TANZİMAT HİKAYE VE ROMANININ GENEL ÖZELLİKLERİ
- Osmanlı toplumu Tanzimat dönemine kadar anlatmaya bağlı edebi metinlerden roman ve hikayeyi hiç kullanmamış yerine şekil bakımından farklı olup onlarla aynı işleve sahip olan halk hikayesi ,masal ve destan gibi türleri kullanmaktaydı.Roman ve hikaye ilk defa Tanzimat döneminde Batıyı yakından tanıyan aydınlar tarafından tanıtıldı.
- Tanzimat döneminde o zaman kadar edebiyatımızda olmayan bu türlerin ilk örnekleri verildiği için çoğunlukla teknik bakımdan kusurlu eserler olmuşlardır.Genelde de bu eserler çeviri ve adaptasyon ile edebiyatımıza kazandırılmıştır.
NOT: Edebiyatımızdaki ilk çeviri roman Yusuf Kamil Paşa’ya aittir. Fenelon’dan çevirdiği Tercüme-i Telemak isimli eseri mevcuttur.
- Tanzimat edebiyatının I.dönem yazarları (Namık Kemal, Ahmet Mithat, Şemsettin Sami) romantizmin, II. dönem yazarları ( Recaizâde Mahmut Ekrem, Samipaşazâde Sezai, Nabizâde Nâzım) ise realizm ve natüralizmin etkisindedir.
- Bu türlerde mekan genellikle İstanbul’dur.Bu durum Milli edebiyata kadar devam edecektir.Bu süreç içerisinde birçok kişi roman ve hikaye yazsa da İstanbul’un dışındaki yerlerin edebiyatımıza konu edinmesi Milli edebiyattan sonra başlar.
- Kişiler genellikle İstanbul insanın aydın kesiminden seçilmişlerdir.
- Tanzimat roman ve hikayesinde betimlemeler çok sık ve uzun kullanılmıştır. Bu durum bütün dikkatleri eserin anlatıldığı ortam ve olaydan koparıp yerine tasvirin güzelliğine çevirmiştir.Mesela İntibah romanından Namık Kemal, İstanbul – Çamlıca’yı, tasvir ederken 3-5 sayfalık bir tasvir kullanmıştır.Okuyucu bu tasvirlerde eserden uzaklaşır ve yazarın betimleme yapabilme gücünü görmektedir.Çoğu zaman bu tasvirler çok yapmacık kalmaktadır. (Romantizmin etkisiyle)
- Anlatım tekniği meddah türü kullanıldığı için –özellikle Ahmet Mithat Efendi’de- okuru romandan uzaklaştırıp başka konulara çekmektedir.
- Sosyal konular üzerinde durmuşlardır. Yanlış Batılılaşma, görücü usulü evlilik, yasak aşklar,esaret,hak, adalet,eşitlik gibi…(Romantizmin etkisiyle)
NOT: Bu tarz konuların fazlaca kullanılması Tanzimat’ın okuyucuyu eğitme ve aydınlatma özelliğinden kaynaklanmaktadır.
- Teknik kusurlardan bir tanesi de karakterler tek yönlü ele alınmış ya tam “İYİ” ya da tam “KÖTÜ” özellikleriyle verilmiştir. (Romantizmin etkisiyle)
- Yine teknik kusurlardan bir tanesi de yazar, oluşturduğu karakterler arasında taraf tutar. Karakterlerden iyi olanın hep yanındadır ve kötü olanın karşısındadır. İyiyi ödüllendirir, kötüyü cezalandırır. (Romantizmin etkisiyle)
- Tanzimat romanında rastlantılara çok fazla yer verilmektedir. Bu da romanın inandırıcılığı üzerinde şüphe uyandırmaktadır. Yazar, okuyucuyu ulaştırmak istediği için sonucu ortaya koymuş ve o sonuca giden yolları rastlantılarla vermeye çalışmıştır. Neden – sonuç çerçevesinde yazılmadığı için teknik kusuru beraberinde getirmektedir. (Romantizmin etkisiyle)
- Bir başka teknik kusur ki özellikle Ahmet Mithat Efendi tarafından çok fazla yapılmıştır. Okuru bilgilendirmek için romanda olayın akışını kesip okura kitabi ve ansiklopedik bilgi verilmesi olmuştur . (Romantizmin etkisiyle)
- Tanzimat’ın ikinci dönemi yazarları realizm ve natüralizm etkisiyle yazdıkları onlar biraz daha başarılı eserler vermeye başladıkları söylenebilir. Gözleme önem verilmiş, olaylar arasında neden – sonuç ilişkisi kurulmuş, yazar kendi kişiliği gizlemiş, tesadüfler giderilmiş ve tasvirler abartıdan uzaklaşmıştır.
