Tebrikler - Masal/Fabl adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Soru 1 |
Aşağıdakilerden hangisi masalların özelliklerinden değildir?
Masallarda millî ve dinî motiflere yer verilirken hangi millete ait olduğu açıkça belirtilir. Böylece o milletin kültürel özellikleri hakkında fikir sahibi olunur. | |
Masallarda genellikle iyilik - kötülük, doğruluk - haksızlık gibi çatışmalara yer verilir. | |
Evrensel konuların işlendiği masallarda eğiticilik esastır. Masallar genellikle bir eğitim amacı güderler, bu yönüyle didaktik (öğretici) bir nitelik taşır. | |
Masallarda iyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. | |
Masalların çoğu "bir varmış, bir yokmuş..." ya da" evvel zaman içinde, kalbur saman içinde..." gibi ifadelerle başlar. Bunlara tekerleme denir. |
Soru 2 |
Aşağıdakilerden hangisi masalın özelliklerinden biri değildir?
Zaman, mekân öğelerini düşsel yaşama bağlaması | |
Gündelik yaşamdan bir kesit sunması | |
Kalıplaşmış sözlere, tekerlemelere yer vermesi | |
Ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen ürünler olması | |
Durum ve olayları olağanüstü kahramanlara bağlayarak anlatması |
Soru 3 |
Fabl türünün öğreticilik yanı ile ilgili olarak aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
Fabllarda mutlaka bir ders verme gayesi vardır. | |
Masallardaki mesajlar açık bir şekilde yazılmayıp okuyucuya bırakılırken fablda verilmek istenen mesaj, genellikle metnin sonunda yazılı bir şekilde verilir. | |
Fabllardaki dersler sadece ahlaki değerler üzerinedir. | |
Fabllardaki mesaj alegorik anlatım yönüyle daha çok hayvanlar üzerinden verilir. | |
Fabllar sadece küçüklere değil her yaştan insana ders verebilir. |
Soru 4 |
... genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü geleneğin ürünüdür. Bu ürünler çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin,dev, peri vb. varlıkların başlarından geçen olağanüstü olayları anlatır. Belirli söz kalıplarına yer verir.
Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisinin getirilmesi uygundur?
Manzume | |
Masal | |
Destan | |
Halk öyküsü | |
Efsane |
Soru 5 |
Olay örgüsü olağanüstülükler üzerine kurulan, çoğunlukla anonim nitelik taşıyan, kahramanlarından bazılarının hayvanlar ya da cin, peri, dev, ejderha gibi olağanüstü varlıklar olduğu edebî metinlerdir. Bu tür metinlerin başlangıç bölümlerinde çoğunlukla tekerlemelere yer verilir.
Bu parçada özellikleri verilen metin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Masal | |
Manzum hikâye | |
Destan | |
Halk hikâyesi | |
Roman |
Soru 6 |
Aşağıdakilerden hangisi masalların özelliklerinden değildir?
Dinî ve millî unsurları ön planda tutmaları | |
Ders verici niteliklerin bulunması | |
Kişilerinin olağanüstü niteliklere sahip olması | |
Çoğunlukla anonim olmaları | |
Zaman ve mekân bakımından soyut olmaları |
Soru 7 |
TEKERLEME
DÖŞEME
CADI
ÖĞÜT
Yukarıda anahtar sözcükleri verilen metin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Halk hikâyesi | |
Manzum hikâye | |
Masal | |
Fabl | |
Destan |
Soru 8 |
Aşağıdaki metinlerden hangisi bir masaldan alınmış olabilir?
Hafız Nuri Efendi kapının arkasından şemsiyesini aldı, yavaşça sokağa çıktı. Neden? Bir işi mi var? Birini mi görecekti? Hiçbir işi yok. Hiç çıkmasa da olabilirdi. Ancak çıkmış bulundu. | |
Uzun zaman önce şirin mi şirin bir köyde yoksul bir köylü çiftçi ve karısı mutlu mesut yaşarlarmış. Bu çiftçi kazları çok severmiş, her gün kazları beslermiş ama bir kazı varmış ki çok özelmiş. Özelliği ise altın yumurtluyor olmasıymış... | |
Minyatür kanatlı kelebekleri dünya göç şampiyonları arasında görünce şaşırıyoruz. Kuzey Amerika kral kelebeği göç sırasında Kuzey ve Orta Amerika boyunca 4000 kilometrelik bir mesafeyi kat ediyor. | |
Tarla baştan başa insan ve tınazlarla örtülüydü. Sık yüksek boylu çavdar tarlasının biçilmiş bölümlerinde orakçı kadının sırtı, demet yaparken parmakları arasında sallanan başaklar, çocuğunun gölgedeki beşiğine eğilen kadın ve peygamber çiçekleriyle örtülü tarlada toplanmış ekin demetleri görünüyordu. | |
Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine baktım. Çok keskin. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başladım. Dişleri bozulunca yeniden denedim. |
Soru 9 |
En eski sözlü ürünlerden olan masallar, halkın yarattığı,(I) ağızdan ağza yayılan,(II) olağanüstü durum ve olayları yine olağanüstü kahramanlara bağlayarak anlatan halk öyküleridir.(III) Masal kişileri olayları yönlendiren kahraman özelliği taşır.(IV) Zaman ve mekân belirsizdir.(V)
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi masalın bir özelliği değildir?
III | |
IV | |
II | |
V | |
I |
Soru 10 |
—- sonunda ders verme amacı güden, güldüren, düşündüren ve genellikle hayvanlar üzerinden anlatılan manzum öykülerdir.
Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşağıdaki yazı türlerinden hangisi getirilmelidir?
Masal | |
Roman | |
Öykü | |
Halk hikâyesi | |
Fabl |
Soru 11 |
Aşağıdakilerden hangisi masal türünün özelliklerinden biri değildir?
Kalıplaşmış sözlerle başlamaları ve sona ermeleri | |
Mutlu sonla bitmeleri | |
Olağanüstü öğeler içermesi | |
Yer ve zamanın belirsiz olması | |
Dinsel motiflere yer vermesi |
1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili sözcük farklı bir tür ve görevde kullanılmıştır?
A)Onlar sessizce boyun eğmişlerdi ölüme.
B)Pek seyrek duydular inlediklerini insanların.
C)En karanlık günlerde bile mutluydular.
D)Özgür insanlar ülkesinde ellerini karşılıksız sıkıyorlardı.
E)Türkünün kanatlarını gerdiği geniş çayırlar gibisin
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir soru zarfıyla sağlanmıştır?
A)Sanat eğitiminin yolu da çalışmak değil midir?
B)Rembrandt, günümüzde yaşasaydı hangi tekniği kullanırdı?
C)Van Gogh ülkemizde yaşasaydı yine aynı resimleri mi yapardı?
D)Dünyada onların düzeyine kaç sanatçı varabildi?
E)Sanatçıların eserleri bölgeden bölgeye niçin değişir?
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “nasıl” sözcüğü diğerlerinden farklı bir tür ve görevde kullanılmıştır?
A)Bir çocuk nasıl çağırır annesini, bilir misin?
B)Nasıl iner bir bisikletli yokuştan aşağı?
C)Bu kuş nasıl tüner incecik dallara?
D)Nasıl yansır oyalı bir yazma camlara?
E)Nasıl çiçekler toplardı kırlardan çocuk?
