Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Thu, 29 Apr 2021 18:17:52 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Hoca Ahmet Yesevi Kimdir, Biyografisi, Divanı Hikmet Özellikleri… https://dersimizedebiyat.org/hoca-ahmet-yesevi-kimdir-biyografisi-divani-hikmet-ozellikleri.html Thu, 05 Mar 2020 19:56:42 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122664 Hoca Ahmet Yesevi Kimdir, Biyografisi, Divanı Hikmet Özellikleri…

Türkistan’ın Yesi şehrinde doğmuştur.

Hemedanlı Yusuf’a bağlana­rak tasavvufu öğrenmiştir.

İranlı şairler tarafından Pir-i Türkistan diye anılmıştır.

Şair, dini ve tasavvufi düşün­celerini    Hz.Peygamber’e olan sevgisini “hikmet” adı ve­rilen, hece vezni ile yazılmış dörtlükler ve gazel nazım şekli ile yazılan manzumelerle anlatmıştır.

Şiirleri Doğu Türkçesi ile yazılmıştır.

Hikmetlerin toplandığı dîvanın içine zamanla başka şâirlerin şiirleri de karışmıştır.

Türk halkı arasında tasavvufu yaymak iğin Yesevîlik adı ve­rilen tarikatı kurmuştur.

Edebiyatımızda edebi kişiliğinden çok düşünceleriyle ve öğ­retici kimliğiyle önemlidir.

DİVAN-I HİKMET

Uygur Alfabesiyle yazılmış ilk nüsha Ayasofya müzesindedir.

Eser 12. yüzyıla aittir.

Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır.

Hikmet: Hoş,hayırlı anlamlarına gelir.

Hakaniye lehçesiyle yazılmıştır.

Sade ve yalın bir dil kullanılmıştır.

Hece ölçüsü olarak 4+3 ve 4+4+4 kullanılmıştır.

Aruzla yazılan ve gazel tarzının kullanıldığı hikmetler de vardır.

Dörtlük ve beyitle yazılmıştır.

Eserin uyaklanışı abcd dddb eeeb şeklindedir.

Dördüncü dizelerin birbiriyle uyaklıdır. Bu durum, bu şiirlerin musiki ile okunmak için söylendiğini gösterir.

İstifham (soru sorma) ve tecahül-i arif (bilmezlikten gelme) sanatları kullanılmıştır.

Dini ve ahlaki öğütler veren şiirlere de yer vermiştir.

Şiirlerde ulusal öğeler (ölçü, nazım biçimi, yarım uyak, redif) ile İslamlıktan gelme yabancı öğeler (din ve tasavvuf konu­ları, yabancı sözcükler) bir arada kullanılmıştır.

144 hikmet ve 1 münacaattan oluşur.

Kitapta Allah aşkı,  Peygamber sevgisi işlenmiştir.

Genel olarak dervişlik hakkında övgülerden bu dünyadan şikâyetten cennet ve cehennem tasvirlerinden, peygambe­rin hayatından ve mucizelerinden bahsedilir.

Eser, Ahmet Yesevi’nin kurduğu tarikattaki öğrencileri tara­fından kaleme alınmıştır.

Hikmetler tekke edebiyatında görülecek ilahinin ilk biçimidir.

]]>
Edip Ahmet Yükneki Kimdir, Biyografisi, Atabetü’l Hakayık Özellikleri… https://dersimizedebiyat.org/edip-ahmet-yukneki-kimdir-biyografisi-atabetul-hakayik-ozellikleri.html Thu, 05 Mar 2020 19:44:18 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122661 Edip Ahmet Yükneki Kimdir, Biyografisi, Atabetü’l Hakayık Özellikleri…

Semerkant yakınlarındaki Yüknek beldesinde yaşamıştır.

Kör olan şair, Arapça ve Farsçanın yanında tefsir, hadis gibi İslami bi­limleri de öğrenmiştir.

Atabetü’l Hakayık’ı ile ün kazan­mıştır.

Sanatçılık yönünden güçlü olduğu söylenemez.

Onun için önemli olan eserin ahlak ve din kurallarını yaymasıdır.

ATABETÜ’L HAKAYIK

XII. yüzyılda Yüknekli Edip Ahmet yazmıştır.

Hakaniye Türkçesiyle yazılmıştır.

Anlamı “gerçeklerin eşiği”dir.

Kutadgu Bilig’de kullanılan aruz kalıbıyla yazılmıştır.

Kaside nazım biçimiyle yazılmıştır.

Eserde seçkin kesime seslenilmiştir.

Eserdeki dörtlükler, mani şeklinde kafiyelenmiştir.

Eser didaktik nitelikler taşır.

