?
A) Yeni aldığımız önlemlerle fabrikadaki kazaların önüne geçtik.
B)İki arkadaş arasındaki anlamsız tartışmayı bitirmek için nihayet harekete geçti.
C) Projeyi hazırlamak için uğraşma artık, iş işten geçti.
D) Maçı kendilerinin kazanacağını söyleyince hepimiz ona gülüp geçtik.
E) Seninle ilgili olumsuz bir söz söylemeyi bırak, böyle bir şey aklımdan bile geçmedi
2. Günümüzde o kadar çok yapıt yayımlanıyor ki, bunları takip etmek mümkün değil. Para verilerek alınıp zaman ayrılan yapıtların hayal kırıklığına uğratması her okuru üzer elbette. İşte bu eleştirmen, birer işaret fişeğine dönüşen yazılarıyla bu olumsuz durumun önüne geçiyor.
Bu parçada “işaret fişeğine dönüşen yazılar yazmak” sözüyle, sözü edilen eleştirmenle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatçıların yetkinleşmesinde katkıda bulunmak
B) Nitelikli yapıtların farkına varılmasını sağlamak
C) Gelecek vaat eden sanatçıları belirlemek
D) Yapıtla ilgili eleştirileri dobra dobra dile getirmek
E) Yazılarıyla edebiyatı okura sevdirmek
3. Sıradan ve orta halli yazarlar, üstün özellikli yapıtlar ortaya koymak için büyük, çarpıcı olaylardan yola çıkarak romanlarını oluştururlar. Ancak gerçek yazarlar, basit bir olaydan bile yola çıksalar, zengin düş dünyalarından yararlanarak onu dört başı mamur bir yapıt haline getirebilirler. İşte bu, yazın dünyasında küçük bir kıvılcımın yangına dönüşmesinin kanıtıdır.
Bu parçada “küçük bir kıvılcımın yangına dönüşmesi” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yetkin yapıtların ancak özgün bir içerikle kaleme alınabilmesi
B) Yazmanın, önü alınamaz bir istek haline gelmesi
C) Okurları etkileyecek konuların tercih edilmesi
D) Geniş kitlelerce benimsenmenin uzun bir zaman alması
E) Sıradan bir konudan yetkin yapıt ortaya konması
4. Atasözlerinde düşünsel derinliği artıran yoğun söyleyiş, az sözle çok şey anlatabilmeyi sağlar. Bu sayede, atasözleri, değişik anlam katmanlarıyla karşımıza çıkar.
Aşağıdaki atasözlerinden hangisi bu parçada anlatılanlara örnek oluşturmaz?
A) Taşıma su ile değirmen dönmez.
B) Balık baştan kokar.
C) Görünen köy kılavuz istemez.
D) Bugünün işini yarına bırakma.
E) Ateş düştüğü yakar.
5. Aşağıdakilerden hangisi üslupla ilgili bir yargı değildir?
A)Coşkun ifade gücü, şiirlerindeki abartılı söyleyişin altında ezilip kalmış.
B)Denemelerinde, özenli bir şekilde tekrarladığı sözcüklerle ahenkli bir dil yakalamaya çalışır.
C)Romanlarındaki kişiler, ağır yaşam koşulları altında bile içlerindeki iyimserliği ve insanlığı yitirmezler.
D)Öteki öykülerinde olmayan sürükleyici bir anlatımla oluşturmuş bu yapıtını.
E)Gereksiz ayrıntılara yer vermediği yazılarında az da olsa söz sanatlarına rastlayabiliyoruz.
6. Yüzyıllar öncesinde yaşamış; ancak günümüzde bile soluk alıp veren romanlar ortaya koyan sanatçı, yapıtlarında, yaşadığı döneme ayna tutmuştur. Sokağı olduğu gibi yansıtmanın yanında, yeni bir cümle düzeniyle de çağdaşları arasında farklı olduğunu göstermiştir.
Bu parçada sözü edilen sanatçının yapıtlarıyla İlgili olarak aşağıdaki kavramların hangisinden söz edilmemiştir?
