Sembolizm ve Özellikleri

SEMBOLİZM

  1. Sembolizm, 19. yüzyılın son çeyreğinde realizm, natüralizm ve parnasizme      tepki olarak Fransa’da doğmuş; daha sonra bütün Avrupa’da gelişmiştir.
  2. Aydınlanma      Çağı’nda  pozi­tivizm“,      “determinizm” ve “materyalizmin, sanayi      toplumunda bunalım ve sıkıntıya düşen insanın sorunlarına çözüm      getirememesi sembolizm doğmasında etkili  olmuştur.
  3. Bilimin      ilerlemesi, teknolojik bu­luşlar, makineleşme, beklenen mutluluğu      insanlığa getirememiş; kapitalist düzenin çelişkileri sanatçıları yeni      arayışlara sürüklemiştir. Bu süreçte Kant, Schopenhauer, Bergson gibi      filozofların idealist ve sezgici felsefeleriyle Wagner’in mistik      müzik anlayı­şı, genç kuşağı derinden etkilemiştir. Böylece maddeci , aklı      ve mantığı ön plana çıkaran şiire karşı sezgiye,ruhun gizli güçlerine,algılanan      dünyanın ötesindeki metafizik dünyaya inanan bir anlayış ortaya çıktı.
  4. Sembolizmin      doğuşunda Dekadanlar olarak bilinen ve edebiyat geleneklerine      başkaldıran bir topluluğun da etkisi olmuştur. Dekadizm (çöküşçülük) adı      ve­rilen bir hareketi başlatan bu topluluğun üyelerinin çoğu, daha sonra      sembolizm içinde yer almıştır.
  5. Evreni      oluşturan bütün unsurlar arasında gizli bir bağ vardır.
  6. Algıladığımız      bu dünya gerçek dünyanın dış şeklinden başka bir şey değildir.Asıl gerçek      dünya bu gördüğümüz arkasında gizlidir.Duyularımızla algıladığı­mız dünya,      asıl gerçekliğin dış görüntüsünden başka bir şey değildir. Asıl gerçeklik,      bu görüntünün arkasında gizlidir. Her görünen maddi bir şeyin arkasında      bir manevi ve görünmeyen onun ruhu vardır.
  7. Sembolistlere göre algılanan dış görün­tülerin      arkasında evren gizli bir anlam taşımakta­dır. Şairin görevi sezgi yoluyla      ulaşılabilen bu giz­li anlamı ortaya çıkarmaktır. Bunu yapabilmek ise      ancak semboller aracılığıyla olabilir. Sembol, gö­rünmeyen bir şeyin      görünür işaretidir ve sanatçı­ya özgü olmak zorundadır.
  8. Bu      dünyada bütün varlıklar bir sis perdesiyle örtü­lüdür. Sonbaharın      solgun renkleri, kızıl gün batış­ları, hüzünlü akşamlar, alacakaranlıklar,      ölgün ay ışıkları, mehtap,      durgun sular, tenha yollar, masal­lardan, efsanelerden alınan motifler ve      çeşitli ruh halleri, sembolist şiirlerin değişmez atmosferidir.
  9. Estetik      bakımdan anlam kapalılığını amaç edinen şairler dış dünyayı rüyadaymış      gibi betimlerler.
  10. Sembolizmdeki      anlam ka­palılığının amaç olması okuru da şiir hakkında düşünmeye  zorlamış; okura, eseri kendine göre      anlama, yorumlama olanağını getirmiştir.Bu bakımdan şiir görecelik      kazanmıştır.Ya da her okunduğunda farklılık kazanarak şiirin etkisi uzun      süre devam eder. Şiir bir okunuşta anlamını yitirmez.
  11. Gerçeklerden      kaçma,hayale sığınma,çirkinlikleri hayal yardımıyla güzelleştirme  ve bunlara bağlı olarak karamsarlık      sembolizmin önemli özelliğidir.
  12. Görünenin      arkasındaki gizli anlamlara ancak sezgi yoluyla ulaşılabildiği için      bunların açık bir biçimde anlatılması da mümkün değildir. Sanatçı bu gizli      anlamları semboller ara­cılığıyla sezdirmeye, telkin etmeye, hissettirmeye      çalışır. Böylece, anlam kapalılığı sembolist este­tiğin önemli bir      özelliği olur.Bu bakımdan şairi      amacıyla her şeyi anlatmak değil sezdirmektir.
  13. Varlıkların      gizli ruhunu sezdir­mek için şiir diline müziği katmak gerekir. Çünkü      konuşma dili hatta şiir dili, görüntüler dünyasının ötesindeki karmaşık      zenginliği duyurmaya yeterli değildir.Müzik sembolistler vazgeçilmez bir      unsurdur. Hatta Ahmet Haşim:”Şiir      manadan çok müziktir ” der.
  14. Mecazlar      sıkça kullanılan unsurdur.
  15. Sembolistler şiirde biçimi şairin ve      şiirin gelişmesinin önünde engel olarak görmüşler  ve şiirdeki nazım biçimleri,ölçü,uyak,kafiye….vs.      şairin kendi estetik anlayışına bırakmışlarıdır ve bu yönüyle şiirin      gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.
  16. Sembolistler “sanat sanat  içindir” görüşünü benimsemişler      ve  günlük yaşamla, toplumsal      sorunlarla ilgilenmemişlerdir.
  17.  Daha çok şiir türünde gelişme      göstermişlerdir.

Sembolizmin Önemli Temsilcileri

Charles Baudelaire

Arthur Rimbaud

Paul Verlaine,

Stephan Mallarme,

Paul Valery

Jean Moreas,

Türk Edebiyatındaki Temsilci

 Cenap Şahabettin(bazı şiirlerinde)

Ahmet Haşim

Ah­met Hamdi Tanpınar

 Cahit Sıtkı Tarancı

 Ahmet Muhip Dıranas

 

NOT: Di­van şiirinde Şeyh Galip‘in ”Hüsn ü Aşk” adlı alegorik tarzda yazılmış olan mesnevisi sembol bakımından değerlendirilecek olursa Avrupa’daki sembolistlerin ortaya çıkmasından çok önce yazılmıştır.