Atabetü’l-Hakayık’ta yabancı sözcüklerin sayısı  Kutadgu Bilig‘e göre fazladır.

Eserde işlenen başlıca konular; bilginin önemi, iyilik, erdem, cömertlik ve alçakgönüllülüktür.

Allah’ın peygamberin ve dört halifenin övüldüğü gazel biçi­minde toplam kırk beyit tutan üç şiirden sonra dini ahlaki öğütler veren 101 dörtlükten oluşan didaktik bir üründür. Eserin münacat ve methiye gibi konulan kapsayan ilk beş üni­tesi kaside biçimindedir; geriye kalan üniteler dörtlüklerle yazıl­mıştır. Bu eser, Kutadgu Bilig‘e göre oldukça küçük çaptadır.

]]>
Kaşgarlı Mahmud Kimdir, Biyografisi, Divan-ı Lügat’it Türk Özellikleri… https://dersimizedebiyat.org/kasgarli-mahmud-kimdir-biyografisi-divan-i-lugatit-turk-ozellikleri.html Thu, 05 Mar 2020 19:26:26 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122659 Kaşgarlı Mahmud Kimdir, Biyografisi, Divan-ı Lügat’it Türk Özellikleri…
  • Kaşgarlı Mahmut İslamiyet’in kabu­lünden sonraki Türk milliyetçiliğinin ilk temsilcisidir.
  • Kâşgar’da doğdu.
  • Meşhur kitabını (Divan-ı Lügati’t Türk) Abbasi halifesine armağan etmiştir.
  • Kaşgarlı Mahmut, iyi silâh kullanan bir askerdir.
  • Dilimizi, ulusal kültürümüzü, yurt sevgisini her şeyin üstünde gören ilk büyük dil bilginimizdir.
  • Türk sözcüğünün kuvvet, güç. kudret anlamı taşıdığını bize ilk bildiren Kaşgarlı Mahmut‘tur.

DİVAN-I LÜGATİ’T TÜRK

  • Türk dilleri sözlüğü anlamına gelir.
  • 1072 -1074 yıllarında Kaşgarlı Mahmut yazmıştır.
  • İlk Türk dilcisi olarak bilinir.
  • Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmıştır.
  • Divanü Lügati’t-Türk Türkçenin ilk sözlüğüdür.
  • Eser Arapça yazılmış, örnekler Türkçe verilmiştir. Eserde 7500 Türkçe sözün açıklaması yapılmıştır.
  • Eserde İslamiyet öncesine ait ürünlerden örnekler yer alır.
  • Eser halk edebiyatı ve halk bilimi (folklor) açısından da önemli malzemeler içerir.
  • Eserin sonunda Türklerin yaşadığı bölgeleri gösteren bir ha­rita yer almaktadır.
  • Divani Lügati’t Türk’ün bilinen tek nüshası İstanbul’dadır.
  • Eserde yalnız sözcükler yer almaz: çok sayıda şiir örneği, deyimler, savlar da vardır.
  • Yazar sözcükleri açıklarken o sözcük ya da sözün kullanıldı­ğı Türk boyları hakkında da bilgiler verir.
  • Sözcüklerin kullanılışını örneklendirir. Yazar, Türkçenin öne­mini ve eserine niçin bu adı verdiğini açıklar.
  • Yazar, eserini oluşturan malzemeleri Türk boyları arasında dolaşarak derlemiştir. Türk boylarının yaşadığı bölgeler ve yaşam koşulları hakkında bilgiler vermiştir.
]]>
Yusuf Has Hacip Kimdir, Biyografisi, Kutadgu Bilig Özellikleri… https://dersimizedebiyat.org/yusuf-has-hacip-kimdir-biyografisi-kutadgu-bilig-ozellikleri.html Thu, 05 Mar 2020 19:18:41 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122657 Yusuf Has Hacip Kimdir, Biyografisi, Kutadgu Bilig Özellikleri…

İslami Türk Edebiyatı’nın eseri ele geçen ilk yazarıdır.

Türkistan’ın Balasagun şehrinde doğmuştur.

Onun İbn’i Sina‘nın talebesi oldu­ğu söylenir.

Eserinde özellikle dilinde milliyet­çi davranışları dikkat çeker.

Karahanlı  edip,  şâir ve devlet adamıdır.

Ulu kara Buğra Han tarafından “Uluğ Has Hâcib” unvanı ile başvezir yardımcılığı ile ödüllendirilerek en yüksek Karahan­lı devlet memuriyetlerinden biri verildi.

KUTADGU BİLİG (MUTLULUK VEREN BİLGİ)

  • İslami Dönem’in bilinen ilk eseridir.

