Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
Halk Edebiyatı – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Fri, 30 Apr 2021 18:48:30 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png Halk Edebiyatı – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Efsane-Masal/ Efsane-Destan / Efsane-Halk Hikayesi İlişkisi https://dersimizedebiyat.org/efsane-masal-efsane-destan-efsane-halk-hikayesi-iliskisi.html Tue, 05 Jan 2021 19:47:20 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=125749 Efsane – Masal İlişkisi

  • Efsane, hem anlatıcı hem de dinleyici tarafından gerçek olarak kabul edildiği halde, masal, başından itibaren bir hayal ürünü olarak kabul edilir.
  • Masalların geçtiği yerler, masal kişileri tamamen gerçek dışıdır, olaylar belirsiz bir zamanda cereyan eder. Oysa efsanelerde var olan yerler, yaşadığı bilinen veya yaşadığına inanılan kişiler yer alır, efsanelerde belli bir zaman dilimi verilir.
  • Masallar çoğunlukla olağanüstü özellikler taşıyan kişiler ve olaylar üzerine kurulur, efsanelerde de olağanüstü özellikler bulunsa da bunlar gerçekle birlikte örülmüştür.
  • Efsanelerde gelenek – görenek, dini inançlar gibi yerli ve ulusal motifler kullanırken masallarda bunlardan söz edilmez.
  • Masalların belli yapı unsurları ve biçimsel özellikleri vardır. Efsanelerin kalıplaşmış bir yapısı yoktur.
  • Masallar da efsaneler de çok eski zamanlarda oluşmuş, belli bir zamana kadar sözlü olarak varlığını sürdürmüş anonim ürünlerdir.
  • Her ikisi de anlatı (düz yazı) türüdür.

Efsane – Destan İlişkisi

  • Hem destan hem de efsanede anlatılan olaylar gerçek olarak kabul edilir.
  • Destanda anlatılan olay, tarihte yaşanmış bir olaydır, bu tarihsel gerçeklik her efsanede yer almaz.
  • Her ikisinde de yer alan olaylar ortaya çıktıkları zamanın dünyasında geçer.
  • Destanlar, bir milletin yaşadığı büyük olayları yansıttığı için ulusal bir nitelik taşır, o milletin geçmişini aydınlatır. Efsanelerin böyle bir yönü yoktur. Ayrıca aynı gelenek, görenek ve dinî inançlara sahip toplumlarda benzer efsanelerin var olduğu da bilinmektedir.
  • Destanlar ölçülü ve uyaklı, manzum (şiir) ürünlerdir. Efsaneler ise şiir ögeleri içermez, düzyazı şeklindedir.
  • Destanlar çok uzundur, bir destan kalın bir kitap oluşturacak boyutta olabilir, oysa efsaneler çok kısa anlatı türüdür.
  • Destanların bir anlatıcısı vardır, bunların başında da âşık denen saz ozanları gelir, efsaneleri herkes anlatabilir.
  • Doğal destanlar efsanelerden çok daha eski verimlerdir.
  • Her ikisi de sözlü gelenek içinde yaşamış, belli bir tarihte yazıya geçirilmiş anonim ürünlerdir.
  • Her ikisinde de olağanüstü olaylar ve kişiler yer alır, ancak destandaki olağanüstü unsurlar efsaneden daha fazladır.
  • Destanda olaylar zinciri vardır, efsaneler tek bir olaya dayanır.
  • Destanda mitolojik motifler çok kullanılır, efsanelerde bu unsurlar daha az yer alır.

Efsane – Halk Hikâyesi İlişkisi

  • Efsane ve halk hikâyesi arasında fazla bir benzerlik yoktur. İkisi de sözlü gelenek içinde oluşmuş anonim ürünlerdir.
  • Her ikisi de halk diliyle oluşmuş ürünlerdir.
  • Bazı halk hikâyelerinin ana olayı özetlenerek efsane hâline getirilmiştir, bu tür örnekler bulunmaktadır.
  • Halk hikâyeleri saz ozanları ve meddahlar tarafından anlatılır, efsane her insan tarafından anlatılabilir.
  • Halk hikâyelerinde çoğunlukla nazım – nesir karışıktır ve halk hikâyeleri uzundur. Efsanelerde şiir unsurları yoktur ve efsaneler kısadır.
  • Halk hikâyelerinin kalıplaşmış yapı unsurları vardır, efsanelerde belli bir biçimsel yapı yoktur.
  • Halk hikâyelerinde bir olay örgüsü vardır, efsaneler bir temel olayı ele alır, birkaç motif içerir.
  • Halk hikâyelerinde çoğunlukla konu aşk ve kahramanlıktır, efsanelerde ise bunların dışında çok farklı konular yer alır.
  • Her ikisinde de gerçek ve olağanüstü unsurlar iç içe yer alır.
  • Efsanelerde bir olay anlatımyla insanlara ders vermek, onları iyiye, güzele ve doğruya yöneltmek amaçlanır; halk hikâyelerinde böyle bir özellik görülmez.
  • Efsanelerde dinî inanışlar halk hikâyelerine göre daha belirgindir. Efsaneler halkın inançları üzerine kurulmuştur.
  • Bazı halk hikâyeleri Arap ve İran edebiyatı kaynaklıdır, efsaneler ise yerli ürünlerdir.
]]>
Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Türleri (Test Çöz-Online) https://dersimizedebiyat.org/halk-edebiyati-nazim-sekilleri-ve-turleri-test-coz-online.html Fri, 01 Jan 2021 22:57:11 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=125577 AYT Edebiyat‘ın önemli konularından olan halk edebiyatı içerisinde bulunan “Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Türleri” ile ilgili hazırlamış olduğumuz sorulara aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Türleri

