Milli Edebiyat Şiirinin Genel Özellikleri

İçindekiler

MİLLÎ EDEBİYAT DÖNEMİ ŞİİRİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Millî Edebiyat döneminde coşku ve heyecanı dile getiren metinleri yani şiirleri daha önce işledik. Bu bölümde işlediğimiz bu şiirlerle ilgili çıkarımlarda bulunalım.

Halk edebiyaşiir biçimlerinden yararlanma yoluna gidilmiştir.
Türk şiiri, İslamiyet’in kabulünden sonra Divan edebiyatı ve Halk edebiyatı olarak iki ana kolda ilerlemiştir. Bu iki şiir anlayışının şiir biçimleri de birbirinden farklıdır. Yenileşme devri edebiyatında Halk şiiri nazım biçimler ini kullanma fikri Tanzimat döneminde dile getirilmiş ancak yaşama geçirilememiştir. Milli Edebiyat dönemi şiirinde Halk edebiyatı şiir biçimlerine yönelinmiş, dörtlüklerle şiirler yazılmış; mani, koşma gibi nazım biçimleri kullanılmıştır. Halk edebiyatı şiir biçimleri üzerinde oynamalar da yapılmıştır. Ancak bu dönemde elbette sadece Halk edebiyatı şiir biçimlerinin kullanıldığını söylemek mümkün değildir.

Hece ölçüsüyle şiirler yazılmıştır.
Şiir tarihimizde İslamiyet öncesi Türk şiirinde hece ölçüsü kul­lanılmıştır. Daha sonra İslamiyet’in kabulüyle birlikte aruz ölçü­sü kullanılmaya başlanmıştır Ancak hece ölçüsü de tam olarak terk edilmemiş, Halk şiirinde bu ölçü birimi kullanılmıştır. Tanzi­mat dönemiyle birlikte aydınlar arasında bizim millî ölçü birimi­zin hece ölçüsü olduğu dillendirilmeye başlanmıştır. Ziya Pa asıl şiirimizin halk şiiri olduğunu söyler. Hatta bu konuda hece vezni ile bir de türkü yazmıştır. Ancak o dönemde hece ile şiir yazma düşüncesi tam olarak yaşama geçirilemez.
Servetifünun döneminde de hece ölçüsüyle şiir yazmak dü­şüncesi şairlerce benimsenmez. Gerçi bu dönemde Tevfik Fik­ret çocuklar için hece ile şiirler yazmış ve bu şiirlerini Şermin adlı kitabında toplamıştır. Ancak bu dönemin genel havasına bakıldığında cılız bir örnektir. Ancak yüzyılın başında Mehmet Emin Yurdakul ile birlikte hece ile şiir yazılması yüksek sesle dile getirilmiştir. Mehmet Emin Yurdakul ile ilk çıkış yapılmış,

Yeni Lisancılar ile bu daha da ileri götürülmüş, Beş Hececi şa­irlerle birlikte de hece ile yazma tam bir akım haline gelmiştir.

Konu seçiminde yerlilik esas alınmıştır.
Millî Edebiyat Dönemi şiirinde konu seçiminde yerliliğin esas alındığı görülür. Halkın yaşama biçimi şiirlerde işlenmeye başlanmıştır. Bu yerlilik daha sonra memleketçi bir edebiyatı do­ğurmuştur.
Şiirlerin konuları halkın yaşamından ve ülkenin içinde bulunduğu kullardan seçilmiştir.
Millî Edebiyat Dönemi şiirinde şairler konularını seçerken o dö­nemde halkın yaşadıklarından, ülkenin içinde bulunduğu koşullardan etkilenmiştir. Millî Edebiyat döneminde Trablusgarp, Çanakkale ve en sonunda Kurtuluş Savaşı olmak üzere büyük savaşlar yaşanmıştır. İmparatorluğun adım adım yıkılışa sürüklendiği bu dönemde yıllar süren savaşlardan bitkin düşmüş bir halk vardır. Şairler vatan savunması için halka moral aşılayan kahramanlık ve yurt sevgisini işleyen coşkun bir lirizmin olduğu şiirler yazmışlardır. Bu dönemde devrin gerçekliği şiire yan­ sımıştır. Bu gerçeklik yalnızca Yeni Lisancılar olarak bilinen şairlerin şiirlerinde değil, halkın yaşama tarzını ve değerlerini yan­ sıtan manzumelerde de karşımıza çıkar.

