TYT TÜRKÇE – 1 Deneme Sınavı (Online-Çöz)
TYT TÜRKÇE - 1 Deneme Sınavı
- Toplam Soru sayısı: %%TOTAL%%
- Doğru sayısı: %%SCORE%%
- Yaptığınız yanlış sayısı: %%WRONG_ANSWERS%%
- Doğru yüzdesi: %%PERCENTAGE%%
Soru 1 |
Felsefe, kuramsal olduğu için sadece birtakım soyut kurallar koyar ortaya ve bu kuruluğu yüzünden pek etkili olamaz. Tarih ise somuttur, canlıdır; ama yalnızca olanı anlatır, olması gerekeni bildirmez, insanlara örnek olacak ya da onların ders alacağı olaylar uyduramaz. Felsefe ve tarihin eksik yanlarını tamamlayarak yararlı taraflarını kendinde toplayan, edebiyattır. Edebiyat, hem olayları somut hale sokmakla ---- giderir, hem de ---- tarihin eksiğini kapatır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
felsefenin kuruluğunu ve soyutluğunu- olması gerekeni önermekle İpucu: TEBRİKLER! | |
tarihin açığını- ders verici olaylar uydurmakla İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
okurun bilgi açlığını- gerçekleri olduğu gibi sunmakla İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
yaşamın monotonluğunu- felsefeyi araç olarak kullanmakla İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
düşünürlerin hayalciliğinden doğan sorunları- okuru metne katmakla İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
Aşağıdaki cümlelerin hangilerinde altı çizili ekler, anlamları ve görevleri açısından özdeştir?
Bizim yolumuzu kesemez dağlar. İnsanları sevgi birbirine bağlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Söyleyecek sözüm kalmadı sana. Dönecek onlar da bir gün vatanlarına. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kışı burada geçiremez göçmen kuşlar. Sesi kulaklarda çınlar yıllar sonra bile. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bir hanımeli dalı kopardı, bana uzattı. Gençler akşamları sahilde yürüyüşe çıkardı. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Hemen görevliye iki simit aldırdı. Toplantının ertelendiğini bize dün bildirdi. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 3 |
Aşağıdakilerin hangisinde, "koşul gerçekleşse de eylemin gerçekleşmeyeceği " anlamı yoktur?
Yalan dünya bahçem olsa Benden bir gül alan olmaz İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dünyayı kalbura koysan elesen Sen de benim gibi yar bulamazsın İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Vermem seni ellere Ordu üstüme kalksa İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Gönlümü çekse de yarin hayali Aşmaya kudretim yetmez cibali İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bahar gelse açsa da çiçekler Yarin göğsüne taksam bir demet İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 4 |
"Tutunamayanlar", Türkiye'de geleneği olmayan bir roman tarzının oldukça başarılı bir örneği. İlk bakışta belki çok dağınık, çok keyfi. Okuyucuda, yazar aklına geleni yazmış gibi bir izlenim bırakabilir. Oysa bu dağınık görünüşlü malzeme titiz bir seçmeyle toplanmış ve rastgele değil, yapısal bir bütünlük meydana getirecek biçimde örülmüş. Oğuz Atay'ın bu ilk romanı, özellikle roman kuruculuğunda başarılı bir yazarın habercisidir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Tutunamayanlar" romanının başarılı bir kurguya sahip olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tutunamayanlar'ın yenilikçi ve özgün bir roman olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Birbirinden kopuk gibi görünen ayrıntıların romanın iç yapısında birleştiğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Oğuz Atay'ın edebiyatımıza alışılmışın dışında bir roman kazandırdığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tutunamayanlar'ın güç okunur, anlaşılması zor bir roman olduğuna İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 5 |
(I) Bu aydan itibaren bu sayfalarda Türkçenin belli başlı özellikleri üzerinde duracağım. (II) Ayrıntılardan olabildiğince kaçınarak, yalınlaştırıcı bir yönelimle yapmaya çalışacağım bunu. (III) Bu yolda, yazılarımda örneklemelere ve alıntılara yer vereceğim. (IV) Yerinde verilmiş bir örnek ya da bir alıntı, kimi durumlarda sayfalarca açıklamadan daha etkili olur. (V) Öte yandan Türkçenin güzellik ve incelikleri, iyi örnek ve alıntılar yardımıyla okura daha kolay yaşatılabilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde yazar, kullanacağı yöntemi seçme nedenini açıklamaktadır?