Tebrikler - Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Türleri adlı sınavı başarıyla tamamladınız. Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%. Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
  • I. Halk edebiyatının en yaygın ve çok sevilen nazım biçimidir.
  • II. Hece ölçüsünün 11'li kalıbıyla söylenir.
  • III. Konusuna göre divan şiirindeki mesnevinin karşılığı olarak görülmüştür.
  • IV. Güzelleme, koçaklama, taşlama ve ağıt gibi türleri bu­lunmaktadır.
  • V. Anonim nitelik taşımayıp aşık edebiyatı ürünleri arasın­dadır.
Numaralanmış cümlelerden hangisi koşmanın özellikle­rinden biri değildir?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V.
Soru 2
Aşağıdakilerden hangisi aşık edebiyatı nazım biçimle­rinden değildir?
A
Destan
B
Koşma
C
Nefes
D
Varsağı
E
Semai
Soru 3
  • Sana ibret gerek ise
  • Gel göresin bu sinleri
  • Ger taş isen eriyesin
  • Bakıp göricek bunları
Günümüz türkçesiyle
  • Şunlar ki çoktur malları
  • Gör nice oldu halleri
  • Sonucu bir gömlek giymiş
  • Onun da yoktur yenleri
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A
Aşık edebiyatı biçim özelliklerini taşımaktadır.
B
Bir ilahiden alınmıştır.
C
Dünyanın geçiciliğini konu almaktadır.
D
Açık, anlaşılır bir dille oluşturulmuştur.
E
Ait oldukları şiirin son dörtlüğünden alınmamıştır.
Soru 4
Aşağıdakilerden hangisi "ilahi"nin özelliklerinden biri değildir?
A
Tekke edebiyatı ürünlerinden olduğu için anonim özellik taşımaz.
B
Tanrı'yı övmek, ona yalvarmak, onun güç ve kudretini anlatmak için yazılır.
C
Tarikatlara göre "nefes, deme, ayin" gibi adlar alır.
D
Dini gecelerde özel bir ezgiyle söylenir.
E
Düz uyakla ve beyitlerle oluşturulur.
Soru 5
  • I. Halk şiirinin en küçük nazım biçimidir.
  • II . Yedi heceli ölçüsüyle oluşturulur.
  • III. Nazım birimi dörtlüktür.
  • IV. aaxa biçiminde uyaklanır.
  • V. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede ortaya çıkar.
Numaralanmış cümlelerde özellikleri verilen nazım biçi­mi aşağıdakilerden hangisidir?
A
Destan
B
Mani
C
Koşma
D
Varsağı
E
Semai
Soru 6
Aşağıdaki dizelerden hangisi tümüyle halk edebiyatı ürünlerinin adlarıdır?
A
Mani - gazel - şarkı - koşma - semai
B
Semai - tuyuğ - destan - varsağı - kaside
C
Koşma - türkü - mani - kaside - şarkı
D
Destan - semai - ağıt - devriye - ninni
E
Gazel - mani - koşma - semai - destan
Soru 7
  • Ruhsati 'm eyledim senin de methin
  • Al yanaktan bir buse ver himmetin
  • Yüz bin sarraf gelse bilmez kıymetin
  • Ahiri dünyaya değer gözlerin
Bu dörtlük aşağıdaki nazım biçimlerinden hangisine ait özellikler taşımaktadır?
A
Koşma
B
İlahi
C
Semai
D
Varsağı
E
Mani
Soru 8
  • Aman hey Allah'ım aman
  • Ne aman bilir ne zaman
  • Üstümüzde çayır çimen
  • Bitmeden bir dem sürelim
Bu dörtlüğün bir varsağıdan alındığına kanıt aşağıdaki­lerden hangisi olamaz?
A
Hecenin 8'1i ölçüsüyle oluşturulması
B
Yiğitlik, kahramanlık temalarını işlemesi
C
Hey, bre, behey gibi ünlemlere yer verilmesi
D
Uyak ve redife yer verilmesi
E
Yiğitçe bir eda ile söylenmesi
Soru 9
Gazel ve koşmanın karşılaştırılmasıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A
Gazel, aruz ölçüsü; koşma ise hece ölçüsü ile yazılır.
B
Gazel aşk, güzellik, sevgili, zevk; koşmalar tasavvufi konuları içermektedir.
C
Gazel divan edebiyatı, koşma ise halk edebiyatı nazım biçimlerindendir.
D
Gazelin uyak örgüsü aa-ba-ca; koşma xaxa-bbba-ccca biçiminde uyaklanır.
E
Gazel 5-15 beyitten; koşma ise 3 - 5 dörtlükten oluşur.
Soru 10
  • I. Bektaşi şairleri tarafından dini ayinlerinde ve toplantılarda kendine özgü bir besteyle okunmak için yazılmış şiirlerdir. (ilahi)
  • Il. Tasavvuf inancına göre ruhun Allah'tan gelip yine Allah'a döneceğini anlatan tasavvufi şiirlerdir.(Devriye)
  • III. Alevi tarikatından olan tekke şairlerinin tarikatlarıyla il­gili konuları işleyen şiirleridir. (Deme)
  • IV. Dinle ya da tasavvufla ilgili bir inanışı, bir duyguyu ya da düşünceyi iğneleyici ve alaylı bir dille anlatan şiirler­dir. (Şathiye)
  • V. Tarikata yeni girenlere tarikat kurallarını öğreten şiirler­dir. (Nutuk)
Numaralanmış tanımlardan hangisi ayraçta verilen terimle uyuşmamaktadır?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 11
(I) Aşık edebiyatı ürünü olan türküler hecenin 7, 8, 9, 11 'li kalıbıyla söylenir. (II) Türkülerde konu sınırlaması yoktur; aşk, ayrılık, kahramanlık gibi her konu işlenebilir. (III) Türküler , yapı bakımından ikiye ayrılır, birinci bölümde asıl söylenmek iste­ nenler vardır ve bu  bölüme 'bent' adı verilir; ikinci bölüm ise her bendin sonunda yinelendiği için 'nakarat' ya da kavuştak, bağlama adlarıyla anılır. (IV) Türküler üçer ya da dörder dizelik bentlerle kurulur, mutlaka bir ezgiyle söylenir. (V) Bu ürünler ezgisine ve konusuna göre farklı isimler alır.
  • Numaralanmış cümlelerin hangisinde türkülerle ilgili yanlışlık yapılmıştır?
 
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
11 tamamladınız.
]]>
Halk Hikâyesi ile Destan Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar https://dersimizedebiyat.org/halk-hikayesi-ile-destan-arasindaki-benzerlik-ve-farkliliklar.html Mon, 02 Mar 2020 20:07:22 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122640 Halk Hikâyesi ile Destan Arasındaki Benzerlikler

Halk hikâyeleri de destanlar gibi âşıklar (ozanlar) tarafından saz eşliğinde anlatılır.

Destanlar  gibi, halk hikâyeleri de yaşanmış olaylardan alınır.

Her iki tür de sözlü edebiyat ürünüdür.

Halk hikâyeleri destanlar gibi tamamen manzum değillerdir.

Halk hikâyelerinde manzum bölümler de vardır.

Halk hikâyelerinde de doğaüstü kuvvetlere ve olağanüstü olayla­ra geniş ölçüde yer verilir.

Halk hikâyesi, milli olması, tarihle yakın olması gibi niteliklerle destanlara yaklaşmaktadır.

Halk Hikâyesi ile Destan Arasındaki Farklar

Halk hikâyeleri tarihi bir olaya dayanmaması, nazım-nesir karışık oluşu ve zamanla nesir kısmının ağırlık kazanması, şahısların ve olayların anlatımının gerçekçi oluşu, kahramanlıktan çok aşk ma­ceralarına yer vermesi gibi hususlarda destanlardan ayrılmaktadır.

Destanlardaki soylu kişilere karşılık, halk hikâyelerinde halktan kişiler, din adamları vb. olayların kahramanı olabilir.

Destanlara kıyasla hikâyelerde olağanüstü özellikler epeyce azdır.

Destanlarda bütün toplumun temsilcisi olan kahraman, düşman­lar ve olağanüstü güçlerle savaşırken, halk hikâyelerinde anlatı­lan kahramanın ilişkiler toplum içi olup, fertler ve tabakalar ara­sında oluşur.

]]>
Anadolu’da Türkçenin Gelişimine Katkı Yapan Eserler https://dersimizedebiyat.org/anadoluda-turkcenin-gelisimine-katki-yapan-eserler.html Sat, 16 Nov 2019 17:30:31 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121622 Anadolu’da Türkçenin Gelişimine Katkı Yapan Eserler

Türklerin 10. yüzyıldan itibaren İslâmiyet’i kabul etmesiyle birlikte din, dil ve kültür hayatlarında önemli değişiklikler olmuştur. Bu dönemde bilim dili olarak Arapça, edebiyat dili olarak da Farsça kullanılmaya başlanmıştır. Dil ve kültür alanındaki bu etkilenme sonucu Arapçadan Farsçadan dilimize pek çok sözcük ve kavram girmiştir. Ancak Türkçe bir taraftan da varlığını sür dürmüştür. Özellikle Karahanlılar Dönemi’nde, dil ve edebiyatımız açısından önemli sayılan eserler ortaya konmuştur.

KUTADGU BİLİG – Yusuf Has Hacip

  • 11.yüzyılda (1069-1070) Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır. Kutadgu Bi-lig “Saadet veren bilgi, ilim” anlamına gelmektedir. Yapıt, her iki dünyada da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermektedir. Toplumsal bozuklukları düzeltecek, insanı mutlu edecek yolları bulmak; bu yolları dev­rin hükümdarına öğütler halinde göstermek için yazılmıştır.
  • Ahlak, dinin önemi, devlet idaresi gibi konulara da değinen öğretici ve öğüt verici bir yapıttır.
  • Olaylar, dört sembolik kişilikle anlatılmaktadır. Bu kişiler, kendi aralarında konuşarak gerçeklere varmaya çalışır. (Kün Togdı: Hükümdar, Doğruluk ve Adalet / Ay Toldı; Vezir, Mutluluk ve Baht / Ögdülmiş: Vezirin oğlu, Akıl ve Anlayış / Odgurmış: Vezirin kardeşi, Akıbet kavramlarını temsil eder.)
  • Mesnevi biçiminde, aruz ölçüsüyle 6645 beyit olarak yazılmıştır.
  • Yapıtta, ayrıca 173 tane de dörtlük vardır.
  • Hakaniye lehçesiyle yazılmıştır.
  • İslamiyet dönemi Türk edebiyatının ilk ürünüdür.
  • Siyasetname türünün Türk edebiyatındaki ilk ve en önemli örneğidir.

DİVANİ) LÜGATİT TÜRK – Kaşgarlı Mahmut

  • 11. yüzyılda (1072-1074), Kaşgarlı Mahmut tarafından, Araplara Türkçeyi öğ­retmek ve Türkçenin Arapça ile boy ölçüşebilecek düzeyde bir dil olduğunu kanıtlamak amacıyla yazılmıştır. Yapıt, bir sözlük olmanın yanında, İslamiyet öncesi Türk edebiyatını, tarihini, coğrafyasını, folklorunu, mitolojisini aydın­latan önemli bir kaynaktır.
  • Türk dilinin ilk sözlüğü olan yapıtta Araplara Türk dilini öğretmek amacı güdüldüğünden, yapıt Arapça olarak kaleme alınmıştır.
  • Türkçe sözcüklerin Arapça karşılıkları verilmiş ve bu karşılıklar halk dilin­den örneklerle desteklenmiştir.
  • Türk “sözlü edebiyatının yazıya geçen ilk örnekleri (koşuk, sagu, sav ve destan) bu yapıtta toplanmıştır.
  • Türk boylan ve Türk coğrafyası ile Türklerin örf ve gelenekleri üzerine önem­li bilgiler içermektedir.
  • Yapıtın sonuna, devrinin Türk dünyasını gösteren bir harita eklenmiştir.

ATABETÜ’L HAKAYIK – Edip Ahmet Yükneki

  • yüzyılda, Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmış bir ahlak ve öğüt kita­bıdır. “Hakikatler eşiği” anlamına gelmektedir. Yazara göre; bilgi, mutluluk yoludur. Allah, ancak bilgili olmakla bilinir; insanın kendisi de bilgi ile yükse­lir. Bilginin temeli olan akıl, insanın gerçek süsüdür, Bilgisiz insan hiçbir şey­dir, bir ölüdür. Birtakım ahlâkî öğütler vermek amacıyla yazılan yapıtta bilgi­nin faydası, bilgisizliğin zararı, dili tutmanın yararları, cömertliğin iyiliği, cim­riliğin kötülüğü, alçak gönüllü olmanın güzelliği, kibir ve ihtirasın çirkinliği gi­bi konular işlenmiştir. Eser, “Kutadgu Bilig”den çok daha İslâmidir; önce Allah’a, Peygamber’e ve Dört Halife’ye övgü ile başlaması, onun İslâm geleneğine daha çok girdiğini gösterir.
  • 40 beyit ve 101 dörtlükten meydana gelmiştir.
  • Giriş bölümü aruz ölçüsüyle ve gazel biçiminde (aa, ba, ca… uyak düzeniyle) oluşturulmuştur.
  • Asıl konuyla ilgili bölümler ve sonuç bölümü dörtlükler şeklinde yazılmış­tır.
  • Beyitle oluşturulan bölüm, Şehname vezninde yani aruzun “feulün feulün feulün feûl” kalıbıyla yazılmıştır.
  • Dörtlükler, manilerde olduğu gibi “aaxa” şeklinde kafiyelenmiştir.
  • Didaktik nitelikler ağır basmaktadır.
  • Yapıtta, Arapça ve Farsça sözcüklere ağırlık verilmesi, Arapça ve Farsçanın Türkçe üzerindeki etkisinin arttığının bir göstergesidir.
  • Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır.

DİVAN-I HİKMET – Ahmet Yesevi

  • 12. yüzyılda, Ahmet Yesevi‘nin, “hikmet” adını verdiği, din ve tasavvufla ilgili şiirlerini topladığı yapıtıdır. Şiirlerini, yaşadığı bölgede İslâmiyet’i yeni ka­bul eden Türkler bulunduğundan, göçebe Türk halkının anlayabileceği tarz­da sade bir dille söylemiştir. Bu şiirler, Anadolu’da Tasavvuf edebiyatının ge­lişmesinde önemli rol oynamıştır. Hz. Muhammed’e (SAV) olan sevgisinden dolayı ondan uzun bir yaşam sürmeyi istememiş, Hz. Muhammed (SAV), 63 yaşında vefat ettiği için, o da 63 yaşına gelince kendisine yer altında bir hüc­re kazdırmış, kalan ömrünü orada geçirmiştir.
  • Şiirler, oldukça yalın bir halk diliyle oluşturulmuştur.
  • Dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle söylenmiştir.
  • Dini ve tasavvufi düşünceleri yayma amaçlandığından; şiirlerde, sanatsal nitelik gözetilmemiştir.
  • Yapıtın yazılma amacı halka İslam esaslarını hikmetli bir şekilde öğretmek­tir.
  • Yapıtta; Allah’a bağlanmak, peygamber sevgisi, dervişlik üzerine övgüler, kıyamet günü, dünya işlerinden uzaklaşmak, İslam ahlakı ve ahiret gibi ko­nular işlenmiştir.
]]>
Halk Hikayelerin Oluşumu ve Gelişimi https://dersimizedebiyat.org/halk-hikayelerin-olusumu-ve-gelisimi.html Tue, 12 Nov 2019 18:34:56 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121544 Halk Hikâyeleri

Hikayeci âşıkların köy odalarında, düğün meclislerinde, kasaba ve kentlerin kahvehanelerinde saz eşliğinde anlattıkları hikâyelerdir. Bu hikayeci âşıklar, okuryazar, az çok kültürlü kişilerdir. Türk edebiyatında bu özelliğe sahip ilk örnek Dede Korkut Hikâyeleridir. Genellikle aşk konusunun işlendiği halk hikâyelerinde zaman zaman kahramanlık konularıyla dinî konuların işlendiği de görülmüştür.

Halk Hikâyelerinin Oluşumu ve Gelişimi

Türklerin göçebe-bozkır hayatından, yerleşik hayata geçmeleriyle birlikte top­lum içi çatışmalar başlamış ve bireyin kendi problemleri ortaya çıkmıştır. Halk hikâyeleri, bu dönemde oluşturulmaya başlanmıştır.

Belli bir zamanda ve belli bir yerde, çoğunlukla bir müzik aleti eşliğinde, pro­fesyonel anlatıcılar tarafından icra edilir ve bu anlatıcılar, usta-çırak ilişkisi içinde yetişmektedir. Sonraki dönemlerde meddahlar tarafından anlatılan hikâyelerde müzik aleti kullanılmıştır. Yerleşik hayata geçtikten sonra ortaya çıkan birtürdür. Bu nedenle hikâyelerde olayların geçtiği mekânlar çoğunlukla bellidir.

]]>
Masalların Özellikleri, Tekerlemeleri, Bölümleri… https://dersimizedebiyat.org/masallarin-ozellikleri-tekerlemeleri-bolumleri.html Tue, 12 Nov 2019 18:28:24 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121540 Masalların Özellikleri, Tekerlemeleri, Bölümleri…

Halk dilinde anlatılarak oluşmuş, bir sanatçı tarafından sonradan yazıya ge­çirilmiş, olağanüstü olayların anlatıldığı sözlü edebiyat ürünüdür.

Olaylar, bütünüyle hayal ürünüdür.

Tekrar edilen kalıplaşmış bölümler (tekerleme) vardır.

Masal kahramanları, belli bir toplumun bilinen bir zamanda yaşamış kişi­leri değildir. Her ülke ve zamanda olabilecek padişah, vezir, bezirgan, köy­lü, kadı, derviş, ırgat, harami gibi sembol tiplerdir. Kahramanlar arasında genellikle cüceler, gulyabaniler, periler, devler, alev püsküren ejderhalar, cadılar da yer alır.

İyi kahramanlar hep iyi, kötü kahramanlar hep kötüdür. Masalın sonunda iyi kahramanlar ödüllendirilirken kötü kahramanlar cezalandırılır. Masallar­da her şey tatlıya bağlandığı için kötü tiplerin kötülükleri ve hainlikleri üs­tünde fazla durulmaz. Kötüler, korkunç olmaktansa gülünç edilirler. Eşkı­yalar, iyi yüreklidir, hırsızlar bile masumdur. Bunlardan çok zalim olanlar, hemen sert cezalara çarpılıp yok edilirler. İyiler, en sona kadar yaşayıp mutlu olurlar.

Masallarda mekân büsbütün gerçek dışı ülkelerdir. Masal çevreleri hiçbir coğrafi mekâna bağlanamaz. “Kaf dağı”, “Yedi Derya Adası”, “Çin-Maçin” gibi haritada bulunmayan ülkeler veya “iki memleket arası”, “yedi kat ye­rin altı”, “yerin yedi kat üstü” gibi hayalde tasarlanan yerler, masal kişileri­nin sırf gerçek dışı çevrelerde yaşatılmış timsaller olduğunu gösterir. Ba­zen İstanbul, Erzurum, İsfehan, Halep gibi gerçek şehirlerin masallarda geçtiği olursa da bunlar sadece birer isimden ibarettir. Kahramanların bu şehirlerle ilgisi gösterilemez. Ne zaman, hangi semtte yaşadıkları bilinmez.Masa

Masallarda çevre tasvirleri büsbütün yok değildir. Ancak, bu tasvirler göz­leme değil, hayale dayanmaktadır. Bunlar, dünyadan seçilen unsurlarla donatılmış fakat dünyada rastlanması imkânsız olan bahçeler, saraylar, ır­maklar, şehirlerdir.

Masallardaki zamanın gerçek zamanla ilgisi yoktur.Zaman, ne kesin ne de yaklaşık olarak tahmin edilebilir. Zaten, masalların “Evvel zaman için­de… Bir varmış bir yokmuş…” gibi döşemelerle başlaması, dinleyiciyi ha­yal atmosferine sokarak geçmiş zamanı iyice belirsiz kılmak içindir. Olay­lar, -miş’li geçmiş zaman kullanılarak anlatılır.

Sözlü halk verimi olan masallar kuşaktan kuşağa söz yolu ile geçmiştir. Usta masal söyleyiciler, onları her anlatışlarında biraz değiştirmişlerdir. Şu hâlde masal üslûbu bir söyleyiş üslûbudur. Konusu aynı olan bir masalın, yüzlerce değişik söylenişi bulunabilir.

Masallarda asla ayrıntılara sapılmaz. Zaman ve mekânlar arasında büyük boşluklar bırakılır. Kırk yıl hatta bin yıllık zaman bir çift söz ile geçiştirilir. Çünkü masalın baş özelliği çabukluktur. Masalcı, kahramanın bütün hayat safhalarını izlemez, yalnız çok önemli vakalar üstünde durur. Bunun için anlatışı kısa sürer. Masalı, halk hikâyeleri ile destanlardan ayıran önemli bir özelliği de budur.

Eğitici ve öğretici nitelikler taşır. Bu niteliklerinden dolayı uzun kış gecele­rinde, kadınlı çocuklu meclislerde masallar söylenmiştir.

Daha çok, evrensel konular dile getirilir. Masallarda, milletleri birbirinden ayıran unsurlar değil; hepsinde ortak olan duygu ve özlemler işlenmiştir. Millî özellikler gibi, dinî inançlar da az görülür. Masalı destan, menkıbe ve efsaneden ayıran bu din dişilik özelliği de önemlidir.

Edebiyatımızda Eflatun Cem Güney, masallarımızı derleyip yazıya geçir­miştir. Edebiyatımızda Keloğlan en tanınmış masal kahramanıdır.

Alman edebiyatından Grimm Kardeşler, uluslarının masallarını derleye­rek yazıya geçirmişlerdir. Pamuk Prensesle Yedi Cüceler, Bremen Mı­zıkacıları, Kül Kedisi bu sanatçıların en tanınmış yapıtlarıdır.

MASALIN BÖLÜMLERİ

1)  Döşeme (Giriş): Masalcının, dinleyicileri masal atmosferine hazırlamak, onları biraz güldürmek, biraz da ustalığını göstermek için düzüp koştuğu söz­ler zinciridir. Bunların çoğunu gelenekten alır, biraz da kendi icatlarını katar. Döşemeye ilgili ilgisiz, manâlı mânâsız birçok sözler doldurur. Söz zincirleri arasındaki seciler ahengi ve bağlantıyı kurmaktadır. Bu bölümde söylenege­len bazı kalıplaşmış tekerlemeler

(Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman için­de kalbur saman içinde güzel ülkelerden birinde, bir padişah yaşarmış…) kullanıldıktan sonra belirsiz bir yerden söz edilir. Bunun için de “Gökle ye­rin birleştiği yerde, çok uzaklarda, Kafdağı’nın ardında… Az gittik uz git­tik, dere tepe düz gittik, altı ay bir güz gittik… Bir de arkamıza baktık ki arpa boyu yer gitmişiz. Yine kalktık gittik gide gide gittik… Göründü Çin Maçin padişahının bağları.” gibi ifadeler kullanılır. Kahramanlar kısaca ta­nıtıldıktan sonra masala girilir.

2) Olay (Gelişme): Olay bölümü de kendi arasında “Giriş, Gelişme, Sonuç” bölümlerine ayrılır. Bu bölümde söz ve hikâye anlatma kudreti masalcının ustalığına kalmıştır. Masalın temel varlığını ortaya koyan bu bölüm, başkahramanın başından önemli bir olay geçmesiyle başlar. Sonra masala, çoğu kötü olarak tanınan kahramanlar girer. Bu bölümün sonlarına doğru, kötü kahramanlar bir bir yenilerek cezalandırılır.

3)  Dilek (Sonuç): Genellikle başkahramanın galibiyeti ve iyi huylu kahra­manların ödüllendirilmesi tekerlemeler eşliğinde dile getirilir. Bazen de kötü huylu kahramanların yaptıkları kötülüklerden pişmanlık duyarak iyi huylu ol­maya karar verdikleri görülür. Masal güzel bir sonuca bağlanır. Masalcı, kah­ramanların iyi bahtını, dinleyiciler için de temenni etmeye başlar. Dilek bölü­mü de kalıplaşmış bir kaç sözden {Onlar ermiş muradına, darısı buradaki­lerin başına… Gökten üç elma düşmüş görenlerin başına, birisi bu ma­salı düzüp koşana, birisi oturup dinleyene, birisini de okuyup üfledim fa­lanın ruhuna yolladım.) ibarettir.

]]>
Tekke Edebiyatı Nazım Şekilleri Nelerdir? https://dersimizedebiyat.org/tekke-edebiyati-nazim-sekilleri-nelerdir.html Sat, 09 Nov 2019 12:46:04 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121420 Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı Nazım Şekilleri

İlahi: Kullanımı çok yaygındır. Hece ölçüsüyle söylenir. Bu şiirlerde tasavvuf anlayışı, Allah sevgisi, Allah’a ulaşma yolunda ideal insan (insan-ı kâmil) ol­ma çabası, fânilik, nefsin öldürülmesi gibi konular işlenir. Edebiyatımızdaki en büyük temsilcisi Yunus Emre‘dir.

Nefes: Bektaşi şairlerin söyledikleri tasavvufi şiirlerdir. Genellikle tasavvufta­ki vahdet-i vücut düşüncesi anlatılır. Bunun yanında Hz. Muhammed (sav) ve Hz. Ali için övgüler de söylenir. Pir Sultan Abdal, bu türün başarılı örnek­lerini vermiştir.

Nutuk: Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren müritleri bilgilendirmek, ta­rikat derecelerini ve adabını öğretmek amacıyla söylenen didaktik şiirlerdir.

Devriye: Evrendeki canlı cansız her şeyin Allah’tan geldiğini ve yine ona dö­neceğini ifade eden, tasavvuftaki “devir prensibi“ni yansıtan şiirlerdir. Devir prensibine göre vakti gelen ruh maddi aleme iner. Önce cansız varlıklara, sonra bitkilere, hayvana, insana en sonra da insan-ı kamile geçer. Oradan da Allah’a döner.

Sathiye: İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir. Görünüş­te saçma sanılan bu şiirlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili değişik konu­ları işlediği anlaşılır. Kaygusuz Abdal, bu türün başarılı örneklerini vermiştir.

İLAHİ
Yunus Emre

Dağlar ile, taşlar ile,
Çağırayım Mevlâm seni.
Seherlerde kuşlar ile,
Çağırayım Mevlâm seni.

 

Su dibinde mahi ile,
Sahralarda ahu ile,
Abdal olup yahu ile,
Çağırayım Mevlâm seni.

 

Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile,
Elimdeki asa ile,
Çağırayım Mevlâm seni.

 

Yunus okur diller ile,
O kumru b
ülbüller ile,
Hakk’ı seven kullar ile,
Çağırayım Mevlâm seni. 

NEFES
Pir Sultan Abdal

Ey erenler çün bu sırrı dinledim,
Huzur-ı mürşide vardım bu gece.
Hakikat sırrını andan anladım,
Evliya merdanın gördüm bu gece.

 

Mürşidim Muhammet buldum yolumu,
Rehberim Ali’dir verdim elimi,
Tiğbend ile bağladılar belimi,
Erenler sırrına erdim bu gece

Andelip misali avaz ederek,
Kati sema
üzre pervaz ederek,
Yedi aza ile niyaz ederek,
Ayn-ı cem güllerin derdim bu gece.

 

Pir Sultan’ım Hakk’a niyaz ederim,
Erenler rahına doğru giderim,
Küll-i varım Hakk’a teslim ederim,
Hakk’ın cemalini gördüm bu gece 

]]>
Âşık Edebiyatı Nazım Şekilleri Nelerdir? https://dersimizedebiyat.org/asik-edebiyati-nazim-sekilleri-nelerdir.html Sat, 09 Nov 2019 12:37:39 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121418 Âşık Edebiyatı Nazım Şekilleri

Koşma: Hece ölçüsünün 11’li kalıbıyla oluşturulan bu şiirlerde aşk, ayrılık, gurbet, sevgi, doğa, yiğitlik gibi konular işlenir. Genellikle 3-5 dörtlükten olu­şur ancak daha fazla dörtlükten oluşanları da vardır. Kafiye düzeni “abab, cccb, dddb…” şeklindedir. Son dörtlükte şairin mahlası (takma adı) bulunur. Konularına göre “güzelleme, koçaklama, ağıt, taşlama” adlı türleri vardır.

Semai: Konuları ve uyak düzeni koşma ile aynıdır. 81i hece ölçüsüyle söy­lenen bu şiirler 3-5 dörtlükten oluşur.

Varsağı: Çok yaygın olmayan bir şiir biçimdir. İlk olarak Toroslar’da yaşa­yan Varsak boyundan ozanlar tarafından kullanılmıştır. 81i hece ölçüsüyle söylenen bu şiirlerde “bre, behey, hey, aman” ünlemleri sıklıkla kullanılır. Ha­yattan ve talihten şikâyet gibi konular işlenir.

Destan: Hece ölçüsünün 11’li kalıbıyla söylenir. Uyak düzeni koşma ile ay­nıdır. Göç, kıtlık, savaş, hastalık gibi toplumsal konular işlendiği gibi bireysel konuların işlendiği destanlar da vardır. Dörtlük sayısında sınırlama yoktur. Yapısal yönden koşmayla aynı olan destan, konusu, dörtlük sayısı, anlatım ve ezgisiyle koşmadan ayrılır.

KOŞMA

Karacaoğlan

Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye dermanım mı var

Vitir şu gönülden ileği yitir
Cehd eyle elini yoksula yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var

Dirilirler dirilirler gelirler
Huzuri mah
şerde divan dururlar
Harami var diye korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var

Karac’oğlan derki ismim överler
Ağu oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever deyi isnad ederler
Benim Haktan özge sevdiğim mi var 

SEMAİ
Gevheri

Ey benim nazlı cananım
Severim kimseler bilmez
Bir iştir geldi başıma
Çekerim kimseler bilmez

 

Bak şu kalbimin işine
Saldı sevdayı başıma
Gece gün aşk ateşine
Yanarım kimseler bilmez

 

Varın söylen şu hayına
Girmesin benim kanıma
Bir ateş düştü canıma
Tüterim kimseler bilmez

 

Gevheri ümidim Hak’tan
Yandı bu bağrım firaktan
Ey efendim derd-i aşktan
Ölürüm kimseler bilmez
 

]]>
Anonim Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri Nelerdir? https://dersimizedebiyat.org/anonim-halk-edebiyati-nazim-sekilleri-nelerdir.html Sat, 09 Nov 2019 12:26:29 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121415 Anonim Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri

Mani: Genellikle aşk ve sevgi olmak üzere hemen her konuda, 7’li hece öl­çüsüyle söylenir. Tek dörtlükten oluşan maninin uyak düzeni “aaxa” biçimin­dedir. İlk iki dizesi konuya giriş niteliğindedir. Doldurma dize olarak adlandı­rılır. Asıl söylenmek istenen düşünce son iki dizede söylenir.

Ninni: Annenin, bebeğinin uyumasını sağlamak ya da ağlamasını durdur­mak için, sade bir dille ezgili olarak söylediği şiirlerdir. Kendine özgü bir bes­te ile söylenen bu şiirler, annenin o andaki ruh durumunu yansıtır.

Türkü: Konusu ve şekli devirden devire ve yöreden yöreye değişir. Genel­likle hecenin 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla ve ezgiyle söylenir. Türkülerde aşk, ölüm, hasret, gurbet, ayrılık gibi bireysel ya da deprem, kıtlık, kahramanlık, savaş gibi toplumsal olaylar konu olarak işlenir. Üçer ya da dörder dizeli bentler ve her bendin sonunda tekrar edilen kavuştaklardan (bağlama) oluşur.

Ağıt: Ölen kişilerin iyi hâllerini, meziyetlerini dile getirmek, kaybından dolayı duyulan üzüntüyü ifade etmek amacıyla söylenir. Koşmanın bir türü olan ağıt­la karıştırılmamalıdır. Âşık edebiyatındaki ağıtın söyleyeni bellidir. Anonim halk edebiyatındaki ağıtların söyleyeni belli değildir.

MANİ
Gülüm kurutmam seni
Suda çürütmem seni
Senelerce görmesem
Yine unutmam seni

 Ah o beni o beni
Kak
ül örtmüş o beni
Ben yârimi unutmam
Unutsa da o beni

 NİNNİ
Asmaya kurdum salıncak
Eline de verdim oyuncak
Yine de uyumadı gitti
Şu küçücük yumurcak

 

Dandini dandini danalı bebek
Elleri kolları kınalı bebek
Benim de yavrum cicili bebek
Uyusun da büyüsün ninni

 

Dandini dandini dastana
Danalar girmi
ş bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı
Eee eee eee eee Huu huu huu huu

TÜRKÜ
Pınar başından bulanır (canım oy)
İner ovayı dolanır (canım oy)
Sende çok haller bulunur (canım oy)


Da
ğlar duman olur
Halim yaman olur
Ben yâri görmesem
Halim yaman olur yâr yâr

Hiç ovaya inmedin mi (canım oy)
Aşk oduna yanmadın mı (canım oy)
Can yakmadan doymadın mı (canım oy)

Dağlar duman olur
Halim yaman olur
Ben yâri görmesem
Hâlim yaman olur yâr yâr

]]>
Halk Edebiyatı Şairlerinin Hayatı ve Eserleri – Toplu Liste https://dersimizedebiyat.org/halk-edebiyati-sairlerinin-hayati-ve-eserleri-toplu-liste.html Tue, 05 Nov 2019 20:14:40 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121282 Köroğlu Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi
Karacaoğlan Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Karacaoğlan Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Kayıkçı Kul Mustafa Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Aşık Ömer Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Gevheri Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Levni Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Aşık Dertli Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Ahmet Yesevi Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Erzurumlu Emrah Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Seyrani Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Dadaloğlu Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Hacı Bektaşi Veli Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Bayburtlu Zihni Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Kağızmanlı Hıfzi Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Aşık Ruhsati Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Sümmani Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Yunus Emre Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Aşık Veysel Şatıroğlu Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Hacı Bayramı Veli Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Eşrefoğlu Rumi Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Kaygusuz Abdal Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Pir Sultan Abdal Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Niyazi Mısrî Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi Erzurumlu İbrahim Hakkı Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi ]]>