A) Özgünlükten
B) Kalıcılıktan
C) Gerçekçilikten
D) Üsluptan
E) Evrensellikten
7. (I) Akşama doğru balıkçı kahvesine yılların yorgunluğunu kırış kırış yüzünde taşıyan ihtiyar bir adam girdi. (II) Üzerinde birkaç yerden yamanmış, siyah bir palto vardı. (III) Yaşamının çilelerle yoğrulduğu, anlamlı suskunluğundan belli oluyordu. (IV) Elini paltosunun cebine atarak bir avuç bozuk para çıkardı. (V) Yüzündeki o çocuksu gülümseme, kahveci çırağına seslenirken birdenbire sertleşmişti.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde yoruma yer verilmemiştir?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) II. ve IV.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
8. Ne kadar uzun yaşarsak yaşayalım, edebiyat bahçesinde renklerinin ve kokularının farkında olmadığımız çiçekler mutlaka olacaktır.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır?
A)Her okurdan, bütün yapıtları okuyup anlaması beklenemez.
B)Bir okurun, yazın dünyasındaki bütün nitelikli yapıtlardan haberdar olması mümkün değildir.
C)Kimi yapıtlar, içerik ve üslup özellikleriyle okurların ilgi alanlarının dışında kalabilir.
D)Geçmişin nitelikli yapıtlarını okumak, okurlar için bir ayrıcalıktır.
E)Gerçek sanat yapıtları, yetkin okurla eninde sonunda buluşur.
9. I. Gerçek sanatçı, orijinal buluşlar ortaya koyabilen yetkinliğe sahip bir kişidir.
II. Yazın dünyasında gelenekten beslenmeden yazılmış bir yapıt göstermek mümkün değildir.
III.Yazın dünyasında sanatçıların birbirlerine öykünmeleri doğal karşılanmalıdır.
IV. Günümüzde ortaya konan yapıtlarda bile mutlaka geçmişin sesi soluğu vardır.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) III. ve IV.
10. Şairlerin, şiiri sadece dil örüntüsünden ibaret görerek yüreğindeki sesi duymazlıktan gelmesi, —.
Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmelidir?
A) sadece içeriğe önem verilerek yazılan şiirlerin sayısını artıracaktır
B) şiiri düzyazıya yaklaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır
C) daha çok ve nitelikli şairin yetişmesine katkıda bulunacaktır
D) şairin imge gücünü şiirine yansıtmasını kolaylaştırır
E) şiirde olması gereken duygu yükünün ortadan kalkmasına yol açar
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) “Bu nazik davetin sahibi siz misiniz?” diye sordu.
B) Bu isteyinizi yerine getirmek bizi memnun eder.
C) Zamanın bu kadar hızlı geçtiğini hiçbirimiz fark edemedik.
D) Onlara her konuda yardımcı olacağımızı söyleyebilirsiniz.
E) Birkaç sokak ileride bir oyuncak mağazası açılmış.
12. Anadolu’nun şirin mi şirin (I) küçük bir kasabasında iki ay öğretmenlik yaptıktan sonra hastalanmış (II) bir sanatoryuma yatmıştım (III) Çok geniş (IV) yemyeşil bir bahçe içinde bembeyaz boyanmış üç katlı (V) bir binadan oluşuyordu sanatoryum.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine noktalama işareti konmasına gerek yoktur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
13. Aşağıdakilerin hangisinde yan cümle, nesne görevindedir?
A) Sanatçı, bu romanı yazdığında henüz yirmi yedi yaşındaymış.
B) Yılların usta sanatçısı sonunda anılarını yazmaya karar verdi.
C) Elinizdeki kitap kimi usta şairlerin en beğendiği şiirlerini içeriyor.
D) Yayınevimizden çıkan bu kitaplar kısa sürede tükendi.
E) Onu bir de kürsüde kendi şiirlerini okurken görmelisin.
14. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yükleminde ünlü daralması yoktur?
A) Gençliğimde yaptığım tabloları özenle saklıyorum.
B) Çocuklar okul bahçesinde futbol oynuyordu.
C) Kardeşinin nerede olduğunu bilmiyormuş.
D) Dedem yeni fidanlar dikmek için bahçeyi kazıyor.
E) Bizi tiyatronun karşısındaki parkta bekliyordu.
15. Umut doludur benim her günüm
I II
Bilirim umut bitince nelerin bittiğini
III
Yarım kalır o zaman hayallerim
IV
Yaşama sevincim söner, erir yüreğim
V
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerin hangisinde “-m” (-im, -im, -um, -üm) eki, yapım eki olarak kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem ilgeç hem de bağlaç kullanılmıştır?