I. ile II. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II. ile V. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III. ile IV. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III. ile V. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV. ile V. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 6 |
Bir şairin değeri, şiirlerinin sayısıyla değil, başka şairlerden söz ederken onun adının sık sık kullanılmasıyla ölçülür.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?
Çatı uyumsuzluğu İpucu: TEBRİKLER! | |
Tamlama yanlışlığı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Özne-yüklem uyumsuzluğu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yanlış anlamda sözcük kullanımı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Anlamca çelişen sözcük kullanımı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
Okulu yok bu işin, alfabesiz başlanır
Yılan bile yılanken tatlı dilden hoşlanır
Aşk bir ağaç gibidir, yaprak yaprak dallanır
Meyvesizi kesilir, meyvelisi taşlanır
Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur?
İkileme İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sıfat tamlaması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Belirtisiz ad tamlaması İpucu: TEBRİKLER! | |
Belirtili ad tamlaması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Adlaşmış sıfat İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 8 |
---- Yazarın hemen her romanında, onların birer kahraman olarak belirgin bir biçimde öne çıktıklarını görebilirsiniz. Onlar, fabrikalarda, tarlalarda, evlerde ucuz işgücü olarak görülen, dövülen, tacize uğrayan, sömürülen, sevilen, uğruna cinayet işlenen kişiler olarak romanlarda boy gösterir, Anadolu'nun derin tarihinde yerlerini alırlar. Hanımın Çiftliği'nin Güllü'sü, 'Kaçak'ın Hacerâ'i bunlar arasında ilk akla gelenler. Kimi romanlarda kenarda köşede kalmış gibi görünenler bile erkeğin macerasını tamamlamak için kurgulanmış silik tipler değil; iç dünyaları, hayalleri, hırsları olan, renkli kişiliklerdir.
Düşüncenin akışına göre, bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur?
Orhan Kemal, romanlarında topraksız köylülerin yaşam savaşına odaklanır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Orhan Kemal'in romanlarında kadınların önemli bir yeri vardır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Orhan Kemal'in romanlarında, çalışan insanın iyi ve kötü yönleri iç içedir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Orhan Kemal, romanlarını, köyden kente göç eden insanların yaşadığı zorluklar üzerine kurar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Orhan Kemal'in romanlarında çocuklar da büyükler kadar önemle ele alınır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
İç rahatlığıyla davranmak, iç rahatlığıyla konuşmak, özellikle iç rahatlığıyla düşünmek, erdemli insanın işidir.
Bu cümlenin öğelerinin dizilişi, aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
Edat tümleci- özne- yüklem İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Özne- yüklem İpucu: TEBRİKLER! | |
Özne- nesne- yüklem İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Nesne- yüklem İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Nesne- edat tümleci- yüklem İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
Dedem acımasız, çekilmez bir adamdı. Ama, Balzac'ın Eugenie Grandet adlı romanını okuyuncaya dek onu doğru dürüst anlamamıştım. Eugenie'nin babası ihtiyar Grandet de acımasız ve çekilmez bir adamdı ve dedeme çok benziyordu. Ne var ki o, dedemden daha akılsız ve daha az ilginçti. İnatçı bir ihtiyar olan dedem, bu Fransızla kıyaslanınca daha üstün niteliklere sahipti ve daha sevimliydi. Bu, benim ona karşı tavrımı büsbütün değiştirmedi; ama çok önemli bir şey öğrenmiş bulunuyordum: ----
Bu parça, anlatımın akışına göre, aşağıdaki cümlelerin hangisiyle tamamlanamaz?
