SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ
- Nazım nesre yaklaştırılmıştır.
- Şiirde aruz vezni kullanılmaya devam edilmiştir.
- Şiirin konusu genişletilmiştir.
- Şiirde beyit bütünlüğü yerine, konu bütünlüğüne önem verilmiştir.
- Kafiyenin göze göre değil, kulağa göre olması gerektiği savunulmuştur.
- Hikâye ve romanda başarılı örnekler verilirken, tiyatroda gerileme olmuştur.
- Romanlarda olaylar İstanbul’da geçmiş; öykülerde ise İstanbul dışından da konulara yer verilmiştir.
- Devrin koşullarının etkisiyle kanun, hak, adalet, gibi kavramlar terk edilmiş; aşk, üzüntü, tabiat güzellikleri, karamsarlık, hayaller ve melankoli işlenmiştir
- Batı edebiyatı, özellikle de Fransız edebiyatı örnek alınmış; hikâye ve romanda realizm ve naturalizm, şiirde de parnasizm ve sembolizm akımlarının etkisi görülmüştür.
- Eserlerde halka seslenmek düşünülmemiş, “Sanat, sanat içindir.” anlayışı doğrultusunda seçkinci bir edebiyat meydana getirilmiştir
- Konuşma dilinden büsbütün uzaklaşılmış; Türkçede o zamana dek kullanılmayan birtakım yeni sözcükler ve tamlamalara yer verilerek ağır ve süslü bir dil kullanılmıştır.
- Roman tekniği gelişmiş, hikâye ve romanda Batı düzeyinde yapıtlar verilmiş, romanlarda okuru eğitme anlayışından vazgeçilmiştir.
- Şiirde biçim yeniliğine gidilmiş ve Batı şiirinden alınmış sone, terza-rima gibi yeni biçimler kullanılmıştır
Sone; Genel olarak kısa şiir veya türkü anlamına gelir. İki dörtlük ve iki üçlükten oluşur, “abab, abba, ccd, eed” biçiminde uyaklanan bir nazım şeklidir.
Terza-rima: İtalyan edebiyatına ait bir biçimdir. Üçlü kıtalardan oluşur ve en sonunda tek dize yer alır. “aba, bcb, cdc, d” biçiminde uyaklanan bir nazım şeklidir.