A)Evlerimiz o kadar yakın ki bağırınca birbirimizi kolayca duyabiliyoruz.
B)Bu eşsiz resimleri ancak senin gibi bir ressam yapabilirdi.
C)Topluluk içinde yaşamanın gerekliliklerini de göz ardı edemeyiz.
D)Arkadaşım kendine göre bir ders çalışma programı düzenledi.
E)Sanatçı, öykü de deneme de yazdı; ancak romandan hiç vazgeçmedi.
17. Evet, hatta yazarlığa başlamadan önce günün birinde bütün benliğimle bir öykücü olacağımı biliyordum. Bu duruma gelmem için belli bir sürenin geçmesi gerekiyordu. Öykünün yanı sıra denemeler, makaleler, romanlar da yazdım; ama onlarla aramdaki sıcaklık öykü kadar olmadı hiç.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Öykü yazmak bir yazınsal birikime sahip olmayı gerektirir mi?
B)Yazınsal yaşamınızda öykünün diğer türlerden daha ayrı bir yere sahip olduğu doğru mudur?
C)İyi bir öykü yazarı olabilmek için gençlere önerileriniz nelerdir?
D)Romanı öyküye geçişte bir basamak olarak kullandığınız doğru mu?
E)Sizce öyküyü öteki türlerden ayıran özellikler nelerdir?
18. (I) Çoğu gezgin, yeni şeyler keşfetmek adına eskilerin gittiği yollara düşer. (II) Bazen geçmiştekileri tekrar etmekten öte bir adım atamazlar. (III) Oysa tenhalarda kalmış, ıssızlığın rengine bürünmüş ne güzel yöreler vardır. (IV) Son yolculuğumuzda dağların arasına sığınmış böyle bir yere rotamızı döndürdük. (V) Kıvrım kıvrım bir yoldan geçerek yeşillikler içinde bir eski zaman evinin önünde durduk.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)I. cümlede “keşfetmek” ad eylemdir.
B)II. cümlede “-ki” eki ilgi adılı olarak kullanılmıştır.
C)III. cümlede ad soylu “var” sözcüğü ekeylem alarak yüklem olmuştur.
D) IV. cümlede “dağların arası” sözü belirtili ad takımıdır.
E)V.cümlede “Kıvrım kıvrım” ikilemesi sıfat görevinde kullanılmıştır.
19. (I) Yazarın bu kitabında edebiyata olan sevgisini ve ilgisini dile getiren yazılar bulacaksın. (II) Aslında bir edebiyatçı olmayan yazarın edebiyat dünyasını ne kadar yakından takip ettiğini göreceksiniz. (III) Bu kitabında hem yerli hem yabancı yazarlar hakkında kaleme aldığı denemelerinde bütün kültür birikimini konuşturuyor yazar. (IV) Bunu, kişisellikten hiç ayrılmadan yapıyor. (V) Böylece, gerçek bir edebiyatseverin kimi yazar ve yapıtlarla ilgili düşüncelerini güzel bir anlatımla okuyabiliyorsunuz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlenin yüklemi geçişli eylemdir.
B) II. cümlede birden fazla yan cümle kullanılmıştır.
C) III. cümle devrik bir eylem cümlesidir.
D) IV. cümlede işaret sıfatı kullanılmıştır.
E) V. cümlede yeterlik fiili kullanılmıştır.
20. Ünlü sanatçı, konuşmasında yaşamla sanat arasında sıkı bir benzerlik olduğunu dile getiriyordu.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yüklemi bileşik çekimli eylemdir.
B) Öznesi bir sıfat tamlamasıdır.
C) Türemiş sözcüklere yer verilmiştir.
D) Yapıca bileşik bir cümledir.
E) İlgeç kullanılmıştır.
21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öğelere ayırmada bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Arkadaşımın babası / iş bulma konusunda / bana / yardımcı olacak.
B) Bütün gün / ayaklarımıza / kara sular inene kadar / gezdik.
C) Trafik sıkışıklığından dolayı, / durakta / bir saatten fazla / bekledik.
D) Sonunda / okulumuza / yeni bir matematik öğretmeni / geldi.
E) Belediye otobüslerinin yeni rengini / hepimiz / çok / beğendik.
22.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A)Yolun ilerisinde hem trafik ışığı hem de polis vardı.
