1923-1940 Arası Hikâye Yazarları
Hüseyin Rahmi Gürpınar: Kadınlar Vaizi, Namusla Açlık Meselesi, Katil Buse. İki Hödüğün Seyahati, Tünelden İlk Çıkış,Gönül Ticareti, Melek Sanmıştım Şeytanı, Eti Senin Kemiği Benim adlı hikâyelerinde dönemindeki tipleri, bütün sosyal meseleleri, gelenek görenekleri ile İstanbul’u ele almıştır.
Reşat Nuri Güntekin: Hikâyelerini Taş Parçası, Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler adlı yapıtlarında toplamıştır.
Refik Halit Karay: Memleket Hikâyeleri ve Gurbet Hikâyeleri’nde aydınların tanımadığı küçük şehir-kasaba memurlarıyla köylülerin yaşayışlarını, problemlerini eleştiriden uzak, çözüm arayışına girişmeyen nükteli bir anlatımla kaleme alır.
Memduh Şevket Esendal: Hikâyelerinde güçlü gözlemciliği ile birlikte, toplum yaşayışımızdaki aksaklıklara değinişi ile dikkat çeker. Günlük yaşamdan kadınları ilgilendiren sorunlara, ekonomideki tutarsızlıkların aile yaşayışını etkileyişinden Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun durumuna kadar birçok konuda hikâye yazmıştır. Hikâyelerini Otlakçı, Mendil Altında, Sahan Külbastısı, İhtiyar Çilingir, Hava Parası, Bizim Nesibe, Kelepir gibi kitaplarda toplamıştır.
Yakup Kadri: Rahmet ve Millî Savaş Hikâyeleri adlı yapıtlarında Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında Anadolu’da meydana gelen olayları anlatmıştır.
Kenarı Hulusi: Gözlemci gerçekçiliğe dayanan hikâyelerini, Bahar Hikâyeleri, Son Öpüş, Bir Otelde Yedi Kişi, Bir Yudum Su adlı kitaplarında toplamıştır.
Halide Edip Adıvar: Anadolu’yu anlattığı hikâyelerini Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt adlı yapıtlarında toplamıştır.
Sadri Ertem: Bacayı İndir Bacayı Kaldır, Silindir Şapka Giyen Köylü adlı yapıtlarında topladığı hikâyelerinde toplumcu gerçekçi bir yaklaşımla ezilen Anadolu’yu ele almış; toplumcu hikâyenin edebiyatımızdaki ilk temsilcileri arasında yer almıştır.