(Adının Türkçe anlamı: Mutluluk Veren Bilgi)

  • Yusuf Has Hacip bu eseri 1069 -1070 yıllarında yazdı.
  • Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Karahan‘a sunuldu.
  • Hakaniye (Doğu) Türkçesiyle yazılmıştır.
  • 15. yüzyılda Kutadgu Bilig‘in 4. satırında Arap alfabesiyle besmele yazmaktadır.
  • Kutadgu Bilig’in üç nüshası bulunmuştur. Viyana, Mısır ve Fergana nüshaları olarak anılırlar.
  • Dili sadedir. Türkçe olmayan sözcük sayısı azdır.
  • Aruz ölçüsüyle ve beyit nazım birimiyle yazılmıştır. İçerisinde hece ile yazılmış dörtlüklerde vardır.
  • Mesnevi nazım biçimindedir.(aruzla yazılmış ilk mesnevi)
  • Alegorik (simgesel – sembol) tarzda yazılmıştır.
  • Tür yönünden bir siyasetname örneği sayılır.
  • Eser Türk – İslam sentezi halindedir.
  • Kişilere ve topluma ahlak öğütleri verir, (didaktik)
  • Yazarın asıl amacı devlet ve toplum yönetiminin nasıl olması gerektiğini anlatmaktır.
  • Eserin temeli dört kavram üzerine kurulmuş: bunlar kişileştirilerek eserin dört kahramanı ortaya çıkartılmıştır.

Kün-Togdı (hükümdar): “koni törü” (adalet)

Ay-Toldı (vezir): “kut” (mutluluk)

Ögdülmiş (vezirin oğlu): “ukuş” (akıl)

Odgurmış (vezirin kardeşi): akıbet (hayatın sonu)

Bu dört kişi arasında geçen konuşmalarda; birey, toplum ve devlet hayatının düzenlenebilmesi için gerekli olan görgü, bilgi ve erdemlerin neler olduğu ve bunların nasıl elde edilip kullanılacağı anlatılır. Böylelikle, ideal olan devlet ve toplum yapısı belirlenmek istenir.

]]>
Uygur Metinlerinin Özellikleri Nelerdir ve Eserlerin İsimleri https://dersimizedebiyat.org/uygur-metinlerinin-ozellikleri-nelerdir-ve-eserlerin-isimleri.html Tue, 03 Mar 2020 20:24:29 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122648 Uygur Metinlerinin Özellikleri Nelerdir ve Eserlerin İsimleri

Türk edebiyatının İslamiyet Öncesi Dönemin ikinci yarısı Uygur Dönemidir.

Uygur Dönemine ait oldukça zengin malzeme bulunmaktadır.

Uygur metinlerinin çoğu Çince, Sanskritçe, Toharca, Soğdça ve Tibetçeden çevrilmiş dini metinlerdir.

VIII. yüzyılda Mani ve Buda dinlerinin, kültürlerinin etkisi altındırlar.

Uygurların edebi ürünleri arasında Budist yapıtlar çoğunluktadır.

Uygurca metinler arasında edebiyat malzemesi olarak dini, ahlaki ve hamasi hikâyeler bulunmaktadır.

Ürünler Soğdlardan alınan 18 harfli Uygur alfabesiyle yazılmıştır.

Uygur alfabesi, Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden sonra da etkisini sürdürmüştür.

XIII. yüzyıla kadar Orta Asya’da Türkler arasında bu alfabe kulla­nılmıştır.

Uygur metinlerinin içinde manzum parçalar da bulunmaktadır. Bu şiirler hece vezniyle yazılmış olmakla birlikte mısraları, hece sa­yıları eşit değildir.

UYGUR ESERLERİ

Altun Yaruk (Altın Işık) : Budizmin kitabıdır. Burkancılığın (Uygurlar Buda’ya Burkan, Buzizm’e de Burkancılık demişlerdir.) inanç ve felsefesini, din adamlarının menkıbeleriyle anlatan, yedi yüz sayfalık bir yapıttır.

Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın) : Budizmin inanç ve felsefesini an­latan bir eserdir.

Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi: (İyi Düşünceli Şehzade ile Kötü Düşünceli Şehzade) İki kardeş arasında geçen Burkan dinine ait bir menkıbenin hikâyesidir.

Irk Bitig (Fal Kitabı) : Mani dinine ait Köktürk harfleriyle yazıl­mış bir fal kitabıdır.

]]>
Siyenpi Destanı Hangi Ulusa Aittir, Ne Anlatır? https://dersimizedebiyat.org/siyenpi-destani-hangi-ulusa-aittir-ne-anlatir.html Tue, 03 Mar 2020 20:16:41 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122646 Siyenpi Destanı Hangi Ulusa Aittir, Ne Anlatır?