Şiirde milli kaynaklara yönelme gerçeklmiştir.
Millî Edebiyat akımı şiirlerinde millî kaynaklara yönelme söz ko­nusudur. Konular millî olaylardan ve tarihten seçilmiş; ölçü, na­zım şekli vb. konularda millî şiirimiz kabul edilen Halk şiirine yönelinmiştir.

Sade bir dille şiirler yazılmıştır.

Millî Edebiyat  akımı dönemi  şiirlerinde  dilde  sadeleşme  ger­çekleşmiş, özellikle Servetifünuın ve Fecriati dönemi şiirle­ rinde karşılaştığımız ağır dilin yerine, açık, anlaşılır, halkın ko­nuştuğu sade Türkçe şiirlerde kendini göstermiştir.

Çeşitli nazım biçimleri kullanılmıştır.

Millî Edebiyat dönemi şiirinde Halk edebiyatı nazım biçimlerin­ den yararlanılmakla birlikte bu konuda bir çeşitlilik göze çarpar. Bu dönemde yeni nazım biçimleri denenmiş, serbest müstezat daha da geliştirilmiş, Batıdan alınan sone ve terza-rima gibi nazım şekilleri de kullanılmıştır.
Bütün bu yenileşme ve değişimlerin yanında bazı ortak özellikler olsa bile Millî Edebiyat dönemi şiirinde döneminin şiirini tek bir başlık altında toplamak mümkün değildir. Bu dönemde ana hatlarıyla üç eğilim karşımıza çıkar. Bunlar:

1. Ziya Gökalp ve çevresine sade bir dille ve hece ölçüsüyle şiirler yazılmıştır.

Sade bir dille ve hece ölçüsüyle şiir yazma konusunda  Meh­met Emin Yurdakul’un çıkışı, Genç Kalemler dergisinde yazan ve kendilerine Yeni Lisancılar  denen şairlerle daha da ileri götürülür. Ziya Gökalp bu gruba sonradan katılmasına karşın, etkisi en büyük olan sanatçıdır. Sonuçta bu dönemde Ziya Gö­kalp  etkisinde sade bir  dille ve hece  ölçüsüyle  millî konuları öne çıkaran, halka moral aşılayan, milliyetçilik fikrini destekle­ yen, didaktik şiirler yazılmıştır. Bu şiirlerin sanatsal yönü zayıf­ tır. Biçimsel yönden ölçü ve uyak sağlanmıştır. Ancak birçok şiirde uyakların doldurma olduğu hissi uyanmaktadır

Saf (öz) şiire özgü arayışlar vardır.

Millî Edebiyat dönemi şiirinin egemen olduğu yıllarda saf (öz) şiire özgü arayışlar da söz konusudur. Özellikle Ahmet Haşim ve Yahya Kemal bu yolda şiirler yazmıştır.
Her iki sanatçı da hece yerine aruzu kullanmış, zaman zaman sade dille şiirler yazsalar da sadeleşme akımını bir dava olarak görmemişlerdir. Toplumsallıktan, devrin gerçeklerinden uzak, sanat kaygısı ön planda olan şiirler yazmışlardır. Yahya Kemal Türk tarihinden konuları işlese de her iki şairin o dönemin be lirgin anlayışı olan halka, ülke gerçeklerine, dönemin millî olaylarına yöneldiği söylenemez.

Halkın yaşama tarzını ve değerlerini yansıtan manzum hikayeler yazılmıştır.

Millî Edebiyat akımı şiirinin etkili olduğu yıllarda halkın yaşama tarzını ve değerlerini yansıtan manzum hikayeler de yazılmıştır. Bu konuda Mehmet Akif Ersoy başı çeker. Konularını tamamen halkın yaşamından alan sanatçı, şiirlerinde sokak dilini bazen argo da dahil olmak üzere şiirlerine yansıtmıştır. Onun Ziya Gökalp çevresinde şiir yazan şairlerden ayrılan en önemli yönleri,

aruzu kullanmasıdır. Sanatı toplumun hizmetinde gören Meh­met Akif, aruz vezniyle sokaktaki halkın diliyle halkın içinde bulunduğu çıkmazları, yaşama tarzını ve değerlerini anlatan manzum hikayeler yazmıştır.