Kitaplar, insanlarda görmediğim ya da bilmediğim özellikleri önüme serebiliyordu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okuduğum kitapların sayısı arttıkça daha dingin ve anlayışlı bir kişilik kazanacaktım. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Her kitap, beni hoşgörüye ve insancıllığa yükselten bir merdiven basamağıydı. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazarlık sonradan edinilen bir yeti değil, doğuştan gelen özel bir yetenekti. İpucu: TEBRİKLER! | |
Okuduklarımızla yaşamımız arasında güçlü bir bağ vardı. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 11 |
Elbette!.. Şiirin, romanın, öykünün en başat öğesi dildir. Dilde yenilikler, farklılıklar olur da edebiyatta olmaz mı hiç? Bugün yeni bir edebiyat yaptığımızı söylüyorsak bu, yeni dil sayesindedir en çok. Eskisine kalsaydık, geçmişin o eleştirdiğimiz edebiyatıyla bağlarımızı koparamazdık.Ancak, hazır dilden beslenirken yazar ya da şair olarak biz de boş durmadık. Yeni düşünceler yeni bir dili gerekli kılar.Türettiğimiz birçok yeni sözcükle, oluşturduğumuz yeni anlatım yollarıyla biz de dilimize olan borcumuzu ödemeye çalıştık.
Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı olarak söylenmiş olabilir?
Sizce, değişen dilin edebiyata etkisi oldu mu? İpucu: TEBRİKLER! | |
Eski bir dille yeni bir edebiyat yaratılabilir mi sizce? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Size göre, şairin dili, yazarın dilinden farklı mı olmalı? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
"Dili edebiyatçılar oluşturur." görüşüne katılıyor musunuz? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dilin müdahale yoluyla yenilenmesi doğru bir yol mudur? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 12 |
Bir dilin zenginliğini sözcüklerin sayısı belirlemez. Gerçek zenginlik, sözcüklerin kullanımında, daha doğrusu dilin anlatım yeteneğinde gizlidir. Bu bakımdan sözcük sayısını göz önünde bulundurarak dilimizi yoksul bir dil gibi görmek ya da göstermek yanlış bir yargı olur.
Bu parçada yazarın karşı çıktığı, aşağıdakilerden hangisidir?
Türkçenin anlatım yeteneği yönünden oldukça geniş olanakları vardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dilleri, zengin ve yoksul diye nitelendirmede sözdağarcığı güvenilir bir ölçüdür. İpucu: TEBRİKLER! | |
Dillerin sözdağarcığı hem nicelik hem de nitelik yönünden farklılık gösterir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Türkçe, anlam salkımı bakımından en zengin dillerden biridir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sözcüklerin oluşumu, toplumun yaşam biçimine sıkı sıkıya bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 13 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
Çocuklarının başarılı olması için elinden geleni yapar, bununla da övünürdü. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Buğdayları köyün değirmeninde övüttükten sonra un çuvalını sırtlayıp eve döndü. İpucu: TEBRİKLER! | |
Üşüyen ellerini ovuşturarak ısıtmaya çalışan bir adam mağazanın kapısında bekliyordu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Öğrencilerine iyi birer tiyatro izleyicisi olmalarını öğütlerdi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yoğun çalışma temposuna rağmen üç öğün yemek yemeye dikkat ederdi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 14 |
(I) O, yazınsallık peşinde koşan, entelektüel, zor bir yazar. (II) Yüksek edebiyatın dehlizlerinde dolaşmayı seven, kendini yetiştirmiş, uzman bir okura göre yazıyor yapıtlarını. (III) Okuru olayın akışına bırakmak yerine metinsel öğeler içinde yoğurmayı seviyor. (IV) Oysa, kitaplarının tanıtım ve pazarlamasında, herkesin onları okuyabileceği beklentisi yaratıyor. (V) Doğal olarak, kitabı alanların çoğu düş kırıklığına uğruyor ve kitabı bitiremiyor. (VI) Hal böyle olunca, o, ülkenin "en çok okunamayan yazarı " olarak nitelendiriliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen yazara yönelik bir yakınma söz konusudur?
II İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: TEBRİKLER! | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
VI İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 15 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, doğada bir gün içinde yaşanan değişimden söz edilmiştir?
Sabah saatlerinde sokağın başında tüm görkemiyle yükselen bu binanın, akşam eve dönerken yerle bir edilmiş olduğunu gördüm. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Aşırı yük yüzünden dengesini iyice kaybeden mavnamız, ufacık dalgalara bile dayanamaz haldeydi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tayfaları bulmak için tekrar kıyıya indiğimizde birkaç saat önce iskele seviyesine kadar yükselmiş olan denizin çekildiğini fark ettik. İpucu: TEBRİKLER! | |
O akıl almaz şiddet dalgası geçer geçmez dinginleşen, herkese iyi niyetle yaklaşan, hoşgörü gösteren bu kadın, sanki az önceki halinden dolayı herkesten özür diliyordu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Maçın başlamasına kısa bir süre kala hissedilen gerilim, maçtan sonra bağıra çağıra galibiyeti kutlayan seyircilerle birlikte yok oldu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 16 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, çatı yönünden "Masalar kuruldu, sofralar hazırlandı. " cümlesindeki eylemlerle özdeştir?