B)Kardeşim okul eşyalarını hep temiz ve dikkatli kullanmaya çalışırdı.
C) İçeriye giren kişi, kendini mağazanın müdürü olarak tanıttı.
D)Bu alışveriş merkezi, vitrinleri özenle süslenmiş elli mağazadan oluşuyordu.
E) Yaz okulları sayesinde çocuklar çeşitli etkinlikler ve beceriler kazanıyor.
23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A)Bana yaptığınız yardımlar için size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
B)Kuşlar her sabah bahçede, annemin bıraktığı ekmek kırıntılarını yerdi.
C) Öğretmenin sözlerini dikkate alırsanız bir daha böyle hatalar yapmazsınız.
D) Başından geçenleri küçük bir deftere özene bezene yazardı.
E)Buraya Ankara’dan taşınmışlardı; ama daha bir yıl bile olmadan ayrıldılar.
24. Yaptıracağınız bu tür işlerde tecrübeli ve kaliteli malzeme kullanan firmaları tercih edin.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?
A) “malzeme” sözcüğü “malzemeler” yapılarak
B) “işlerde” sözcüğü “işlerinde” yapılarak
C) “tecrübeli” sözcüğünden sonra “olan” getirilerek
D) “bu tür” sözcüğü çıkarılarak
E) “tercih edin” sözü yerine “seçin” getirilerek
25. Yazarlık, insanda doğuştan var olan bir özellik değildir. Yazarlık denen dil işçiliğinde ustalık, ancak uzun çalışmalar sonucu elde edilir. Bütün yazarların ilk dönemlerinde ortaya koydukları eserlerle sonrakileri karşılaştırdığımızda o dil işçiliğinin hangi aşamalardan geçtiği kolayca anlaşılır. Peyami Safa’nın yirmi yaş eseri olan “Sözde Kızlar” romanını alın. Bununla yine onun “Yalnızız” ve “Matmazel Noralya’nın Koltuğu” adlı ustalık dönemi romanları arasındaki fark gözden kaçmayacaktır.
Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Benzetmeye
B) Tanımlamaya
C) Örneklendirmeye
D) Sayısal verilerden yararlanmaya
E) Tanık göstermeye
26. Eşsiz bir coğrafyayı sarmalayan masmavi deniz… Yeşilin en güzel tonlarını barındıran uçsuz bucaksız zeytin ağaçları… Adını bu ağaçlardan alan Zeytinli ada selam duruyor bizlere. Daha o zaman anlaşılıyor dönüşün buruk olacağı. Mis kokan meyve bahçeleri, uzun sahilleri ve ılık rüzgârlarıyla bir tabloyu andırıyor. Kimilerinin “çocukluğumun Bodrum’u” olarak adlandırdıkları bu belde şimdilerde tekrar eski popülerliğine kavuşuyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Tanık göstermeye başvurulmuştur.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
C) Anlatıcının duygusal etkilenmesi yansıtılmıştır.
D) Söz sanatlarına yer verilmiştir.
E) Nitelik bildiren sözcükler kullanılmıştır.
27. — İpuçlarını veririm, keşfetmeyi okura bırakırım. Yaptığım bir betimlemeden, söylediğim bir sözden okurun bütüne ulaşmasını beklerim. Her şeyi açıkça anlatmanın edebiyata yakışmadığını düşünürüm. Televizyon dizisi izliyor gibi okunmamalıdır benim romanım. Okur, romanımı okurken düşünsel bir faaliyet içine girmelidir.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A)Romanlarımda işlevsiz hiçbir ayrıntıya yer vermem.
B)Romanlarımda her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmayı sevmem.
C)Romanlarımı yazmadan önce hiçbir ön çalışma yapmam.
D)Romanlarımı okurun beklentilerini dikkate almadan oluştururum.
E)Romanlarımı okuru şaşırtacak bir sonla bitirmeye dikkat ederim.
