1. Milli Edebiyat döneminde Ziya Gökalp ve çevresinde gelişen “milliyetçi şiir” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sade bir Türkçe ile şiir yazılmıştır.
B) Konu seçiminde yerlilik esas alınmıştır.
C) Millî kaynaklara yönelme gerçekleşmiştir.
D) Halk edebiyatı şiir biçimlerinden yararlanılmıştır.
E) Divan edebiyatı ölçü birimi olan aruz kullanılmıştır.
2. Aşağıdakilerden hangisi Milli Edebiyat dönemi dil anlayışıyla çelişir?
A) İstanbul halkının günlük konuşma dili esas alınmalıdır.
B) Terimler bilimle ilgili oldukları için aynen kullanılmalıdır.
C) İhtiyaç duyulması durumunda diğer Türk lehçelerinden sözcük alınabilir.
D) Yabancı dilbilgisi kuralları ile Arapça, Farsça ad ve sıfat tamlamalarının kullanılmasında bir sakınca yoktur.
E) Arapça ve Farsçadan gelen sözcüklerden, konuşma diline kadar girip yaygınlaşmış olanlar
Türkçeleşmiş sayılmalıdır.
3. Fecriati adı verilen edebiyat topluluğu içinde yer aldı. Fransız sembolist şairlerinden etkilendi. Aşk ve doğa konularında, şiirler yazdı. Şiirde ses ve ahenge çok önem verdi. Tüm şiirlerini aruzla yazdı. Piyale adlı kitabının ön sözünde şiirle ilgili görüşlerin açıkladı.
Bu parçada sözü edilen şair, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tevfik Fikret
B) Ahmet Haşim
C) Ziya Gökalp
O) Yahya Kemal Beyatlı
E) Mehmet Akif Ersoy
4. Mehmet Akif Ersoy’la ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez?
A) Gerçekçi bir şiir anlayışı vardır.
B) Şiirleri manzum hikaye niteliği gösterir.
C) Tüm şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
D) Saf (saf) şiire özgü arayışlar içine girmiştir.
E) Milli Edebiyat döneminde halkın yaşama biçimi ve değerlerini anlatan şiirler yazmıştır.
5. Milli Edebiyat akımının etkili olduğu yıllarda halkın yaşama tarzı ve değerlerini anlatan manzumeler yazmıştır. Türk edebiyatında “toplum için sanat” akımının başlıca temsilcilerinden
biridir. Halka seslenen, yalın, halkın söyleyiş özelliklerini koruyan, konusu günlük ya da siyasal olaylardan alınmış, gerçekçi ve gözleme dayalı, aruz ölçüsü ile lirik-epik, lirik-didaktik şiirler yazmıştır. Şiirleri, yedi bölümden oluşan Safahat adlı kitapta toplanmıştır.
Bu parçada sözü edilen şair, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ziya Gökalp
B) Ahmet Haşim
C) Faruk Nafiz Çamlıbel
D) Mehmet Akif Ersoy
E) Yahya Kemal Beyatlı
6. Bugün —- hareketi olarak bilinen edebi hareket, —- Selanik ‘te çıkan —– dergisinde —- aynı adla isimsiz olarak yayımladığı makaleyle başlar.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Birinci Yeni – 1905’te -Fecriati – Ahmet Haşim’in
B) Genç Kemler – 1839’da – Tercüman-ı Ahval – Şinasi’nin
C) Yeni Lisan – 1911’de -Genç Kalemler – Ömer Seyfettin’in
D) Edebiyat-ı Cedide – 1896’da – Servetifünun – Tevfik Fikret’in
E) Beş Hececiler – 1917’de -Servetifünun – Faruk Nafiz’in
7. Milli Edebiyat dönemi şiiri içinde Ziya Gökalp ve çevresinde gelişen şiir ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Hece ölçüsü kullanılmıştır.
B) Türkçülük akımının etkisi görülür.
C) Açık ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
D) Pek çok şiirde kuru bir didaktizm öne çıkmıştır.
E) Sadece Halk edebiyatı nazım şekilleri kullanılmıştır.
8. Milli Edebiyat dönemi şiiriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Edebiyat- ı Cedide anlayışıyla şiir yazan şairler de vardır.
B) Batı edebiyatı kaynaklı nazım şekilleri kullanılmamıştır.
C) Ziya Gökalp ve çevresine sade bir dille ve hece ölçüsüyle şiirler yazılmıştır.
D) Mehmet Akif bu dönemde halkın yaşama tarzını ve değerlerini yanıtsan manzumeler yazmıştır.
E) Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı başta olmak üzere bazı şairler saf (öz) şiir yolunda ürünler vermişlerdir.
9. Türkçülük cereyanını bir sisteme bağlayan fikir adamı ve bu sistemi eserlerinde işleyen bir sanatçıdır. Türk milletinin din, dil, ahlak, edebiyat yönünden aynı kültürle yetişmiş kişilerden oluştuğuna inanır. Eserleriyle Türk milliyetçiliğinin sınırlarını belirlemiş, milli edebiyatın da fikir yönüyle temellerini oluşturmuştur. Onun Türkçülük anlayışı, dil, edebiyat, din, iktisat, güzel sanatlar ve siyaset alanlarını kapsar. Turancılık ideolojisini de savunmuştur. Türk Medeniyeti Tarihi, Türk Töresi, Türkçülüğün Esasları, Türkleşmek-Muasırlaşmak-İslamlaşmak gibi fikri bir temele dayanan eserleri vardır.
Bu parçada sözü edilen şair, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ziya Gökalp
B) Ahmet Haşim
C) Yahya Kemal Beyatlı
D) Mehmet Akif Ersoy
E) Ali Canip Yöntem
10.
I- Dil sade olmalıdır.