- Tanzimat’ın birinci dönem yazarlarında okuru bilgilendirmek amaçken ikinci dönem yazarlarında böyle bir kaygı yoktur.
- Tanzimat’ın birinci döneminde toplumsal konular varken ikinci döneminde bireysel konular vardır.
Roman ve Hikaye Örnekleri
- İlk çeviri roman Yusuf Kamil Paşa- Fenelon’dan çevirdiği Tercüme-i Telemak
- İlk yerli roman Şemsettin Sami– Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
- İlk edebi roman Namık Kemal– İntibah,
- İlk tarihi roman Namık Kemal – Cezmi
- İlk realist roman Recaizade Mahmut Ekrem– Araba sevdası
- İlk köy romanı Nabizade Nazım – Karabibik
- İlk psikolojik roman denemesi Mehmet Rauf– Eylül (Servet-i Fünun döneminde)
- Batılı anlamda ilk realist roman Halit Ziya Uşaklıgil – Mai ve Siyah(Servet-i Fünun döneminde)
- İlk hikaye denemesi Ahmet Mithat Efendi – Letaif-i Rivayet
- Batılı anlamda yazılmış hikaye Sami Paşazade Sezai – Küçük Şeyler
NOT: Dünya Edebiyatındaki ilk roman Cervantes- Donkişot
Dünya Edebiyatındaki ilk hikaye Boccacio- Decameron
Bazı Tanzimat Yazarlarının Romancılığı:
Namık Kemal: İki romanı vardır. Biri toplumda yaşanabilecek bir olay örgüsüne diğeri tarihsel bir olaya dayanmaktadır. İntibah romanında Ali Bey’in başında geçenler anlatılırken edebi bir üslup kullanmasına rağmen tesadüflere fazla yer vermesi, taraf tutması, akışı kesip uzun betimleme yapması gibi kusurları da barındırmaktadır. Cezmi romanı da tarihsel olayı anlatması bakımından Namık Kemal’in sanat anlayışına uygundur. Cezmi de Adil Giray’ın İran ile Osmanlı arasında yapılan savaştan sonra esir düşüp, orada Perihan, Şehriyar ve Cezmi ile olan ilişkilerini anlatmaktadır.
Cezmi, ilk tarihi roman
İntibah , ilk edebi roman
Ahmet Mithat Efendi: Tanzimat’ın en fazla yazan kalemlerinden biridir. Hatta ona “Yazı Makinesi “ lakabını takmışlardır. 200’ün üzerinde eser vermiştir. Bu kadar çok yazmasına rağmen eserleri edebi değer taşımamaktadır.Yazdıkları okunduktan sonra sanki çalakalem yazılmış hissi vermektedir.Bir başka kusuru ki en fazla eleştirilen tarafı da budur: Okuyucu bilgilendirmeyi amaç edindiği için zaman zaman olayların akışını kesip okuyucuya felsefi,coğrafi,tarihi vs. bilgiler vermektedir. Bu da okuyucuyu roman ve hikayeden uzaklaştırmaktadır. Çok fazla romanın yanı sıra Letaif-i Rivayet isimli eseri edebiyatımızda ilk hikaye denemesidir.
Şemsettin Sami: Edebiyatımızda ilk yerli roman olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat ona aittir. Bu romanında yine Tanzimat yazarlarının acemilikleri göze çarpmaktadır. Çok fazla betimleme olmasa da tesadüflerin fazla olması ve hayal ürünü özelliklerin romanda fazlaca işlenmesi ve kişilerin tek yönlü verilmesi bakımından eleştirilmektedir. Zaten yazarın başka romanı da yoktur.
Sami Paşazade Sezai: Sergüzeşt isimli önemli romanın sahibidir. Bu romanında toplumsal bir yara olan “cariyelik” sistemini işlemiştir. Dilber isimli karakter üzerinden köleliği ve Osmanlı toplumsal yapısını anlatırken Batılılaşmayı eleştirmekten geri kalmamıştır. Küçük Şeyler isimli hikaye kitabı da Batılı anlamda yazılmış hikayelerin ilkini oluşturmuştur.