28. Yazı yazmak fotoğraf çekmeye değil, resim yapmaya benzer. Fotoğrafta deklanşöre basar, karşınızdaki görüntüyü kaydedersiniz. Resim yapmak ise ….. Bu yüzden yazı yazmak, aslında yanlış bir ifadedir. Doğrusu, yazıyı üretmektir. Çünkü yazar, tıpkı ressam gibi herkesçe bilinen konu ve malzemeden, “var olmayan” bir yapıtı ortaya çıkaran kişidir.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) o görüntüyü kendi bakış açınızla yeniden şekillendirmeniz demektir
B) fotoğraf çekmeye göre daha çok deneyim ister
C) yoğun ve titiz bir çalışmayla gerçekleşir ancak
D) yeteneğin yanında önemli bir birikim de gerektirir
E) düş gücünden çok, gerçeklere bağlı kalmaktır
29. Roman ve öykülerde birbiriyle karıştırılan iki önemli kavram vardır: Karakter ve tip. “Tip” daha çok karakter etrafında kurgulanmış yardımcı roldedir. Yüzeysel bir betimlemeyle ele alınır. Bunlar olay örgüsünü derinleştirmede kullanılır. Olayların içinde pek de ağırlığı olmayan silik kişilerdir: bakkal, manav, komşu, iş arkadaşı… Oysa karakter en ince ayrıntısına kadar anlatılan kişidir. Bu yüzden, —.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A)iç dünyasından dış görünüşüne, hoşlandığı veya hoşlanmadığı her şeye kadar tanırsınız onu
B) okur, “karakter”i “tip”lerden daha çok sever
C) her romanda birçok “tip” varken sadece bir “karakter” vardır
D)roman okuru “karakteri” çevresindeki insanlardan biriyle özdeşleştirir
E)romandaki olaylar her zaman “karakterin” gözünden anlatılır
30. (I) Romanlarımda ne anlattığımı değil, nasıl anlattığımı önemsedim her zaman. (II) O yüzden çarpıcı bir konu peşinde koşmadım hiç. (III) Benim işim sözcükler ve onların en uyumlu biçimde nasıl bir araya getirileceği oldu hep. (IV) Romanlarımı ilk kez okuyan okurlar bu yüzden onlarda şiirsel bir taraf bulduklarını söylerler.(V) Her okur romana farklı bir bakış açısıyla yaklaşır.(VI) Zaten benim seçkin okurlarımı çeken de romanlarımdaki bu ahenkli söyleyiş olmuştur.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
31. Gazeteciliği, yazma uğraşına en yakın iş diye seçmiştim. Eleştiri yazdığım da doğrudur; ama eleştiriyi hiç sevmedim. Haksızlık yapmaktan çok korkarım çünkü. Ama asıl işim, şiirdir benim. Şiir yazmayı hiçbir şeye değişmem. Zor yazarım, kılı kırk yararak, düşünerek… Yaptığım işin iyi olduğunu bilirim. Yarının gençlerinin beni anmasını beklemesem de anılacağımı biliyorum.
Bu parçada yazar, kendisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
A) Değişik türlerde yazıları olduğuna
B) Şiiri her şeyden üstün tuttuğuna
C) Yeni yazarların kendisini örnek aldığına
D) Şiirleri üzerinde titizlikle çalıştığına
E) Eleştirilerinde nesnel olamamaktan çekindiğine
32. Çocukluğumda resim çizmek en büyük zevkimdi. Gençlik yıllarımda ise büyük bir merakla müziğe yöneldim. O zamandan beri de büyük bir tutkuyla müzik çalışmalarıma devam ediyorum. Uğraş olarak müzikte karar kılmamda ve müziğe aşk derecesinde bağlılığımın oluşmasında, yüreğimde biriken duyguların bütün insanlarda ortak olduğunu fark edip bunu en iyi müzikle dile getireceğimi anlamam etkili olmuştur.
Bu sözleri söyleyen kişi, müziğin hangi özelliğini vurgulamaktadır?
A) İleri yaşlarda öğrenilebildiğini
B) Diğer sanatlardan üstün olduğunu
C) İnsanı belli yönleriyle anlattığını
D) Evrensel bir nitelik taşıdığını
E) Kolayca anlaşılabilir bir anlatımının olduğunu
33. Yazarlar olarak yaşamın içinde değil, kendi inşa ettiğimiz küçük kulelerde yaşıyoruz. Bir gün o küçük kuleden çıkıverince bir yabancı gibi kalıyoruz ortada. Konuşamıyor, yalpalıyor, yürümeyi beceremiyoruz. Yapıtlarımızı okuyanlar notumuzu veriyorlar hemen: “Yaşamdan kopuk olduğu için edebiyat tadı yetersiz bunların.”
