AYT Edebiyat Denemesi – 29
1. I.
Yine zevrak-ı derunum kırılıp kenare düştü
Dayanır mı şişedir bu reh-i seng-sare düştü
II.
Meni candan usandurdı cefadan yar usanmaz mı
Felekler yandı ahumdan muradum şem’i yanmaz mı.
III.
Bir güneş yüzlü melek gördüm ki alem mahıdur
Ol kara sümbülleri aşıkları nuri ahıdur
Yukarıda verilen beyitlerdeki kafiye türleri aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Tam – zengin – zengin
B) Zengin – tam – tunç
C) Zengin – tunç – tam
D) Tam – tunç – zengin
E) Yarım tam – tunç
2. Gazellerin ilk beytine “matla”, ilk. beyitten sonraki beyte “hüsnümatla”; son beytine “makta”, son beyitten önceki beyte “hüsnümakta” adı verilir.
Buna göre, aşağıda verilen beyitlerden hangisi bir gazelin farklı bir beytidir?
A) Öyle ser-mestem ki idrak etmezem dünya nedir
Ben kimem saki olan kimdir mey û sahba nedir
B) Ne tende can ile sensiz ümid-i sıhhat olur
Ne can bedende gam-ı fırkatinle rahat olur
C) Gerçek hadis imiş bu ki hûbun vefası yok
Kim sevdi hûbu kim dedi h0bun cefası yok
D) Kase-i deryâzede tebdil olur cam-ı murad
Biz bu bezmin Nabiya çok badeharın görmüşüz
E) Süzme çeşmin gelmesin müjgan müjgan üstüne
Vurma zahm-ı sineme peykan peykan üstüne
3. I.
Yok bu şehr içre senin vasf etdiğin dilber Nedim
Bir peri-suret görünmüş bir hayal olmuş sana
II.
Gevheri der bulmam kimsede vefa
Dost diye sevdiğim etti kim sefa
Hubların aşıka ettiği cefa
Kanun mudur erkan mıdır yol mudur
Birincisi divan, ikincisi halk edebiyatına ait bir şiirden alınan yukarıda yer alan dizelerdeki altı çizili isimlerin kullanımının edebiyattaki terim karşılıkları aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?
A) Cönk – mahlas
B) Mahlas – tapşırma
C) Mazmun – nazire
D) Tapşırma – mahlas
E) Nazire – cönk
4. Hoyrattır bu akşamüstüler daim
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Yukarıdaki dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek gösterilemez?
A) Nakarata
C) Hece ölçüsüne
E) Cinasa
B) Kafiyeye
D) imgeye
5. Garbın ucunda, son ucunda en gürültülü;
Bir med zamanı, gökyüzü kurşunla örtülü;
Yahya Kemal’in “Açık Deniz” şiirinden alınan yukarıdaki dizelerde “kurşun” sözcüğü benzetme amacıyla “bulut” sözcüğünün yerine kullanılmış ancak “bulut” sözcüğü söylenmemiştir, böylece —– yapılmıştır.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?
A) Açık istiare
B) Kapalı istiare
C) Teşbih
D) Teşhis
E) Mübalağa
6. Arapçadan Türkçeye geçmiş olan —- sözcüğü yerine eskiden “musahabe” kullanılmıştır. Bir yazılı anlatım türüdür, karşılıklı konuşma havası içinde yazılır; bir kimse ile konuşuyormuş gibi yazılır ve günlük sanat olaylarını konu alır. Kimi zaman mülakat ile karıştırılır. Mülakatta bir soru soran, bir de cevaplayan vardır, bu türde ise yazar, karşısındakiyle konuşurmuş gibi hem sorar hem cevap verir. Edebiyatımızda, bu türün ilk örnekleri Tanzimat’tan sonra verilmiştir. Türün ilk ciddi ve güzel örneklerini Tevfik Fikret’in Servetifünun dergisinin yazı dizisi olarak düzenlediği “Musahabe-i Edebiyye” sütunlarında görmekteyiz. Ahmet Rasim, Şevket Rado türün başarılı örneklerini vermiştir.
Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerin hangisinde verilenin getirilmesi en uygundur?