Çocuk neredeyse bütün gün bilgisayarın başında oturuyormuş. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Biraz da kendini onun yerine koyarak durumu değerlendir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Annesi, sonuçları beklerken elindeki örgü ile oyalanıyordu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Aniden rahatsızlanan babaannelerini apar topar İstanbul ^ a getirdiler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çalınan araba birkaç gün içerisinde bir ara sokakta bulundu. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 17 |
Aşk sözlerini alayla karşılamak, onaylanacak bir davranış değildir.
Bu cümlenin nitelikleri aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
Basit- olumlu- ad İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sıralı- olumsuz- eylem İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Basit- olumsuz- ad İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bileşik- olumlu- eylem İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bileşik- olumsuz- ad İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 18 |
Odanın ortasında eski bir kilimin üzerinde yuvarlak ahşap bir masa ve
I II III
tekerlekli mavi bir koltuk duruyordu.
IV V
Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi, ötekilerden farklı türdedir?
I İpucu: TEBRİKLER! | |
II İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 19 |
1940'lı yılların romanlarında, Türk edebiyatının başka dönemlerinde pek rastlamadığımız, karanlık ve sisli bir atmosfer vardır. Ama 1940'lı yılları anlatan romanlarda değil, 1940'lı yıllarda yazılan romanlarda... Hangi türde, hangi konuda yazılmış olursa olsun, hangi yazarın kaleminden çıkarsa çıksın, o dönemin tüm romanlarında o boğucu, o yapışkan havayı soluruz.
Bu parçada yazar, öne sürdüğü düşünceyi aşağıdaki yargılardan hangisine dayandırmış olabilir?
Tüm romancıların, aynı dönemi aynı bakış açısıyla işlemesi yanlıştır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Belli bir dönemin romanını yazmak için, olayların durmuş oturmuş olması gerekir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Romanlar, şu ya da bu şekilde, yaratıldıkları dönemin damgasını taşır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Yazarlar, yaşamadıkları dönemleri de gerçekçi bir biçimde yansıtabilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tarih yazımı başka, tarihi roman yazımı başka donanımlar gerektirir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 20 |
(I) Basit ve yüzeysel bir bakışla, hayatı oradan oraya savrularak geçmiş bir adamdı Paul Gauguin. (II) Bir türlü bulamadığı şeylerin peşinden gidiyor, dikiş tutturamıyor, düzen kuramıyordu. (III) Modern dünyanın karmaşası onu yoruyor; el değmemiş, Batılı medeniyetlerin henüz ulaşamadığı yerler aramaya sevk ediyordu. (IV) Ülke ülke gezdi; ama hiçbir yer hayalini kurduğu gibi değildi, her yerde karşısına çıktı tüccarlar, makineler, para... (V) Hayatı boyunca kayıp bir cenneti arayan sanatçı, psikolojik bir rahatsızlık geçirdiği günlerde arkadaşı Van Gogh'un kulağını kesmekle suçlandı. (VI) Oysa o, gösterişten uzak kalmak, yalnızca resim yapmak için yaşamak istemişti ve yaşamak için resim yapmak...
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır?
II İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: TEBRİKLER! | |
VI İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 21 |
Bilgi güçtür; bilgi, bilinene egemen olmayı sağlar. Bu bakımdan Avrupa'nın 18. yüzyıldan sonra Doğu'ya yönelmesi, Doğu hakkında araştırmalar yapıp kitaplar yayımlaması, bunların arkasından gelen sömürgeciliğe zemin hazırlamış, sömürgeciliği mümkün kılmıştır. Avrupa, Doğu hakkında gözlemler yaparak, görüşler oluşturarak, Doğu'yu istediği gibi tarif ederek Doğu üzerinde egemenlik kurmuştur. Bu öyle bir egemenliktir ki bugün Doğulular bile kendilerini öğrenmek için Batılıların yazdığı Doğu metinlerine bakmakta ve onların yaptığı gibi kendilerini tarif etmektedir.