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Edebiyatçıların, ilhamlarını hep halktan aldıkları
B)Kendi dünyasına hapsolup orada yaşayan sanatçıların, başarılı yapıtlar veremeyeceği
C)Sanatçıların, ilgi alanlarının dışındaki yaşamdan habersiz yaşadıkları
D)Birçok sanatçının, halktan uzak olmakla birlikte, halk için sanat anlayışını savunduğu
E)Yapıtlar oluşturulurken halkın içinden örnek yaşamların seçilmesi gerektiği
34. Polisiye romanlar, yazınımızın en çok satılan; ancak okunduktan sonra bir kenara bırakılan türlerindendir. Çünkü bir bulmaca, ancak çözüldüğü ana kadar heyecan vericidir. Yazarın serpiştirdiği ipuçlarına göre kimin katil olduğunu bulup çıkarma, gelişmiş bir bulmaca çözme keyfi verir. İşte bundan dolayı diğer roman türleri ikinci, üçüncü kez okunabildiği halde, bir kez okuyup “esrar”ını öğrendiğimiz bir polisiye romanı bir daha okumak anlamsızlasın
Bu parçada polisiye romanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Esrarengiz konular içermesinin okumayı tetiklediği
B) Sadece bir kez okuma gereksinimi duyulduğu
C) Diğer türlerden ayrılan yönlerinin bulunduğu
D) Ayrıntıların ancak dikkatli okurlarca yakalanabildiği
E) Olay akışının, okuyucunun merakını canlı tuttuğu
35. Sanatçı, edebiyatımızda eleştiri denilince akla ilk gelen kişilerdendir. Yaşamını eleştiriye, özellikle de roman ve hikâye eleştirisine adamıştır. Yılların verdiği birikim ve deneyimle kendine has bir anlatım yolu bulan eleştirmen, eleştirilerini bir yazı dizisi halinde yayımlamıştır. Kitap okuma notları gibi değildir bu yazılar. Bir edebi metnin, uzman titizliğiyle irdelenmesidir. Bu yazılarında eleştirmen objektifliğini elden bırakmaz. Bugün adından söz
ediliyorsa biraz da bundandır.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Eleştirilerini tarafsız bir tutumla kaleme aldığına
B) Eleştiri yazılarında genç sanatçılara yol gösterdiğine
C) Edebiyatımızın en çok tanınan eleştirmenlerinden biri olduğuna
D) Eleştirilerini daha çok belirli türler üzerine yoğunlaştırdığına
E) Eleştirilerinde farklı bir çizgiyi yakaladığına
36. Romanları birçok yönden kusurlu olmasına rağmen, bu yazar, zamanının en çok okunan romancısıdır. Bu, onun sade bir dil, açık bir anlatış tarzı kullanması ve halkın psikolojisini iyi bilmesi sayesinde olmuştur. Sanatçı, Türk okuruna okuma zevki aşılamış ve onun okuma ihtiyacını karşılamıştır. Yapıtlarının bugün bile genç kuşaklar tarafından okunmasını sağlayan en büyük etken, halkın yaşamını çok iyi bir biçimde yansımasıdır.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Döneminde, romanlarının çok büyük ilgi gördüğü
B) Biçemini herkesin anlayacağı bir dille oluşturduğu
C) İnsanları belli bir düşünce etrafında yönlendirme çabası içinde olduğu
D) Yapıtlarının, toplumu yakından tanıdığını gösteren bir içeriğe sahip olduğu
E) Romanlarının teknik açıdan yetkin olmadığı
37. Her yazınsal tür, kendi kurallarına yaslanarak yazılırken, öykü; romana, şiire, oyuna en açık yazınsal türdür. Şiire özenen bir roman, daha yarıya gelmeden düzeyinden bir şeyler yitirirken, öykü, şiire yanaştığında bıktırıcı olmak şöyle dursun, ayrı bir çarpıcılık kazanır. Özenle seçilmiş parçalarını ele alarak romana yatkın çok yönlü bir olayı başarıyla yansıtabilir öykü. Bunun yanında tiyatronun da çeşitli kurallarından yararlanarak daha etkileyici bir söyleyişe sahip olabilir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-den hangisidir?
A) Her sanat daimin kendine özgü kuralları vardır.
B)Öykü, başka türlerin niteliklerinden yararlanarak anlatım olanaklarını zenginleştirir.