Siyenpi Destanı: İkinci yüzyılın ortasında büyük bir ün kazanmış bir Siyenpi kahramanı olan ve adı Çin tarihlerinde Ta-şe-hoay diye geçen Siyenpi yabgusunu konu edinen destandır. Mo-lo-heu adında bir Siyenpi, ordusunda üç yıl askerlik yaptı. Bu müddet zarfında karısı bir çocuk doğurarak adını Tan-şe-hoay koydu. Mon-lo-heu, yurduna dönüp çocuğu görünce büyük bir öfkeye kapılarak kadını da. çocuğu da öldürmeye kalktı. Kadınsa, bir gün büyük bir gök gürültüsünden korkarak göğe bakınca, ağzına bir dolu tanesi düştüğünü ve bundan gebe kalarak on ayda bu çocuğu doğurduğunu söyledi. Mo-lo-heu, bu işe inandı. Fakat çocuğun yüzünü görmek istemedi. Anası da onu gizlice büyüttü. Çocuk 15 yaşlarına geldiği zaman, bir gün kendi sürülerini yağmaya gelen haydutlarla o kadar kahramanca çarpıştı ki, hemen büyük bir ün kazandı. Yanına birçok yiğit toplandı…

]]>
Halk Hikâyesi ile Destan Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar https://dersimizedebiyat.org/halk-hikayesi-ile-destan-arasindaki-benzerlik-ve-farkliliklar.html Mon, 02 Mar 2020 20:07:22 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122640 Halk Hikâyesi ile Destan Arasındaki Benzerlikler

Halk hikâyeleri de destanlar gibi âşıklar (ozanlar) tarafından saz eşliğinde anlatılır.

Destanlar  gibi, halk hikâyeleri de yaşanmış olaylardan alınır.

Her iki tür de sözlü edebiyat ürünüdür.

Halk hikâyeleri destanlar gibi tamamen manzum değillerdir.

Halk hikâyelerinde manzum bölümler de vardır.

Halk hikâyelerinde de doğaüstü kuvvetlere ve olağanüstü olayla­ra geniş ölçüde yer verilir.

Halk hikâyesi, milli olması, tarihle yakın olması gibi niteliklerle destanlara yaklaşmaktadır.

Halk Hikâyesi ile Destan Arasındaki Farklar

Halk hikâyeleri tarihi bir olaya dayanmaması, nazım-nesir karışık oluşu ve zamanla nesir kısmının ağırlık kazanması, şahısların ve olayların anlatımının gerçekçi oluşu, kahramanlıktan çok aşk ma­ceralarına yer vermesi gibi hususlarda destanlardan ayrılmaktadır.

Destanlardaki soylu kişilere karşılık, halk hikâyelerinde halktan kişiler, din adamları vb. olayların kahramanı olabilir.

Destanlara kıyasla hikâyelerde olağanüstü özellikler epeyce azdır.

Destanlarda bütün toplumun temsilcisi olan kahraman, düşman­lar ve olağanüstü güçlerle savaşırken, halk hikâyelerinde anlatı­lan kahramanın ilişkiler toplum içi olup, fertler ve tabakalar ara­sında oluşur.

]]>
Orhun Abideleri Önemi, Dil Özellikleri, Bulunduğu Yer, Metinden Örnekler… https://dersimizedebiyat.org/orhun-abideleri-onemi-dil-ozellikleri-bulundugu-yer-metinden-ornekler.html Mon, 30 Dec 2019 18:59:18 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122116 Orhun Abideleri Önemi, Dil Özellikleri, Bulunduğu Yer, Metinden Örnekler…

Göktürk Yazıtları (Orhun Abideleri), Göktürklerin ünlü hükümdarı Bilge Kağan devrinden kalma, yazılı, dikili­taşlardır. Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk adına diki­len bu anıtlar konu ve dil bakımından önemli eserler­dir. Abidelerin yazarı Yollug Tigin‘dir. Doğu Göktürk ta­rihi ile ilgili bilgiler içerir. Söylev türündedir. Türk tarihi, Türk toplumunun yaşam biçimi, dünya görüşü ile ilgili bilgiler içerir. Kitabelerin bir yüzü Göktürk alfabesiyle, bir yüzü Çince yazılmıştır. Kitabeleri 1893’te Wilhelm Thomsen çözmüştür.

Orhun Abidelerinin yazıldığı Göktürk alfabesi 38 harfli­dir. Bu alfabede 4 sesli, 9 birleşik, 25 de sessiz harf bu­lunmaktadır. Göktürk alfabesi, Türklerin ulusal alfabe­sidir. Göktürk yazısı sağdan sola, yukarıdan aşağıya doğru bitiştirilmeden yazılır Sözcükleri ayırmak için genellikle iki nokta konur.

