Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
edebiyat dersi – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Thu, 08 Apr 2021 19:11:02 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png edebiyat dersi – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Noktalama İşaretleri – Konu Anlatımı https://dersimizedebiyat.org/noktalama-isaretleri-konu-anlatimi.html Fri, 14 Mar 2014 19:36:55 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=1740 NOKTALAMA İŞARETLERİ

NOKTA:

Tamamlanmış (Yargı bildiren) cümlelerin sonunda kullanılır.

  • Dün gece yar hanesinde yastığım bir taştı.
  • Sensiz geçen günlerime bir volkan düştü.

Kısaltmalardan sonra kullanılır.

  • Yzb .  (Yüzbaşı)
  • Prof .  ( Profesör)
  • Vb.     ( ve benzeri)
  • Ast.     (Asteğmen)

Sıra bildiren sözcük olan “ıncı , inci”eki yerine kullanılır.

  • 9. Hariciye Koğuşu Peyami Safa’nın en önemli eserlerinden biridir.
  • 4. Murat , döneminde tütün ve içki gibi zararlı maddeler yasaklanmıştır.
  • Aynı mahallede oturuyoruz ; ama o 17. sokakta oturuyor.
Uyarı:

“ıncı ,inci” ekiyle birlikte nokta kullanılırsa orada yazım yanlışı olur.

18.’inci= Yazım Yanlışı

Saat ve dakika arasına konulur.

  • Gelecek hafta 08.30’da Kızılay’da buluşalım mı?
  • Memurlar toplu sözleşme için hükümet yetkilileriyle 10.30 görüşme yapacaklar.

Sayı basamaklarını ayırmada kullanılır.

  • 26.000.000,-TL
  • 18.353 kişiyle mülakat yapılacak.

Matematikte çarpma işareti olarak kullanılır.

  • 18.3=54
  • 5x.6y= 30xy

Günü belirli tarihler arasına konur.

  • 23.01.1978

NOKTANIN KULLANILMAYACAĞI YERLER.

Kurum ve kuruluş adlarının kısaltılmasında kullanılmaz.

  • ODTÜ    (Ortadoğu Teknik Üniversitesi)
  • DMO  ( Devlet Malzeme Ofisi)

Gazete,dergi, kitap, eser, şiir ve bölüm başlıklarından sonra kullanılmaz.

  • Tarihin Sonu ve Son İnsan
  • Da Vinci Şifresi

VİRGÜL:

Cümlede sıralanan eş görevli sözcüklerden sonra kullanılır.

  • Eylemleri (Yüklemleri)ayırır:
  • Her insan  doğar , büyür, yaşar ve ölür.

Özneler ayırır:

  • Ali , Ahmet , Mustafa bu işi hep beraber yaptı.
  • Bahar gelince ağaçlar , topraklar , çiçekler, kırlar insanın gözüne başka görünüyor.

Nesneleri ayırır:

Atasını , toplumunu ,tarihini tanımayan nihilist bir toplum yetişiyor.

Tümleçleri ayırır:

Evine , çocuklarına , işine bağlı bir eş arıyor.

Sıfatları ayırır:

Genç , dinamik , sorgulayıcı bir gençlik yetişmek bizlere bağlı.

İsim tamlamalarını ayırır:

Ben sporcunun zeki , çevik , aynı zamanda ahlaklısını severim

Sıralı cümleleri  ayırır:

Heyecanlanınca utanır , sıkılır , küçük çocuk gibi köşe bucak saklanırdı insanlardan.

Arasözlerde kullanılır.

  • Ahmet Haşim , sembolizmin usta şairi, Türk edebiyatına çok önemli katkılarda bulunmuştur.
  • Annem , ayakları öpülesi kadın , çocukları arasında en çok beni severdi.

UYARI: Arasözler virgül , iki çizgi,  iki parantez haricinde başka kullanımı yoktur.

Yüklemden uzak kalmış özneden sonra kullanılır.

  • Bangladeş, Asya’da kendi imkanlarıyla ayakta kalabilen bir ülkedir.
  • Halit Ziya, edebiyatımıza realist anlamda ilk roman yazan şahıstır.

Aktarma sözlerde tırnak işareti yerine kullanılır.

  • Mısra benim namusumdur, diyordu Yahya Kemal.
  • Ben mutlaka bu işi yapacağım , dedi.

Hitaplardan sonra kullanılır.

  • Değerli Arkadaşım ,
  • Kıymetli Basın Mensupları ,

Cümlede vurgulanmak istenen öğeden sonra kullanılır.

  • Dün, bize annesiyle birlikte okul arkadaşım geldi.
  • Dün bize , annesiyle birlikte okul arkadaşım geldi.
  • Dün bize annesiyle birlikte , okul arkadaşım geldi.

Anlam karışıklığına yer vermemek için adlaşmış sıfattan sonra kullanılır.Kullanılmazsa anlatım boz. Olur

  • Kadın haberciyle röportaj yapacak.
  • Küçük ,  çam ağacının dibinde oynuyordu.
  • Bu , şiiri neden ezberlememiş.