C)Başarılı bir sanat yapıtı oluşturmak isteyen sanatçı diğer sanat dallarından yararlanmasını bilmelidir.
D)Okuru etkileyen öyküler ancak başka türlerde de yazan sanatçılar tarafından kaleme alınır.
E)Öykü dalında belirli bir düzeye gelmek, başka türlerde de yapıtlar vermeyi gerektirir.
38. Bu yazarımız, öyküleriyle olduğu kadar şiir ve romanlarıyla da kendine sağlam yer edinen bir edebiyat adamıdır. Toplumcu çizgide yazan, ancak bireyi ihmal etmeyen yazarın, yaşanan acı olaylardan komik sonuçlar çıkarması birçok yapıtında görülen bir özelliktir. Toplumsal çelişkilerin çözüm noktalarını bulmaya çalışır. Ayrıca dile egemen olmadan edebiyatçı da olunamayacağını savunanlardandır. Şiirli anlatımı içinde kendi sesini bulan yazarımızın bu kitaptaki öyküleri, en olgun çalışmalarından biri olarak karşımızda.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Toplum için sanat anlayışıyla yapıtlar ortaya koyduğu
B) Yapıtlarında ortak noktaların bulunduğu
C) Özgün bir söyleyişinin bulunduğu
D) Yapıtlarında yaşamın trajikomik yanlarını gösterdiği
E) Herkesçe anlaşılabilecek bir söyleyişinin olduğu
39. En başarılı yaşamöykülerinin, yakından tanıdıkları kimseleri anlatan yazarların yazdığı yaşamöyküleri olduğu söyleniyor. Ama bu durumun da birtakım sakıncaları var. Anlatılan kişiyi tanımak, hele o kişinin yakını olmak, o kişinin yaşamındaki olaylarda taraf tutmaya yol açar. Dahası, yaşamöyküsünü anlatacağınız kişinin bazı davranışlarına öfkelenmiş, bazı başarılarını kıskanmış olabilirsiniz ya da aranızda bir türlü unutamadığınız bir kırgınlık yaşanmış olabilir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-den hangisidir?
A) Yaşamöyküsü yazmanın güç bir iş olduğu
B) Yaşamöyküsü yazarken objektif olmak gerektiği
C) Tanıdıkların yaşamöyküsünü yansız bir tutumla anlatmanın zor olduğu
D) Her yaşamöyküsünün, gerçekleri yansıtmadığı
E) Başarılı bir yaşamöyküsü yazmanın zaman aldığı
40. Yaşadığım ülkenin yakın tarihi kuşkusuz ki benim şiirimin ana temasını oluşturuyor. Ama bu, benim bilinçli bir seçimim değil. Ben bireysel şiir yazıyorum aslında. İç sesimi dizelere döküyorum. Dizelerimde yoğun bir duygu seziliyorsa bu, ülkenin yaşadıklarının bireysel yaşantım ve ruh halim üzerindeki etkisindendir. Kendi düşüncelerimden hareket ederken ülkeye ya da dünyaya bir şey söylüyorum.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen şairin bir özelliği değildir?
A) Yakın geçmişten etkilenme
B) Anlaşılır bir dil kullanma
C) Duygularını dizelerine yansıtma
D) Ülke sorunlarının etkisi altında kalma
E) Şiirleriyle insanlara mesaj verme
CEVAPLAR
1 |
– |
C | 9 |
– |
D | 17 |
– |
B | 25 |
– |
C | 33 |
– |
B |
2 |
– |
B | 10 |
– |
E | 18 |
– |
B | 26 |
– |
A | 34 |
– |
B |
3 |
– |
E | 11 |
– |
B | 19 |
– |
D | 27 |
– |
B | 35 |
– |
B |
4 |
– |
D | 12 |
– |
E | 20 |
– |
E | 28 |
– |
A | 36 |
– |
C |
5 |
– |
C | 13 |
– |
C | 21 |
– |
B | 29 |
– |
A | 37 |
– |
B |
6 |
– |
E | 14 |
– |
D | 22 |
– |
E | 30 |
– |
D | 38 |
– |
E |
7 |
– |
C | 15 |
– |
D | 23 |
– |
E | 31 |
– |
C | 39 |
– |
C |
8 |
– |
B | 16 |
– |
A | 24 |
– |
C | 32 |
– |
D | 40 |
– |
B |