A) deneme
B) sohbet
C) günlük
D) fıkra
E) röportaj
7. Aşağıdakilerden hangisi orta oyununda yer alan Kavuklu tipinin özellikleri arasında yer almaz?
A)Oyunda tahsil görmemiş biridir, halkı temsil eder, dışadönüktür.
B) Baş komiktir, Pişekar’la beraber asıl oyuncudur, dışa dönüktür.
C) Tahsili yoktur, daima işsizdir; para bulunca hemen harcar, eli açıktır.
D) Gölge oyunundaki Hacivat’a benzer, adeta onun karşılığıdır.
E) “Ters anlama”, “anlamazlıktan gelme” gibi söz oyunlarıyla güldürüyü sağlar.
8. “İlahi! Gizlüsün, gayet zuhurundan, ilahi! Görünmezsin, ziyade nurundan; ilahi, Seyyidi ve Mevlayı! Her ne kadar günahkar isem, afvünden nevmid degülem. Ne kadar günahum çirki var-ise, umaram keremün deryası mahv ide ve ne kadar a’malüm çürügi var ise, ümidüm ol ki rahmetün sıfatı afv ide.”
Sinan Paşa’nın Allah’a yalvarmak, yakarmak için yazdığı Tazarruname adlı eserinden alınan yukarıdaki parça, şiir biçiminde yazılsaydı türü aşağıdakilerden hangisi olurdu?
A) Tevhit
B) Naat
C) Mersiye
D) Münacat
E) Methiye
9. Bilmem kime yahut neye uyduk gittik
Gahi meye gahi neye uyduk gittik
Erbab-ı zeka riyayı mezhep bildi
Bizler dili divaneye uyduk gittik
Yukarıda verilen dörtlüğün nazım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şarkı
B) Tuyuğ
D) Murabba
C) Mani
E) Rubai
10. Aşağıdaki verilen tanımlardan hangisi ayraç içinde belirtilen kavramla ilgili değildir?
A) Edebiyatta masal, efsane, bilmece, oyun gibi halk edebiyatı ürünlerinin aslından az çok ayrılan değişik biçimine denir. (varyant)
B) Uzunlamasına açılan, halkın beğendiği halk şiirlerini ve faydalı bilgileri yazdıkları, ince uzun defterlere verilen isim. (cönk)
C) Seçilen belli bir konuyu, önceden yazılmış herhangi bir metne dayanmadan, sahnede akla gelen sözlerle işleyerek canlandırma esasına dayanan bir oyun şeklidir. (tuluat)
D) Hece ölçüsünde aynı sayıda olan mısraların ·ahengini ve ritmik tekrarları artırmak için dizelerin bölünmesidir. (kavuştak)
E) Edebiyatta, bir edebi eserde bulunan görüş ve düşünüş biçimini ifade eden kavramdır. (zihniyet)
11. Aşık Paşa’nın Türklere tasavvufu, dervişlik yolunu öğretmek amacıyla yazdığı ünlü mesnevisidir. Eser, dini, tasavvufi ve öğretici bir eserdir. 12.000 beyit civarında olan eser, mesnevi nazım biçimiyle ve aruzun “failatün failatün failün” kalıbıyla yazılmıştır. Eserde vahdet, Allah; ruh ve vücut, yer ve gök gibi “ikili” konular; geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman gibi “üçlü” konular; anasır-ı erbaa (dört unsur / toprak, hava, su, ateş); beş duyu; yaratılışın altı günü; yedi kat gök; sekiz Cennet işlenmiştir. Sanatçı, eserin bitiş bölümünde “Türk diline kimsene bakmaz idi / Türklere hergiz gönül akmaz idi” dizeleriyle Türkçeye yeteri kadar önem verilmemesini eleştirmiştir.
Yukarıdaki parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mantıku’t-Tayr
B) Felekname
C) Garipname
D) Pendname
E) Şikayetname
12. Mahveder kendini bülbül bile hürriyet içün;
Çekilir mi bu bela alem-i pür mihnet içün?
Din içün, devlet içün, can çekişen millet içün,
Azme hail mi olurmuş bu çürük ten kafesi?