Kül Tigin ve Bilge Kağan anıtlarında metinler, yukarı­dan aşağıya doğru yazılmış ve satırlar sağdan sola doğru dizilmiştir. Göktürk alfabesi, büyük ünlü (sesli) uyumu dikkate alınarak düzenlenmiş bir alfabedir.

Tonyukuk Anıtı: 724-726 yılları arasında dikilmiştir. Bu anıtı diktiren ve üzerindeki yazıları yazdıran Bilge Tonyukuk‘tur. Anıtta Türk milletinin Çin tutsaklığından kur­tuluşu ve İlteriş Kağan zamanında Göktürklerin Oğuz­larla, Kırgızlarla ve Çinlilerle yaptığı savaşlar anlatıl­makta; bütün bu olaylarda Bilge Tonyukuk‘un rolü özellikle belirtilmektedir.

Bilge Tonyukuk, başvezirlik ve başkumandanlık yap­mış olan büyük bir siyasetçidir. Göktürk devletinin po­litikasına uzun zaman yön vermiş, akıllı ve hikmet sa­hibi bir devlet adamıdır.

Bilge Tonyukuk, aynı zamanda edebiyatımıza hatıra türünün ilk temsilcisi ve ilk Türk tarihçisidir. İki parça hâlindeki anıtında, içinde bulunduğu olayları sade ve sanatsız bir şekilde, halk diliyle anlatmıştır. Olayları sö­zü uzatmadan, ana çizgileriyle vermiş; yeri geldikçe milletin ders alması için öğütlerde bulunmuştur. Za­man zaman atasözlerine ve deyimlere başvurmuştur.

Kültigin Anıtı: 732’de Türk kağanı Kültigin için Yollug Tigin tarafından yazılmıştır. Anıtta kağanın ölümü ve adına düzenlenen yas töreni anlatılmıştır.

Bilge Kağan Anıtı: 735’te dikilmiştir. Bilge Kağan’ın yi­ğitlikleri ve Türk milletine iletmek istediği mesajlar anı­tın içeriğini oluşturur. Anıtta Bilge Kağan’ın ağzından devletin nasıl büyüdüğü anlatılmıştır. 

 Göktürk Yazıtlarının Önemi

Göktürk Yazıtlarını (Orhun Abideleri), Türkçenin yazılı en eski kaynağıdır. Günümüzün birçok sözcüğü, ilk haliyle bu yapıtlardadır.

Bu yazıtlar, Türk tarihine ışık tutan önemli belgelerdir. Göktürk Yazıtları, bir hakanın, halkına hesap vermesi, halkın devlete, millete karşı görevlerinin hatırlatılması, düşmanın entrikalarına nasıl karşılık verileceğinden söz edilmesi ve Türklerin yüksek ahlak ve seciyesinin anlatılması açısından önemlidir.

Bu anıtlar Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metindir. Türk tarihinin taşlar üzerine yazılmış ilk belgesidir.

Türk hitabet sanatının erişilmez bir şaheseridir. Yalın Türkçenin önemli örnekleridir. Türk dilinin kaynağı, Türk yazı dilinin başlangıcının bilinmeyen dönemlere kadar gittiğinin delilidir.

Eski Türkçe döneminin en önemli eserleridir.

 Göktürk Yazıtlarının Dil Özellikleri

Göktürk yazıtlarındaki düzyazı, o zamanki Türkçenin en yüksek anlatım özelliklerini taşır. Şiirsel bir anlatım­la oluşturulmuştur. Bugünkü düzyazıya örnek olacak bir cümle yapısı; duru, açık, yalın, destansı bir söyleyi­şi vardır. Dil, yabancı etkilerden uzaktır.  

 Göktürk Yazıtlarının Bulunduğu Yer

Orhun Yazıtları, Moğolistan’ın kuzeyinde, Baykal gölü­nün güneyinde, Orhun ırmağı vadisindeki Kocho Tsa-idam Gölü yakınlarındadır. Bu yazıtlardan Kül Tigin ve Bilge Kağan Anıtları, Kocho Tsaidam bölgesindeki Or­hun Irmağı civarında; Bilge Tonyukuk Anıtları ise, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarından yaklaşık 360 km uzakta, Tola Irmağı’nın yukarı yatağındaki Bayn Tsok-to (Bayn Çokto) bölgesindedir.

Bilge Kağan Anıtı’nın Doğu Cephesinden

Biriye Tabgaç budun yağı ermiş. Yırıya Baz Kağan To­kuz Oğuz budun yağı ermiş. Kırkız Kunkan Otuz Tatar Kıtany Tatabı kop yağı ermiş. Kangım kağan bunca … kırk artukı yiti yolı sülemiş, yigirmiş süngüş süngüşmiş. Tengri yarlıkaduk üçün illigig ilsiretmiş, kaganlıgıg kagansıratmış, yagıg baz kılmış, tizligig sökürmiş, baş-lıgıg yükündürmiş. Kangım kağan anca ilig törüg kaz-ganıp uça barmış.

Türkiye Türkçesi’yle

Güneyde Çin milleti düşman imiş. Kuzeyde Baz Ka­ğan, Dokuz Oğuz kavmi düşman imiş. Kırgız, Kunkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı hep düşman imiş. Babam ka­ğan bunca … kırk yedi defa ordu sevk etmiş, yirmi sa­vaş yapmış. Tanrı lütfettiği için illiyi ilsizletmiş, kağanlı-yı kağansızlatmış, düşmanı tâbi kılmış, dizliye diz çök-türmüş, başlıya baş eğdirmiş. Babam Kağan öylece ili, töreyi kazanıp, uçup gitmiş.

]]>
Türk Destanlarında Motifler (Işık, Rüya, Kurt, Mağara, Ağaç, Ok,Yay…) https://dersimizedebiyat.org/turk-destanlarinda-motifler-isik-ruya-kurt-magara-agac-okyay.html Sun, 17 Nov 2019 21:37:48 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121722 TÜRK DESTANLARINDA MOTİFLER

IŞIK MOTİFİ

  • Işık, destanlara aydınlık veren dini bir motiftir.
  • Destanların büyük kahramanları ve onların evlenecekleri kadınlar çok defa kutsal bir ışıktan doğarlar.

AĞAÇ MOTİFİ

  • Ağaçlar yok edilmesin diye destanlarda kutsallaştırılmıştır.
  • İnsanın yaratılışı ile ilgili bir Türk efsanesinde Tanrı, yeryüzündeki dokuz insan cinsini, bu insanlardan önce yarattığı dokuz dallı bir ağacın gölgesinde barındırmıştır.

OK VE YAY MOTİFİ

  • Ok ve yay da Türk toplum geleneğinde zamanla savaş silahı ol­manın üstünde hukuki bir sembole olma özelliği de kazanmıştır.
  • Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in tuğrası ok ve yaydan meydana ge­tirildiği gibi yine yaptırdığı bir caminin mihrabında ok ve yay motifi işletmiştir.

GEYİK MOTİFİ

  • Türk kültüründe kutsal olarak bilinen hayvanlardan biri de geyik­tir. Bu nedenle Anadolu’nun çeşitli yerlerinde geyik avlamanın uğursuzluk, hatta felaket getireceğine inanılır.

AT MOTİFİ

  • Destan kahramanının yanında yer alan at, bütün Türk destan rivayetlerinde olağanüstü özelliklere sahip olarak su ruhundan türer.
  • Türkler, atların denizden çıkan, dağdan inen ya da gökten, rüzgârdan, mağaradan gelen kutsal aygırlardan türediğine de inanırlardı.
  • Bazı destan kahramanları ve atları şunlardır: Battal Gazi -Askâr Köroğlu – Kırat Oğuz Kağan – Alaca At Alpamış – Bayçipar Er Töstük – Çal Kuyruk Ediğe – Timçavar

RÜYA MOTİFİ

  • Rüyalar destan kahramanlarının hareket tarzlarının tayinine ve ge­lecekteki olaylardan haberdar olmalarına yaraması bakımından des­tanlarda önemli bir yer tutar.
  • Türk destanlarında ilk rüya motifine Alp Er Tunga‘ya bağlanan Oğuz destanında Uluğ Türk tarafından görülen rüyada rastlanmaktadır.

MAĞARA MOTİFİ

  • Eli ayağı kesilerek bir bataklığa bırakılan çocuğun, bir dişi kurt ta­rafından denizin kıyısındaki bir mağaraya kaçırılması. Bazı kah­ramanların mağaraya sığınıp tek başına orada yaşaması, atın bir mağarada şekil alması, atın bir mağaraya girerek kaybolması gibi unsurların Türk destanlarında kullanılması mağara motifinin öne­mini göstermektedir.

SİHİR MOTİFİ

  • Türk destanlarında sihir motifi de önemli yer tutmaktadır.
  • Uygur Destanı’nda yurt bütünlüğünün ve halk saadetinin sim­gesi olarak bilinen bir “YADA TAŞI” rivayeti bulunmaktadır. İslâmiyet’ten sonraki Türk destanlarında bu sihir unsuruna çok yer verilmiştir.
  • Örneğin; Battal Gazi destanında Battal Gazi ile kâfirler savaşır­ken meydana bir cadı girer ve karşısına çıkan Müslüman’a karşı efsun okuyunca Müslümanların elleri bağlanır, etrafı sularla kap­lanır. Aynı destanın bir başka yerinde de yine bir cadı ağzından ateşler saçan yanındakilerle Battal Gazi’ye karşı gelir, efsun oku­duğu bir tasın içindekini Battal Gazi’ye atınca Battal Gazi’nin et­rafını alevler kaplar. Ateşin içinden çıkan bir ejderhayı da Battal Gazi okuduğu bir dua ile etkisiz kılar ve sihir bozulur.