Kabul ve ret anlamındaki ifadelerden sonra kullanılır.

  • Evet , sizi çok iyi anlıyorum.
  • Hayır , sizi hiç  anlamıyorum.

Tekrarlardan sonra kullanılır.

  • Akşam , yine akşam, yine akşam …
  • Bir kokladım , bir kokladım ki sorma.

Değilli ifadelerden sonra kullanılır.

  • Taşı delen suyun kuvveti değil , damlaların sürekliliğidir.
  • Hayatta en önemli unsur para değil, haysiyettir.

Matematikte ondalık sayıları belirtmede kullanılır.

  • 0,75
  • 1,30 faizle konut kredisi almış

Önsöz ve mektuplarda yazının yazıldığı yeri ve tarihi  ayırmak için kullanılır.

  • İzmir , 12 Ekim 1995

Oysa , halbuki, ancak, eğer gibi cümle başı bağlaçlarından sonra kullanılır.

  • Halbuki, ben ona ne  kadar değer verdim.

Biyografi olarak kaynakça gösterildiğinde yazar, eser, basım yılı, tarihi arasına konur.

  • Rüşen Eşret Ünaydın,Diyorlar ki, 1928,İstanbul

UYARI:

  • Ve, veya, ya da bağlaçlarından önce ve sonra virgül kullanılmaz.
  • İkilemeyi oluşturan sözcüklerden sonra virgül kullanılmaz.
  • “ıp , ip ” ekiyle kullanılan zarffiilden sonra kullanılmaz.
  • İkilemelerden sonra kullanılmaz.

NOKTALI VİRGÜL

Özneden sonra özneyle karışabilecek adlar  sıralanmışsa özne noktalı virgülle ayrılır.

  • Mehmet ; Murat , Hasan , Ali ve Şahin  kadar başarılı değil.
  • Mehmet , Murat ; Hasan , Ali ve Şahin  kadar başarılı değil.
  • Mehmet , Murat , Hasan ; Ali ve Şahin  kadar başarılı değil

Bir cümlede virgülle ayrılmış söz öbeklerini ayırmada kullanılır:

  • Romanda Orhan Pamuk, Fakir Baykurt ve Yaşar Kemal ; şiirde Edip Cansever , Cemal Süreya , Orhan Veli’yi çok okurum.
  • Sayısal derslerden matematiği ve fiziği ; sözel derslerden Türkçeyi, coğrafyayı çok seviyorum.

Önceki cümleye “fakat, ama , lakin , çünkü …”gibi bağlaçlarla bağlanan cümlelerden önce kullanılır.

  • Bu işi yaparım ; ama parasını peşin alırım.
  • Bu konuyu size izah edemem ; çünkü olay halen yargı kapsamında.
  • Her şeyi biliyor ; lakin çok kibirli bir insan.

Özneleri ortak kipleri farklı olan sıralı bağımlı sıralı cümlelerden sonra kullanılır.

  •   Serhat , bu konuyu dinlemiş ; şimdi de bize  bunların özetini anlatıyor.
  •   Ahmet , dünyayı baştan sona gezmiş, gördüğü yerleri kitaplaştırıyor.

Noktalı virgül , özneden sonra virgülle ayrılan eş görevli sözcükler varsa özne, noktalı virgülle belirlenir.

  •   I . Yeni grubunun en ünlü temsilcilerinden biri olan Orhan Veli; dili iyi kullanan, okuyucuyu değişik bir romantizme sürükleyen güçlü şairdir.

Birbirine bağlı olmakla birlikte herbiri kendi içinde bağımsız cümlelerin arasına konur.

  •   Yer, üst üste iki kez sarsıldı; halk, korkuyla sokaklara fırladı.

Sıralı cümleleri birbirine bağlar.

  •   Kel ölür, sırma saçlı olur ; kör ölür, badem gözlü olur.
  •   Kadın var, ev yapar; kadın var, ev yıkar.

İKİ NOKTA:

Herhangi bir konuda açıklama yapılacaksa açıklamadan önce kullanılır.

  •   İnsan haklarının tek dayanağı vardır: Demokrasi.
  •   Bu konuda yapılması gereken iki şey var: Sevgi ve Hoşgörü.

Aktarma cümlelerden önce kullanılır:

  •   Mevlana: “ İnsanların ayıbını örtmede gece gibi ol. “ demiş.
  •   A.Nihat Asya: “ Vazoyla çiçeğin farkını sen söyleme… Çiçeklere sor.” diyordu.

Not: İki noktadan sonra örnekler sıralanacaksa sözcükler küçük harfle başlar.

Sıfatlar adlardan önce gelerek adları niteler ya da belirtirler: bir yabancı, yeşil gözler , yuvarlak masa…

Karşılıklı konuşmalarda konuşma çizgisinden önceki bölümün sonuna konur.

Dizdarbaşı:

– Ali Usta, dükkanı arayacağım, dedi

Ali Usta cevap verdi:

-Neden?

Katalog ve sıralamalarda yazar ve yapıt arasına konur.