Bu dizeler, biçim ve içerik bakımından aşağıdaki sanatçılardan hangisinin sanat anlayışını yansıtmaktadır?
A) Namık Kemal
B) Muallim Naci
C) Abdülhak Hamit Tarhan
D) Recaizade Mahmut Ekrem
E) Tevfik Fikret
13.
• Yüksek tepelerde hem yılana, hem kuşa rastlayabilirsiniz fakat biri sürünerek, öteki uçarak yükselmiştir.
• Köhne fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp atmak çok güçtür.
• Adi fikre sarf edilmiş güzel ifadeden ziyade, adı ifade içinde gördüğüm güzel fikre acırım.
• Ahmaklık, daima nur ile alevi karıştırır ve kendisini her yakanı bir güneş sanır.
Yukarıda verilen vecizeler yani özlü sözler aşağıdakilerden hangisinden alınmış olabilir?
A) Tevfik Fikret’in Haluk’un Defteri’nden
B) Halit Ziya’nın Kırk Yıl’ından
C) Cenap Şahabettin’in Tiryaki Sözlerinden
D) Mehmet Akif’in Safahat’ından
E) Ahmet Haşim’in Göl Saatleri’nden
14. El gibi dolaşma Anadolu’nda,
Arkadaş, yurdunu içinden tanı.
Dinle bir yosmayı pınar yolunda,
Dinle bir yaylada garip çobanı.
Bir ıssız ev gibi gezdiğin bu yurt, .
Yıllarca döktürür sana gözyaşı,
Yavrunun derdiyle ah eder Bayburt,
Turnanın özlemi yakar Maraş’ı …
Yukarıdaki dizeler, içeriği ve üslubu dikkate alındığında, aşağıdaki sanatçılardan hangisinin sanat anlayışını yansıtmamaktadır?
A) Yusuf Ziya Ortaç
B) Faruk Nafiz Çamlıbel
C) Ömer Bedrettin Uşaklı
D) Ahmet Haşim
E) Ahmet Kutsi Tecer
15. Sanatçının tüm sanatına hakim olan aklın sınırlarını aşarak geçmiş zamanı yakalama arzusu ve bu arzunun somut biçimi olan “rüya”, şiir ve hikayelerinde görüldüğü gibi romanlarında da görülür. Yaşadığı ortamla uzlaşamayan ve sürekli bir yalnızlık duygusu içinde bulunan Mümtaz, diğer romanlarının kişileri gibi, gerçeğin katı çıplaklığıyla karşılaşınca rüyaya benzeyen düşsel bir aleme sığınır. Söz gelişi Sahaflar’daki bitpazarında gezinirken geçmiş zamanı yakalamak, akıl ve idrakin ötesine sıçramak ister.
Yukarıdaki parçada sözü edilen sanatçı ve romanı aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
A) Peyami Safa – Matmazel Noraliya’nın Koltuğu
B) Ahmet Hamdi Tanpınar – Huzur
C) Orhan Pamuk – Kara Kitap
D) Tarık Buğra – Firavun imanı
E) Samiha Ayverdi – Mesihpaşa İmamı
16. “Sevgili Arsız Ölüm” bir ilk roman olduğu halde, olağanüstü büyülü dünyası, derinden derine sezilen mizahi boyutları ve şiirsel diliyle; bir aile üzerinden dillendirilen köyden kente göç olgusu ve aile bireylerinin kente uyum sürecinde yaşadığı zorlukların etkileyici bir tonda anlatımıyla dikkat çeken usta işi bir eser. “Sevgili Arsız Ölüm”deki köy insanının inanç sistemini dikkate aldığımızda yazarın çocukluğunda yaşadıklarının önemli bir kısmını roman gerçekliği içinde yeniden üretip değerlendirdiğini fark ediyor, köylülerin korkularını, Şamanist dönemlerden bugüne taşıdıkları kadim öğretilerin izlerini, içselleşip derinleşmiş ruhsal yaşantılar olarak okuma olanağı buluyoruz.