KURT (GÖKBÖRÜ) MOTİFİ

  • Destanlarda kurt Türk’ün hayat ve savaş gücünün bir simgesi ola­rak belirtilmiştir.

KIRKLAR MOTİFİ

  • Türklerin önem verdiği, ona kutsal bir nitelik kazandırdıkları sayı­ların başında kırk gelmektedir.
  • Kırk günde yürümek, kırk günde konuşmak. Kaf Dağı’nın etrafı­nı kırk günde dolaşmak, verdiği şölende kırk kulaç yüksekliğinde direk diktirmek, kırk masa hazırlatmak, kırk alp yiğitle savaşa gitmek gibi.
  • Görünmez âlemden gelen kırklar motifi Danişment Gazi, Battal Gazi ve diğer mistik destanlarda üç değişik şekilde sergilenir.

a) Kırk sayısı ile bazı eşya ve davranışlar sınırlanır.

b) Destanlarda kahramanın etrafında meydana gelmiş kırk alp gü­cünü ortaya koyar.

c) Kırklar motifi ile görünmez âlemden gelen koruyucu, güç verici, kutsallığa erişmiş şahıslar ifade edilir. Alpların yanında bulunan bu kırk yiğit, uşak ya da köle olmayıp hepsi de bey soyundandır.

HIZIR MOTİFİ

  • Türk halk kültürünün önemli bir öğesi olan Hızır motifi, destanları­mızda destan kahramanına yol gösterip yardım eder. Hızır inancı halen halk arasında Hızır efsaneleri olarak anlatılıp varlığını ve yaygınlığını korumaktadır.
]]>
Anadolu’da Türkçenin Gelişimine Katkı Yapan Eserler https://dersimizedebiyat.org/anadoluda-turkcenin-gelisimine-katki-yapan-eserler.html Sat, 16 Nov 2019 17:30:31 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121622 Anadolu’da Türkçenin Gelişimine Katkı Yapan Eserler

Türklerin 10. yüzyıldan itibaren İslâmiyet’i kabul etmesiyle birlikte din, dil ve kültür hayatlarında önemli değişiklikler olmuştur. Bu dönemde bilim dili olarak Arapça, edebiyat dili olarak da Farsça kullanılmaya başlanmıştır. Dil ve kültür alanındaki bu etkilenme sonucu Arapçadan Farsçadan dilimize pek çok sözcük ve kavram girmiştir. Ancak Türkçe bir taraftan da varlığını sür dürmüştür. Özellikle Karahanlılar Dönemi’nde, dil ve edebiyatımız açısından önemli sayılan eserler ortaya konmuştur.

KUTADGU BİLİG – Yusuf Has Hacip

  • 11.yüzyılda (1069-1070) Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır. Kutadgu Bi-lig “Saadet veren bilgi, ilim” anlamına gelmektedir. Yapıt, her iki dünyada da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermektedir. Toplumsal bozuklukları düzeltecek, insanı mutlu edecek yolları bulmak; bu yolları dev­rin hükümdarına öğütler halinde göstermek için yazılmıştır.
  • Ahlak, dinin önemi, devlet idaresi gibi konulara da değinen öğretici ve öğüt verici bir yapıttır.
  • Olaylar, dört sembolik kişilikle anlatılmaktadır. Bu kişiler, kendi aralarında konuşarak gerçeklere varmaya çalışır. (Kün Togdı: Hükümdar, Doğruluk ve Adalet / Ay Toldı; Vezir, Mutluluk ve Baht / Ögdülmiş: Vezirin oğlu, Akıl ve Anlayış / Odgurmış: Vezirin kardeşi, Akıbet kavramlarını temsil eder.)
  • Mesnevi biçiminde, aruz ölçüsüyle 6645 beyit olarak yazılmıştır.
  • Yapıtta, ayrıca 173 tane de dörtlük vardır.
  • Hakaniye lehçesiyle yazılmıştır.
  • İslamiyet dönemi Türk edebiyatının ilk ürünüdür.
  • Siyasetname türünün Türk edebiyatındaki ilk ve en önemli örneğidir.

DİVANİ) LÜGATİT TÜRK – Kaşgarlı Mahmut

  • 11. yüzyılda (1072-1074), Kaşgarlı Mahmut tarafından, Araplara Türkçeyi öğ­retmek ve Türkçenin Arapça ile boy ölçüşebilecek düzeyde bir dil olduğunu kanıtlamak amacıyla yazılmıştır. Yapıt, bir sözlük olmanın yanında, İslamiyet öncesi Türk edebiyatını, tarihini, coğrafyasını, folklorunu, mitolojisini aydın­latan önemli bir kaynaktır.
  • Türk dilinin ilk sözlüğü olan yapıtta Araplara Türk dilini öğretmek amacı güdüldüğünden, yapıt Arapça olarak kaleme alınmıştır.
  • Türkçe sözcüklerin Arapça karşılıkları verilmiş ve bu karşılıklar halk dilin­den örneklerle desteklenmiştir.
  • Türk “sözlü edebiyatının yazıya geçen ilk örnekleri (koşuk, sagu, sav ve destan) bu yapıtta toplanmıştır.
  • Türk boylan ve Türk coğrafyası ile Türklerin örf ve gelenekleri üzerine önem­li bilgiler içermektedir.
  • Yapıtın sonuna, devrinin Türk dünyasını gösteren bir harita eklenmiştir.

ATABETÜ’L HAKAYIK – Edip Ahmet Yükneki

  • yüzyılda, Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmış bir ahlak ve öğüt kita­bıdır. “Hakikatler eşiği” anlamına gelmektedir. Yazara göre; bilgi, mutluluk yoludur. Allah, ancak bilgili olmakla bilinir; insanın kendisi de bilgi ile yükse­lir. Bilginin temeli olan akıl, insanın gerçek süsüdür, Bilgisiz insan hiçbir şey­dir, bir ölüdür. Birtakım ahlâkî öğütler vermek amacıyla yazılan yapıtta bilgi­nin faydası, bilgisizliğin zararı, dili tutmanın yararları, cömertliğin iyiliği, cim­riliğin kötülüğü, alçak gönüllü olmanın güzelliği, kibir ve ihtirasın çirkinliği gi­bi konular işlenmiştir. Eser, “Kutadgu Bilig”den çok daha İslâmidir; önce Allah’a, Peygamber’e ve Dört Halife’ye övgü ile başlaması, onun İslâm geleneğine daha çok girdiğini gösterir.
  • 40 beyit ve 101 dörtlükten meydana gelmiştir.
  • Giriş bölümü aruz ölçüsüyle ve gazel biçiminde (aa, ba, ca… uyak düzeniyle) oluşturulmuştur.
  • Asıl konuyla ilgili bölümler ve sonuç bölümü dörtlükler şeklinde yazılmış­tır.
  • Beyitle oluşturulan bölüm, Şehname vezninde yani aruzun “feulün feulün feulün feûl” kalıbıyla yazılmıştır.
  • Dörtlükler, manilerde olduğu gibi “aaxa” şeklinde kafiyelenmiştir.
  • Didaktik nitelikler ağır basmaktadır.
  • Yapıtta, Arapça ve Farsça sözcüklere ağırlık verilmesi, Arapça ve Farsçanın Türkçe üzerindeki etkisinin arttığının bir göstergesidir.
  • Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır.

DİVAN-I HİKMET – Ahmet Yesevi

  • 12. yüzyılda, Ahmet Yesevi‘nin, “hikmet” adını verdiği, din ve tasavvufla ilgili şiirlerini topladığı yapıtıdır. Şiirlerini, yaşadığı bölgede İslâmiyet’i yeni ka­bul eden Türkler bulunduğundan, göçebe Türk halkının anlayabileceği tarz­da sade bir dille söylemiştir. Bu şiirler, Anadolu’da Tasavvuf edebiyatının ge­lişmesinde önemli rol oynamıştır. Hz. Muhammed’e (SAV) olan sevgisinden dolayı ondan uzun bir yaşam sürmeyi istememiş, Hz. Muhammed (SAV), 63 yaşında vefat ettiği için, o da 63 yaşına gelince kendisine yer altında bir hüc­re kazdırmış, kalan ömrünü orada geçirmiştir.
  • Şiirler, oldukça yalın bir halk diliyle oluşturulmuştur.
  • Dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle söylenmiştir.
  • Dini ve tasavvufi düşünceleri yayma amaçlandığından; şiirlerde, sanatsal nitelik gözetilmemiştir.
  • Yapıtın yazılma amacı halka İslam esaslarını hikmetli bir şekilde öğretmek­tir.
  • Yapıtta; Allah’a bağlanmak, peygamber sevgisi, dervişlik üzerine övgüler, kıyamet günü, dünya işlerinden uzaklaşmak, İslam ahlakı ve ahiret gibi ko­nular işlenmiştir.
]]>