Tarihsel gelişim açısından Türk edebiyatı 1960’tan sonra yeni bir döneme girer. 1960–1980 yıllarıyla sınırlanan bu dönemin özelliği çok seslilik ve çok boyutluluktur. 1960 yılından sonra İkinci Yeni şiiri kendi içinde biçimsel aşırılıklardan arınarak yeni imgelere, dize işçiliğine dayanan şiirci bir yapı kurmayı amaçlayan arayışlarla gelişimini sürdürdü. Bu yıllarda yeniden gündeme gelen toplumcu şiir geçilen bütün deneyleri özümseyerek yeni bir gelişim sürecine girdi.
1960 sonrasında yetişen ve İkinci Yeni Şiir Akımı etiketinde şiirler yazan gençlerin toplumcu şiire yönelişi de bu yıllardadır.
İsmet Özel ve Ataol Behramoğlu’nun şiirleri bu yoldaki önemli örneklerdendir.
1960 kuşağı şairlerinden İsmet Özel, İkinci Yeni deneylerinden yararlanarak, taze buluşları yoğun söyleyişleri ve mistik bir hava yaratma ustalığıyla dikkat çekti. İkinci Yeni şiirini en iyi özümlemiş, kendi sesini en çabuk bulan şairlerden biriydi. Yabancılık ve başkaldırı İsmet Özel şiirinin iki izleğini oluşturur. İsmet Özel, İkinci Yeni şiir’den toplumcu şiire ve İslami dünya görüşüne bağlanırken kendisi olabilen usta işi bir şiir geliştirmiştir.
Ataol Behramoğlu da yayımladığı kitaplarıyla kuşağının önde gelen şairlerinden oldu. Yazdıklarında yaşamın her anı, her görüntüsü şiire bütünüyle girdi.
Dünyayı algılamayı şiirinin ekseni yapan Süreyya Berfe doğal, yalın şiirin hep kendi kalmasını bilmiş şairlerindendir. Onun şiiri şiir olamayacağını sandığımız yalın malzemeden oluşur. Dünya ile şiir arasında bıçak sırtı bir dengenin kurulduğu bir şiir dünyası vardır. Süreyya Berfe’nin şiirleri güçlü bir ironi taşır.
Bu dönem toplumcu şiirin sesinde, ritminde, ahenginde İkinci Yeni olarak bilinen şiirden farklılaşma gözlemlenir. Şiir dili ve söyleyişinde aşırılıklardan kaçınılarak uzak çağrışımlara yer verildi. Açık bir anlatıma yönelindi. Geleneksel söyleyişten yararlanmaya çalışıldı.
Toplumcu şairler kendilerini toplumun sesi, sözcüsü olarak gördüler. Şiir dünyasında toplumcu şiir yeniden değer kazandı.
Toplumcu Şiirde Öne Çıkan Temalar
İkinci Yeni şiirinin fazlaca işlediği bunalım, yalnızlık ve sıkıntının yerini ümit, geleceğe inanç ve hayatın zorluklarına direnme isteği gibi temalar aldı…
1970–1980 yılları arasında şiirde slogan öne çıktı.
1950’den 1980’e uzanan dönemde Metin Eloğlu, Özdemir Asaf, Can Yücel, Gülten Akın, Hasan Hüseyin, Ahmet Oktay, Hilmi Yavuz, İlhan Demiraslan, Refik Durbaş, Cahit Zarifoğlu, Metin Altıok, İsmet Özel, Süreyya Berfe, Ataol Behramoğlu gibi şairleri sayabiliriz.
]]>
Çatalca’da doğdu, Ankara Üniversitesi DTCF Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi, öğretmenlik ve yayıncılık yaptı.
1970’te İsmet Özel’le “Halkın Dostları” dergisini, kardeşi Nihat Behram’la Militan (1974) dergisini çıkardı.
Gençlik döneminde Attila İlhan ve İkinci Yeni’nin etkisiyle imgeci, kapalı ve yergici şiirler yazdı. Bu şiirlerinde Ataol Gürus, Ata Haydar, Aykut Baykal takma isimlerini kullandı.
Üniversite yıllarında çeşitli dergilerde çıkan şiirlerini 1965’te “Bir Ermeni General” adlı kitabında topladı.
1960’tan sonra ülkedeki kısmi özgürlük ortamı Marksizmin daha rahat yayılmasına zemin hazırladığı için Behramoğlu, daha çok eleştirel ve toplumsal gerçekçi bir anlayışa yönelerek Nazım Hikmet ve Ahmet Arif çizgisinde şiirler yazdı.
İmgeci şiirden yalın ve toplumcu şiire geçerek siyasal düşüncenin şiirde eritilmesini amaçladı.
1965’te yayımladığı “Bir Gün Mutlaka” adlı şiiri, onun toplumcu gerçekçi yönünü yansıtan bildiri niteliği taşır.
Marksist estetik doğrultusunda; toplumun gören gözü, duyan kulağı, sızlayan vicdanı ve konuşan dili olmaya çalıştı.
Siyasi, ideolojik ve toplumcu kimliğine rağmen şiirlerini kuru propagandanın gölgesinden kurtararak lirik ve estetik bir üslupla yazdı.
Şiirlerinde “yalın ve içten bir söyleyiş, lirik bir ton, bilgece bir kavrayış, çocukça duyuş ve militanca karşı koyuş” göze çarpmaktadır.
Şiirlerini, başkaldırı, aşk ve doğa gibi üç ana tema etrafında geliştirdi.
Bir tarafta yağma, zulüm, savaş; diğer tarafta yaşama sevincinin olduğu bir dünyada daima umuttan, ezilenlerden, gelecekten yana tavır koydu.
Edebiyat ve kültür üzerine yazdıkları, antoloji ve diğer çalışmalarıyla kuşağının önde gelen yazarları arasına girdi.
İkinci Yeni şairlerini, sosyal mücadeleden kaçındıkları, kavgalı şiir yazmadıkları için eleştirdi.
İkinci Yeni şairlerini, sosyal mücadeleden kaçındıkları, kavgalı şiir yazmadıkları için eleştirdi.
| Şiir | Bir Ermeni General, Bir Gün Mutlaka, Kızıma Mektuplar, Yolculuk Özlem Cesaret ve Kavga Şiirleri, Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var, Ne Yağmur Ne Şiirler, Kuşatmada, Mustafa Suphi Destanı, Dörtlükler, İyi Bir Yurttaş Aranıyor, Eski Nisan, Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum, Şiirler, Bebeklerin Ulusu Yok, Sevgilimsin |
|
İnceleme – araştırma |
Yaşayan Bir Şiir, Şiirin Dili-Anadili, Mekanik Gözyaşları, Nazım’a Bir Güz Çelengi, Kardeş Türküleri |
| Anı | Aziz Nesinli Fotoğraflar |
| Gezi | Başka Gökler Altında, Yurdu Teninde Duymak |
| Mektup | Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire Mektuplar, Şiirin Kanadında Mektuplar |
| Antoloji |
Büyük Türk Şiiri Antolojisi, Dünya Şiiri Antolojisi |
| Çocuk Kitabı | Dünya Halk Masalları, Düşler Kuruyorum |
]]>