  •   Nazım Hikmet : Jokont ve Siyau
  •   Cengiz Dağcı : Onlar da İnsandı:

Birkaç öğenin sıralanacağını anlatmak için kullanılır.

  •   Diller 3’e ayrılır: 1. Tek heceli diller 2. bitişken diller 3. Bükünlü diller.

Matematikte bölme işlemi yerine kullanılır.

22:2=11

ÜÇ NOKTA:

Herhangi bir nedenle bitmemiş, ya da okuyucuyu zihnine bırakılan cümlelerden sonra kullanılır.

  •   Anne ile kız, elma ile koz…
  •   Şu nisan yağmurları bir gelse …
  •   Adanın en tepesinden  bakınca birden karşına çıkan uçsuz mavilik…

Örnekler sıralandıktan sonra “vb” anlamında kullanılır.

  •   Bu okulun öğrencileri başarılıdır , çalışkandır, dürüsttür…
  •   Hayatta insan nelerle karşılaşmıyor ki: hayal kırıklığı, yorgunluk, ihanet…

Bir yazıdan alınan bölümlerde atlanan yerleri göstermek için kullanılır.

Garibim namıma Ferhat diyorlar

Aslımı el almış, harem diyorlar.

Hastayım, derdime verem diyorlar

Maraşlı Şeyhoğlu Satılmışım ben

Söylenmek istenmeyen sözcüklerin yerine kullanılır.

  •   Bana o b… adamı anlatmayın.
  •   Bu yalanı … uydurmuştur.

TIRNAK İŞARETİ:

Aktarma  söz ya da cümleler tırnak içine alınır.

  •   Fuzuli ne güzel söylemiş: “ Selam verdim  rüşvet değildir  diye almadılar.”
  •   Cenap Şehabettin şu sözü kulaklara küpe olmalı: “Yalnız seni sevenleri sevmek sevgi değil, değiş tokuştur.”

Cümle içerisinde geçen eser isimleri tırnak içerisinde gösterilir.

  •   Ahmet Hamdi , “ Huzur ” romanında doğu ve batı arasında bir kişinin iç çekişmelerini anlatır.
  •   Cengiz Aytmatov’un  “ToprakAna” isimli kitabını mutlaka okumalısın.

Cümlede vurgulanması gereken sözcükler ya da sözcük grupları tırnak içine alınır.

  •   Millet olmanın en önemli göstergesi “ bayrak”tır.
  •   Şuhut’ta karpuza “ bostan” diyorlar.

Yazı başlıklar tırnak içine alınır.

  •   Aynı kitabın “ Ortadoğu ve Şiddet” isimli bölümünü mutlaka değerlendirmelisin.

PARANTEZ ( AYRAÇ ):

Cümle içerisinde arasöz ve ara cümleler olarak kullanılır.

  •   Her şeyin ( istisnaları olmakla birlikte) kıymetini çok iyi bilir.
  •   Okulumuz (Atatürk Orta Okulu ) son depremde zara gördü.

Bir sözcüğün eşanlamlısını belirtmek için kullanılır.

  •   Varlıkları niteleyen ya da belirten sözcüklere sıfat ( önad) denir.
  •   Bugün bir çuval ceviz ( koz) topladık.
  •   Bu şiirde kişileştirme (teşhis) sanatı çok kullanılmış, bu şiire canlılık katmış.

Bir kişiden söz edilirken onun doğum ve ölüm tarihleri parantez içerisinde kullanılır.

  •    Yahya Kemal ( 1884-1958 ) edebiyatımızda şiirimiz açısından bir dönüm noktası oluşturur.
  •   Orhan Veli (1914-1950) şiirin şekli ve içeriği bakımından çok değişik çalışmaları olmuştur.
  •   Mevlana (13yy.) hoşgörü konusunda halen günümüze ışık tutmuştur.

Tiyatro yapıtlarında sahnede yapılması gereken hareketler parantez içinde gösterilir.

  •   Ahmet: ( Mustafa’yı tutarak) Bağırdı.
  •   Feride: (Öksürerek) Neden böyle yaptınız?

Alay etmek için ünlemle ilgili sözden sonra parantez açılır.

  •   Bu başarı (!) karşısında hepimiz şapka çıkardık.
  •   Onun ne kadar başarılı (!) biri olduğunu bilmeyen mi var ?

Soru işareti ile birlikte kullanıldığında ilgili sözden sonra parantez içine alınırsa o bilgiye güvenilmediği kuşku duyulduğu ortaya çıkar.

  •   Karacaoğlan’ın Güneydoğu  Anadolu’da  (?)yaşadığı söylenir.
  •   Yunus Emre 14.yy’da (?)varlığını sürdürmüştür.

SORU İŞARETİ:

Soru anlama taşıyan bütün sözcüklerden sonra kullanılır.

  •   Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
  •   Hangi deniz daha derin benim duygularımdan ?
  •   Bu kitabın arasında ne var?
  •   Şu Ankaralı mı ( , ) Amasyalı mı (, ) Konyalı mı ( , ) yoksa Adanalı mı?