4.Aşağıdaki dizelerin hangisinde soru anlamı diğerlerinden farklı bir sözcük türüyle sağlanmıştır?
A)Neden coşkun suların sesi gittikçe dindi?
B)Niçin derdiyle yaksın seni bu devran, kızım?
C)Bilsem ki sönmez ateş hangi dünyada vardır?
D)Gülmek isterdi uzaktan bana bir gölge, niye?
E)Havva’dan uzak kaldı, nasıl bir sene Âdem?
5.Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili zarf, yapıca diğerlerinden farklıdır?
A)Sonra bıraktım gittim korkusuzca
B)Sabahleyin başladı gün doğmadan yolculuk
C)Bir adım daha ötesine bir adım daha
D)Erken kalkar kuşlar bahar sabahları
E)Yaşadığı tüm acıları sessizce anlattı ona.
6. Aşağıdaki dizelerde altı çizili sözcüklerden hangisi türü bakımından ötekilerden farklıdır?
A)Doğuyordu bir mehtap gibi ılık ve pembe yüzün.
B)Sensiz yaşanan günler birden unutuldu.
C)Dönmeyeceğin bir yer beğen, başka türlüsü güç.
D)Yeni bir nefes gibi sessizlik göğsümdedir.
E)Sen de baygın kokular dağıtırsın teninle.
7.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir zarfla sağlanmıştır?
A)Bizlere hangi daireyi kiralayacaksınız?
B)Çocuklar Ankara’ya ne gün gelecek?
C)Nasıl bir elbise almayı düşünüyorsunuz?
D)Bu yazı, nerede geçireceksiniz?
E)Bu problemi nasıl çözdünüz?
8.Aşağıdaki dizelerin hangisinde zarf (belirteç) kullanılmamıştır?
A)Sonra kurulanırdım birden güneşle.
B)Giderdim yine de önüm arkam zorluk
C) Delice çektim gittim güçle atıldım
D)Bugünden yarına daha güçlü geçerdi.
E)Bir anıt kurmak, bir yere taş dikmekti.
9.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ikileme, belirteç (zarf) görevinde kullanılmıştır?
A)Eski püskü elbiseler giyerdi.
B)Saçma sapan sözlerle beni avutma!
C)Ufak tefek bir kadındı.
D)Pırıl pırıl saçları dikkat çekiyordu.
E)Bebek, mışıl mışıl uyuyordu.
10. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamını “durum” bakımından tamamlayan bir sözcük vardır?
A)Sessizlik içime yudum yudum doluyor.
B)Uzak iklimlerde gözlerim seni arar.
C)Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor.
D)İstemem, her gün, her gece, benim için üzül.
E)Biliyorum, geceleri bana yıldızları veremezsin.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üstünlük bildiren bir zarf (belirteç) kullanılmıştır?
A)Öğretmen bu konuda çok araştırma yapmış.
B)Yoğun olduğunu söyleyerek erkenden yattı.
C)Alıcılar ucuzluktan daha çok yararlandı.
D)Sınavı kazanamayınca çok üzüldü.
E)Başarmak için çok çalışmak gerekir.
12. Aşağıdakilerden hangisinde zaman zarfı kullanılmamıştır?
A)Biraz önce dersaneden ayrılmış.
B)Hemen dersinin başına otur.
C)Onunla dün partide tanıştık.
D)Belki akşama doğru gelirim size.
E)Bu filmi bir daha izleyeceğim.
13. Sürdüm deniz tarlasını ektim biçtim.
I
Çatışmaydı uzayla, zamanla savaş
II
Bir dar kapıdan tutkulu geçtim.
III IV
Balıkçıl sürüleriyle sarmaş dolaş
V
Yukarıdaki dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi zarf (belirteç) görevinde kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ir (—li, -lu, -lü) yapım ekini alan sözcük, farklı türde kullanılmıştır?
A)Yaşlı gözlerle bana her şeyi anlattı.
B)Çocuklar, bugün çok neşeli görünüyordu.
C)Akıllı çocuk; gözlerinden belli.
D)Benim şekerli kahvem bugün gecikti.
E)Yazın yağmurlu havayı seviyorum.
15. “Pantolonuna daha uygun bir gömlek seçmeliydin.”
“Daha” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledeki göreviyle özdeştir?
A)Gece geç yattı; daha uyanamadı.
B)Biz, sizden daha erken geldik.
C)Daha iyi koşullarda çalışmak isterdim.
D)Erikler, daha olmamış; yenmez.
E)Çocuk, daha beş yaşına yeni girdi.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, türü yönünden farklıdır?
A)Çok iyi biri; onu kaybetmeyelim.
B)Ne kadar tuhaf bir adam; ser verip sır vermiyor.
C)Sıcak havanın gelmesi biraz gecikti.
D)Epey meraklandık ama nihayet geldiler.
E)Onsuz bir toplantı, verimli olmazdı zaten.
17. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, yüklemi durum yönünden belirten bir sözcük kullanılmıştır?
A)Biliyorum kuşlarla saklambaç oynayan çocukları.
B)Beni bir kez daha avutmaktan yorgun görünüyordu.
C)Ağır bir rüzgar gidip geliyor yaprakların arasında
D)Gözyaşın, tüyden hafif boynumu ağırlaştırıyor.
E)İniyorum zamanın karanlık yokuşlarından.
CEVAPLAR
|
1.E |
2.E |
3.E |
4.C |
5.C |
6.B |
|
7.E |
8.E |
9.E |
10.A |
11.C |
12.E |
|
13.D |
14.B |
15.C |
16.D |
17.B |
|
1. Aşağıdakilerin hangisinde soru anlamı farklı türden bir sözcükle sağlanmıştır?
A)İnsan düşüncesi hangi oranda anlayabilir bunları?
B)Nasıl her gece geç saatlere kadar oturuyorsunuz?
C)Sizden ayrıldıktan sonra ne tarafa gittiler?
D)Kaç öğrenci girecek bu sınava?
E)Bu işten ne kadar ücret alacaksınız?
2.Aşağıdakilerin hangisinde ikileme, zarf (belirteç) görevinde kullanılmamıştır?
A)Bir güldür açılmış esmer bahçemde
Nakıştan gözleriyle iri iri
B)Tenha bir kızdır şimdi kalabalık evlerde
Ağlar kısık kısık benim için
C)Senin için yazdığım şiirleri
Dün teker teker okudum
D)Serin yanaklarına gitti elim usul usul
Ay sanarak gecenin ayazında
E)Saksı saksı çiçekler durur
Geniş pencerelerin önünde
3. “İnsanları başarısızlığa götüren en büyük faktör güvensizliktir.” cümlesinde “en” sözcüğünün görevi aşağıdakilerden hangisidir?
A)Sözcükleri bağlamak
B)Anlamı pekiştirmek
C)İsmi nitelemek
D)Fiili derecelendirmek
E)Sıfatı derecelendirmek
4.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirilmiş sözcük, belirteç (zarf) görevindedir?
A)Evin her yeri tertemizdi.
B)Bembeyaz dişleri dikkat çekiyordu.
C)Yemyeşil bir vadi çıkıyor karşımıza.
D)Yağmurdan sırılsıklam olmuştu.
E)İpince bir ses karşıladı bizi.
5. “Geçen yıla göre bu yıl daha iyi çalıştı.” cümlesindeki “daha” sözcüğünün görev yönünden özdeşi aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?