Bu parçada vurgulanan düşünce, aşağıdaki yargılardan hangisiyle uyumludur?
Bir şeye sahip olabilmek için o şeyi bilmek ve tanımak gerekir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Ne kadar çok şey bilirsen yeni bilgilere gereksinimin o kadar artar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bilgi, insana kendisini tanıma ve eleştirme olanağı sağlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsanlar, ancak bilgi düzeyleri birbirine yakınsa konuşup anlaşabilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bilgi, ancak ondan yeni bilgiler çıkarılabiliyorsa önem taşır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 22 |
Anlamanın anlaşılması, düşünmenin düşünülmesi insani etkinliğin doruğunu oluşturur. "Yüceleri düşünün ki yücelesiniz. " diyen Sokrates ^ in sözleri, sıradan bir öneri, ahlaki bir çağrı olmaktan çok bir gerçeğin dile getirilmesidir. Bireysel varlığımızın en yüksek düzeyi, aklımızın kendini değerlendirebilmesidir. Sorunsallar üzerine düşünme alışkanlığı, ayrıcalık taslamaktan uzak öğrenme çabası, kendi vicdanını kendine yargıç edinme içtenliği, bunlar birey için çok yüksek niteliklerdir. Ancak hiçbiri, bireyin kendi aklını, yüceltmeden ve aşağılamadan tartması kadar yüksek değildir. Bu çaba, bireyin kişisel ahlakını yapılandırma yolculuğudur.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine varılamaz?
Düşünen, anlayan insanın aynı zamanda ahlaklı olacağına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Düşünme üzerine düşünmenin insanı olgunlaştıracak bir eylem olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Vicdanı olmayan bir aklın gerçekleri göremeyeceğine İpucu: TEBRİKLER! | |
Düşüncenin, kendisini konu ettiğinde, yüce bir etkinlik olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Düşünme ve anlama yeteneğinin, insanı insan yapan özelliklerin başında geldiğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 23 |
(I) Anlatının kuşatmadığı bir yolculuk, yolculuk değildir. (II) Anlatı, her yolculuğun dönüşünde yeniden yapılan bir yolculuk gibidir. (III) Burada sözünü ettiğimiz anlatı, sadece gezi yazılarını içermez; yolculuk gözlemlerinin eşe dosta anlatılışı da buna dahildir. (IV) Üstelik çoğu zaman, yolculuk başlamadan önce atılır anlatının temeli. (V) Bu temel, yolculuğun yapısını, dokusunu oluşturur. (VI) Anlatı olmadan, içi boş, anlamsız bir gidiş gelişten ibaret kalır yolculuk.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri, birbirine anlamca en yakındır?
I. ile II. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
I. ile VI. İpucu: TEBRİKLER! | |
II. ile III. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III. ile V. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV. ile V. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 24 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
Yazar konuyu dar bir çerçeve içinde ele almış. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Uzun ve yorgun bir yolculuktan sonra nihayet eve varabilmiştik. İpucu: TEBRİKLER! | |
Sizden bu konuda biraz daha anlayış beklerdim doğrusu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Burada insanlar, mart başından eylül sonuna kadar tarlalarda çalışırlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsan, bu çorak tepeleri görünce huzursuzluk duyuyor. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 25 |
II İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III İpucu: TEBRİKLER! | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
VI İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 26 |
En büyük savaş romanları, savaşın üzerinden yıllar geçtikten sonra yazılmıştır. Bunların en önemlileri, o savaşa katılmayanların eserleridir. Savaş sürerken, sıcağı sıcağına yazılan romanlar da vardır; ama bunlar kalıcı olmaktan çok uzaktır. Birinci Dünya Savaşı'na katılan romancıların yazdıkları, daha çok, gazete dizileri niteliğindedir. Oysa sözgelimi Tolstoy, Napolyon savaşları sürerken daha dünyaya gelmemiş, dolayısıyla "Savaş ve Barış" henüz yazılmamıştır.
