Deneme,Deneme Türü,Denemenin Özellikleri,Denemenin Tarihsel Değişimi,Deneme Türünde Yazılmış Eserler

 DENEME

Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezen­miş bir anlatım içinde sunulan düşünce merkezli düz yazı türüne deneme denir.

Denemede yazar, duygu ve düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmeden senli benli bir dille ifade eder. Dene­me, içten bir üslupla yazılır. Yazar kendisiyle konuşu­yormuş gibi bir anlatım kullanır. Bu yüzden yazar, de­nemede “ben” sözcüğünü sıkça kullanır. Nurullah Ataç Deneme, ‘ben’in ülkesidir.” der.

Denemede daha çok, evrensel düşünceler ele alınmak­la birlikte konu sınırlaması yoktur. Hemen her konu de­nemede işlenir. Denemelerde konu derinlemesine işlenmez.Denemede yazarın duyguları, düşünceleri, dünya görüşü ön plandadır, konuya yaklaşımı özneldir. Bunun sonucu olarak deneme yazarı ele aldığı konuyu, kendi­ne özgü bir yaklaşımla işler. Kendi görüş ve düşüncele­rini başka yazarların sözleriyle destekleyebilir.

Deneme Türünün Tarihsel Gelişimi

Deneme Batı edebiyatında ortaya çıkmış bir türdür. Montaigne deneme türünün ilk temsilcisi ve bu türün isim babasıdır. İngiliz yazar Bacon da önemli bir dene­me yazarıdır.

Yazınsal anlamdaki deneme, 18. yüzyılda önemli bir gelişme göstermiştir. Daha sonra özellikle romantizm akımından (19. yüzyıl) bu yana yaygınlaşarak, çağdaş edebiyatın en önemli türlerinden biri hâline gelmiştir.

Türk edebiyatında modern anlamda deneme, Tanzi­mat döneminde ortaya çıkmıştır. Tanzimat edebiyatın­da ve daha sonraki dönemlerde gazete ve dergilerde deneme benzeri yazılar kaleme alınmıştır.

Türk edebiyatında deneme türünde verilmiş pek çok eser vardır. Özellikle Cumhuriyet döneminde yazarlar denemeye özel bir önem vermişlerdir. Nurullah Ataç denemeyi bağımsız bir tür olarak ele almış ve bu türde kitaplar yayımlamıştır.

 

Edebiyatımızda bu türde eser vermiş yazarlar ve eserleri:

Nurullah Ataç, Günlerin Getirdiği;

Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşadığım Gibi;

Sabahattin Eyuboğlu, Sanat Üze­rine Denemeler;

Suut Kemal Yetkin, Düşün Payı;

Melih Cevdet Anday, Konuşarak;

Mehmet Kaplan, Nesillerin Ruhu,

Nermi Uygur, Güneşle;

Salah Birsel, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi