Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
milli edebiyat neden ortaya çıkmıştır – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Wed, 31 Mar 2021 19:56:22 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png milli edebiyat neden ortaya çıkmıştır – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Milli Edebiyat Neden Ortaya Çıktı? https://dersimizedebiyat.org/milli-edebiyat-neden-ortaya-cikti.html Mon, 20 Jan 2014 19:30:58 +0000 http://www.milliedebiyat.gen.tr/?p=412 MİLLÎ EDEBİYAT NEDEN ORTAYA ÇIKTI?

Fransız ihtilaliyle ortaya çıkan milliyetçilik akımı Os­manlı İmparatorluğunda^ azınlıkları da etkilemiş ve İmparatorluk içindeki çeşitli kavimler bağımsızlıklarını ilan etme yoluna gitmişlerdir. Bu durum, Osmanlı dev­letinde geniş bir yankı uyandırmıştır.

1908’de II. Meşrutiyetin ilan edilmesi, edebiyatta millî kaynaklara yönelme konusunda çok önemli bir ortam hazırlamıştır. Tam meşrutiyeti izleyen yıllarda 31 Mart Vakası, Balkan Harbi, I. Dünya Savaşı, İmparatorluğu derinden etkilemiş, devletin kurtarılması konusunda aydınların farklı fikirler üretmesini sağlamıştır. Bu dü­şünce akımları, Osmanlıcılık. Batıcılık, islamcılık ve Türkçülük olarak özetlenebilir. Yaşanan acı olaylar, ye­nilgiler, toprak kayıpları Türkleri millî benliklerini bulma ve korumaya itmiştir. Milliyetçilik, daha doğrusu Türk­çülük bu yönelişin bir sonucudur

Genelde milliyetçilik, özelde de Türkçülük fikri ilk kez Tanzimat döneminde seslendirilmeye başlanmış; an­cak bu düşüncenin bir sistem hâline getirilmesi, iyiden iyiye benimsenip yaygınlaşması I. Dünya Savaşı yılla­rında gerçekleştirilebilmiştir. Henüz Türk-Yunan Savaşı sırasında Mehmet Emin Yurdakul, “Anadolu’dan Bir Ses yahut Cenge Giderken” adlı şiirine “Ben bir Türk’üm, dinim cinsim uludur” dizesiyle başlar. Onun bu çıkışı, “Yeni Lisancılar” olarak bilinen sanatçıların çabalarıyla daha belirgin bir akım olarak ortaya çıkmıştır

]]>
Milli Edebiyat Akımının Özellikleri – Maddeler Halinde https://dersimizedebiyat.org/milli-edebiyat-akiminin-ozellikleri-maddeler-halinde.html Sat, 04 Jan 2014 18:55:51 +0000 http://www.milliedebiyat.gen.tr/?p=274 Milli Edebiyat Akımının Özellikleri:

1911 yılında Selanik’te çıkan “Genç Kalemler” dergisinde Ömer Seyfettin’in “Yeni Lisan” adlı makalesinin yayımlanmasıyla “Milli Edebiyat” akımı başlar. Milli Edebiyat hareketi öncelikle bir dil hareketidir. Dergi yazarları ilk olarak dilin millileştirilmesiyle işe başlarlar. Sade Türkçenin bir dava olarak ele alınması ilk kez bu dergide ortaya konmuştur. “Milli Edebiyat” terimi de ilk kez bu dergide kullanılmıştır.
Amaçları:
1.   Dil sade olmalıdır.
2.   Ulusal kaynaklara ve yurt sorunlarına eğilmek gerekir.
3.   Şiirde yalnız hece vezni kullanılmalıdır.

Genel Özellikleri:
1.   Şiirde daha çok bireysel konulara yönelen dönem sanatçıları, roman ve öyküde sosyal meselelere yönelmişlerdir. Milliyetçilik düşüncesi, Kurtuluş Savaşı gibi konuları ele almışlardır. Konuların İstanbul dışına çıkması en belirgin özelliklerdendir.
2.   İstanbul halkının günlük konuşma dili esas alınmıştır. Arapça ve Farsça sözcükleri Türkçede söylendiği gibi yazmayı tercih etmişlerdir.
3.   “Aşk” bu dönem roman ve hikâyesinin en önemli teması olarak dikkat çeker. Bu eserlerde dil günlük konuşma dilidir.
4.   Milli Edebiyat ile birlikte yeni ve halka dönük, halk diline önem veren yeni bir edebiyat akımı doğmuştur.
5.   Milli Edebiyat Akımı Türk edebiyatında toplum ve ülke meselelerine geniş yer veren sade Türkçeyi ve hece veznini kullanma yoluna giden bir edebiyat akımdır.
6.   Milli Edebiyatçılar, dili sadeleştirme konusunda birtakım ilkeler belirledikten sonra edebiyatta da taklitçilikten kaçınılmasını, sanatçıların Türk halkının hayata yönelerek yaratıcı nitelikler kazanmalarını ve yapıcı eserler vermelerini istediler.
7.   “Hikâye, roman, tiyatro konularını, kahramanlarını yerli hayattan almalıdır.” İlkesini benimsediler.
8.   Türkiye’de cumhuriyet ilan edilirken Milli Edebiyat temsilcilerinin büyük çabalarıyla konuma dili edebiyat dili olarak yaygınlaşmıştır.

]]>
Milli Edebiyat Dönemi Türk Edebiyatının Genel Özellikleri https://dersimizedebiyat.org/milli-edebiyatin-genel-ozellikleri-2-2.html Fri, 03 Jan 2014 13:49:15 +0000 http://www.milliedebiyat.gen.tr/?p=128 Milli Edebiyatın Oluşumu ve Genel Özellikleri

  •      Genç Kalemler dergisinin 1911’de Selanik’te yayımlanmaya başlanması, Tanzimat edebiyatında ilk işaretleri görülen Türkçülük hareketlerini de hızlandırmıştır.
  •      Ömer Seyfettin’in Genç Kalemler’in ilk sayısında yayım­ladığı Yeni Lisan makalesiyle “sade Türkçe” bir dava olarak ilk kez bu dergide ele alınmış olur.
  •      Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp “Yeni Lisan” makalesi etrafında doğan yeni hareketin öncüleri olurlar.
  •      Milli Edebiyat döneminde birçok dergi yayımlanmıştır: 1911’de yayımlanan Genç Kalemler, Halit Fahri’ni yö­nettiği Şair (1919), Mustafa Nihat’ın çıkardığı Dergâh (1921) dergileri “Milli Edebiyat” hareketinin daha çok sa­nat ve edebiyat yönüne ağırlık vermişlerdir. Milliyetçiliği ideolojik yönden ele alan dergiler ise, Türk ‘Derneği (1911), Türk Yurdu (1912) ve Yeni Mecmua (1917)’dır.
  •      Genç Kalemler’in ardından çıkan Türk Yurdu ve Yeni Mecmua gibi dergiler, Ziya Gökalp’ın sosyolojik çalışma­ları, Halide Edip’in Yeni Turan romanı, Türkçülük akımı­nın gelişmesini, edebiyat ortamının değişmesini ve Milli Edebiyat Akımı’nın doğuşunu sağlar.
  •      Batı taklitçiliğinden kaçınarak, milli konulara yönelme, yeni ve milli bir edebiyat ortaya koyma amacı güdülmüş-tür.
  •      Türk kültürü ve tarihi el değmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.
  •      Dil birliğini, ulus-devlet anlayışının temeli olarak gören Milli Edebiyatçılar Türkçeyi bilim ve sanat dili haline ge­tirme, dil bilinci yoluyla milli bilinç oluşturma, halk kül­türüne yönelme ve halkı eğitme gibi amaçlarına ulaşmak için dilde sadeleşmeye gitmişlerdir.
  •      Sade bir dili savunmuşlar, dilde karşılığı bulunan ve dilimize fazla oturmayan Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmamıştır.
  •  “Toplum için sanat” anlayışı çerçevesinde eserler ortaya konmuştur.
  •      Halkın yaşamı ve sorunlarının yanı sıra bireysel konular da işlenmiştir.
  •      Mizahi üslup önemsenmiş, mizah ve hiciv türünde eser­ler de verilmiştir.
]]>
Milli Edebiyat Dönemi Türk Edebiyatının Genel Özellikleri https://dersimizedebiyat.org/milli-edebiyatin-genel-ozellikleri-2.html Fri, 03 Jan 2014 13:49:15 +0000 http://www.milliedebiyat.gen.tr/?p=128 Milli Edebiyatın Oluşumu ve Genel Özellikleri
  •      Genç Kalemler dergisinin 1911’de Selanik’te yayımlanmaya başlanması, Tanzimat edebiyatında ilk işaretleri görülen Türkçülük hareketlerini de hızlandırmıştır.
  •      Ömer Seyfettin’in Genç Kalemler’in ilk sayısında yayım­ladığı Yeni Lisan makalesiyle “sade Türkçe” bir dava olarak ilk kez bu dergide ele alınmış olur.
  •      Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp “Yeni Lisan” makalesi etrafında doğan yeni hareketin öncüleri olurlar.
  •      Milli Edebiyat döneminde birçok dergi yayımlanmıştır: 1911’de yayımlanan Genç Kalemler, Halit Fahri’ni yö­nettiği Şair (1919), Mustafa Nihat’ın çıkardığı Dergâh (1921) dergileri “Milli Edebiyat” hareketinin daha çok sa­nat ve edebiyat yönüne ağırlık vermişlerdir. Milliyetçiliği ideolojik yönden ele alan dergiler ise, Türk ‘Derneği (1911), Türk Yurdu (1912) ve Yeni Mecmua (1917)’dır.
  •      Genç Kalemler’in ardından çıkan Türk Yurdu ve Yeni Mecmua gibi dergiler, Ziya Gökalp’ın sosyolojik çalışma­ları, Halide Edip’in Yeni Turan romanı, Türkçülük akımı­nın gelişmesini, edebiyat ortamının değişmesini ve Milli Edebiyat Akımı’nın doğuşunu sağlar.
  •      Batı taklitçiliğinden kaçınarak, milli konulara yönelme, yeni ve milli bir edebiyat ortaya koyma amacı güdülmüş-tür.
  •      Türk kültürü ve tarihi el değmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.
  •      Dil birliğini, ulus-devlet anlayışının temeli olarak gören Milli Edebiyatçılar Türkçeyi bilim ve sanat dili haline ge­tirme, dil bilinci yoluyla milli bilinç oluşturma, halk kül­türüne yönelme ve halkı eğitme gibi amaçlarına ulaşmak için dilde sadeleşmeye gitmişlerdir.
  •      Sade bir dili savunmuşlar, dilde karşılığı bulunan ve dilimize fazla oturmayan Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmamıştır.
  •      “Toplum için sanat” anlayışı çerçevesinde eserler ortaya konmuştur.
  •      Halkın yaşamı ve sorunlarının yanı sıra bireysel konular da işlenmiştir.
  •      Mizahi üslup önemsenmiş, mizah ve hiciv türünde eser­ler de verilmiştir.
]]>
Milli Edebiyat Akımının Genel Özellikleri-Kısa Bilgi https://dersimizedebiyat.org/milli-edebiyat-akiminin-genel-ozellikleri-kisa-bilgi.html Wed, 01 Jan 2014 21:17:19 +0000 http://www.milliedebiyat.gen.tr/?p=80 MİLLİ EDEBİYAT AKIMI(1911–1923)’NIN GENEL ÖZELLİKLERİ: ]]> Milli Edebiyat Şair ve Yazarlarının Dil Anlayışları https://dersimizedebiyat.org/milli-edebiyat-sair-ve-yazarlarinin-dil-anlayislari-2.html Wed, 01 Jan 2014 21:14:04 +0000 http://www.milliedebiyat.gen.tr/?p=76 Milli Edebiyatçıların Dil Anlayışı

1911 yılında, Selanik’te çıkan “Genç Kalemler” dergi­sinde Ömer Seyfettin’in “Yeni Lisan” adlı makalesinin yayımlanmasıyla Milli Edebiyat akımı başlar. Milli Ede­biyat hareketi öncelikle bir dil hareketidir. Dergi yazar­ları ilk olarak dilin millileştirilmesiyle işe başlarlar. Sade Türkçenin bir dava olarak ele alınması ilk kez bu der­gide ortaya konmuştur. “Milli Edebiyat” terimi de ilk defa bu dergide kullanılmıştır.

“Yeni lisan” adını verdikleri davalarını gerçekleştir­meye çalıştılar. Bu konudaki başlıca amaçları şun­lardır:

– Dil sade olmalıdır.

– Ulusal kaynaklara ve yurt sorunlarına eğilmek gerekir.

Şiirde yalnız hece vezni kullanılmalıdır.

Bunların olması için de:

* Arapça ve Farsça dilbilgisi kuralları ile bazı istisna­lar dışında bu kurala göre yapılmış tamlamalar kul­lanılmamalıdır. Yabancı dilbilgisi kuralları, Arapça, Farsça ad ve sıfat tamlamaları bırakılmalıdır.

* Arapça ve Farsça kelimeler Türkçedeki kullanılışla­rına göre değerlendirilmeli, Arapça ve Farsça keli­meler Türkçe telaffuzlarına göre yazılmalıdır.

* Arapça ve Farsça kelimeler yerine mümkün oldu­ğu kadar Türkçeleri kullanılmalıdır.

* Terimler bilimle ilgili oldukları için bilim dilinde kul­lanılan Arapça ve Farsça terimlerin kullanılmasına aynen devam edilmelidir.

* Türkiye Türkçesine öteki Türk lehçelerinden keli­me alınma yoluna gidilebilir.

* İstanbul halkının günlük konuşma dili esas alınma­lıdır.

* Arapça kelimeler, gramerce, asıllarına göre değil, Türkçedeki kullanışlarına göre değerlendirilmelidir.

* Arapça ve Farsça kelimeler Türkçede söylendikle­ri gibi yazılmalıdır.

* Arapça ve Farsçadan gelen sözcüklerden, konuş­ma diline girip yaygınlaşmış olanlar Türkçeleşmiş sayılmalı ve kullanılmalıdır.

* Yabancı sözcükler, kendi dillerinde dilbilgisi bakı­mından hangi türden olursa olsun, Türkçede ne olarak kullanılıyorsa, dilbilgisi yönünden o türden sayılmalıdır.

]]>