Kuşku duyulan  ya da bilinmeyen bilgiler  yerine kullanılır.

  •   Kayıkçı Kul Mustafa (?- 1658?) Halk edebiyatımızın destan şairlerindendir.
  •   Dadaloğlu, yaşamını Gavurdağlarında (?) sürdürmüştür.

Sözde soru cümlelerinin sonuna kullanılır.

  •   Hiç insan yavrusunu sokağa atar mı?
  •   Sen anlattın ,kurtuldun  ya ben ne yapayım ?

NOT: İçinde soru  sözcüğü olsa bile soru anlamı taşımıyorsa sonuna soru işareti konulmaz.

  •   Onun bana neden küstüğünü bilmiyorum.
  •   Hangi konuda çalışma yapacağını söylemedi.

NOT: Soru işareti yazı başlıklarında da kullanılır.

  •   Özgürlük mü Eşitlik mi?

ÜNLEM İŞARETİ:

Korku, heyecan , şaşma , öfke , beğenme , gibi duygular ifade eden cümlelerin sonuna konur.

  •   Böyle evlat olmaz olsun !
  •   Eyvah, yangın var!
  •   Eyvah, o adam buraya geliyor!
  •   Eyvah! O adam buraya geliyor.

Alay , yerme amacıyla yapılan ifadeler parantez içine konur.

  •   Eşiniz ne kadar yetenekli (!) biri.
  •   Bu aile kadar uyumlu (!) aile görmedim.

KISA ÇİZGİ:

Tarihler arasına konur.

  •   1877-1878 Osmanlı – Rus savaşı çok önemli bir savaştır.

Milletler arasındaki savaş ya da anlaşmalarda kullanılır:

  •   Çeçen – Rus savaşı Kafkasya’nın güneyine kaydı.

Farsça terkiplerden sonra kullanılır.

  •   Aşk-ı Memnu
  •   Kur’an-ı Kerim
  •   Divan-ı Lügat’it Türk

Kökler ve eklerden sonra kullanılır.

  •   Oku- , bak- , cıl- , cil- daş- , deş-
]]>
Sözcükte Yapı – 5 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/sozcukte-yapi-5.html Tue, 18 Feb 2014 19:38:20 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3799 SÖZCÜKTE YAPI – 5

1. “İnsanoğlu çalıştı mı her güçlüğün üstesinden gelir.” cümlesinde mı, hangi işlevi yüklen­miştir?

A) Sonuna geldiği  eylemin  anlamına  kesinlik katma

B) Cümlenin anlamını sınırlandırma

C) Cümlenin anlatımını hareketlendirme

D) Birinci cümleciği, ikincisinin koşulu kılma

E) Cümlenin anlamını soru yoluyla pekiştirme

(ÖYS 1981)

 

2. Çağdaş sinemanın ünlü örneklerinden   birini dün gece televizyonda

I                           II

izlerken korkulu    dakikalar   yaşadım.

III                 IV             V

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerin hangisinde birden çok yapım eki vardır?

A) I.         B) II.         C)lll.          D) IV.          E) V.

(ÖSS 1997)

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, ötekilerden farklı bir yapım eki almış­tır?

A) Anlattıkları bıktırıcı, tatsız tuzsuz sözler yığı­nıydı,

B) izlenimlerinizi yazarken, yaratıcı olmaya çalış­malısınız.

C) Öyküleyici anlatımda da bu Öğelere yer ver­melisiniz.

D) Burada olay, birinci kişinin ağzından anlatıl­maktadır,

E) Bu gibi durumlarda, inandırıcı kanıtlar bulmak zordur.

(ÖYS 1988)

 

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem, kö­kü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Balıkların bir kısmını pişirmişlerdi.

B) Üşüttüğü için boynu, beli tutulmuştur.

C) Bahçedeki çiçekleri yeni sulamışlardı.

D) Su kovasını  bahçedeki çeşmeden  doldur­muştu.

E) Köpek yavruları bahçede boğuşuyordu.

(ÖYS 1995)

 

5. Ağaçların çiçeklenip      ekinlerin   büyümeye  başladığı

                                 I                    II                               III 

günlerde köyüne gider, çocukluk  günlerini sanki yeniden yaşardı.

                                              IV        V

Bu    cümledeki    altı    çizili    sözcüklerden hangisinin  kökü,  sözcük türü  bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I.          B) ll.         C)lll.         D) IV.         E) V

(ÖSS 1990)

 

6. Gecekondu, uyurgezer, mirasyedi, ateşkes gibi bileşik sözcükler, aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle oluşmuştur?

A) Her iki sözcük de kendi öz anlamı dışında kul­lanılmıştır.

B) Birinci sözcük kendi öz anlamı dışında kul­lanılmıştır.

C) İkinci sözcük kendi öz anlamı dışında kulla­nılmıştır.

D) Eylem soylu sözcükler, birleştikleri sözcükle birlikte tür bakımından değişikliğe uğrayarak ad ve sıfat oluşturmuştur.

