Edebiyatın Güzel Sanatlar İçindeki Yeri (9.Sınıf Türk Edebiyatı Konuları)

EDEBİYATIN GÜZEL SANATLAR  İÇİNDEKİ YERİ

  • Güzel sanat dallarını birbirinden ayıran en temel öge, bu sanat dallarının kullandığı malzemede ortaya çıkar. Başka bir deyişle, kullanılan malze­menin farklılığı, sanatın birtakım dallara ayrılma­sının en belirleyici etkenlerinden biridir.
  • Edebiyat, malzemesi dil olan bir sanattır. Edebi­yat bu yönüyle diğer sanatlardan tamamen farklı­dır. Mimari ve heykeltıraşlık, üç boyutlu ve görsel nitelikli sanatlar olarak birbirlerine benzerler. Re­sim sanatı da maddeye biçim veren görsel bir sa­nat olarak mimari ve heykeltıraşlığa benzer. Ede­biyat ise ne görsel bir sanattır ne de maddeyi bi­çimlendiren bir sanattır.
  • Edebiyata en çok benzeyen sanatın müzik oldu­ğu düşünülebilir. Çünkü müzik de edebiyat gibi fonetik bir sanattır. Yani her iki sanat dalı da işit­sel bir nitelik taşır. Ancak, biraz irdelediğimizde bu benzerliğin yüzeysel olduğu anlaşılabilir. Ön­celikle, edebiyat ve müziğin ayrı malzemeleri kul­landığını belirtmek gerekir. Müziğin malzemesi sestir. Müzisyen notaya dönüştürdüğü sesleri dü­zenleyerek eserini yaratır. Edebiyatın ham mad­desi ise sözcükler ya da dildir. Dil, ses ve anlam boyutu olan bir varlık olduğu için bir yönüyle işit­seldir. Edebiyat ile müziğin benzerliği de bu nok­tada belirir. Ne var ki edebiyat eserinde dilin ses öğesinin müzikteki gibi kullanıldığı pek görülmez ya da kimi şiirlerde çok sınırlı olarak görülen bir uygulamadır bu.
  • Edebiyat diğer sanatlara benzemezken tiyatro, opera ve sinemanın edebiyattan yararlandığı or­tadadır. Karma sanatlar da denilen bu sanatlarda edebiyat ve müziğe önemli ölçüde yer verilir. Ti­yatro oyunun metni ve film senaryosu, doğrudan edebiyat çerçevesinde değerlendirilir. Bunun dı­şında tiyatroda olsun opera ve sinemada olsun dilin kullanımı bu sanatların edebiyatla ortak pay­dasını oluşturur.
  • Edebiyatın malzemesinin toplumsal iletişim aracı olan dil olması, edebiyatın hem gücüdür hem de zaafı. Diğer sanatların hiçbirinin malzemesi ede­biyattaki gibi herkese ait, herkesin her an kullan­dığı bir malzeme değildir. Gerçekten de ressa­mın, heykeltıraşın, müzisyenin çalışmalarının sa­nat kapsamında değerlendirilmesinde zorluk gö­rülmez. Ama toplumun konuşmakta olduğu dille yapılan bir sanat olan edebiyatta edebî, olanla edebî olmayanın ayırt edilmesi kolay olmaz. Ayrı­ca diğer sanatlar taş, renk, boya, çizgi, tunç, mer­mer, ses gibi dünyanın her yerinde görülen ve nesnel olarak algılanabilen malzemelere dayan­dıkları için evrensel bir nitelik kazanırlar. Bir tek edebiyattır ki malzemesi dil olduğu için evrensel değil, ulusal bir sanattır. Edebiyatın etki alanını sınırlayan bu özelliği, bir başka açıdan bakıldı­ğında da ise edebiyatın gücünü ortaya koyar. Sa­natın bir iletişim aracı olduğunu göz önüne aldığı­mızda edebiyatın diğer sanatlardan üstünlüğü açıkça görülür. En gelişmiş iletişim aracının dil ol­ması ve edebiyatın bu dille gerçekleştirilen bir sa­nat olması, edebiyata diğer sanatlardan çok daha güçlü bir iletişim aracı olarak önem ve değer ver­memizi sağlar.

BAYRAM TEMEL
T.D. ve Edeb. Öğret.