II- Milli kaynaklara yönelmeli, yurt sorunları dile getirilmelidir.
III- Şiirde yalnız hece ölçüsü kullanılmalıdır.
Bu görüşler aşağıdaki edebiyat dönemlerinin hangisinde savunulmuştur?
A) Fecriati
B) Milli Edebiyat
C) Edebiyat-ı Cedide
D) Tanzimat Edebiyatı
E) 1940 Sonrası Türk Edebiyatı
11. Aşağıdakilerden hangisinde verilenlerin tümü, Milli Edebiyat döneminde Ziya Gökalp ve çevresinde gelişen şiir doğrultusunda ürün vermiştir?
A) Ali Canip Yöntem – Mehmet Fuat Köprülü- Ziya Gökalp
B) Yahya Kemal Beyatlı – Ahmet Haşim – Mehmet Akif Ersoy
C) Mehmet Fuat Köprülü – Ahmet Haşim – Mehmet Akif Ersoy
D) Mehmet Emin Yurdakul – Mehmet Fuat Köprülü – Ahmet Haşim
E) Mehmet Akif Ersoy – Mehmet Emin Yurdakul – Tevfik Fikret
12. —-, Paris yıllarında yurtdışında yüksek nitelikli beğeniyle, Batı şiirine yönelip ona öykünme yerine, geleneksel şiirimizi yeni bir yorumla ele aldı. Divan şiiri çizgisinde, biçime ağırlık veren, yetkin şiirler yazdı. Şiirde, dili, biçimi, ahengi son derece önemli görür. Milli Edebiyat akımı sanatçılarını makaleleriyle desteklemiş olmasına karşın onlara katılmamış saf (öz) şiir yolunda ürünler vermiştir. Biri dışında tüm şiilerini aruz vezniyle yazmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Ahmet Haşim
B) Ziya Gökalp
C) Yahya Kemal Beyatlı
D) Mehmet Akif Ersoy
E) Mehmet Fuat Köprülü
CEVAPLAR
| 1 | C | 7 | D |
| 2 | A | 8 | C |
| 3 | D | 9 | B |
| 4 | E | 10 | D |
| 5 | C | 11 | D |
| 6 | D | 12 | C |
Millî Edebiyat döneminde coşku ve heyecanı dile getiren metinleri yani şiirleri daha önce işledik. Bu bölümde işlediğimiz bu şiirlerle ilgili çıkarımlarda bulunalım.
Halk edebiyatı şiir biçimlerinden yararlanma yoluna gidilmiştir.
Türk şiiri, İslamiyet’in kabulünden sonra Divan edebiyatı ve Halk edebiyatı olarak iki ana kolda ilerlemiştir. Bu iki şiir anlayışının şiir biçimleri de birbirinden farklıdır. Yenileşme devri edebiyatında Halk şiiri nazım biçimler ini kullanma fikri Tanzimat döneminde dile getirilmiş ancak yaşama geçirilememiştir. Milli Edebiyat dönemi şiirinde Halk edebiyatı şiir biçimlerine yönelinmiş, dörtlüklerle şiirler yazılmış; mani, koşma gibi nazım biçimleri kullanılmıştır. Halk edebiyatı şiir biçimleri üzerinde oynamalar da yapılmıştır. Ancak bu dönemde elbette sadece Halk edebiyatı şiir biçimlerinin kullanıldığını söylemek mümkün değildir.
Hece ölçüsüyle şiirler yazılmıştır.
Şiir tarihimizde İslamiyet öncesi Türk şiirinde hece ölçüsü kullanılmıştır. Daha sonra İslamiyet’in kabulüyle birlikte aruz ölçüsü kullanılmaya başlanmıştır Ancak hece ölçüsü de tam olarak terk edilmemiş, Halk şiirinde bu ölçü birimi kullanılmıştır. Tanzimat dönemiyle birlikte aydınlar arasında bizim millî ölçü birimizin hece ölçüsü olduğu dillendirilmeye başlanmıştır. Ziya Paşa asıl şiirimizin halk şiiri olduğunu söyler. Hatta bu konuda hece vezni ile bir de türkü yazmıştır. Ancak o dönemde hece ile şiir yazma düşüncesi tam olarak yaşama geçirilemez.
Servetifünun döneminde de hece ölçüsüyle şiir yazmak düşüncesi şairlerce benimsenmez. Gerçi bu dönemde Tevfik Fikret çocuklar için hece ile şiirler yazmış ve bu şiirlerini Şermin adlı kitabında toplamıştır. Ancak bu dönemin genel havasına bakıldığında cılız bir örnektir. Ancak yüzyılın başında Mehmet Emin Yurdakul ile birlikte hece ile şiir yazılması yüksek sesle dile getirilmiştir. Mehmet Emin Yurdakul ile ilk çıkış yapılmış,
Yeni Lisancılar ile bu daha da ileri götürülmüş, Beş Hececi şairlerle birlikte de hece ile yazma tam bir akım haline gelmiştir.
Konu seçiminde yerlilik esas alınmıştır.
Millî Edebiyat Dönemi şiirinde konu seçiminde yerliliğin esas alındığı görülür. Halkın yaşama biçimi şiirlerde işlenmeye başlanmıştır. Bu yerlilik daha sonra memleketçi bir edebiyatı doğurmuştur.
Şiirlerin konuları halkın yaşamından ve ülkenin içinde bulunduğu koşullardan seçilmiştir.
Millî Edebiyat Dönemi şiirinde şairler konularını seçerken o dönemde halkın yaşadıklarından, ülkenin içinde bulunduğu koşullardan etkilenmiştir. Millî Edebiyat döneminde Trablusgarp, Çanakkale ve en sonunda Kurtuluş Savaşı olmak üzere büyük savaşlar yaşanmıştır. İmparatorluğun adım adım yıkılışa sürüklendiği bu dönemde yıllar süren savaşlardan bitkin düşmüş bir halk vardır. Şairler vatan savunması için halka moral aşılayan kahramanlık ve yurt sevgisini işleyen coşkun bir lirizmin olduğu şiirler yazmışlardır. Bu dönemde devrin gerçekliği şiire yan sımıştır. Bu gerçeklik yalnızca Yeni Lisancılar olarak bilinen şairlerin şiirlerinde değil, halkın yaşama tarzını ve değerlerini yan sıtan manzumelerde de karşımıza çıkar.
Şiirde milli kaynaklara yönelme gerçekleşmiştir.
Millî Edebiyat akımı şiirlerinde millî kaynaklara yönelme söz konusudur. Konular millî olaylardan ve tarihten seçilmiş; ölçü, nazım şekli vb. konularda millî şiirimiz kabul edilen Halk şiirine yönelinmiştir.
Sade bir dille şiirler yazılmıştır.
Millî Edebiyat akımı dönemi şiirlerinde dilde sadeleşme gerçekleşmiş, özellikle Servetifünuın ve Fecriati dönemi şiirle rinde karşılaştığımız ağır dilin yerine, açık, anlaşılır, halkın konuştuğu sade Türkçe şiirlerde kendini göstermiştir.
Çeşitli nazım biçimleri kullanılmıştır.
Millî Edebiyat dönemi şiirinde Halk edebiyatı nazım biçimlerin den yararlanılmakla birlikte bu konuda bir çeşitlilik göze çarpar. Bu dönemde yeni nazım biçimleri denenmiş, serbest müstezat daha da geliştirilmiş, Batıdan alınan sone ve terza-rima gibi nazım şekilleri de kullanılmıştır.
Bütün bu yenileşme ve değişimlerin yanında bazı ortak özellikler olsa bile Millî Edebiyat dönemi şiirinde döneminin şiirini tek bir başlık altında toplamak mümkün değildir. Bu dönemde ana hatlarıyla üç eğilim karşımıza çıkar. Bunlar:
Sade bir dille ve hece ölçüsüyle şiir yazma konusunda Mehmet Emin Yurdakul’un çıkışı, Genç Kalemler dergisinde yazan ve kendilerine Yeni Lisancılar denen şairlerle daha da ileri götürülür. Ziya Gökalp bu gruba sonradan katılmasına karşın, etkisi en büyük olan sanatçıdır. Sonuçta bu dönemde Ziya Gökalp etkisinde sade bir dille ve hece ölçüsüyle millî konuları öne çıkaran, halka moral aşılayan, milliyetçilik fikrini destekle yen, didaktik şiirler yazılmıştır. Bu şiirlerin sanatsal yönü zayıf tır. Biçimsel yönden ölçü ve uyak sağlanmıştır. Ancak birçok şiirde uyakların doldurma olduğu hissi uyanmaktadır
Millî Edebiyat dönemi şiirinin egemen olduğu yıllarda saf (öz) şiire özgü arayışlar da söz konusudur. Özellikle Ahmet Haşim ve Yahya Kemal bu yolda şiirler yazmıştır.
Her iki sanatçı da hece yerine aruzu kullanmış, zaman zaman sade dille şiirler yazsalar da sadeleşme akımını bir dava olarak görmemişlerdir. Toplumsallıktan, devrin gerçeklerinden uzak, sanat kaygısı ön planda olan şiirler yazmışlardır. Yahya Kemal Türk tarihinden konuları işlese de her iki şairin o dönemin be lirgin anlayışı olan halka, ülke gerçeklerine, dönemin millî olaylarına yöneldiği söylenemez.
Millî Edebiyat akımı şiirinin etkili olduğu yıllarda halkın yaşama tarzını ve değerlerini yansıtan manzum hikayeler de yazılmıştır. Bu konuda Mehmet Akif Ersoy başı çeker. Konularını tamamen halkın yaşamından alan sanatçı, şiirlerinde sokak dilini bazen argo da dahil olmak üzere şiirlerine yansıtmıştır. Onun Ziya Gökalp çevresinde şiir yazan şairlerden ayrılan en önemli yönleri,
aruzu kullanmasıdır. Sanatı toplumun hizmetinde gören Mehmet Akif, aruz vezniyle sokaktaki halkın diliyle halkın içinde bulunduğu çıkmazları, yaşama tarzını ve değerlerini anlatan manzum hikayeler yazmıştır.