A)Tanıdığım kadarıyla rahmetli, iyi bir insandı.
B)O yıllarda pek güzel bir evde oturuyordu.
C)Toplantıda dün akşam oldukça güzel konuştu.
D)Az konuş, çok dinle demiyor muyum her zaman?
E)Çok kötü bir anda yanıma geldiğini düşünüyorum
6.Aşağıdakilerin hangisinde sorunun cevabı zaman zarfıdır?
A)Ne zaman gideceğimizi sen mi söyledin?
B)Hangi gün öleceğini kim bilebilir?
C)Saat kaçta aradın bu arkadaşını?
D)Kaç yıl oldu bilmiyorum, sen hatırlıyor musun?
E)Geçen hafta buluştuğunuzu benden niçin sakladın?
7.Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki ikileme, zarf görevinde kullanılmamıştır?
A)Sessiz sessiz ağlıyordu kadın.
B)Kedi, küçük avına usul usul yaklaştı.
C)Hafif hafif esen rüzgâr bize yolu gösterdi.
D)On sekiz yaşında heyecanlıydı deli deli coştu gönül.
E)İri iri gözleri, güzelliğini artırıyordu
8. “Onlar bir gece çadırlarımızdan doludizgin uzaklaştılar.” cümlesinde altı çizili sözcüğün tür ve görev yönünden özdeşi aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A)Sen benim esirliğim ve hürriyetimsin.
B)Çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin.
C)Sen, ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretim- sin.
D)Yıkıldı dediğin sistem sapasağlam duruyor.
E)Kosova’da savaş başlamak üzere.
9.Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi görevce farklıdır?
A)Haşan, çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
B)Çocuğun kara kara gözleri bir anda buğulandı.
C)Türkü söyleye söyleye hem yürüdüm hem düşündüm.
D)Bakışlarıyla delikanlıyı uzun uzun süzdü.
E)İhtiyar adam, uzatılan ekmekten istemeye istemeye bir parça aldı.
10. “Daha” sözcüğü, aşağıdakilerin hangisinde, zaman zarfı olarak kullanılmıştır?
A)Daha büyük sorunlarla karşılaşırsanız, şaşmayın.
B)Çok büyük iş almayı daha düşünmüyoruz.
C)Güvercinden daha sıcak bir hayvan bulabileceğini sanmıyorum.
D)Bizim daha deneyimli insanlara ihtiyacımız var.
E)Siz, biz, hepimiz daha yeşil bir Ankara için çalışmalıyız.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi zaman yönünden sınırlayan bir zarf yoktur?
A)Her şey birdenbire oldu.
B)İşyerini derhal terk etmeliydi.
C)Yarın, içimizde yaşayan bir ümittir.
D)Anneler daima haklıdır.
E)Buluşmaya vaktinden önce gelmişti.
12. Ben şimdi Kerbelâ’da açan çiçeğin kokuşuyum
I
Aşkın içine kapanık bir odanın karanlığından
II
Adımını geri alamazsın uçurumundan
III
Binlerce kılıçla bölünüyorum karınca dolu ağzımdan
IV V
Yukarıdaki dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi zarf (belirteç) görevinde kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bir” sözcüğü farklı türde kullanılmıştır?
A)Böyle bir sevgi insanı yüceltir
B)Bu öyle bir duygu ki tanımı yok.
C)Öyle bir konuştu ki gözleri doldu.
D)Seni böyle bir günde yalnız bırakamazdım.
E)Böyle bir şiir bundan güzel olamaz.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yükleme anlam yönünden kesinlik katan bir sözcük kullanılmıştır?
A)Bunun ne muhteşem bir iş ve güzellik olduğunu bilmiyorsun.
B)Düşündüğünü açıkça söylemenin zevkini tattınız mı?
C)Sesini ve kokusunu kavramaya çalıştığımız insanlar olacaktır.
D)Başkalarının sesini duyunca belki de şaşıracağız.
E)Kendi kokumuz bize hafızamızda asla kılavuzluk edemeyecektir.
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklemi durum yönünden belirleyen bir sözcük kullanılmıştır?
A)Gökyüzü ağarmış, mat bir mavilik yayılmıştı bulutlara.
B)Sokakların ıslaklığını açıkça görüyordum artık.
C)Beklediğim bir şeyler olduğu sürece yaşlanmayacağımı biliyorum.
D)En neşelisinde bile kekremsi bir tat bulduğumuz eski şarkılar çalıyor.
E)Sabahın erken saatinde, uzaklardan araba sesleri duyulmaya başlamıştı.
16. “içeri” sözcüğü aşağıdakilerden hangisinde ad türünde değildir?
A)İçerinin mobilyasını yakında değiştireceğiz.
B)Çocuklara söyle, içeriye girsinler.
C)İçeriyi görmek için bahane yarattım.
D)Odanın içerisi çok dağınıktı.
E)Onu hemen içeri çağırın.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir soru zarfıyla sağlanmıştır?
A)Neden ekmeklerini de yanlarında götürürler?
B)Annesi bu tülbenti hangi niyetle bağladı?
C)Irmak sözü çoğaltmakta mıdır tüm ırmakları?
D)Hangi irili ufaklı göllerle harelenir toprak?
E)Kim okudu kale kapılarındaki ince yazıları?
18. Evcil (I) bir dünya, dost (II) bir evren… Şair bunun böyle (III) olmadığını biliyor. Bir iletişim istiyor. Bu iletişim yeni(IV) coğrafyalara ulaşmalı, dünyayı yaşanası (V) bir yer haline getirmeli.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi, tür bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
19. (I) Bu öykünün ülkenin sosyal sorunlarını da içerdiği açıktır. (II) Öyküde, kişilerden yola çıkılarak geliştirilen düşünceler, sosyal niteliklidir. (III) Yazarın düşüncelerinin yalnızca kahraman için söylendiğini düşünmek oldukça güçtür. (IV) Bu düşünceler, olayı süslemek için kullanılmamıştır.(V)Kahraman, yazarın düşüncelerinin aktarımında aracı durumundadır.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yüklemin anlamını güçlendiren bir sözcük kullanılmıştır?
A)l. B) II. C) III. D) IV. E) V.
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir soru zarfıyla sağlanmıştır?
A) O zaman bu insanlara sormak gerekmiyor muydu?
B) Neden bana inanmamı istemediğin şeyler söyledin?
C) Kaçınılmaz iktidar kavgasının parçası mıdır yalan söylemek?
D) Neyi anlatmasını istiyorsun bu yaşlı adamın?
E) Hangi koku, insanı iğde çiçeği kadar etkiler?
21. Aşağıdaki cümlelerde yer alan ikilemelerden hangisi farklı görevde kullanılmıştır?
A)Sıcak temmuz güneşi, alnındaki boncuk boncuk terleri çoğaltıyordu.
B)Döndü Kadın sallana sallana pınara doğru yürüdü.
C)Şoför, acı acı kornaya basarak yol istiyordu.
D)Babamın kararmış, küçük dişleri, sivri sivri görünüyordu.
E)Islık çala çala, uzun boylu adamların girdiği eve gitti.
