Anlatımın İlkeleri (Açıklık, Duruluk, Yalınlık, Özlülük, Akıcılık, Yoğunluk, Doğallık, Tutarlılık, İnandırıcılık)

ANLATIM İLKELERİ

AKICILIK

Aktarılacak düşüncenin, durumun, duygunun özelliğine göre uzun ve kısa cümleleri birbirlerinin arasına yerleş­tirmek akıcılığı sağlar. Ayrıca yeri geldiğinde, yazıyı tekdüzelikten kurtarmak için devrik cümleler de kullanılabilir.

Birbirlerini olumsuz etkileyerek söyleyişi (telaffuz) güçleştiren sesler bir arada kullanılmaz. Arka arkaya kolay­ca söylenebilen cümlelerle metinde akıcılık sağlanır.

(Akıcı olmayan cümle örneği:

Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.

“ş” harfinin sıralanışı söyleyişi güçleştirmektedir.)

DURULUK

Bir anlatımda gereksiz sözcük kullanılmaması duruluktur. Bir sözcüğün cümleden çıkarılması anlamı bozmu­yor, daraltmıyorsa o sözcük gereksizdir.

Örnek:

Akıllı ve civanmert olan kişi, kendi hesabına bir korku beslese de  o , gerekeni yapar dostları için.

(“O” sözcüğü, “kişi” sözcüğünün yerine kullanıldığı için duruluğu bozmuş, bağdaşıklığa aykırı bir kullanım mey­dana gelmiştir.)

AÇIKLIK

Bir anlatımda her okuyan aynı anlamda birleşiyor, farklı anlamlar çıkarmıyorsa o anlatım açıktır. Sözcüklerin yerinde kullanılmaması, uygun yerde virgül kullanılmaması, çelişen sözcüklerin kullanılması, açıklığı yok eder ve anlatım bozukluğu meydana gelir.

Örnek:

•     Uysal insanı suskunluğuyla dize getirir.      (Virgül eksikliği)

•     Sevincini herkes paylaştı, güzel bir tören oldu. (Zamir eksikliği – Senin sevincin mi, onun sevinci mi?)

• Konferansın amacı, nutukta olduğu gibi dinleyiciyi heyecanlandırmak değil, bilgilendirmektir. (Anlam belir­sizliği – Konferansta da nutukta olduğu gibi mi yoksa konferansta nutukta olduğu gibi değil mi?)

YALINLIK

Sade, içten bir anlatıma yönelerek süsten, işlevsiz edebî sanattan kaçınıp doğal bir anlatıma önem vermektir.

Örnek:

Zamanla nasıl da değişiyor insan!

YOĞUNLUK

Az sözle derin düşünceleri çağrıştırmaktır. Anlam katmanlarında çağrışımların önemli bir yer tutmasıdır.

Örnek:

İnsan, insanın kurdudur.

DOĞALLIK

Duygu ve düşüncelerin içten bir biçimde konuşma diliyle yansıtılmasıdır. Yapmacıklıktan kaçınılır.

ÖZLÜLÜK

Düşüncenin özünün gereksiz uzatmalardan kaçınılarak ayrıntıdan uzak verilmesidir.

ÖZGÜNLÜK

Bir sanatçının, taklit olmayan ve taklit edilemeyen eserleri özgündür. Duygu ve düşüncelerin “üslup” oluştura­cak biçimde sunulmasıdır.

TUTARLILIK

Sözcükler ya da cümleler arasında anlam, kullanım ve söz dizimi açısından çelişmezlik ilkesine uyulmasıdır.

İNANDIRICILIK

Duygu ve düşüncelerin mantık çerçevesi içinde samimi bir biçimde aktarılmasıdır.

İLETİŞİM DİLİNDE YETKİNLİK

Dil bilgisi ve anlama dayalı yanlışların yapılmamasıdır.