Bu parçada vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
Savaşın en etkili anlatıldığı romanlar, barış yıllarının ürünüdür. İpucu: TEBRİKLER! | |
Savaş yıllarında yazılan romanlar, belgesel yazı ya da röportajdan öteye geçmez. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bir savaş romanının başarılı olması için yazarının savaş görmemiş olması gerekir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
"Savaş ve Barış'ın başarısı, Tolstoy'un yaşadıklarının değil, hayal gücünün eseridir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Savaş yıllarında roman türünün gelişimi sekteye uğramıştır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 27 |
(I) Bu yazarımız, küçük yaşta babasını kaybettiği için çok zor koşullarda büyümüştür. (II) Çocukluğundan itibaren çalışmak zorunda kalmış, neredeyse girip çıkmadığı iş kalmamıştır. (III) Aktar çıraklığıyla başladığı iş hayatında matbaacılık, gazetecilik, devlet memurluğu, öğretmenlik,ticaret, yazarlık yapmıştır. (IV) Onun yaşam öyküsü, bir bakıma çalışarak ilerlemenin öyküsüdür. (V) O, öykü ve romanlarında olumlu tip olarak, yılmadan çalışıp çabalayan, emeğiyle para kazanarak sınıf atlayan kahramanları seçmiştir. (VI) Baba parasıyla har vurup harman savuran mirasyedi tipleri ise romanlarının kötü adamları olarak cezalandırmıştır.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlatılması uygun olur?
II İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: TEBRİKLER! | |
VI İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 28 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklemin olumlu yapılması anlatım bozukluğuna yol açmaz?
Bana söylediklerini başka birisine asla söyleme. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
O anda hiç kimse neden burada olduğunu bilmiyordu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Böyle bir kurumda çalışmayı daha önce hiç hayal etmemiştim. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sorulara verdiğin yanıtların biri bile doğru değildi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tüm bu olanları o da kesinlikle sorgulamayacaktır. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 29 |
Yazara dönük biyografik eleştiri, başlıca iki amaçla kullanılabilir: Yapıtını aydınlatabilmek için sanatçının yaşamını incelemek, sanatçının yaşamını ve kişiliğini aydınlatabilmek için yapıtlarını incelemek. Hemen ekleyelim ki bu iki yolun birincisi ya da ikincisi, hatta kimi zaman ikisi birden kullanılabilir. Yazarın neler yaşadığı, yapıtlarında anlattığı olaylardan şu ya da bu ölçüde çıkarılabilir. Aynı biçimde, yazarın yaşam öyküsüne bakılarak, yazdıklarının ne olduğu, ne anlama geldiği okunabilir. Bu eleştiri biçiminden sağlıklı sonuçlar çıkarılabilir.
Bu parçada anlatılanlar, aşağıdakilerin hangisine dayandırılmaktadır?
"Bir yazarın tüm yapıtlarının birbiriyle tema ortaklığı içinde olduğu" düşüncesine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
"Sanatçının yaşayışı ve kişiliği ile yapıtları arasında sıkı bir bağ olduğu" ilkesine İpucu: TEBRİKLER! | |
"Yazarın üreten, eleştirmenin ise yalnızca değerlendiren olduğu" düşüncesine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
"Gerçek eleştirinin, öznel değil, nesnel bir yaklaşım gerektirdiği" inancına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
"Toplumsal olayların, yazarın yaşamını da yapıtları da aynı ölçüde etkilediği" görüşüne İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 30 |
Şiirlerinizi okudum. Bunlarda yeni bir ses yok, taze bir hava yok. Bize görülmemiş, duyulmamış hissini verecek bir şeyler yok. Sizden öncekilerin hazırladıkları kalıpların içine yerleşivermişsiniz. Kendiniz için titiz bir eleştirmen olamamışsınız. Bir sanatçı için en büyük tehlike budur. Elinden çıkan her yazıyı beğenmek, her yaptığını kusursuz bulmak, tembelliğe alıştırır insanı. Genç yaşında beş kitaplık şiir yazan şairin tembelliğinden bahsedilir mi, demeyin. Tembelliğin bir de bu türlüsü vardır. Bir şiiri on kere yeni baştan yazacak yerde, on şiir döktürmek tembelliktir ve kolaycılığa kapılmanın açık delilidir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
Genç şairler, ustaların yapıtlarını okumalı, yöntemlerini titizlikle incelemelidirler. İpucu: TEBRİKLER! | |
Şairlerin, yapıtlarını oluştururken bir eleştirmen gibi titiz davranmaları gerekir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanatçıların ustalaştıklarına inanmaları, bir tür tembelliğe yol açar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şairin, yazdıklarını tekrar tekrar gözden geçirmesi, yeterince iyi bulmazsa değiştirmesi gerekir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şairler, yapıtlarının niceliğine göre değil, niteliğine göre değerlendirilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 31 |
Edgar Allen Poe, polisiyeye ve bilimkurguya getirdiği yeniliklerle sürekli olarak edebiyat dünyasının odağında yer almış bir yazar. Onu okumaktan büyük zevk alıyorum. İngilizce ya da Fransızca bilen dostlarımın da onun öykülerini çok sevdiğini biliyorum. Bu çeviriyi, anadilinin kucağından çıkıp başka ufuklara yelken açamamış milyonlarca okurun da bizim aldığımız zevki alması için yaptım.