]]>|
OSMANLICILIK ORTAYA ÇIKIŞ NEDENİ: 1. Osmanlı’nın askeri ve teknik açıdan Batılı devletlerin gerisinde kalması 2. Batı medeniyetinde ortaya çıkan “standart vatandaş” tanımlaması 3. Rusya’nın Panslavizm politikasıyla Hristiyan Osmanlı halklarını kışkırtması AMACI: 1. Osmanlı’nın çöküşünü engellemek 2. “Osmanlı vatandaşlığı” paydasında birlik sağlamak TEMEL DÜŞÜNCELERİ: 1. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun Osmanlı sınırları içinde yaşayan herkes eşittir. 2. Osmanlı’nın yükseliş devrindeki ihtişamlı günleri örnek alınmalıdır. 3. Yönetimde meşveret ve meşrutiyet esas alınmalıdır. TEMSİLCİLERİ – YAYIN ORGANLARI: Tanzimat yazarları Jön Türkler Yeni Osmanlılar Cemiyeti Tercüman-ı Ahval gazetesi Tasvir-i Efkâr gazetesi Hürriyet gazetesi Muhbir gazetesi
|
|
İSLAMCILIK ORTAYA ÇIKIŞ NEDENİ: 1. Hristiyan Osmanlı vatandaşlarının milliyetçilik akımın etkisiyle imparatorluktan ayrılmaları 2. Osmanlı’da çoğunluğu oluşturan farklı milletlere mensup Müslümanları bir arada tutma isteği 3. Osmanlı sınırları dışında kalan Müslüman milletleri Batı emperyalizmine karşı koruma, hilafet makamının etkisiyle Batı’ya karşı bir güç hâline getirme isteği AMACI: 1. Osmanlı’nın çöküşünü engellemek 2. İslam kardeşliği etrafında güçlü bir siyasî birlik oluşturmak 3. Toplumdaki sosyal ve ahlaki çözülmeyi durdurmak 4. Müslümanların güncel sorunlarına İslamî çözümler bulmak TEMEL DÜŞÜNCELERİ: 1. Osmanlı’nın Müslüman milletleri arasında siyasî birlik sağlanmalıdır. 2. Osmanlı sınırları dışında kalan Müslümanlara hilafetin nüfuzuyla ulaşılmalıdır. 3. Toplumdaki İslam anlayışı ve gelenekler, İslamî kaynaklar doğrultusunda ıslah edilmeli; Hz. Peygamber ve dört halife zamanındaki sahih İslam anlayışına dönülmelidir. TEMSİLCİLERİ – YAYIN ORGANLARI: Cemalettin Afgani Muhammed Abduh Sait Halim Paşa M. Akif ERSOY Eşref Edip Sırat-ı Mustakim dergisi
|
|
TÜRKÇÜLÜK ORTAYA ÇIKIŞ NEDENİ: 1. Arnavut ve Arap Müslümanların milliyetçilik akımın etkisiyle kapıldıkları ayrılıkçı tutum sonucunda İslamcılık fikrinin zayıflaması 2. İmparatorluğun aslî unsuru olan Türklerin de milliyetçilik akımının etkisine girmeleri 3. Avrupa’dan dünyaya yayılan ulus devlet modeline geçme isteği AMACI: 1. Osmanlı’nın çöküşünü engellemek 2. Türk kimliğine dayalı olarak Osmanlı Devleti’ni güçlendirmek 3. “İşte, fikirde, dilde birlik” sloganıyla Osmanlı sınırları dışındaki Türkler aynı çatı altında toplayarak Batı karşısında etkili bir siyasî güç oluşturma TEMEL DÜŞÜNCELERİ: 1. Türk milleti devletin aslî unsuru kabul edilmeli, Türk kimliği ortak payda olmalıdır. 2. Türk birliği sağlanmalıdır. 3. İslam öncesindeki Türk tarih ve kültürü araştırılarak aydınlatılmalı; tarih birliği sağlanmalıdır. 4. Türkçe yabancı dillerin etkisinden kurtarılmalıdır. TEMSİLCİLERİ – YAYIN ORGANLARI: Yusuf AKÇURA Fuat KÖPRÜLÜ Ali Canip YÖNTEM Ömer Seyfettin Genç Kalemler dergisi Türk Yurdu dergisi Halka Doğru dergisi Türk Sözü dergisi
|
|
BATICILIK ORTAYA ÇIKIŞ NEDENİ: 1. Batılı devletlerin bilim, sanayi, şehirleşme ve sanat alanlarında güçlenerek dünyanın hâkim gücü hâline gelmeleri AMACI: 1. Osmanlı’nın çöküşünü engellemek 2. Batılı normları ülkede hâkim kılma 3. Batılı devletlerin refah seviyesine ulaşma TEMEL DÜŞÜNCELERİ: 1. Batı her alanda örnek alınmalıdır. 2. Batı’nın seviyesine ulaşabilmek için Batı’daki bilim ve teknik mirası yanında Batılı değerler ve Batılı hayat tarzı da benimsenmelidir. 3. Doğulu değer yargıları ve gelenekler terk edilmelidir TEMSİLCİLERİ – YAYIN ORGANLARI: Abdullah Cevdet Tevfik Fikret Celal Nuri İLERİ İçtihad dergisi
|
]]>
Alfabe: Göktürk Alfabesi
Yazar: Yollug Tigin
Şair: Aprın Çur Tigin
Türk adının geçtiği metin: Orhun Abideleri
En uzun Türk destanı: Kırgızların Manas Destanı
Siyasetname: Kutadgu Bilig
Mesnevi türünde yazılmış eser: Kutadgu Bilig
Sözlük: Kaşgarlı Mahmut’un “Divanü Lügati’t-Türk” adlı eseri
Divan sahibi sanatçı: Yunus Emre
Divan şairi: Hoca Dehhani
Çocuklar üzerine yazılmış eserler: Nabi‘nin “Hayriye” ve Sümbülzade Vehbi’nin “Lütfiye” adlı eserleri
Sebk-i Hindi tarzının temsilcisi: Naili
Tezkire: Ali Şir Nevai‘nin “Mecalis’ün Nefais” adlı eseri
Bibliyografya: Katip Çelebi’nin “Keşfi)’z-Zünun” adlı eseri
Hamse sahibi şair: Ali Şir Nevai
Süslü nesrin temsilcisi: Sinan Paşa
Matbaada basılan kitap: Vâni Efendi’nin Vankulu Lügati
Resmî gazete: 1831 ‘de çıkarılmaya başlanan Takvim-i Vekayi
Yarı resmî gazete: Ceride-i Havadis
Özel gazete: 1860’da çıkarılmaya başlayan Tercüman-ı Ahval
Noktalama işaretlerini kullanan sanatçı: İbrahim Şinasi
Çeviri roman: Yusuf Kamil Paşa‘nın, Faransız yazar Fenelon’dan çevirdiği “Telemak” adlı eser
Öykü denemesi: Emin Nihat’ın “Müsamerat-name” adlı eseri.
Yerli roman: Şemsettin Sami‘nin “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” adlı eseri
Fabl çevirisi yapan sanatçı: Şinasi
Makale: Şinasi‘nin “Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi” adlı yazısı
Tiyatro: Şinasi‘nin “Şair Evlenmesi” adlı eseri
Atasözleri kitabı: Şinasi‘nin “Durub-ı Emsal-i Osmaniye” adlı eseri
Edebî roman: Namık Kemal‘in “İntibah” adlı eseri
Tarihî roman: Namık Kemal‘in “Cezmi” adlı eseri
Mizah dergisi: Teodor Kasap ve Namık Kemal‘in birlikte çıkardığı “Diyojen” adlı dergi
Sahnelenen tiyatro eseri: Namık Kemal‘in “Vatan yahut Silistre” adlı eseri
Batılı anlamda eleştiri: “Namık Kemal‘in “Tahrib-i Harabat” adlı eseri
Kadın romancı: Fatma Aliye
Antoloji: Ziya Paşa‘nın “Harabat” adlı eseri
Edebî tartışma: Ziya Paşa ile Namık Kemal arasında olmuştur.
Müslüman kadın oyuncu: Afife Jale
Adaptasyon (uyarlama) oyun yazarı: Ahmet Vefik Paşa
Pastoral şiir: Abdülhak Hamit Tarhan‘ın “Sahra” adlı şiiri
Kafiyesiz şiir: Abdülhak Hamit Tarhan‘ın “Validem” adlı şiiri
Edebî öykü: Ahmet Mithat Efendi‘nin “Letaif-i Rivâyât” adlı eseri
Tarih ve coğrafya ansiklopedisi: Kamus’ul Alam
Köy şiiri: Muallim Naci‘nin “Köylü Kızların Şarkısı” adlı şiiri
Psikolojik roman denemesi: Nabizade Nazım‘ın “Zehra” adlı eseri
Köy romanı: Nabizade Nazım‘ın “Karabibik” adlı eseri
Gerçekçi öykü: Samipaşazade Sezai’nin “Küçük Şeyler” adlı eseri
Realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem‘in “Araba Sevdası” adlı eseri
Aruz ölçüsüyle yazılan tiyatro: Abdülhak Hamit Tarhan‘ın “Eşber” adlı eseri
Hece ölçüsüyle yazılan tiyatro: Abdülhak Hamit Tarhan’ın “Nesteren” adlı eseri
Edebî topluluk: Serveti-i Fünun
Batılı anlamda roman: Halit Ziya Uşaklıgıl’in “Mai ve Siyah” adlı eseri
Mensur şiir yazan şair: Halit Ziya Uşaklıgil
Psikolojik roman: Mehmet Rauf‘un “Eylül” adlı eseri
Anjanbmanı (anlamın dizede bitmemesi ve diğer dizelerde devam etmesi) kullanan sanatçı:Tevfik Fikret
Serbest müstezadı aruzla deneyen şair: Tevfik Fikret
Çocuklar için yazılmış şiir kitabı: Tevfik Fikret‘in “Şermin” adlı eseri
Edebî bildiri ile yayın hayatına giren edebiyat topluluğu: Fecr-i Ati
Batılı anlamda edebiyat tarihçisi: Fuat Köprülü
Fıkra yazarı: Ahmet Rasim
Dilde sadeleşmeyi savunan yayın organı: Genç Kalemler dergisi
Sosyolog: Ziya Gökalp
Serbest vezni kullanan sanatçı: Nazım Hikmet
Yazıya geçirilen masallar: Billur Köşk Masalları
En uzun süreli edebiyat dergisi: 1933 yılında çıkmaya başlayan Varlık Dergisi
İç monolog tarzı yazılmış roman: Adalet Ağaoğlu‘nun “Bir Düğün Gecesi” adlı eseri
Post modern roman: Oğuz Atay‘ın “Tutunamayanlar” adlı eseri
Yerli çizgi roman: Türk Kahramanı Köroğlu (1953).
Çocuklar için çizgi roman: Kara Maske (1943).
Hikâyelerinde gerçek anlamda Anadolu’yu işleyen sanatçı: Refik Halit Karay
Çocuk romanı: Mahmut Yesari’nin “Bağrı Yanık Ömer” adlı eseri
Çocuk dergisi: Mümeyyiz (1869-1870)
Kabare tiyatrosu: Haldun Taner‘in “Devekuşu Kabare Tiyatrosu” (1962)
Kadın opera sanatçısı: Semiha Berksoy
]]>1. “1911 yılında o zaman bizim olan Selanik’te Ömer Seyfettin ve Ali Canip’in çıkardıkları Genç Kalemler dergisinin edebiyat tarihimizde büyük bir önemi vardır.”
Bu derginin edebiyat tarihimizdeki önemi nereden kaynaklanmaktadır? (1982/ÖSYS)
A) Yazarlarının, sanatta “toplumculuk” fikrini savunmasından
B) “Sade Türkçe”nin bir dava olarak ilk kez bu dergide ele alınmış olmasından
C) Milli edebiyat döneminin ilk yayın organı olmasından
D) Ömer Seyfettin’in sade Türkçe ile yazdığı hikayelerinin yayımlandığı bir dergi olmasından
E) Bugünkü ulusal sınırlarımız dışında yayımlanan Türkçe, edebi ve bilimsel bir dergi olmasından
2. Kurtuluş Savaşı döneminin havasını yansıtan romanlarımızdan üçü, aşağıdakilerden hangisinde bir araya getirilmiştir?
(1978/ÖSYS)
A) Vurup Kahpeye, Sinekli Bakkal, Kiralık Konak
B) Ateşten Gömlek, Ankara, Sinekli Bakkal
C) Yaban, Sodom ve Gomore, Akşam Güneşi
D) Vurun Kahpeye, Yaban, Ateşten Gömlek
E) Yaban, Çalıkuşu, Ankara
3. Arapça, Farsça terkiplerinin hiç lüzumu yoktur. Bunlar ancak süs içindir. Kimin gösterecek, teşhir edecek fikri yoksa onları çok kullanmıştı. Eğer terkipler terk olunursa tasfiyede büyük bir adım atmış olmaz mı?… Tabii insan, konuşulan lisandır.
Bu parça, savunulan düşünce, dil ve anlatım özellikleri yönünden aşağıdaki zaman dilimlerinden hangisinde yazılmış olabilir?
(1978/ÖSYS)
A) 1908 – 1923
B) 1861 – 1895
C) 1896 – 1901
D) 1839 – 1860
E) 1940 – 1960
4. “Tarihi ve sosyal olaylardan her birini bir romanına konu edinerek, Tanzimat dönemiyle Atatürk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bunalımları, yaşayış ve görüş ayrımlarını işledi; düşünce ve teze dayanan özlü yapıtlar verdi.”
Yukarıda sözü edilen yazarımız, aşağıdakilerden hangisidir? (1979/ÖSYS)
A) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Mehmet Rauf
D) Hüseyin Rahmi Gürpınar
E) Hüseyin Cahit Yalçın
5. “Yıkılmış değerleri düzeltmek, eski görüşe dönmek değildir. Eski görüşün kurduğu biçimler, yeni görüşün malı olur. … anlayışına dönmemiştir; Avrupa’da Rönesans’ın, antik anlayışa dönmediği gibi.”
Bu parçada, düşüncenin akışına göre, boş bırakılan yere hangi adlar dizisi gelmelidir?
(1981/ÖSYS)
A) Namık Kemal, Divan edebiyatı
B) Cenap Şehabettin, Tanzimat edebiyatı
C) Yahya Kemal, Divan edebiyatı
D) Tevfik Fikret, Namık Kemal
E) Ahmet Haşim, Cenap Şehabettin
6. Aşağıdakilerden hangisi, “Milli Edebiyat akımı”nı belirleye özelliklerden biri değildir?
(1975/ÖSYS)
A) Anlatımda gerçekçilikten kaçınma
B) Hece veznini kullanma
C) Halk edebiyatından yararlanma
D) Memleket hayatını yansıtma
E) Dilde sadeleşmeye gitme
7. Şiirlerinde sonsuzluğa ulaşma duygusu, ölüm kaygısı, aşk ve lirizm başlıca temalar olarak görülür. Eski şiiri günümüzde de yaşatmış bir şairdir. İstanbul’un doğa güzelliklerini yansıtan bir şair olarak tanınmıştır. Divan şiirini çağdaş bir yorumla veren şiirleri de vardır.
Yukarıda sözü edilen şair kimdir?(1988/ÖSYS)
A) Yahya Kemal Beyatlı
B) Ahmet Haşim
C) Faruk Nafiz Çamlıbel
D) Ahmet Hamdi Tanpınar
E) Cahit Sıtkı Tarancı
8. Tanzimat’tan Cumhuriyet sonrasına uzanan bir zaman diliminin romanına konu edinmiştir. Büyük değişimlerin ve bunalımların yer aldığı bu zaman dilimi içinde, kuşaklar arasındaki görüş farklılıklarını ve çatışmaları, halk–aydın çelişkisini işlemiştir. Öyle ki tarihsel ve sosyal olayları yansıttığı romanları birbirini bütünleyen bir zincirleniş içinde, çağdaş, siyasal ve sosyal tarihimizin panoramasını vermektedir.
Bu yargılarla değerlendirilen yazar, aşağıdakilerden hangisidir? (1989/ÖSYS)
A) Refik Halit Karay
B) Hüseyin Rahmi Gürpınar
C) Reşat Nuri Güntekin
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
E) Halide Edip Adıvar
9. Dilde sadeleşme hareketi, “Yeni Lisan” adıyla aşağıdaki edebiyat dönemlerinin hangisinde yer almıştır? (1990/ÖSYS)
A) Tanzimat
B) Servet-i Fünûn
C) Fecr-i Âti
D) Milli Edebiyat
E) Cumhuriyet
10. Aşağıdakilerden hangisi, M. Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin’in ortak özelliğidir? (1991/ÖSYS)
A) Fecr-i Âti topluluğuna dahil olmaları
B) Genç Kalemler hareketinin başında bulunmaları
C) Hem nesir hem de nazım alanında eser vermeleri
D) Fikir adamı kişiliklerinin, sanatçı kişiliklerinden güçlü olması
E) Türkçülük akımının öncüleri sayılmaları
11. Yazar, eserde Karagöz ve Ortaoyunu hakkında oldukça ayrıntılı bilgi verirken çocukluğunda gittiği bu oyunlardan edindiği izlenimlerden yararlandığını şöyle anlatıyor: “Ramazan gecelerinde Ahmet Ağa, beni Karagöz ve Ortaoyunu izlemeye götürüyordu. Kız, erkek alay alay çocuk, hatta büyükler kahvenin bahçesine dolardı. İlkin “Soytarının Kızı’ adıyla ve İngilizce olarak basılan eserimdeki Kız Tevfik tipi, bu akşamların bende bıraktığı izlenimlerden çok şey almıştır.”
Bu paragrafta sözü edilen yazar ve eseri aşağıdakilerden hangisinde bir arada verilmiştir? (1993/ÖSYS)
A) Peyami Safa – Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
B) Reşat Nuri – Yaprak Dökümü
C) Halide Edip – Sinekli Bakkal
D) Reşat Nuri – Çalıkuşu
E) Halide Edip – Tatarcık
12. Çağdaş Batı şiirleriyle eski Türk şiirinin bileşimini gerçekleştirerek aruz ölçüsünü, yaşayan Türkçeye uygulamış, geçmiş değerlere bağlı, kendine özgü bir şiir geliştirmiştir. Hece–aruz tartışmalarının en güzlü dönemlerinde, hece ölçüsünü küçümseyip, şiir için ölçünün esas değil, sadece bir araç olduğuna inanarak biri dışında bütün şiirlerini aruzla yazmıştır.
Bu şair aşağıdakilerden hangisidir?(1993/ÖSYS)
A) Muallim Naci B) Yahya Kemal
C) Ahmet Haşim D) Mehmet Akif
E) Tevfik Fikret
13. Yazarın ilk romanıdır. Gerçekçi bir eserdi. Üç ayrı kuşak arasındaki görüş, duygu ve yaşayış ayrılıkları üzerinde durulur. Bu ayrılıklar yüzünden ailenin çözülüşü gösterilir. Hikaye ve roman edebiyatımızın geleneksel temalarından biri olan aşırı Batı hayranı züppe tipi, başarılı bir biçimde çizilir.
Bu parçada sözü edilen eser ve yazar aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?(1995/ÖSYS)
A) Felatun Bey ile Rakım Efendi – Ahmet Mithat Efendi
B) Kiralık Konak – Y. Kadri Karaosmanoğlu
C) Fahim Bey ve Biz – A. Şinasi Hisar
D) Şıpsevdi – H. Rahmi Gürpınar
E) Ayaşlı ve Kiracıları – Memduh Şevket Esendal
14. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, toplumumuzun Tanzimat’tan günümüze değin geçirdiği aşamaları, çalkantıları romanlarında göstermeye çalışmıştır. Örneğin Hep O Şarkı’da Abdülaziz dönemini, Bir Sürgün’de II. Abdülhamit dönemini ve Jön Türkler’i … adlı romanında Mütareke dönemi İstanbul’unun bozukluk ve çöküntülerini, … adlı romanında Kurtuluş Savaşı yılarında aydın–halk ilişkilerini işlemiştir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?(1996/ÖSYS)
A) Panorama, Yaban
B) Nur Baba, Ankara
C) Hüküm Gecesi, Kiralık Konak
D) Sodom ve Gomore, Yaban
E) Panorama – Ankara
15. Temel düşünceleri, yazı dilini konuşma diline yaklaştırmaktı. Bu amaçla İstanbul ağzı örnek alındı. Tamlamalar sadeleştirildi; Türkçeleşmiş yabancı sözcüklere pek dokunulmadı. Bu yolla yepyeni, pırıl pırıl bir Türkçe doğdu. Böylece Osmanlıcadan ulusal dile bir geçiş sağlandı.
Türk dilinde yukarıda sözü edilen yeniliği gerçekleştirenlere ne ad verilir?
(1996/ÖSYS)
A) Tanzimatçılar
B) Edebiyat-ı Cedideciler
C) Genç Kalemler
D) Garipçiler
E) İkinci Yeniciler
CEVAPLAR
|
1 B 2 D 3 A 4 A 5 C |
6 A 7 A 8 D 9 D 10 E |
11 C 12 B 13 B 14 D 15 C |
]]>
1. 1887 yılında Bağdat’ta doğdu.
2. Babasının Arabistan vilayetlerinde kaymakam olması nedeniyle düzenli bir eğitim göremedi.
3. 12 yaşında babasıyla İstanbul’a geldi.
4. 1 yıl kadar Numune-i Terakki mektebinde okudu.Sonra Mekteb-i Sultaniye geçip ortaöğrenimi burada tamamladı.
5. Mezun olduktan sonra Halit Ziya’nın tavsiyesi ile Tütün ve Reji İdaresinde çalıştı bir taraftan da Hukuk Mektebine devam etti.
6. Hukuk eğitimini yarıda bırakıp İzmir Sultanisinde Fransızca ve edebiyat öğretmenliği ve daha sonra da maliye Nezareti’nde mütercimlik yaptı.
7. 1.Dünya savaşındayken yaptığı askerlik nedeniyle Anadolu’nun çeşitli yerlerini gördü ve yakından tanıdı.
8. Mütareke yıllarından sonra Düyun-u Umumiye’de çalıştı.
9. Daha sonra Güzel Sanatlar ‘da mitoloji dersleri verdi ve akademideki bu görevi ölünceye kadar devam etti.
10. 4 Haziran 1933’te böbrek hastalığı nedeniyle öldü.
11. Fecr-i Ati beyannamesine imza atmış en önemli yazarlarından biridir.
12. Topluluk dağıldıktan sonra diğerleri gibi Milli edebiyatın içinde yer almamış, bağımsız kalarak kendi çizgisini çizmiştir.
13. Yahya Kemal’le birlikte modern şiirin kurucusu sayılırlar, şiirimizin önemli dönüm noktalarından birini Ahmet Haşim oluşturur.
14. 1901 ile 1908 arasındaki dönemde Tevfik Fikret , Muallim Naci gibi yazarlardan etkilenmiş ama bir yandan Fransız şiirini iyi irdelemiştir.
15. Küçük yaşta annesini kaybetmesi onun sıkıntı ve karamsarlığa sokmuştur. İstanbul’a geldiği günlerde de insanlarla uyum problemi yaşamış ve bu durum da onu ve sanatını etkilemiştir.
16. “Piyale” isimli şiir kitabının önsözünde “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar”ı yazmış ve burada şiir hakkında görüşlerini belirtmiştir. Ona göre “şiirden mana çıkarmak bülbülü eti için kesip yemek gibidir. Bir parça et için bülbülün o güzel sesinden mahrum kalmak ne anlam geliyorsa şiiri de tamamen anlam üzerinde kurmak da o derece yanlıştır.Şiirde önemli olan hissetmek, duymak ve duyulmaktır. Şiirde ahenk ve musiki; anlamdan önce gelir. Şiirin dili anlam ile müzik arasında bir yerdedir.
17. Şiirlerinde dış dünyayı olduğu gibi değil, hayallerle süsleyerek şiire aktarmıştır. Şiirde anlam kapalılığından yanadır.
18. Şiirleri imge ve hayal dünyası bakımından çok zengindir.
19. Edebiyatımızda onu sembolist olarak sayanlar varsa da sembollere çok vermediği için onu empresyonizme daha yakın görürler.
20. Şiirlerinde çocukluk anıları, aşk ve tabiat temalarını işlemiştir.Akşam,gece,kızıl gün batımları, sararmış yapraklar, loş karanlıklar başlıca kavramları kullanır.
21. Ahmet Haşim şiirlerinde hiç toplumsal kaygıya yer vermemiştir.
22. Sanat için sanat anlayışı ile şiir yazmıştır.
23. Sanatçı hece ölçüsünü köylü vezni olarak görmüş ve tüm şiirlerini aruzla yazmıştır.çok çeşitli nazım şekillerini denese de en çok serbest müstezatı denemiştir.
24. Dil ve anlatım bakımından ağır bir dil kullanış ve Fecr-i Ati’nin yabancı sözcük ve tamlama yüklü dilini çok sık tercih etmiştir.
25. Şiirin dışında fıkra, anı, gezi yazısı türünde eserler vermiş. Düzyazıdaki üslubu konuşma havası içindedir.Açık, berrak, nükteli ve bazen de alaycı bir dili kullanır.
ŞİİR:
Göl Saatleri, Piyale
DENEME-FIKRA-SOHBET:
Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan
GEZİ YAZISI:
Frankfurt Seyahatnamesi
]]>Şiir, roman, öykü, oyun türlerinde yapıtlar veren sanatçı, geçim kaygısıyla yazdığı için edebi niteliklerden yoksundur. Sanatçının eserlerini estetik açıdan değil de içerik açısından değerlendirmek gerekmektedir.
Eserlerinde, okuyucularına vermek istediği iletiler bulunmaktadır.
Milli Mücadele, köylüler, köylülerin sorunları, Atatürk ve inkılapları, öğretmenler, üzerinde en çok durduğu konulardır.
“Bu Toprağın Kızları” adlı eserinde, çileli kadınları, genç kızların durumlarını anlatır.
Sanatçının romanlarında yer, İstanbul ve Anadolu’dur. Anadolu iyiliğin, temizliğin; istanbul ise kötülüğün simgesidir. Öykü ve romanlarında sade, anlaşılır bir dil kullanır.
Günlük hayata dair sözcükler, deyimler, argo söyleyişler de dikkat çeker.
Halk gibi konuşmaktan ve halka, halk diliyle seslenmekten hoşnut olur.
Aka Gündüz, mizah yönüyle de dikkat çeker.
ESERLERİ
ŞİİRLERİ
• Bozgun
• Yarım Türkler
• Yarım Osman
• Beyaz Kahraman
• O Bir Devirdi
• Beyaz Kahraman
OYUNLARI
• Muhterem Katil
ÖYKÜLERİ
• Türk Kalbi
• Kurbağacık
• Hayattan Hikâyeler
• iki Sürgün Arasında
• Yayla Kızı
• Mezar Kazıcıları
ROMANLARI
• Bu Toprağın Kızları
• Dikmen Yıldızı
• Odun Kokusu
]]> 
ESERLERİ
Geçtiğimiz Yol (Şiirler)
Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey’le Münakaşalarım (Tenkit)
Naima Tarihi
Türk Edebiyatı Antolojisi
]]>
ESERLERİ
ŞİİRLERİ
Fırtına ve Kar
Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi
Gönülden Sesler
İşte Sevdiğim Dünya
MİZAH VE HİCİVLERİ
Fiskeler
Gençlere Açık Mektup
Düğün Gecesi
Hicviyeler
ROMAN
Çocuk Adam
FIKRALARI
Dün, Bugün, Yarın
Kulaktan Kulağa
ESERLERİ
ŞİİRLERİ ROMANLARI
Efsaneler Aşıklar Yolunun Yolcuları
Cenk Duyguları Sulara Giden Köprü
Zakkum Yol Geçen Hanı
Paravan
OYUNLARI ANILARI
Baykuş Edebiyatçılar Geçiyor
Sönen Kandiller Edebiyatçılar Çevremde
Fatma’nın Dileği
Bir Dolaptır Dönüyor
ESERLERİ
ŞİİRLERİ
Miras
Varidat-ı Süleyman
Çanakkale Şehitliğinde
Güneşin Ölümü
ESERLERİ
A) ŞİİRLERİ B) OYUNLARI
1) Akından Akına 1) Dağların Havası
2) Cenk Ufukları 2) Şeker Osman
3) Aşıklar Yolu 3) Kürkçü Dükkanı
4) Yanardağ 4) Üç Katlı Ev
C) ROMANLARI
1) Binnaz
2) Nâme
3) Şüphe
4) Nikahta Keramet
ESERLERİ
ŞİİRLERİ OYUNLARI
Şarkın Sultanları Canavar
Gönülden Gönüle Akın
Çoban Çeşmesi Özyurt
Bir Ömür Böyle Geçti Kahraman
Han Duvarları Yayla Kartalı
Zindan Duvarları
ROMANLARI
Yıldız Yağmuru
]]>
ESERLERİ
Sanatçının şiirleri, ölümünden sonra “Emin Bülent’in Bütün Şiirleri” adıyla yayımlanır.
]]>