E) Ses değişimi yoluyla oluşan bileşik sözcük­lerde, İki ünlü kaynaşmış ya da hece düşmesi olmuştur.

(ÖYS 1989)

 

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, işlevi bakımından ötekilerden farklı bir ek almıştır?

A) Bugünlerde birçok yeni yayın piyasaya çıktı.

B) Bunları defterlerinize yazın, ileride size gereke­bilir.

C) Akşama kadar evde bir yığın iş yaptı.

D) Yazarın bu kitabında dizin bölümü yok.

E) Turizmde bu yıl Karadeniz’e akın var.

(ÖYS 1998)

 

 

8. Yıl sonları, pek çoğumuzun geçen yılla ilgili değerlendirmelere yöneldiği, gelecek için planlar yaptığı bir dönemdir.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden han­gisi yanlıştır?

A) “-ler, -lar” eki abartma göreviyle kullanılmıştır.

B) “yöneldiği” ve “yaptığı” sözcükleri sıfat-fiildir.

C)”yıl sonları” sözü belirtisiz isim tamlamasıdır.

D) Yüklem, sıfat tamlamasından oluşmaktadır.

E) Belgisiz zamir kullanılmıştır.

(ÖSS 2006)

 

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ce, -ca, -çe, -ça” eklendiği sözcüğe “Bunu ona gizlice söylemişler.” cümlesindeki anlamı kazandır­mıştır?

A) Karşıma oturup sözümü kesmeden sessizce dinledi.

B) Sonunda onlar da genişçe bir eve taşındılar.

C) Çocukça davranışları  yüzünden pek sevilmezdi.

D) Ondan günlerce ne bir mektup, ne bir haber aldık.

E) Bence evinizin en güzel yanı işyerine yakın ol­ması.

(ÖSS 1988)

 

10. (I) Ortalık ağır ağır aydınlanıyor, topraktan incecik buğular yükseliyordu. (II) Otlar İle pamuk fideleri daha ayırt edilemiyordu. (III) Az sonra güneş doğacak; kıpkırmızı, her yanı yakan bir güneş… (IV) Toprağa basamayacak, sıcaktan soluk ala­mayacak, bir fırının içine girmiş gibi kavrulacak insanlar, (V) Bütün bunlara karşın, güneşin doğuşu sabırsızlıkla bekleniyor. (VI) Güneş demek, yeni bir gün demek, umut demek.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) l. cümledeki “ağır ağır” İkilemesi zarftır.

B) II. cümledeki “ile” bağlaçtır,

C) III. cümledeki “kıpkırmızı” sözcüğü pekiştirme sıfatıdır.

D) V. cümledeki “karşın” sözcüğü ilgeçtir,

E) VI. cümledeki “umut” sözcüğü kökü bakımın­dan isim soyludur.

(ÖSS 2006)

11. “Kimi yazarlarca röportaj, çok yönlü bir yazı biçi­midir,” cümlesinde “yazarlar” kelimesi -ca ekini alarak yeni bir anlam kazanmıştır.

Aynı anlam aşağıdakilerin hangisinde söz konusudur?

A) Birbirimizle kardeşçe geçindiğimiz söylene­mezdi.

B) O günden sonra yıllarca birbirimizi görmedik.

C) Karşımda orta yaşlı, kamburca biri oturuyor­du.

D) Böyle yapmaya sınıfça karar verdik.

E) Yeni evimizde gönlümce uzanıp yatamadım.

(ÖYS 1985)

 

12. I.   Teyzelerin dün sinemaya gittiler.

II.  Çiçeklerine yazın bolca su vermelisin.

III. Kalemlerini başka kutuya yerleştirdi.

IV. Ceketlerimizi dolaba astım.

V. Evleri bize çok yakındır.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözcüklerin aldığı ekler, onlara hem ikinci, hem de üçüncü tekil kişiye ait olma anlamı katmıştır?

A) I. ve II.                    B)l. ve V.        C) II. ve III.

D) III. ve IV.               E) IV. ve V.

(ÖSS 2000)

 

13. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, hem yapım hem çekim eki almış bir sözcük vardır?

A) Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak

B) Şimdi bir rüzgâr geçti buradan

C) İnsan bir yanınca Kerem misali yanmalı

D) Ertesi gün başladı gün doğarken yolculuk

E) Ayva sarı nar kırmızı sonbahar

(ÖYS 1989)

 

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, birden çok yapım eki almıştır?

A) Ödül, sanatçının son eserine verildi.

B) Bunları sizin sokaktaki çiçekçiden aldım.

C) Kapıdaki nöbetçiye sizi sordum.

D) Yarın tatlıcının önünde buluşacağız.

E) Köşedeki balıkçıya taze balık gelmiş.

(ÖSS 1991)

 

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz­cük türetilirken bir ünlü kaybına uğramıştır?

A) Bu çiçeğin yaprakları çok çabuk sararmış.

B) Geçen yıl dikilen bu elbise iyice daralmış.

C) Uykusuzluktan gözlerinin altı morarmış.

D) Kilo alınca yanakları iyice pembeleşmiş.