Bu parçadaki altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlede anlam değişikliği görülmez?
anadilinin sözvarlığını başka dillerle kıyaslamamış olan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
kitapları, yazıldıkları orijinal dilden okumayı seven İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
yabancı yazarlardan çok yerli yazarlara ilgi duyan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
kendi dilinden başka dil öğrenememiş olan İpucu: TEBRİKLER! | |
alıştığı yazın türlerinin dışındaki türlerden hoşlanmayan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 32 |
Şeyh Galip, "Hüsn ü Aşk " ın mukaddimesinde, kitabın yazılış hikayesine yer verir. Bu hikaye özetle şöyledir: Devrin şairlerinin bulunduğu bir toplantıda Nabi ^ nin "Hayrabat " adlı mesnevisi övülürken o düzeyde bir mesnevinin artık yazılamayacağı söylenir. Çok genç olmasına karşın şairliğine güveni tam olan Galip, bir süre dinledikten sonra Nabi ^ nin, mesnevisinde yeni bir yol açmadığını, orta malı sözler söylemekle iyi şair olunamayacağını belirterek "Hayrabat " ı aşacak bir mesnevi yazacağına söz verir ve böylece ortaya "Hüsn ü Aşk " çıkar.
Bu parçada şair, "orta malı sözler söylemekle iyi şair olunamayacağı " sözüyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istememiştir?
Şairlerin eskileri taklit etmekten kaçınması gerektiğini İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Alışılmışın dışına çıkmadan iyi şiire ulaşılamayacağını İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiirde büyüklüğün, yenilik getirmekle mümkün olabileceğini İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiirin alışılmış duyarlılıklardan farklı bir tutum gerektirdiğini İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yeni olan her sözün şiir sayılmasının yanlış olduğunu İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 33 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem, bileşik zamanlı bileşik eylemdir?
Çok sevdiği bez bebeğini yazlık köşkte kaybetmiş. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İşinde başarısız olduğuna inanınca istifa etti. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Doğrusu tavırlarınızı biraz garipsemiştim. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ben de böyle bir şiir yazabilirdim. İpucu: TEBRİKLER! | |
Sanırım bu eve bir daha giremezsin. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 34 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öğelere ayırmada yanlışlık yapılmıştır?
Son gelen çocuk / çantasından / ne olduğu anlaşılmayan bir alet / çıkardı. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dört sene evvel / Büyükada ^ da / oturuyordum. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ben / kapıdan girince / bütün gözler / bana / çevrildi. İpucu: TEBRİKLER! | |
Bu manzara / çocukluğumun sevinçlerini ve acılarını / hatırlatır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sonra / İhsan ^ ın yanındaki koltuğa / rahat bir tutumla / yerleşti. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 35 |
Bir yazar, yapıtlarını hangi dilde yazdıysa o dile hizmet etmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi, anlamca bu cümleyi destekleyen bir yargıdır?
