Sözcükte Anlam – 18

SÖZCÜKTE ANLAM – 18

1.  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, gerçek anlamıyla kullanılmıştır?

A)  Derin düşüncelere daldığı her halinden belliydi.

B)  Havanın kapalı olduğunu görünce dışarıya çıkmak­tan vazgeçti.

C)  Bu üzücü olay karşısında yapacağı bir şey yoktu.

D)  Bugünkü sınava oldukça sıkı çalışmış.

E)  Boş konuşmaktan bir türlü vazgeçmiyordu.

 

2.   Aşağıdaki dizelerin hangisinde, altı çizili sözcük mecaz anlamıyla kullanılmıştır?

A)  Hâlâ dilimdedir tuzu, o engin denizlerin

B)  Denizlerden esen bu ince rüzgâr saçlarınla eğlensin

C)  Bir rüyaya dalarız solgun mum ışığında

D)  Mutluluk bir çiçek gibidir, bastığın yerde bitmez

E)  Buğulu gözlerinde ararım mutluluğu

 

3.      Yazarın kuru anlatımı, bu romanın  eleştirmenler tarafından

                              I           II                  III               IV

beğenilmemesine neden olmuştur.

               V

Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi gerçek anlamı dışında kullanılmıştır?

A) I.             B) II.             C) III.             D) IV.             E) V

 

4.   Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, altı çizili sözcük, terim anlamıyla kullanılmıştır?

A)  Sanatçı, son şiirlerinde uyağa önem vermemiştir.

B)  Babam, yine arabasının anahtarlarını unutmuştu.

C)  Öğretmeniyle   konuşurken,   sözcüklerini  özenle seçiyordu.

D)  Merdivenlerden hızla inip gözden kayboldu.

E)  Cebinden bir kalem çıkarıp söylediklerimizi not etti.

 

5.  Somut anlamlı bir sözcük, anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanabilir.

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcükler­den hangisi, bu açıklamayı örneklendirmektedir?

A)  Sahilde dalgaların kayalara çarpışını izliyordu.

B)  Yavru bir kedi arabanın altına girmişti.

C)  Oğlundan haber alınca kadın tüy gibi hafiflemişti.

D)  Genç yaşında ailenin bütün yükünü üstlenmişti.

E)  Yağmurdan sonra ırmağın suyu bulanık akıyordu.

 

6.    Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde karşıt (zıt) an­lamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?

A)  İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder.

B)  Ucuz etin yahnisi yavan olur.

C)  Aza kanaat etmeyen, çoğu hiç bulamaz.

D)  Dost başa bakar, düşman ayağa.

E)  Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.

 

7.      Bu konuyu enine boyuna görüşmeden arkadaşlara açmayalım.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledeki altı çizili sözle aynı anlama gelen bir söz vardır?

A)  Bürodaki her şeyin yerli yerinde durmasını isterdi.

B)  İkide bir işlerin yetişmeyeceğinden söz eder.

C)  Gece gündüz çalışırsa bu sene okulunu bitirebilir.

D)  İşyerine sık sık gelerek babasına yardımcı olurdu.

E)  Anlatacaklarını, bütün yönleriyle düşünerek yazıya geçirdi.

 

8. Gerçekçi bir betimlemede, tanıttığımız nesne, varlık, yer ya da olayın —- niteliklerinden çok, —- nitelikleri üzerinde durmalıyız.

Yukarıdaki boşluklara sırasıyla aşağıdaki sözcük­lerden hangileri getirilirse cümle “Betimlemede var­lıkların ayırt edici özellikleri verilmelidir.” anlamı kazanır?

A)  özel – genel

B)  bilinen – bilinmeyen

C)  sıradan – kendine özgü

D)  somut – soyut

E)  görülen – görülmeyen

 

9.      Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açıklama­sıyla birlikte verilmiştir?

A)  Masadaki gazeteye göz atarken kahvaltısını da yaptı.

B)  Yaptığım yanlışlara bir şey demez, beni kırmamak için hep göz yumardı.

C)  Borcunu ödemek amacıyla elindeki son tarlayı da gözden çıkarmış.

D)  Yeni alınan futbolcu, şık hareketleriyle kısa sürede taraftarın gözüne girmişti.

E)  İhtiyar adam, memleketinin yıllardır gözünde tüt­tüğünü söyledi.

 

10.    Aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlamca birlikte verilen tutum ya da davranışla uyuşmaz?

A)  Bir koyundan iki post çıkmaz. – Boşuna emek har­cama

B)  Çıkmadık candan umut kesilmez. – Ümidini kay­betmeme

C)  Büyük lokma ye, büyük söyleme. – Ölçülü davran­ma

D)  İşten artmaz, dişten artar. – Tutumlu olma

E)  Ateş düştüğü yeri yakar. – Kendini üstün görme

 

11.    Aşağıdaki cümlelerde geçen deyimlerden hangisi açıklamasıyla birlikte verilmemiştir?

A)  Bu adama hiçbir zaman güvenme, onun ipiyle kuyuya inilmez.

B)  Adamları o kadar çok övdü ki, neredeyse göklere çıkaracaktı.

C)  Köydeki birçok şey tamamen değişti, eski çamlar bardak oldu.

D)  Arkadaşının kaza yaptığını öğrenince çok üzüldü, yüreği ağzına geldi.

E)  Sen  neden   hiç  konuşmak  istemiyorsun,  ağzını kiraya mı verdin?

 

12.    Aşağıdaki   atasözlerinin   hangisinde  mecazlı   bir söyleyiş yoktur?

A)  Üzüm üzüme baka baka kararır.

B)  Mum dibine ışık vermez.

C)  Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır.

D)  Armut, dalının dibine düşer.

E)  Görünen köy kılavuz istemez.

 

13. Arkadaşlarının, “Boşuna uğraşma, kimse bunlara bak­maz.” gibi sözlerini dinlemeyip şiirlerini bir dergiye gön­dermişti. Derginin son sayısında şiirleri yayımlandığın­da ise gördüklerinin doğru olduğuna inanamayacak kadar şaşırmıştı. Arkadaşlarına dergideki şiirini göste­rirken bunun bir başlangıç olduğunu, devamının ge­leceğini söylüyor; artık kendisinin iyi bir şair olabilece­ğine inanıyordu. Ancak, şiiri dergide yayımlandıktan sonra yazmakta güçlük çekiyor, kaleminin ucuna gel­diği gibi değil; düşünerek, titizce inceleyerek yazıyordu.

Bu   parçada,   aşağıdaki   deyimlerden   hangisinin açıklaması yoktur?

A) Kılı kırk yarmak                B) Gözlerine inanamamak

C) Kulak asmamak               D) Aklı almamak

E) Gözü kesmek

 

14. Bir zamanlar edebiyat çevrelerinde yergi ve mizah sözcüklerinin dolaştığını bilmem anımsayanınız var mı? Keskin zekâlı insanların taşı gediğine koyar bi­çimde söylediği söz, beyit ve şiirlerdi onlar. Edebiyatın sınırını aşmadan söylenmiş bu zarif sözler bugün hâlâ değerini koruyor.

Bu parçada geçen “taşı gediğine koymak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Az sözle çok şeyler anlatmaya çalışmak

B)  Sözlerin sanatsal değerini korumaya çalışmak

C)  Yergici bir anlatıma baş vurmak

D)  Güldürürken düşündürmeyi amaçlamak

E)  Bir sözü, en uygun zamanı bekleyip tam sırasında söylemek

 

15. Sevinçli günlerinizde sizi arayıp sizinle dostluk kuran çok olur. Çünkü mutluluğa katılmak hoş bir şeydir. Zor günlerinde bir kişi ile dost olmak ise, üzüntüyü paylaş­mayı, onu gidermek için birtakım fedakârlıklarda bulunmayı gerektirir. İşte bütün bunlara katlanan biri, gerçek dost olduğunu gösterir.

Bu   parça,   aşağıdaki  atasözlerinden   hangisiyle özetlenebilir?

A)  Dost acı söyler.

B)  Dost, dostun ayıbını yüzüne söyler.

C)  Dostun attığı taş baş yarmaz.

D)  Bin dost az, bir düşman çoktur.

E)  Dost, kara günde belli olur.

CEVAPLAR

1-C          

2-B           

3-A          

4-A          

5-D          

 

6-B          

7-E          

8-C         

9-B          

10-E          

11-D           

12-C           

13-D          

14-E          

15-E