22. Aşağıdaki dizelerde yer alan ikilemelerden hangisi, sözcük türü bakımından diğerlerinden farklıdır?
A)Dolaşsam ışığında, kanadım yana yana
B)Beynime sarhoşluğun yayılsa tatlı tatlı
C)Islanmış mendil üstünde adını anmak hece hece
D)Gün batımı sesindir çığlık çığlık kulağımda
E)Bilirim geleceğini, kar lapa lapa yağsa da
CEVAPLAR
|
1.B |
2.E |
3.E |
4.D |
5.C |
6.C |
7. E |
8.D |
9.B |
10.B |
11.D |
12.C |
13.C |
|
14.E |
15.B |
16.E |
17. A |
18.C |
19.C |
20.B |
21. A |
22. D |
|
|
||
1. Türkiye Türkçesinin yazı dili olarak İstanbul ağzının belirlenmiş olmasında en önemli etken aşağıdakilerden hangisidir?
A)Ülkemizin en kalabalık şehrinin İstanbul olması
B)Kentin iki kıtayı birleştiren bir konuma sahip olması
C)İstanbul’un geçmişten bugüne bilim, kültür ve sanat merkezi olması
D)Ulusal yayın kuruluşlarının merkezinin İstanbul’da bulunması
E)Önemli bilim ve siyaset insanlarının İstanbul’da dünyaya gelmiş olması
2. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine özgü konuşma diline “ağız” denir.
Buna göre aşağıdaki dizelerin hangisinde ağız örneği olabilecek kelimelere yer verilmiştir?
A)Girdiğim bütün savaşları kazandım sevginle
Önüme çıkan harami dağları aştım sevginle
B)Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
C)Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
D)Seni, yaz günleri topraktan tüten buğu
O bir anlık, bir solukluk yağmurlardan sonra
E)Aney, canım aney, kurban aney
Hani sen elinde sıtıl, suya gidersin
3.
I.“Nasısın, eyi misin? İnşallah eyisündü?”
II.“Yolda aynasızlar varmış, dikkat et!”
III.“Doktor Bey, hasta ex oldu!”
IV.“Seni yahşi sevirem Azerbaycan”
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) Şive
B) Ağız
C) Jargon
D) Lehçe
E) Argo
4.Aşağıdakilerden hangisi konuşma ve yazı dilinin farklılıklarından değildir?
A)Konuşma dili geçici, yazı dili kalıcıdır.
B)Konuşma dili yazı diline bağlı olarak yazı dilinden sonra gelişir.
C)Konuşma dili doğaldır, yazı dili ise kuralcı bir dildir.
D)Konuşma dili günlük konuşmalarda, yazı dili ise edebî metinlerde kullanılır.
E)Konuşma dili bölgeden bölgeye değişiklik gösterebilir, yazı dili ise göstermez.
5. Eski neslin konuşurken kullandığı sözcüklerin birçoğunu bugünün gençleri anlamıyor. Demek ki onların konuşma dilinde bu sözcükler yer almamış. Şu hâlde konuşma dili kavramını bir yana bırakarak dili sadeleştirmede ölçü olarak halk dilini kabul etmemiz daha doğru olur. Gerçi halk dili derken neyi kastettiğimiz sorulabilir. İstanbullu bir esnafla, Kastamonulu bir köylünün konuşması arasında elbette fark vardır.
Aşağıdaki kavramlardan hangisi bu metinde anlatılanlarla ilişkilendirilebilir?
A) Ağız
B) Şive
C) Lehçe
D) Jargon
E) Argo
6. Aşağıdakilerden hangisi konuşma dilinin özelliklerinden değildir?
A)Günlük hayatta kullanılan, vurgular ve ses tonuna bağlı olarak değişiklik gösteren canlı bir dildir.
B)Sözlü kültür olarak yazı dilini besleyen ve zenginleştiren önemli bir kaynaktır.
C)Aynı coğrafyada söyleyiş farklılıklarına bağlı olarak ağızlar ortaya çıkmıştır.
D)Her ne amaçla olursa olsun yazı dilinde kullanılmaz.
E)Belirli kuralları olmadığından bu dilde anlatım bozukluğuna sıkça rastlanır.
7. Konuşma dili, çeşitli coğrafi bölgelere göre farklılaşabilir. Dilin bu şekilde bölünmesi o dilin ağız, şive ve lehçelerini meydana getirir. Ağız, aynı bölge veya ülke içindeki konuşma farklılıklarıdır. Çankırı ağzı (I), Urfa ağzı (II) gibi. Şive ise bir dilin bilinen tarihî dönemleri içinde kendinden ayrılmış kollarıdır. Yakut şivesi,(III) Azeri şivesi (Iv) gibi. Bir dilin bilinilmeyen zamanlarda ayrılmış, büyük değişikliklere uğramış kollarına da lehçe denir. Türkmen lehçesi (V) gibi.
Bu parçadaki bilgi yanlışı numaralanmış kelimelerin hangilerinin yer değiştirmesiyle düzeltilebilir?
A) I ve II
B) I ve V
C) II ve IV
D) III ve V
E) IV ve V
8.
I.Ağız, bir ülkenin çeşitli bölge ve kentlerindeki konuşma dilinde görülen söyleyiş farklılıklarıdır.
II.Argo; anlam değişiminin güçlü olduğu, nükteli, etkili bir dildir ve zamanla ortak dilin söz varlığına girer.
III.Şive; bir dilin bilinmeyen dönemlerinde kendinden ayrıldığı, ses ve biçim farklılıklarının olduğu kollarıdır.
IV.Jargon; bir grup arasında dayanışma ve çıkar birliğini sürdürme, bir meslek sırrını koruma amacıyla oluşturulur.
V.Türk dilinden bilinmeyen bir dönemde ayrılan Yakutça ve Çuvaşça, iki ayrı lehçedir.
Dil terimleriyle ilgili yukarıdaki numaralanmış bilgilerden hangisi yanlıştır?
A)I B) II C) III D) IV E) V
9.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Doğru (D), Yanlış (Y)” şeklinde değerlendirilirken bir yanlışlık yapılmıştır?
A)Çuvaşça ve Yakutça, Türk dilinin iki lehçesidir. (Y)
B)“Dün bizim mahalledeki eski kodesin yanında bizim çakallardan biri ile laflıyorduk. Birden zırtapozun biri hadi ikileyin demez mi?” cümlesinde argo kelimeler kullanılmıştır. (D)
C)Türkiye’deki Türklerin “yol”, Kazak Türklerinin “jol” Kırgız Türklerinin “col” demesi bir lehçe örneğidir. (Y)
D)Türkiye Türkçesinde İstanbul ağzı esas alınmıştır. (D)
E)“Yaylanun çimenuni topladuk elek elek.” cümlesinde ağız özellikleri görülmektedir. (D)
10. Yazı dili ve konuşma diliyle ilgili olarak aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A)Bir ülkede bir yazı dili varken birden fazla konuşma dili vardır.
B)Konuşma dilinde kelime hâzinesi daha zenginken yazı dilinde sınırlıdır.
C)Yazı dilinin kuralları varken konuşma dilinin kuralları yoktur.
D)Yazı dilinin kullanım sahası, konuşma diline göre daha geniştir.
E)Konuşma dili günlük hayatta farklılık gösterirken yazı dili göstermez.
11. Aşağıdakilerden hangisi yazı dilinin özelliklerinden değildir?
A)Tutucu değildir, kuralları zamana ve mekâna göre değişir.
B)Eserlerle kültürü, geçmişten bugüne taşıma özelliği gösterir.
C)Konuşulan dilin lehçe ya da ağızlarından biri esas alınarak oluşturulur.
D)Lehçe ve ağızların zenginliklerinden faydalandığı gibi onları ortak bir kaynaktan besler.
E)Ulusal birliğin oluşmasında ve o ulusun gelişmesinde önemli bir faktördür.
12. —bir dilin metinlerle izlenebilen dönemlerinde kendinden ayrılan bazı ses ve biçim farklılıkları olmakla birlikte bu farklılıkların anlaşılabileceği kollardır.
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur?
A)Ağız
B)Konuşma dili
C)Argo
D)Lehçe
E)Şive
CEVAPLAR
1.C
2. E
3. D
4. B
5. A
6. D
7. D
8. C
9. A
10. B
11. A
12. E
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, altı çizili sözcük ad göreviyle kullanılmıştır?
A)Çöpçüler grev yapınca sokaklara ağır bir koku yayılmıştı.
B)Bahçesindeki ağaç, yaz kış yeşilliğini yitirmiyordu.
C)Öğrencilerin tamamı yarınki deneme sınavına hazırlanıyordu.
D)Şişman adam ceketinin cebinden deste deste para çıkardı.
E)İşletme müdürü, fabrikanın durumunu işçilere açıkça söyledi.
2. “Güzel” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ad” olarak kullanılmıştır?
A) Yaşamı boyunca her şeyin güzelini istedi.
B) O güzel sesin etkisiyle bir an öylece bakakaldı.
C) Kıvır kıvır saçları olan çocuğun güzel yüzü vardı.
D) Otelin penceresinden İstanbul Boğazı çok güzel görünüyordu.
E) Yarıyıl tatilinde güzel bir yere gidip dinlenmek istiyordu.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük soyut addır?
A) Babamın ölümüyle ailemiz biraz daha dağılmıştı.
B)Uzun bir yolculuktan sonra yemyeşil bir yere gelmiştik.
C) Yeni evimizde huzur bulacağımı zannediyorum.
D) Kendisini istemeye gelenleri, ablam bilmemeliydi.
E) Bu yaklaşımıyla akıllı biri olmadığı anlaşılıyordu.
4. Aşağıdakilerin hangisinde belirtisiz isim tamlaması başka bir adın sıfatı görevinde kullanılmıştır?
A) Çalışanın emeği hiçbir zaman boşa gitmez.
B) Bakışların bir okyanusu yerinden oynatıyordu.
C) Buz mavisi gözlerin yüreğimi yerinden hoplatıyordu.
D) Genç gönüller sevda değirmeninden sonradan haberdar oldu.
E) Küçük çocuk otobüsten inerken yere kapaklanın işti.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ler” takısı cümleye farklı bir anlam katmıştır?
A) Bozuk yollarda lastiğimiz her an patlayabilir.
B)Örümcek ağlarını temizleyip kulübeye çekidüzen verdi.
C)Kitapların sayfa sayısını tutturmak için kitapları inceliyordu.
D)Müdür Beyler komisyonumuzu nezaketle karşıladı.
E)Babadan kalma evler ve arabaları hesapsızca tüketti.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, ad durum eki almamıştır?
A)Onlar, bizi her zaman sevdiklerini söylediler.
B)Bu korkuyu aklımdan çıkaramadığımı sen de biliyorsun.
C)Onun tavrı, bizim böyle davranmamıza neden oldu.
D)Hiçbir eser, yazarının koruyuculuğuna sığınamaz.
E) Kalbimizi kıran bir insanla nasıl birlikte olabiliriz.
7.Aşağıdakilerin hangisinde bileşik isim diğerlerinden farklı bir biçimde oluşmuştur?
A)Yüreğin, dibek taşının çukuru gibi boştu.
B)Yeryüzüne bir nizam vermek isterdim.
C)Gözyaşını boşa akıtma, güzel ve hisli çocuk.
D)Gönlüm dalgakıransız kaldı sevda bahçelerinde.
E)Sevda başağrısı kadar yakındı bizlere.
8 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde topluluk adı kullanılmıştır?
A)Arkadaşını da yazmaya teşvik ediyor, ona yol gösteriyordu.
B)AB’den gelen heyet, görüşmeler yaptıktan sonra Ankara’dan ayrıldı.
C)Konuşmayı bilmiyor, bir de bizimle tartışmaya kalkıyor.
D)İnsan, yaşadıklarını anlatmak için sadece şiir yazmaz.
E)Yükseklere çıkmış insanların tabanında kötülük vardır.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut bir ad, aldığı ekle soyut anlam kazanmıştır?
A)İnsanlık ölmedi ya, işin ucundan biz de tutarız.
B)Samanlıkta iğne aramaya benziyor seninki.
C)Bu kitap ince bir düşüncenin ürünüydü.
D)Yalnızlık biz insanlara göre bir şey değil.
E)Mutluluk bizim semtimizden de geçecek mi?
10 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, tekil bir tür adı o türün tamamını anlatacak biçimde kullanılmıştır?
A)Dershanemizin sınıflan oldukça ferahtı.
B)Bahçedeki asırlık çınar rüzgardan etkilenmemişti.
C)Amatör tiyatrocular hazırladıkları oyunu başarıyla sergilediler.
D)Çocuk, her durumda sevgiyle büyür, ilgiyle gelişir.
E)Yeni aldığı dairenin çok geniş bir mutfağı vardı.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçültmeli bir ad vardır?
A)Küçücük dünyasına, bu büyük başarıyı sığdıramıyordu.
B)Minicik öğrencileri sınavdan sınava koşturmak haksızlıktı.
C)Bu kitapçık, dershanemiz öğrencilerine ücretsiz dağıtıldı.
D)İstanbul’un daracık sokaklarına itfaiye aracı giremiyor.
E)Üzgün olduğundan ufacık bir söze bile tahammül edemedi.
12. Hepimizin avuçlarında ve topraklarında kilimlerin hararetinden bir tutam saklıdır, fakat asırlardır Türk evlerinin en önemli eşyasını oluşturan kilimlere layık olduğu değer verilmemiştir.
Yukarıdaki cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)Belirtili isim tamlaması vardır.
B)Tamlayanı ortak, isim tamlaması vardır.
C)Tamlayanı belirtisiz ad tamlaması olan zincirleme isim tamlaması vardır.
D)Hal eki almış birden çok sözcük vardır.
E)Topluluk adı kullanılmıştır.
13. (I) Her sanatçının kendini diğerlerinden ayıran bir kişiliği vardır. (II) Sanatçı, durmadan arar, yeni bir şey bulmaya çalışır. (III) Bu, sanatçının toplumun değer yargılarına kulak asmadığını gösterir. (IV) Sanat dünyası yeni düşüncelere kapısını açıyor. (V) Yeni sanatçının anlaşılma korkusu da buradan gelir.
Numaralı cümlelerden hangisinde ad tamlaması voktur?
A)l. B) II. C) III. D) IV. E)V.
14.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim tamlamasının tamlananı bir sıfatla nitelendirilmiştir?
A)Sanatçının şiirlerinin güzelliği sonradan anlaşılmaktadır.
B)Pek çok ağacın kesilmesine yöre halkı karşı çıktı.
C)Romanın farklı kurgusunu okuyucu çok benimsemişti.
D)Bilinçsiz okuyucu sanatçının düşmanı mı dostumu bilmiyorum.
E)Sonbaharda evin duvarındaki sarmaşıklar da sararmaya başladı.
15. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden fazla tamlayanı olan belirtisiz ad tamlaması vardır?
A)Varlıkla ve yoklukla coşan günleri bulmak hayal artık.
B)Ağacın yaprakları, hıçkırık yolları ayrılıkla dolu.
C)Binlerce duygu aktı toprağın ince değirmenine.
D)Ne sularda bir gölge, ne ufukta bir hayal vardı.
E)Varlık ve yokluk alemi onunla manasını bulmadı mı?
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden çok isim tamlaması vardır?
A)İnsanı zafere ulaştıran, içindeki kazanma hırsıdır.
B)Çalışan insanın emeği, hiçbir zaman boşa gitmezmiş.
C)Yorucu bir çalışmadan sonra uyumak için odasına gitti.
D)Ekmeğin tazesini, kahvaltı sofrasında yemeye bayılırdı.
E)Günlük koşturmacadan sıkılan insanın imdadına kitap yetişir.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme ad tamlaması vardır?
A)Kardeşliğin anlamını bir ben mi bilmiyorum sanıyorsun.
B)Kış gecelerinin soğuğunda senin düşüncen içimizi ısıtırdı.
C)Su kenarları, su içmeye inen geyiklerin izleriyle doluydu.
D)Çocukluğun mutlu günlerine dönmek istesem de dönemem.
E)Yalnızlığın sınırında dostlarının kıymetini anlamakta gecikme.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanla tamlanan arasına sıfat girmiş bir isim tamlaması vardır?
A)Ben, sensizliğin çıplak ayaklarına kelepçeler takarım.
B)Genç sevgilinin duygularına tercüman oldu akasyalar.
C)Senin yalnızlığında şehrin yüreği de paramparça olmuştu.
D)Sevgi, insanın hatta evrenin mayasında saklıdır.
E)Dağlar, yalnız bir adamın çaresizliğini yaşıyor gibiydi.
CEVAPLAR
| 1 B |
10-D |
|
2 A |
11-C |
|
3-E |
12-E |
|
4-C |
13-B |
|
5-D |
14-C |
|
6-C |
15-E |
|
7-D |
16-D |
|
8-B |
17-B |
|
9-A |
18-A |
1. Varlık, kavram ve durumları karşılayan sözcüklere “isim” denir.
Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi isim değildir?
A) İhtiyar adam, yaklaşmakta olan ayak seslerine kulak kabarttı.
B) Onun gözlerine baktığımda yaşama sevincinin göstergesi olan bir ışık örüyorum.
C) Hayal dünyasında yaşıyorsun, gerçeklerle ne zaman yüzleşeceksin?
D) Atölyeye bir sessizlik çöktü; sonra mırıltılar, fiskoslar başladı.
E) Langdon, saatine baktı; saat, 07.07’yi gösteriyordu.
2. ” Garip kuşun yuvasını, Allah yapar.” atasözündeki altı çizili sözcüğün türce özdeşi aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisidir?
A) Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
B) Dolu küpün sesi çıkmaz.
C) Her horoz kendi çöplüğünde öter.
D) Dağ, dağa kavuşmaz; insan, insana kavuşur.
E) Bir koyundan iki post çıkmaz.
3. “-cik” ekiyle isimlerde küçültme yapılır.
Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?
A) Çilingir, maymuncuğu kullanmadaki hünerini göstererek kapıyı hemen açtı.
B) Korkuyordu çünkü birkaç gün sonra bademcik ameliyatı olacaktı.
C) Yaz gelmiş; kırlar, ekin tarlaları, kırmızı gelinciklerle dolmuştu.
D) Göz kapağının kenarında arpacık çıktığı için kameralardan köşe bucak kaçıyordu.
E) Biraz daha gayret edin, şu tepeciği aşınca yolu yarılamış olacağız.
4. Saat ikide, bir saatlik yemek (I) paydosu verildi. Sami, kömür ambarına indi. Ambar karanlıktı, rutubetliydi ama (II) toprak serindi. İri bir maden kömürü parçasını başının altına alıp yorgun (III) vücudunu toprağa bıraktı, hemen (IV) uyudu. Düdük sesleriyle uyandığı (V) vakit, kontrolörler ellerinde elektrik lambaları, çocukları işbaşına kovalıyorlardı.
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi isim (ad) görevindedir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi aslında cins isimken özel isim olarak kullanılmıştır?
A) Ay tutulması gerçekleşmiş, her taraf zifiri bir karanlığa bürünmüştü.
B) Çiçek almıştı annesine bir buket, sevgisini göstermek istemişti ona.
C) Yağmur yağar, gün doğar, hayat olanca canlılığıyla akmaya devam eder.
D) Menekşe olmasaydı yanında, dertleşmeseydi onunla, Meltem gidecekti buralardan.
E) Döne, kendisine bu ismin niçin verildiğini ailesindeki herkese soruyordu.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, tekil kullanıldığı halde ait olduğu türün tümünü karşılamaktadır?
A) Halk, isyan noktasına gelmiş; sokaklar, protestocularla dolup taşmıştı.
B) Doktor; portakal, C vitamini bakımından oldukça zengin bir meyvedir, dedi.
C) Hurdaya dönen bu arabadan burunları bile kanamadan çıkmışlardı.
D) Meclis, Anadolu’daki isyanları bastırmak için İstiklal Mahkemelerini kurmuştu.
E) Son romanını da yazmış, dinlenmek için Bodrum’a gitmeye karar vermişti.
7. Sayı bakımından, aynı türden birden çok varlığı karşılayan isimlere “çoğul isim” denir. Çoğul isimler, tekil isimlere getirilen “-lar, -ler” ekleriyle oluşturulur.
Aşağıdakilerin hangisinde çoğul eki bu işlevinin dışında kullanılmıştır?
A) Ferhat, Aslı’yı deliler gibi seviyordu; onun için her şeye katlanmaya razıydı.
B) Bardakları raflara dizdi, sonra çatal kaşıklar için uygun bir yer aradı küçücük mutfakta.
C) Şehirde panik havası vardı, askerler şehre girmeye başlamıştı.
D) Yorgundu; her şeyi unutmak, kendisini anlayacak yeni arkadaşlar bulmak istiyordu.
E) Unut bu olayları, yaşanmamış farz et ya da “bir sanrı” de geç.
8. Nüzhet’in doktorla evlenmesi ihtimalini düşündüm. Aklımla bunu tabii buluyordum. Hiçbir zaman benden dört yaş büyük bir kızla evlenmeyi hayal etmemiştim. Fakat böyle, ilk defa bir istekli çıkınca yepyeni bir mesele ile karşılaştığımı görerek biraz hayret ettim. Benim için bunun neden bir mesele olduğunu hala anlayamıyordum.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Soyut isim
B) Tekil isim
C) Çoğul isim
D) Özel isim
E) Cins isim
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir topluluk ismi kullanılmıştır?
A) Şarkılarıyla herkesi kendisine hayran bırakan bu grup, şimdi dağılmak üzere.
B) Kitap, insanların karanlıktan aydınlığa çıkmasında en önemli etken olmuştur.
C) İçeride bunalmıştı, dışarı çıkmak istedi, birkaç adım attı, sonra aniden durdu.
D) Bu sorunun giderilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
E) Bu olaydan sonra gözlerden uzaklaşmak, küçük bir kasabaya yerleşmek istiyordu.
1O. 1. Sorulardan birkaçını cevaplamakta biraz zorlandığımı itiraf etmeliyim.
II. Sınıfın her tarafı bayraklarla donatılmış, öğrenciler de bu özel gün için hazırlanmıştı.
III. Her milletin, kendi kaderini belirleme hakkı, elbette vardır.
IV. Bu şiirin nasıl bir ruh haliyle yazıldığını işte şu sözcükler açıkça ortaya koyuyor.
V. Kitabın bazı sayfalarındaki kimi cümlelerin altlarının çizilmesi onun dikkatli bir okuyucu olduğunu gösteriyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerdeki altı çizili isimler, karşıladıkları varlıkların sayısına göre ikişerli gruplandırıldığında hangi sözcük bu gruplandırmanın dışında kalır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, tekil kullanıldığı halde ait olduğu türün tümünü karşılamaktadır?
A) Müdür Bey, konuşmasıyla hepimizi duygulandırdı.
B) Öğretmen, topluma ışık saçan, sadece öğrencilere değil, herkese örnek olan kişidir.
C) Öğrenci, bir taraftan öğretmenini dinliyor; bir taraftan da soruyu çözmeye çalışıyordu.
D) Okulumuz bu yıl ÖSS’de büyük başarı gösterdi.
E) Fizikçi, soruları hepimizin anlayacağı şekilde çözüyordu.
12. Kütüphaneci iyice farklılaşmış, garip tavırlarla çevresindeki nesneleri elleriyle yoklamaya başlamıştı. Bir şey arıyor yahut gözlerinin görmediği nesneleri tanımaya çalışıyor gibiydi. Bir ara Hilleli Mehmet Efendi ‘nin yanına sokuldu ve ona “Asla unutma! Aşkı bilen biri için yedi gerçek sır vardır.” dedi. Sonra eline bir kitap aldı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Soyut isim
B) Somut isim
C) Çoğul isim
D) Tekil isim
E) Topluluk ismi
13. (I) Lise ikinci sınıfta çok yaramaz bir öğrenciydim. (II) Bir gün teneffüste siyah kalemle koridor duvarını çizdim. (III) Bunu gören sınıf öğretmenim cebinden çıkardığı lastik silgiyle duvarı sildi ama bana hiçbir şey demedi. (IV) Ertesi teneffüs ağlayarak öğretmenler odasına gidip kendisinden özür diledim. (V) Hoşgörüyle elini omzuma koyarken ben o güzelliğin altında
üzüntümden ezildikçe ezildim.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde türemiş isim kullanılmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D)IV. E) V.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması biçiminde kalıplaşmış bir bileşik isim vardır?
A) Sağlıklı bir bünyeye sahip olmak istiyorsan yemeklerde zeytinyağı kullanmalısın.
B) Her şey yolunda giderken oyunbozanlık etmenin ne gereği vardı şimdi?
C) O yıllarda bütün çocukların değişmez oyuncağıydı hacıyatmaz.
D) Bu çiçekler, Orta Asya bozkırlarında yetişir mi sanıyorsun?
E) Tavukgöğsü ve kazandibi gibi sütlü tatlıları yemeyi tercih ederdi.
15. Erzurum’un Karayazı (I) ilçesi Salyamaç köyüne uğradım geçenlerde. Önceden avcılıkla uğraştığını bildiğim Metin’i (II) gördüm köy kahvesinde. Etrafındakilere avcılığın (III) zararlı bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Ben de çaktırmadan bir masaya (IV) oturup onu dinledim. Köylüler (V) de büyük bir dikkatle onu dinliyordu.
Bu parçadaki numaralanmış sözcükler, yapıları bakımından ikişerli gruplandırılırsa hangi sözcük bu gruplandırmanın dışında kalır?
A) I. B) II. C) III. D)IV. E) V.
CEVAPLAR
| 1. A |
5. D |
9. A |
13. B |
|
2. D |
6. B |
10. C |
14. D |
|
3. E |
7. A |
11. B |
15. A |
|
4. A |
8. C |
12. E |
|
Soru 1 |
Böyle bir dersi alan ruha vatan dar görünür
Daima başka sefer, başka ufuklar görünür
O nesil duymuş akın zevkini rüzgarda bile
Bu duyuş varmış akınlardaki atlarda bile
I. Dörtlük nazım birimi
II. "aa bb'" uyak örgüsü
III. 4+4 + 3 durağı
IV. Tam uyak
V. Sözcük redif
Bu dizeler numaralanmış ifadelerden hangisiyle ilişkilendirilemez?
I | |
II | |
III | |
IV | |
V |
Soru 2 |
Her gelenek, kendi şiirinin yapı özelliklerini belirlemektedir. | |
Şiirin yapısını oluşturan en önemli unsur, şiirde anlatılmak istenen duygudur. | |
Şiirin yapı unsurlarında dizelerin kendi aralarında uyaklanışı da önem taşır. | |
Uyak ve redif gibi ahenk unsurlarının şiirin yapısıyla doğrudan ilgisi yoktur. | |
Yapı unsurlarından nazım biçimi; nazım birimi ve şiirin uyak örgüsüyle ilgilidir. |
Soru 3 |
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer
Nice revnaklı şehirler görülür dünyada
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır. | |
İstanbul'un güzelliği ve şairin İstanbul sevgisi anlatılmıştır. | |
Mecaza dayalı lirik bir anlatımı vardır. | |
Batı edebiyatının etkisiyle serbest nazımla yazılmıştır. | |
Ölçü ve kafiye gibi ahenk unsurların a yer verilmiştir. |
Soru 4 |
Ala gözlü dilber için
Yanar durur için için
Bu dizelerden şiirin bütünü ile ilgili özelliklerden hangisi kesin olarak belirlenebilir?
Ölçüsü | |
Uyak örgüsü | |
Teması | |
Nazım biçimi | |
Yazıldığı dönem |
Soru 5 |
uyak örgüsünü - ölçü - redif | |
nazım biçimini - nazım birimi - uyak örgüsü | |
nazım birimini - ölçü - uyak örgüsü | |
uyak örgüsünü - uyak - redif | |
ölçüyü - redif - uyak örgüsü |
Soru 6 |
Bu şiiri kim yazmıştır? | |
Bu şiir neyi anlatıyor? | |
Bu şiirin söz sanatları nelerdir? | |
Bu şiirin nazım biçimi nedir? | |
Bu şiir gerçeklikle ilgili midir? |
Soru 7 |
Nazım birimi | |
Hece ölçüsü | |
Aruz ölçüsü | |
Ana fikir | |
Tema |
Soru 8 |
Leylak getiriyorsun bana güneşli bir gün
Onu saçlarından topladığın belli
Bir leylak bahçesisin karşımda
Böyle kucağında kalsa daha iyi
Bir vazoya bırakıp gidiyorsun
Sen gidiyorsun leylaklar kalıyor mu sanki
Önce renkleri gidiyor arkandan
Nesi varsa gidiyor soyunarak
Bu şiirin nazım birimi aşağıdakilerden hangisidir?
Dize | |
Beyit | |
Bent | |
Dörtlük | |
Kıta |
Soru 9 |
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı
Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı
Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir
İspanya neş'esiyle bu akşam bu zildedir
Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri
işveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri
Bu dizeler için aşağıdaki yargılardan hangisi doğru değildir?
Nazım birimi beyittir. | |
Uyak örgüsü "aa-bb-cc" biçimindedir. | |
Divan şiiri geleneğiyle oluşturulmuştur. | |
Ahenk unsuru olarak uyak, redif kullanılmıştır. | |
İmge ve çağrışımdan uzak, açık ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır . |
Soru 10 |
beni takip ediyor sanki bir kısrak
süvarisiz
bir şey arıyor belki
kayıp süvarisinden
gölgemi koklayarak
ağır kış uykusunun
tellalları kargalar
aynı şarkıyı ediyor tekrar
sis kaplamış bütün yazıları
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Nazım birimi olarak beyit kullanılmıştır. | |
Düz uyakla oluşturulmuştur. | |
Serbest şiir anlayışına uygun özellikler taşımaktadır. | |
Halk edebiyatı geleneğine benzemektedir. | |
Ölçü ve redif gibi ahenk unsurlarına yer verilmiştir. |
Soru 11 |
I. Şiirin yapı özellikleri arasında nazım biçimi, nazım biri mi bulunmaktadır.
II. Divan ve halk edebiyatının yapı birimlerinde farklılıklar vardır.
III. İslamiyet öncesi şiir de ve halk ş ii r in de nazım birimi dörtlüktür.
IV. Divan edebiyatında şiirler beyit esasına göre kurulur.
V. Gazel, kaside, koşma, türkü halk şiirinde en çok kullanılan nazım biçimleridir.
Numaralanmış cümlelerin hangisinde şiirin yapı özellikleriyle ilgili yanlışlık yapılmıştır?
I | |
II | |
III | |
IV | |
V. |
Dize sonlarında görevleri aynı olan eklerin ya da anlamları aynı olan sözcüklerin tekrarlanmasına redif denir.
Redifler yüklem seslerinin özelliğine göre
• ek halinde redif
• sözcük halinde redif
şeklinde gruplandırılabilir.
a) Ek ile Yapılan Redif
Tabirin sığmaz kaleme
Derdin dermandır yâreme
İsmin yayılmaz âleme
Aşıklarda meşk olmasa
Aşık Veysel
Yunus bu sözleri çatar
Sanki yağı bala katar
Halka meta’ların satar
Yükü cevherdir, tuz değ
Bu dizelerde, “çatar, katar, satar” sözcüklerindeki “-ar” (geniş zaman çekimi) ekleri aynı görevde olduğu için ek halinde rediftir, “at” ise tam uyaktır.
Aradılar bir tenhada buldular
Yaslandılar şivgalarım kırdılar
Yaz bahar ayında bir ad verdiler
Yandım gittim ala dağlı kar iken
Bu dörtlükte kullanılan
bul-dular
kır-dılar
ver-diler
sözcüklerindeki kırmızıyla gösterilen ekler -di’li geçmiş zaman ekini mavi ile gösterilen ekler ise III. çoğul şahıs ekini örneklendirdiği için rediftir.
b) Sözcük ve Sözcük Grubu ile Yapılan Redif
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun
Derdimiz var güneş içinde
Ağaçlarımız var yaprak içinde
Söz öbeği şeklinde oluşturulan redif de vardır.
Safa-yı aşkı kim anlar kiminle söyleşelim
Vefa-yı aşkı kim anlar kiminle söyleşelim
Bu mısralardaki safa ve vefa sözcüklerindeki “fa’lar uyak diğer söz öbekleri (-yi aşkı kim anlar kiminle söyleşelim) aynı görevde ve anlamda olduğundan rediftir.
]]>
Dil gibi sanat da öbür insanlarla karşılıklı bir alış verişte bulunma gereksiniminden doğmuştur. Fakat sanat, dilin iletişim imkânlarındaki sınırlılığı aşar. Dil, insan toplumunun ancak kendi içinde o dili anlayan bir kesimine bildirimde bulunabilirken, sanat -her zaman kendine özgü ulusallığı taşımakla birlikte- bütün insanlara açık bir dil ortaya koyar. (Edebiyat bunun dışında kalır; çünkü edebiyatın malzemesi ulusal dildir.)
Sanatın bu işlevi, sanatın yaşam üstüne belirli bir tür bilgiyi kendi içinde taşımasından gelir. Sanatın görüntü dili karakteri ve coşkusal etkinlik yaratma gücü, sanat yapıtlarından bilgi edinme sürecini, herkes için daha kolaylaştırdığı gibi, bu bilginin, insanın kendi hayal ve gönül belleğinde kalıp yerleşmesini de sağlamaktadır.
Sanatın bu işlevi, doğrudan doğruya, insanlara yaşantı kazandırması üstüne kuruludur. Sanat, insanın fiilen yaşamı içinde duyup yaşayamayacağı şeyleri duyup yaşamasını sağlar. Örneğin, sanat sayesinde Spartakus’la, Garibaldi’yle, Çapayev’le omuz omuza savaşırız; Kolomp ve Nansen’le yeni kıtalar keşfederiz, Roerich gibi, Himalayaların eşsiz güzelliğini tadarız; Natalya Rostova ile Aksinya’yı sever, ona acırız; Taraş Bulba ve Soya Kosmodemyanska-ya’yla birlikte kahramanca ölürüz.
Sanatın aydınlatıcı-yapıcı işlevine ve eğitsel işlevine sımsıkı bağlı olan bu işlevi, onun bir mıknatıs gibi insanları kendine çeken gücüyle ilişkilidir. Sanat, insanlara estetik haz vererek onların iç dünyalarını zenginleştirir.
Sanatın bu işlevi, insanın sanatsal olarak eğitilmesinin en önemli aracıdır. Kişinin sanatsal potansiyelinin biçimlenmesinin başlıca yolu da budur.
]]>Zanaat, insanın maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iştir. Zanaat adı verilen işlerin beceriye, ustalığa, deneyime dayanması, sanatla karıştırılmasına neden olmuştur. Çünkü sanatçının yaptığı iş de sıradan bir iş olmayıp beceri ve ustalık gerektirir. Sanatçı, da zanaatçı gibi bir çıraklık döneminden geçmiş, deneyim kazandıktan sonra ustalığa erişmiştir.
Sanat ile zanaat arasında benzerlikler olmakla birlikte önemli derecede nitelik farkları da vardır. İlk önemli farklılık, sanatın varlık nedeninin güzellik olmasında görülür. Sanatın birinci amacı güzellik, zanaatın ise faydadır. Zanaat eserleri ne kadar güzel olsalar da ekonomik bir değer taşır ve faydalı olma işleviyle hayatımızda bir yer tutar. Sanat eserleri ise bir fayda sağlasalar bile öncelikle güzelliğin amaçlandığı, estetik haz veren eserlerdir.
Sanat eseri yaratıcılık ürünü olup özgün ve tek olan bir eserdir. Zanaat eserleri ise yaratıcılık değil, ustalık ürünüdür. Dolayısıyla zanaat eserlerinde özgünlükten de söz edilemez. Zanaat eserinin, birbirinden ayırt edilemeyecek ölçüde benzerleri seri olarak üretilebilir. Orijinal ve kopya kavramları zanaat eserlerinde bir anlam ifade etmez.
]]>