Evrensel yazar, her çağa, her topluma seslenir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ulusların değil, dillerin yazarları vardır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Yapıtlar, yazarlarının yaşamından izler taşır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Büyük yazar, anlatılamaz deneni de anlatacak bir yol bulur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazarlıkta önemli olan, biçim değil içeriktir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 36 |
Türklerin çiçek tutkusu, yalnız şiirlerde değil, hayatın her alanında kendisini gösterir. Bu tutku, sık sık yabancı gezginlerin seyahat anılarında da yerini almıştır. Levni'nin minyatürlerinde, şapkalarına çiçek takan veya ellerinde çiçek tutarken resimlenenler, yalnızca hoş edalı hanımlar değildir. Uzun bıyıkları yukarı doğru özenle kıvrılmış beylerin de serpuşlarındadır çiçekler. Fatih'in gül koklayan portresini görmeyen var mıdır? Nakkaş Sinan'ın resimlediği bu minyatürde Fatih, serçe parmağında dikkatleri üzerine çeken mavi taşlı bir yüzük, sırtında yüzüğünün rengiyle uyumlu bir kaftan, bağdaş kurarak oturmuş, dalgın dalgın uzaklara bakarken elinde tuttuğu gül demetini koklar.
Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?
Açıklama, tanık gösterme İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Öyküleme, benzetme İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tartışma, betimleme İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Açıklama, örneklendirme İpucu: TEBRİKLER! | |
Tartışma, tanımlama İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 37 |
Aşağıdakilerin hangisinde ünsüz benzeşmesi yoktur?
"Tütünler Islak"ta günlük yaşamın içinden olaylar anlatılıyor. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Üçüncü cildin sonuna uzun bir kaynakça koymuşlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Haberi alınca yağmur kar demeden yola düştü. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Başlangıçta onunla anlaşamayacağına inanıyordu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bazen bizim yokuşu çıkarken rastlardık ona. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 38 |
Anılar, yaşananlara bir tür tanıktır.
Aşağıdakilerin hangisinde virgül (,) bu cümledeki görevinde kullanılmıştır?
Hikaye dalında en çok oy toplayan, Sait Faik2ti. İpucu: TEBRİKLER! | |
Eski Yunan2da dostluk bir din, bir yasa sorunuymuş. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsanlar o çağlarda birbirlerini seviyor, birbirlerine saygı duyuyorlarmış. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Baba Evi'nde ilk gençlik yıllarının dostluklarını hep öne çıkarır, anlatır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çocuklar için yazmanın kolay olmadığı da söylenir, kolay olduğu da. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 39 |
Ah, o Antakya günlerim! Zaman, anıları unutturmak için kör kuyulara atıp duruyor onları. O bin bir renkten, tattan; siyah beyaz ve gölgeli birkaç sahne kalmış zihnimde. O kadarcığı bile körüklüyor hasretimi.
Bu parçada geçen "siyah beyaz ve gölgeli sahne " sözüyle, yazarın Antakya anılarının hangi özelliği vurgulanmıştır?
Keskin çizgilerle belirlenmiş ve üzücü oldukları İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsanı taraf tutmaya zorlayan sosyal yanlarının olduğu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Üzerlerinden geçen zamanın etkisiyle silikleştikleri İpucu: TEBRİKLER! | |
Unutkanlıkların zorlayıcı etkisiyle önemsizleştikleri İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazarın kendisinden kaynaklanan belirsizlikler taşıdıkları İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 40 |
(I) Kosova'da yayımlanan ve çocuklar tarafından çok sevilen "Türkçem " dergisinin 100. sayıya ulaşması dolayısıyla bir tören düzenlendi. (II) Derginin sahibi Zeynel Beksaç, bir konuşma yaparak, "Türkçem " i son Kosova savaşı patlak vermeden iki ay önce, Kuş dergisinin kapatılmasının ardından oluşan boşluğu gidermek amacıyla çıkardığını ve on yıldır dergiyi yaşatabilmek için mücadele verdiğini söyledi. (III) Öncelikle Kosova'da ve Balkanlar'da yaşatılan Türk çocuk edebiyatına yeni bir boyut getirmek ve ivme kazandırmak istediğini vurguladı. (IV) Bu konuşmanın ardından derginin tarihçesine ışık tutan bir sinevizyon izlendi. (V) Çok sayıda basın mensubunun katıldığı tören, mütevazı bir kokteylle son buldu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde "dolaylı anlatım " a başvurulmuştur?
I. ile II. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
I. ile III. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II. ile III. İpucu: TEBRİKLER! | |
II. ile IV. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV. ile V. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |