Çağdaş Tiyatro (Dışavurumcu, Sürrealist, Absürd, Egzistansiyalist, Epik)

İçindekiler

Çağdaş Tiyatro (Dışavurumcu, Sürrealist, Absürd, Egzistansiyalist, Epik)

  1. yüzyıl tiyatrosudur. Geleneksel tiyatro anlayışına başkaldıran, tiyatroyla ilgili kurallara tepki duyan, içinde bulunduğumuz çağın hızlı gelişimine ve değişimine ayak uyduran tiyatro anla­yışlarıdır. Çağdaş tiyatro sürekli arayışlar ve yenilikler yaratarak, olanla yetinmeyen, zamanını aşarak ileriyi görme çabası taşıyan bir anlayış oluşturmuştur. Çağdaş tiyatro türleri şu şekillerde gruplandırılır:

Dışavurumcu (Ekspresyonist) Tiyatro

Birinci Dünya Savaşı’nın öncesinde, geleneksel tiyatrolara ve insanı yok etmeye çalışan savaşçı anlayışlara bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bireyin öznel yaşantısını, ruhsal başkaldırısını temel alır. Klasik olay örgüsü yoktur, zaman ve mekân kavramı soyutlaştırılmıştır.

Oyun yapılarında sürekli bir akış yerine, kısa tablolar vardır. Şiirli konuşmalardan makine tıkırtılarına değin uzanan bir konuşma örgüsü görülür. Oyun kişileri bireyi değil; bir yığını, bir toplumsal sınıfı ya da topluluğu yansıtır.

Gerçeküstü (Sürrealist) Tiyatro

Bu tiyatro türünde tamamen psikolojik süreçler işlenir, seyircinin bilinçaltına ulaşmayı hedefler. Seyircide bir düş görüyormuş et­kisi yaratması, zaman ve mekânın net verilmemesi, gerçeküstü tiyatronun en temel özellikleridir. Bu tiyatro 1940’lardan sonra etkisini yitirmiştir. Daha sonraki uyumsuz tiyatronun ortaya çık­masına temel oluşturmuştur.

Saçma (Absürd) Tiyatro

Saçma ya da uyumsuzluk tiyatrosu olarak günümüzde de varlı­ğını gösteren bu akım, sürrealist tiyatro ile varoluşçu tiyatrodan beslenerek psikolojik derinlemesi olan oyunlara bir karşılık ola­rak kendini göstermiştir. İnsan yaşamının akla aykırılığını temel alan bu tiyatro, gerçeği; anlaşılamayan, açıklanamayan bir kar­maşa olarak görür.

Absürd tiyatro; bütün kalıplara, alışılmış düzene karşı çıkar. Man­tık sınırlarını tanımaz. Olaylar arasında bağ kurulmaz. Kahraman­ları genelde zavallı, suçlu, bilgisiz ve zayıf kişilerdir. Belli bir olay dizisi yoktur. Verilmek istenen mesaj yoruma açıktır.

Absürd tiyatronun amacı, seyirciyi düşündürmek ve tedirgin et­mektir.

Varoluşçu (Egzistansiyalist) Tiyatro

Özellikle II. Dünya Savaşı’nın ölüm ve yokluk gibi zorlu dönem­lerinde ortaya çıkmış, varoluş felsefesiyle gelişmiş bir tiyatro tü­rüdür. İnsanın terk edilmişliği, varlığın saçmalığı, özgürlüğün baş döndürücülüğü, insanın özgür olması gerektiği gibi kavramları işlemiştir.

Varoluşçu tiyatroda oyun kişileri karşıtlıkları ve çelişkileri içinde barındıracak iç çatışmaya sahiptirler. Ölümle yüz yüzedirler, suç işlerler, yalnızdırlar ve dünyanın değerlerine başkaldırarak yaşar­lar. İnsan bu anlamsız durum içinde kendini gerçekleştirmenin ve doğrulamanın yollarını arar. Sorunlar kişi düzleminde ele alınır fakat bu sorunlar bütün insanlığın sorunudur.

Epik Tiyatro

Alman tiyatro yazarı Bertold Brecht tarafından geliştirilen bir ti­yatro türüdür. Epik tiyatro, seyirciyi gözlemci olmaya çağıran, yargıda bulunmaya zorlayan bir tiyatro türüdür. Bu tiyatroda duygular değil, akıl öne çıkarılmıştır. Seyirci ile oyuncu arasında­ki duvar yıkılmış, seyirciye bir yaşantı izletmek yerine bir dünya görüşü verilmek istenmiştir.

Epik tiyatro anlayışını Türk edebiyatında ilk olarak benimseyen Haldun Taner (Keşanlı Ali Destanı) ve Vasıf Öngören (Asiye Nasıl Kurtulur) olmuştur.