Bu parçada ele alınan eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nezihe Meriç
B) Duygu Asena
C) İnci Aral
D) Adalet Ağaoğlu
E) Latife Tekin
17. Taşranın aydın / entelektüel kişi üzerindeki boğucu, kuşatıcı etkisi çok yoğundur. —- Buzul Çağının Virüsü adlı romanında tam da bu konumdaki insan¬ların sorunlarını irdeler. Romanın başlıca kişileri Osman ve Faik’in kendini gerçekleştirme çabalarındaki açmazlar romanın eksen meselesi olarak okurun karşısına çıkar. Tutuculuğun çevrelediği bu insanlar ne mevcut kapıyı kırarak ne de bu yapıyla uyum sağlayarak varlıklarını sürdürebilirler. Roman bu konumdaki bireylerin gizemsel ve ruhsal çöküşlerinin serüvenidir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Ferit Edgü
B) Vüsat O. Bener
C) Rasim Özdenören
D) Mustafa Kutlu
E) Tezer Özlü
18. Önceki dönemlerde olduğu gibi Cumhuriyet Dönemi’nde de “Satılık Ev”, “İspinozlar”, “Toros Canavarı”, “Kahvede Şenlik Var”, “Cengiz Han’ın Bisikleti” gibi eserlerde toplumsal sorunları ve aile içi sorunları işlenmiştir.
Aşağıdaki yazarlardan hangisi bu parçadaki eserlerle ilişkilendirilemez?
A) Orhan Kemal
B) Ahmet Kutsi Tecer
C) Rıfat Ilgaz
D) Refik Erduran
E) Sabahattin Kudret Aksal
19. Çayın rengi ne kadar güzel;
Sabah sabah;
Açık havada.
Hava ne kadar güzel!
Oğlan çocuk ne kadar güzel!
Çay ne kadar güzel!
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Garip şiir anlayışını yansıtmaktadır.
B) Konuşma havasıyla yazılmıştır.
C) Şiirsellik ve imgeler ön plandadır.
D) Serbest şiir özelliği göstermektedir.
E) Söz sanatlarından kaçınılmıştır.
20. Atatürk Dönemi olarak adlandırılan 1923 – 1938 yıllarında çağdaşlaşma adına ciddi reformlar yapılır. Toplumu eski olandan uzaklaştırma, hayatı algılama ve yaşama bakımından Batı’ya yaklaştırma amacı taşıyan bu devrimler bu süre içerisinde birbiri ardınca gerçekleştirilir. İşte bu devrimlerden biri olan alfabe devriminin yapıldığı dönemde varlıklarını ilan eden bir başka topluluk —–. Bilinçli bir birlikteliğin ilk örnekleri olan Servetifünun ve Fecriati’den sonra, sanat anlayışları farklılık gösterse de bir dönüşüm ve devinim başlatmak amacıyla Cumhuriyet’in ilk yıllarında “canlılık, samimiyet, daima, yenilik” sloganıyla kurulan bu hareket bir edebi okul niteliği kazanmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Beş Hececiler’dir
B) Yedi Meşaleciler’dir
C) Garipçiler’dir
D) Hisarcılar’dır
E) II. Yeniciler’dir
21. İç içe geçmiş iki olay zinciri ile roman, kişisel değişimleri konu alması bakımından Zehra’nın, hatıra defterindeki maceralar bakımından da Mürşit Efendi’nin romanıdır. Çocukluğundan itibaren Mürşit Efendi’yi kötü bir insan olarak tanı¬ yan Zehra, hoşgörüsüz, katı kalpli, disiplinli bir öğretmendir. Zehra’nın babası Mürşit Efendi ise okulunu bitirdikten sonra idealist bir memur olarak Anadolu’ya gitmiş, Anadolu’nun memurları bekleyen çürümüşlüğü içerisinde kaybolmuştur. Kötü bir evlilik yapmış, çok istemesine rağmen çocuklarıyla gereği kadar ilgilenememiştir. Yani kendi iradesi dışında yaşayan bir insan durumuna gelmiştir. işte bu pişmanlıklar, çaresizliklerle dolu hatıra defteri, ölümünden sonra kızı Zehra’nın eline geçer. Böylece Zehra’nın dış dünya ile ilişkisi de yeniden şekillenir.