E) Saçları son aylarda çok beyazlamış.

(ÖYS 1993)

 

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, -ler(-lar) eki cümleye “abartma” anlamı katmaktadır?

A) Sürü sürü koyunları, keçileri var,

B) Bütün gün annelerini beklediler.

C) Dünyalar kadar kitabı var.

D) Ahmet’ler yarın tatile çıkıyorlar.

E) Çocukların hepsi aşılanacak.

(ÖSS 1986)

 

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, işlevi bakımından ötekilerden farklı bir ek almıştır?

A) Ben onarım işleriyle ilgileniyorum.

B) Bir doğum ilanı vermek istiyorum.

C) Bu yemekleri içim kaldırmıyor.

D) Soğuklar verim düşüklüğüne yol açıyor.

E) Pancar söküm zamanı yaklaşıyor.

(ÖYS 1988)

 

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -cık (-cik, -cuk, -cük) ekiyle türemiş sözcük, küçültme anlamından sıyrılarak somut varlığa ad olmuş­tur?

A) Kardeşim bademcik ameliyatı oldu.

B) Gencecik yaşta iş dünyasında adını duyur­muştu.

C) Evlerinin küçücük bir bahçesi vardı.

D) Üzerine incecik bir elbise giymişti.

E) Gölün içinde bir sürü adacık oluşturmuştu.

(ÖYS 1992)

 

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

 

 

CEVAPLAR

1.D 5.B 9.A 14.D
2.C 6.D 10.E 15.A
3.D 7.B 11.E 16.C
4.C 8.A 12.C 17.C
    13.D 18.A

 

]]>
Anlatım Bozukluğu Alıştırmaları https://dersimizedebiyat.org/anlatim-bozuklugu-alistirmalari.html Thu, 30 Jan 2014 20:11:59 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=4519  

CÜMLELER

ANLATIM BOZUKLUĞUNUN NEDENİ

1 Şoför durmasaydı ölebilir hatta yaralanabilirdim bile.

 

2 Bana verdiği kasetleri ona geri iade ettim.

 

3 Yorgun maça çıkınca çok verimsiz oluyorum.

 

4 Merdivenlerden aşağı yuvarlanan çocuğun kolu incinmiş.

 

5 Evin satıldığından şüphesiz onların da haberi olabilir.

 

6 Kardeşimi yanıma çağırıp her şeyi anlattım.

 

7 Ayrılığı hiç, yalnızlığı az severim.

 

8 Gördüğünüz kalıntılar Selçuklular dönemine aittirler.

 

9 Havada beyaz kar taneleri uçuşuyor.

 

10 Yan masadakilerin konuşmalarına kulak astı.

 

11 Bu plansız yapılaşma şehirleri çirkinletiyor.

 

12 Başbakan iki gün içinde tamamlanan hastaneyi hizmete açacak.

 

13 Kavgaya karışan birkaç kişileri tanıyorum.

 

14 Karadeniz, köpüklü dalgaları ve insanlarıyla bilinir.

 

15 O, hep içine kapanık, girişken olmayan çekimser bir insandı.

 

16 Arkadaşımın cüzdanı çalınmıştı, çok üzgündü.

 

17 Baktığımız ev güzel ancak pek büyük değildi.

 

18 Hasta çocuğa bir şey uzattı.

 

19 Yetkililer hâlâ bir açıklama yapmadı henüz.

 

20 Türkiye’de birçok göl kuraklık tehlikesi yaşıyor.

 

21 Tam üç yıla yakın bir zaman insanlık dramı yaşandı burada.

 

22 Yeni okula geldim ki ders zili çaldı.

 

23 Şoför hatalı sollama yapmış, bütün yolcuların canı burnuna   gelmişti.

 

24 Ben ve Ayhan buraya daha önce gelmişti.

 

25 Herkes ondan nefret ediyor, onun yüzünü bile görmek   istemiyordu.

 

26 Ben öğretmenime inanır ve severim.

 

27 Özel ve kamu kuruluşları iki gün tatil edildi.

 

28 Diyadin dolmuş fiyatları zamlandı.

 

29 Sanırım bu denemeden mutlaka 400 puan alırsın.

 

30 Yaya yürüyerek okula gelirim.

 

31 Vermeyenin iki yüzü, isteyenin bir yüzü kata.

 

32 Sporcuların dirençli olmak için iyi beslenmesi gerekir.

 

33 Kalkınmakta olan birkaç şehirlerden biri de Şanlıurfa’dır.

 

34 Yeni arkadaşımız azimli; ancak sabırlı değildi.

 

35 Adamın sesi kısılmış, yere uzanmıştı.

 

36 Onunla birkaç kez; ama seninle hiç karşılaşmadım.

 

37 Mantarların hangisinin zehirli hangisinin zehirli olmadığını   biliyorum.

 

38 Üst kattaki gülüşmeler uzadıkça uzadılar.

 

39 Şoför, yaralıyı hızla en süratli olarak hastaneye yetiştirdi.

 

40 Kumar alışkanlığı sayesinde her şeyini kaybetti.

 

41 Öğretim hayatı boyunca hiç sınıfta kalmadı.

 

42 Ankara’da okuyan kardeşim zeki; fakat çalışkan değildi.

 

43 Körfez Savaşı ülkemize ne getirdi, ne götürdü

 

44 Okulunu çok seviyor ve giderken büyük bir mutluluk duyuyordu.

 

45 Çölleşmeye karşı bir milyon meşe fidanı ekilecekmiş.

 

46 Engelli vatandaşlara hem maaş hem de fatura indirimi   yapılacak.

 

47 Genç muhtara okulun yerini sordu.

 

48 Kapıya gelen çocuğun boyu uzun, elbiseleri ise düzenli   değildi.

 

49 Domateslere su verilince hemen büyür.

 

50 Bu olasılık bize verilse kim bilir neler yaparız.

 

51 Artık bundan böyle düzenli yemek yemeye karar verdim.

 

52 Olaydan büyük bir üzüntü duyduğunu, suçluların   cezalandırılmasını istedi.

 

53 Ters lale bu yöreye özel bir bitkidir.

 

54 Öğretmenin gözüne girmek için ödevlerini yapmıyordu.

 

55 Dün gece Erzurum’da sıcaklık sıfırın altında eksi otuz   dereceymiş.

 

]]>
Terdit (Şaşırtma) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi https://dersimizedebiyat.org/terdit-sasirtma-sanati-nedir-ornekleri-hakkinda-bilgi.html Fri, 17 Jan 2014 21:36:52 +0000 http://www.edebisanatlar.gen.tr/?p=149 Terdit (Şaşırtma) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi

Sözü, okuyucunun hiç beklemediği bir biçimde bitirerek onu şaşırtma sanatına terdit denir.

En ağır işçi benim,
Gün yirmi dört saat
Seni düşünüyorum.                                (Ümit Yaşar Oğuzcan)

Görünce uzanmış yâr kucağına,
Boynunu dolamış zülfü bağına.
Kurşunu kahpeye atacağına,
Kendine çevirdin…
Aman be Ali!          (Faruk Nafiz Çamlıbel)

Dişin mi ağrıyor?
Çek kurtul.
Başın mı ağrıyor?
Bir çeyreğe iki aspirin.
Verem misin?
Üzülme, onun da çaresi var,
Ölür gidersin…                       (Sabri Soran)

]]>
Tekrir (Yineleme) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi https://dersimizedebiyat.org/tekrir-yineleme-sanati-nedir-ornekleri-hakkinda-bilgi.html Fri, 17 Jan 2014 20:54:04 +0000 http://www.edebisanatlar.gen.tr/?p=143 Tekrir (Yineleme) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi

Sözün etkisini güçlendirmek amacıyla, anlamın yoğunlaştığı sözcük ya da sözcük öbeğini art arda yinelemektedir.
Diğer bir tanım ise:
Anlatımın etkisini güçlendirmek için bir sözcüğü ya da sözcük grubunu art arda tekrarlamaya tekrir denir.
Tekrir sanatı, eğer, soru anlamı taşıyan sözcüklerle yapılırsa istifham, ünlemlerle yapılırsa nida adını alır.

* Gözler, gözleri gözleyen gözleri gözler.

* Bu yağmur, bu yağmur bu kıldan ince
Öpüşten yumuşak yağan bu yağmur
Bu yağmur, bu yağmur bir gün dinince
Aynalar yüzümüzü tanımaz olur.       (Necip Fazıl Kısakürek)

* Yok gayri bizlere uyku, dinek vay!
Kime bel bağlayıp kime dönek yay!
Vay amansız ecel, zalim felek yay!    (Behçet Kemal Çağlar)

]]>
Tedric (Dereceleme) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi https://dersimizedebiyat.org/tedric-dereceleme-sanati-nedir-ornekleri-hakkinda-bilgi.html Fri, 17 Jan 2014 20:50:49 +0000 http://www.edebisanatlar.gen.tr/?p=139 Tedric (Dereceleme) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi

“Tedric” sözcük anlamıyla “derecelendirme” demektir. Edebiyatta ise bir düşünceyi derece derece yükselten veya indiren bir düzen içinde sıralamaya tedric denir.
Tedric iki türlüdür:
a) Yükselen Dereceleme:
Anlatımda, kavramların küçükten büyüğe, azdan çoğa doğru sıralanmasıdır.

Geçsin günler, haftalar, aylar, mevsimler, yıllar
Zaman sanki bir rüzgâr ve bir su gibi aksın          (Enis Behiç Koryürek)

Makber (mezar), makber değil bir türbe, türbe değil bir mabet, mabet değil bir küre, küre değil bir sonsuz uzay olmalıydı.    (Abdülhak Hamit)

b) Alçalan Dereceleme:
Anlatımda kavramların büyükten küçüğe, çoktan aza doğru sıralanmasıdır.
İki asker mızrak mızrağa, kılıç, kılıca, hançer hançere vuruşmaya başladılar.   (Namık Kemal)

]]>
Mübalağa (Abartma) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi https://dersimizedebiyat.org/mubalaga-abartma-sanati-nedir-ornekleri-hakkinda-bilgi.html Fri, 17 Jan 2014 20:23:41 +0000 http://www.edebisanatlar.gen.tr/?p=103 Mübalağa (Abartma) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi

Herhangi bir durumu, olayı ya da gerçeği olduğundan daha büyük ya da küçük göstererek anlatma yöntemine mübalağa (abartma) denir.

