Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı Genel Özellikleri

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ

Osmanlı Devleti, askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda Avrupa’nın gerisine düşmüştü. Bu durum, öncelikle devlet yöneticilerimizi harekete geçirerek yenilik arayışlarına itti. Yetenekli gençler, Avrupa’ya eğitim almaya gönderildi. Bu gençler (Şinasi, Ziya Paşa, Ali Suavi gibi…) geri dönünce öğrendiklerini fikir ve edebiyat alanlarında uygulamaya koydular. Değişiklikler ve yenilik hareketleri Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar ulaştı.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, Milli Edebiyat’tan kesin çizgilerle ayrılmaz. Çünkü Milli Edebiyatçılar, eserlerini cumhuriyetin ilk yıllarında vermişlerdir. Yakup Kadri, Halide Edip, Reşat Nuri, Refik Halit gibi Milli Edebiyat yazarları, Cumhuriyet’in ilk elli yılına damgalarını vurmuşlardır.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının ilk dönem eserleri, değişen siyasi, sosyal, kültürel çevrenin etkilerini taşır. Dilde sadeleşme artık yerleşmiştir. Aruz bırakılarak heceye yönelmiştir. Konular genişletilmiş,  mekân çeşitlilik kazanmıştır. Eserlerde Anadolu’ya daha çok yer verildi. Roman ve hikâyelerde gözlem ve gerçekçiliğe yer verildi. Kurtuluş Savaşı ve bu dönemdeki toplum hayatı eserlerde önemli bir yer tutar. Tiyatro eserlerinde de milli konularda artış göze çarpar.

1. Yazı diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalktı. Dilde sadeleşme çabaları aralıksız sürdü. Tanzimatçılardan beri hep savunulan dilde sadeleşme cumhuriyet döneminde başarıldı.
2. Edebiyatımız, toplumcu bir karakter ve gerçekçi bir anlayış kazandı.
3. Aruz vezni terk edilerek ( Mehmet Akif, Yahya Kemal, Ahmet Haşim hariç) heceye yönenildi. Şiirde günlük konuşma dili hâkim oldu. Şiir, serbest nazıma yaklaştı.
4. Şiir, roman, hikâye, tiyatro gibi türlerde önemli gelişmeler ve uluslararası başarılar sağlandı.
5. Cumhuriyet edebiyatının temelinde Kurtuluş Savaşı ve Atatürk ilke ve İnkılâpları vardır. Şiirler, romanlar, öyküler ve oyunlar doğrudan ya da dolaylı olarak bu iki konuyla bağlantılıdır.
6. Milli Edebiyat’la başlayan halka inme, Anadolu’ya yönelme çabası, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın ana ilkeleri olmuştur. Türk halkının her kesimi edebiyata konu olmuştur. Artık edebiyat, İstanbul sınırlarını aşmıştır.
7. Yeni reformları halka anlatmak, özümsetmek işi edebiyatçılara düşmüş; yazar ve şairler, eserlerinde cumhuriyetin ilke ve reformlarını yorumlamış, açıklamış ve savunmuşlardır. Sanatçı, devletle halk arasında köprü görevi üstlenmiştir.
8. Yeni dil- eski dil tartışmaları sonuçlanmış; siyasi irade, Türk Dil Kurumu’nu kurarak dilde arılaşmaya hız kazandırmıştır.( Nurullah ATAÇ gibi bazı yazarlar, dilde arılaşma çabasını abartmışlar, eski kelimelere karşılık bulurken halkın anlayamayacağı kelimeler de önermiş/ uydurmuşlardır.)
9. Türk edebiyatı, hem Doğu’dan hem de Batı’dan yararlanmış, bir yandan öz kaynaklarına yönelirken diğer yandan dünya edebiyatlarını mercek altına almıştır.
10. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, 1940’a kadar Milli Edebiyat’ın etkisinde yerli hayata ve halka doğru yönelmiştir. Daha sonra peş peşe gelen yeni edebi oluşumların etkisiyle “insan ve toplum” merkezli yapısını sürdürmüştür.
11. I. ve II. Dünya Savaşları arasında kalan dönemde Avrupa’da ortaya çıkan dadaizm, sürrealizm, post-modernizm gibi bireyin bunalımını esas alan ve modernizmi sorgulayan akımlar bizde de özellikle 1940’tan sonra etkisini göstermiştir.
12. Bireyin anlatılmasında psikoloji ve psikiyatri bilimlerinden yararlanılmış; Bireyi önemseyen varoluşçuluk, sezgicilik gibi fikirlere değer verilmiştir.