Aşağıdakilerden hangisi, yukarıdaki parçada tanıtılan romanın yazarına ait bir eser değildir?
A) Ateşten Gömlek
B) Dudaktan Kalbe
C) Miskinler Tekkesi
D) Yeşil Gece
E) Çalıkuşu
22. Romanda, Doğu ve Batı uygarlıkları kahramanların karakterleri ve fiziki özellikleriyle canlandırılır. Macit ile Şinasi’nin davranışları, giyinişleri ve uğraşları birbirinden tamamen farklıdır. Neriman, iki adamı model oldukları uygarlıklar çerçevesin¬ de yorumlar. Macit’in kıyafetleri ve temiz elleriyle sözlüsünden daha bakımlı olduğunu düşünür. Alafranga tipi temsil eden bu adamın uzun elleri, hafif manikürlü parmakları sürekli aklına gelir. Genç kıza göre Macit, hiçbir kusuru olmayan her yönüyle mükemmel bir insandır. Neriman’da, son zamanlarda Şinasi hakkında ise nefrete yakın bazı fikirler gelişmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi, yukarıda parçada tanıtılan romanın yazarına ait bir eser değildir?
A) Matmazel Noraliya’nın Koltuğu
B) Mahşer
C) Yaprak Dökümü
D) Yalnızız
E) Biz İnsanlar
23. Bir gün balıkçı kahvesinin önündeki yarısı kırmızı, yarısı beyaz çiçek açan akasyanın dalına asılmış bir dülger balığı gördüm. Rengi denizden çıktığı zamanki esmer renkteydi. Vücudunda hiç kımıldama yoktu. Taş kadar cansızdı. Yalnız bedenindeki incecik, ipten bile yumuşak zarları titreyip duruyordu. Böyle bir oynama hiç görmemiştim. Evet, bu bir oyundu. Bir görünmez iç rüzgarının oyunuydu. Vücutta görünüşte hiçbir titreme yoktu. Yalnız bu zarlar zevkli bir ürperişle tatlı tatlı titriyorlardı. İlk bakışta insana zevkli, eğlenceli şeymiş gibi gelen bu titreme hakikatte bir ölüm dansıydı. Sanki dülger balığının ruhu rüzgar rüzgar bu incecik zarlar¬ dan akıp gidiyordu.
Sait Faik Abasıyanık’ın “Dülger Balığının Ölümü” adlı hikayesinden alınan bu metinle ilgili olarak hangisi söylenemez?
A) Durum öyküsüne ait özellikler taşımaktadır.
B) Birinci kişi anlatıcı kullanılmıştır.
C) Betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
D) Şiirsel ifadelere yer verilmiştir.
E) Gerçek, sadece dış görünüşüyle ele alınmıştır.
24. “Kendini bir metni keşfetmeye adamış okur, bir serüvencinin, kaşifin, gözü kara denizcinin niteliklerine sahiptir.” diyor Manguel ve okurun hem dünyada hem de hayatta yolculuk eden bir gezgin olduğunu söyledikten sonra bunu belli bazı eserler üzerinden temellendiriyor. Kutsal kitaplardan başlayarak, Gılgamış Destanı’nda, Dante’nin İlahi Komedya’sında ve ardından Ulysses’in, Hamlefin, Don Quijote’nin, Madame Bovaıy’nin ve Anna Karenina’nın sayfaları arasında gezintiye çıkıyor. Farklı gezginlerin notları, gözlemleri, yorumları bize eşlik ediyor.
Yukarıdaki parçada aşağıda verilen sanatçılar dan hangisinin eserine yer verilmemiştir?
A) Shakespeare
B) Tolstoy
C) Dostoyevski
D) Cervantes
E) Flaubert
CEVAPLAR
1 B | 7 D | 13 C | 19 C |
2 D | 8 D | 14 D | 20 B |
3 B | 9 E | 15 B | 21 A |
4 E | 10 D | 16 E | 22 C |
5 A | 11 C | 17 B | 23 E |
6 B | 12 A | 18 C | 24 C |