*Gittiğini duyunca bir kez daha öldüm.
*Bir ah çeksem, karşıki dağlar yıkılır.
*Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe!” desem sığmazsın.  (M. Akif Ersoy)

* Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle       (Y. Kemal Beyatlı)

* Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer.
O ne müthiş tipidir, savrulur enkâz-ı beşer.      (M. Âkif Ersoy)

*Bir şulesi var ki şem-i canın
Fanusuna sığmaz asmanın    (Şeyh Galip)

*Merkez-i hâke atsalar da bizi
Kürre-i arzı patlatır çıkarız.    (Namık Kemal)

*Dövüşüyorduk Üç Şehitler’imizde
Zorluyordu derya gibi düşman
Attığım boşa gitmiyordu
Lüzumsuzdu nişan.                             (F. Hüsnü Dağlarca)

]]>
Tezat (Zıtlık) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi https://dersimizedebiyat.org/tezat-zitlik-sanati-nedir-ornekleri-hakkinda-bilgi.html Fri, 17 Jan 2014 20:20:10 +0000 http://www.edebisanatlar.gen.tr/?p=99 Tezat (Zıtlık) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi

Karşıt durumların, olayların, düşüncelerin, bir arada belirtilmesidir. Bu, karşıt (zıt) anlamlı sözcükler kullanılmadan da yapılabilir.
Bir başka tanımı ise:
Aynı varlığın, olayın, durumun… birbirine karşıt iki yönünü bir arada belirtmeye ya da birbirine karşıt kavramlar arasında ilgi kurmaya tezat denir.

Ömrümde zararsız günümü bilmem
Her senede yüz milyonluk kârım var.    (Huzuri)

Aşk derdiyle hoşem el çok ilâcımdan tabip
Kılma derman kim helakim zehr-i dermanındadır . (Fuzuli)

Nice kâfirdir yüzün görüp müselman olmayan    (Lâmii)

Dil gitti gerçi yerine kondu hezâr gam
Biri gider biri gelir oldu belâların          (Şeyhülislam Yahya)

Gülen çehremi görüp
Sanmayın beni bahtiyardır
Her kahkahanın içinde
Bir damla gözyaşı vardır

Lâkin ben hiç bu kadar mahzun olmadım; ölümü hatırlatan ne var bu resimde? Hâlbuki hepimiz hayattayız. (Melih Cevdet Anday)

Bir kız vardı yok gibi öyle güzel (Oktay Rıfat Horozcu)

]]>
İntak (Konuşturma) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi https://dersimizedebiyat.org/intak-konusturma-sanati-nedir-ornekleri-hakkinda-bilgi.html Fri, 17 Jan 2014 19:55:56 +0000 http://www.edebisanatlar.gen.tr/?p=87 KONUŞTURMACA (İNTAK) SANATI

İnsan dışı varlıklara insan kişiliği kazandırılırsa “teşhis” yapılmış oluyordu. Bu varlıklar bir de konuşturulursa “intak” yapılmış olur.
Akıl ersin, ermesin sevdama
Senden yanayım, dedi yeşeren dal, senden yana.       (Arif Damar)
“Dal”, hem kişileştirilmiş hem konuşturulmuş.

“İntak” olan her yerde zorunlu olarak “teşhis” de vardır.

Küçük bir çeşmeyim yurdumun
Unutulmuş bir dağında
Hiç kesilmeyecek suyum
Yıldızların aydınlığında
Boyuna akar dururum.           (Cahit Külebi)

 

]]>
Teşhis (Kişileştirme) Sanatı Nedir, Örnekleri, Hakkında Bilgi https://dersimizedebiyat.org/teshis-kisilestirme-sanati-nedir-ornekleri-hakkinda-bilgi.html Fri, 17 Jan 2014 19:54:02 +0000 http://www.edebisanatlar.gen.tr/?p=84 TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME) SANATI

İnsan olmayan varlıkları insan gibi algılayarak, insana özgü nitelikleri o varlıklara benzeterek söz söyleme sanatına teşhis (kişileştirme) sanatı denir.
Teşhis Sanatı Örnekleri:
Ne vakit Maçka‘dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi         (Attila İlhan)

Bütün kusurumu toprak gizliyor,
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor.        (Âşık Veysel)
Gül, hasretinle yollara tutsun kulağını
Nergis gibi kıyamete dek çeksin intizar                               (Baki)

Kış, Ada‘nın her tarafına yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız, karayel… halinde seferber ettiği zaman; öte yakadaki yaz, pılısını pırtısını yeni toplamış, bir kenara, oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştu.   (Sait Faik Abasıyanık)

]]>