Postmodernizm Özellikleri, Edebiyattaki Yansımaları, Yazarları…

POSTMODERNİZM

  • Postmodernizm sözcüğü, post (sonra) ön ekiyle modern (çağdaş) sözcüğünün birleşmesi sonu­cunda oluşmuş bir terimdir Kelimeyi oluşturan ifadelerin Türkçe karşılıkları düşünülürse kelime, “modernizm sonrası” ya da “modernizm ötesi” diye ifade edilebilir. Ancak yine de üzerinde hâlâ tartışmalar yapılan ve tam anlamıyla tanımı yapılamayan bir kavram olduğunu da söylemek gerekir.
  • “Post” eki önüne geldiği kavramın hayat süresini tamamladığını ve yeni bir sürece girildiğini ha­ber verir Bu durumda postmodernizm ifadesinden bu ekin önüne geldiği modernizm kavramının doğal sürecini tamamladığı anlamı çıkar. Oysa özellikle edebiyat alanında bu böyle değildir Bu kelime modernizmın biraz daha gelişmiş hali olup onunla tam anlamıyla bağlarını koparmayan bir kavram olarak değerlendirilebilir.
  • Bu kavram bir sanat akımı olarak 1950’lerin sonlarında tartışılmaya başlanmıştır İlk olarak ABD’de ortaya çıkan bu akım, 1960’larda etkili olmaya başlamış, 1980’lerde ise günlük hayat­taki etkisini artırmıştır. Ülkemizdeki etkileri ise son yıllarda artmış ve bir tartışma konusu ola­rak gündeme gelmeye başlamıştır Başlangıçta felsefe, edebiyat, güzel sanatlar ve mimarî gibi alanlarda gündeme gelmiştir. Zamanla eleştirel bir gözle baktığı modernizmin tüm alanlarında görülmeye başlanmıştır.
  • Postmodernizm İlk oluşumundan itibaren mevcut düzene karşı çıkmıştır. Kurum ve kurallar dâhilinde oluşturulan dogma düşüncelere karşı bir tutum sergilemiştir. Aklın, dinin ve teknolojinin insan hayatındaki emredici kurallarını eleştirmiştir. Reddettiği olgulara karşı; bilinçaltını, sezgile­ri, hisleri, yabancılaşmayı ön plana çıkarmıştır.
  • Postmodernizm anlayışı ile birlikte, varlığın görünenden öte yüzü sorgulanmaya başlanmıştır. Gerçek ile kurmaca arasındaki ilişki güçlendirilmiş ve eserler hem gerçeğin hem de hayalin öte­sinde bir anlayışla yazılmıştır. Eserlerde birden çok anlatım tarzı kullanılmış ve birbiriyle iç içe olan metinler bir arada verilmiştir Bu anlayışla oluşturulan eserlerdeki asıl amaç, okuru metinle bütünleştirmek ve okurun metne katkıda bulunmasını sağlamaktır.
  • Dünya edebiyatında bu anlayışla eser veren birçok isim vardır. Türk edebiyatında ise 1960’lardan itibaren yeni arayışlar içinde olan bazı yazarların bu anlayışla hikâyelerini oluşturmaya çalıştıkları görülür Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Nazlı Eray, Murathan Mungan, Nazan Bekiroğlu, Bilge Karasu, Pınar Kür gibi isimler bu anlayış doğrultusunda eserlerini yazmaya çalışan bazı yazarlardır